Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
2 Önümüz bayram. Çocukluğumun bayramları dün gibi aklımda. Benziyor mu bugünün bayramlarına o bayramlar? Sanmam. Gerçi geçmiş, oldum bittim insanoğluna hep bugününden daha renkli, daha uyumkar, daha yaşanırmış izlemini verse de, pek de önemsenmemeli bence. Bir geçmiş siyaset adamımız gibi söylemek gerekirse “geçmiş, geçmiştir, dün de dün”. Ne var ki, insan istediği kadar yarına dönük bugününü yaşasın, yine de geçmişinden kopabilir mi? Kopamaz. Kolay değildir çünkü. Türlü alışkanlıkları, gelenek ve göreneklere bağımlılığı buna izin vermez zaten. Bu, ayrıca onun sahip olduğu yılların birikimi ve doğal, tortusudur. Ama adına “zaman” dediğimiz o olgu, her şeyi çok çabuk değiştirir; insanları değiştirir, gününü değiştirir. Üst üste biriktirerek eski alış cEGE kanlıkları değiştirir ve Eski bayramları hayerlerine yenilerini getırlayın, bugünün bayALAFORTANFONİ tirip yeni değişimi uyramlarına benzediğini TARIK DURSUN K. gular, eskilerini yok söyleyebilir misiniz? eder. Bu skalada alSöze “Nerdeee o çalan değerlerle yükeski bayramlar, nerselen değerler birbirdeeee bizim zamanılerinin yerini alır. mızın bayramları Sınıflı toplumlarda efendim...” diye başbu tür değişimler birlar, geçmişin tezgaden gerçekleştirilemez. Yavaş ve hında rengarenk masallar dokumaağır bir gidiş izler. Özellikle geri kalya başlarsınız. mışlıktan kurtulma çabasındaki Gelelim ortam ve o ortamın (yatoplumlar, bir süre bu tür değişimrattığı o kaçınılmaz sarmalındaki) lere karşı durur, direnir. Sonra zadönemin koşullarına... Ülke ekonoman yürür, bir silindir gibi geçer ve misiyle güdülen yanlış politikaların direnci de, karşı koymaları da ezip sonucuna bir bakın da görün, her yok eder. Değişen, yenilenen çaşeyin (özellikle ekonomi ve genel ğıyla birlikte eskiye ait gelenek ve politikanın yanlış uygulamaları sogörenekler de (kuşkusuz alışkanlıknucu) insanımızda olağandışı toplar da) yenilenir, başka bir uyuma lumsal bir kaygı ve umarsızlık yadönüşür günün geçerli isterlerine rattığının, işsizliğin üç buçuk milyouyar, çaresiz kabullenir de. nu aştığının farkında değil misiniz? Farkında değil misiniz; terörün kozasında örülmüş, içeriğinde bölücü, kıyıcı ve yok edici bir şiddeti de barındırıp güncelleştirerek dağlara, dağlardan köylere, köylerden, kasabalara, kasabalardan büyük kentlere taşınmadı mı, taşınmıyor mu? Farkında değimlisiniz; Ülkede yaratılan ve giderek büyüyüp her şeye ve her şeye karşı, git gide büyüyüp bütün yurdu kaplayan bir güvensizlik ortamı yaratılarak toplum git gide teslim alınmadı mı, alınmıyor mu? Sokaklara varın çıkın, çevrenizi bir dolaşın ve gören gözlerle bakın hele, bugün bayram, ya da yarın bayram, ya da devresi günü bayram. Ama kime ve kimin için bayram, hangi bayram, neyin bayramı? Farkında değil miniz? 9 KASIM 2010 SALI EGE’den SERDAR KIZIK ¦ Baştarafı 1. Sayfa’da ‘Bayram Gelmiş...’ Sorunun yanıtını doğal olarak Çevre ve Orman Bakanlığı’ndan öğreneceğiz, ancak yabancı yatırımcıların önündeki engelleri kaldırmaya yönelik yoğun çalışmalarından ötürü belki de konuyla ilgilenmeye zaman bulamıyorlar. Doğal olarak “Türkiye’ye bir şey olmayacak” gibi sınırlı bildirimlerin ötesinde bilgilerimiz eksik. Oysa gezegenimizin değişik bölgelerinde salt küresel güçlerin çıkarları için yaşanan benzer felaketleri ve sonuçlarını biliyoruz. Birkaç örneği sıralayalım: 1975 yılında Bulgaristan’daki bir işletmenin atık barajından 250 bin metreküp kimyasal doğaya karışmıştı. Üç yıl sonra Japonya’daki depremin ardından bir endüstriyel işletmenin barajı, sıvılaşma sonucu zarar gördü ve 80 bin metreküp atık çevreye yayıldı. Aynı yıl Zimbabve’de günlerce süren yağış sonucu 30 bin ton atık doğaya boşaldı. 1985’te ABD’de bir endüstriyel tesisin baraj gövdesi çöktü ve 25 bin metreküp atık çevreyi mahvetti. 1994’te Güney Afrika’da, şiddetli yağışlar sonucu atık barajının duvarı çöktü ve 600 bin metreküp atık doğaya karıştı. 1999’da Filipinler’de, yıpranan bir borudan 700 bin ton siyanürlü atık, dışarıya boşaldı. 2000 yılında Romanya’da, aşırı yağışlar sonucu atık barajı taştı ve 100 bin metreküp siyanürlü akışkan, Tizsa ve Tuna Irmakları’nı zehirledi. Bizim de kapımızda benzer bir tehlike duruyor... Bergama’daki altıncı şirketin atık deposu, olası bir deprem ya da aşırı yağıştan etkilenerek patlarsa ne olacak? Tıpkı Turgutlu’da İngilizlerin nikel madeninin atık deposu gibi... Orman Mühendisleri Odası’nın raporuna göre Turgutlu’daki Sardes Madencilik Firması’nın nikel madeni için, bölgede 2 milyon civarında ağaç kesilecek. Şirket, madeni işletebilmek için gereken izinleri aldı. 15 yıl boyunca 18 milyon tona yakın sülfürik asit kullanacak şirketin, zehirli kimyasallar içeren atık barajlarından 4’ü, yüzde 45 eğimli bir araziye yapılacak. Olası bir sel ya da deprem anında Gediz Ovası’nı bitirecek böyle bir felaket dikkate alınıyor mu acaba? Birkaç kez vurgulamıştık, söz konusu işletmeye izin vermeyen eski Çevre ve Orman Bakanı AKP’li Osman Pepe, bu tutumundan ötürü yeni kabinede görev alamadığını söylemişti. Bakan götürecek kadar “değerli ve önemli” işletmenin yol açacağı sorunun faturasını ülkemiz ve halkımız çekecek. Büyük olasılıkla işletmecilere hiçbir şey olmayacak. Turgutlu TEMA Temsilcisi Ayla Yönet’e göre Ege Bölgesi’nin altından kalkamayacağı kadar büyük bir risk söz konusu. Sorun, aynı zamanda Salihli, Alaşehir, Akhisar, Gölmarmara, Saruhanlı, Sarıgöl, Ödemiş, Kiraz, Bayındır, Tire ve Kemalpaşa’yı da ilgilendiriyor. Konu, geçenlerde Ege Belediyeler Birliği’nin toplantısında da gündeme alındı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, tesisin insana, çevreye, doğaya ve tarıma verebileceği zararlar konusunda bilimsel çalışmaların yapılması gerektiğini söyledi. Ayrıca Gediz Havzası’nda sanayi ve evsel atıklara yönelik arıtma çalışmalarının bakanlıkça ele alındığı bir dönemde, böyle bir tesisin gündeme getirilmesinin masaya yatırılması gerektiğini vurguladı. Gediz boyundakiler, böyle bir tehlikenin farkında mısınız? cEGE İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ORHAN ERİNÇ Genel Yayın Yönetmeni: İBRAHİM YILDIZ Ege Bölge Temsilcisi: SERDAR KIZIK Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: MİYASE İLKNUR Editör: HAKAN DİRİK Görsel Yönetmen: SERDAR AĞIR İlan: ZUHAL ALTUNGÜNEŞ YAYIMLAYAN: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş, Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2. 34381 Şişli/İstanbul İSTANBUL: Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 İZMİR: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3 Pasaport/İzmir Tel: 0 232 441 12 20 (10) hat Faks: 0 232 441 87 45 BASKI: DPC İzmir Tesisleri Ege Caddesi No: 36 SarnıçGaziemir DAĞITIM: YAYSAT Ege Caddesi No:36 SarnıçGaziemir serdarkizik@cumhuriyet.com.tr eposta: izmir@cumhuriyet.com.tr Cumhuriyet Gazetesi’nin parasız ekidir. Salı ve Cuma günleri yayınlanır. C M Y B C MY B