26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

2 Yıl, 1923’lerdir... Bir yaşına basmış, henüz emekleme çağnı sürdüren Anadolu devriminin başkenti Ankara’da, Mustafa Kemal ve arkadaşları dursuz duraksız bir Anayasa hazırlama çabasındalar. “Çevreleri ” (bu sözcük daha sonra “zevat”la yer değiştirecektir) çeşit çeşit insanlarla dolup taşmaktadır. İttihatçı artıkları Kara Vasıf’lar ve Çolak Selahaddin’in başını çektiği hırçın ve huysuz (içlerinde Karabekir Kazım ve eskinin Bahriye Nazırı Rauf Bey de vardır) “zevat”, Anadolu’daki devrimci hareketi bir türlü benimseyip içlerine sindirememiştir. Gazi ve inançlı bir avuç arkadaşı ne yaparlarsa karşı devrimci havalarında sektirmeden karşı çıkmaktadır. Kısa lafın uzunu Gazi ve arkadaşları bu “zevat” tarafından engellenmekte, bu da Gazi’in geleceğe dönük gerçekleştireceği devrimler konusunda canını sıkmaktadır. Dönemin Mustafa Kemal’e yakın durmuş politikacılarından sayılan Mazhar Müfit, o c ALAFORTANFONİ TARIK DURSUN K. 26 EKİM 2010 SALI ‘Ben, Socialisme d’Etate İstiyorum’ oluşumu sağlayacak niecelikleri içermeden geri kalır. İleri sürülen özür, Türkiye’nin sınıfsız bir toplum olduğudur. Anayasa komisyonu üyesi Ağaoğlu Amet Bey, önüne gelene (sözgelişi Sabiha (Sertel) acı acı şöyle yakınır: “Ben de anlamadım bunu. Türk milleti bir bütündür, sınıflar yoktur, diyorlar. Her milletin içinde sınıflar vardır. Sınıfsız bir toplum ancak sosyalist rejimde olur. Oysa, biz, sosyalist bir Anayasa yapmıyor, sosyalist bir toplum kurmuyoruz. Bizim hazırladığımız tasarı, özel mülkiyetin korunması, serbest rekabet ve ticaret serbestliği esaslarına dayanıyor. Bu liberal bir Anayasadır. Şimdiye kadar yazdığımız maddeler hep bu esasa dayandırıldı. günleri anlatır. “...Mustafa Kemal, bir çok reformlar yapmak istiyor. Toprak reformu için burada ağalarla, özellikle de Kürt ağa ve aşiret reisleriyle yine Kürt mebuslarından Feyzi beylerle de konuştu, görüştü. Bu reform meselesi, çok önemli bir meseledir. Ağalara bu toprak reformunu anlatmak mümkün değildir. Bu toprak reformunu ele almak; bütün ağa ve aşiret reislerini ve eşraf takımını kaybetmek demektir. Şimdilik biz de bu toprak reformu defterini kapadık.” Evet, bugüne dek de o defter hala dürülü dumaktadır. Cumhuriyetin ilk Anayasası “zevat” karşıtlığı nedenlerden burjuva demokratik devriminin Şimdi bize devletçilikten sözediyorlar. Sınıfsız toplumdan söz açıyorlar. Devletçiliğin Anayasaya girmesini istiyorlar. Bu şimdiye kadar kabul edilen maddelerin zıttıdır. Mustafa Kemal ile bu konuyu uzun uzun konuştuk. Bana kızdı. 'Ben socialisme d'Etate istiyorum' dedi. Ona bu Anayasanın sosyalizm esaslarına göre değil, liberalizm esaslarına göre hazırlandığını, halkçılığın demokrasi icabı olduğunu söyledim. Devletin kapitalist rejimlerde de kamu kuruluşlarını murakebe ettiğini, istediği zaman karı sınırlandırdığını söyledim. Devletçiliğin Anayasaya girmesine gerek olmdığını söyledim. Fakat Mustafa Kemal’e dert anlatamadım.” Tarih, Mustafa Kemal’in çevresine toplanmış sözde aydınlardan, sözde demokratlarla sözde halkçılardan neler çektiğinin tanığıdır. Bu çevrenin onu nerelere getirdiğine ve onların Gazi’ye değil, onun onlara dert anlatamadığına da ayrıca da tanıktır. Yalan mı? EGE’den SERDAR KIZIK ¦ Baştarafı 1. Sayfa’da ‘USTAYA SAYGI, BERİN TAŞAN’ İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Konak Belediyesi’nce düzenlenen kültür söyleşilerinin bu haftaki konuğu Berin Taşan. Emekli başsavcı, şair ve yazar adına düzenlenen “Usta’ya Saygı, Berin Taşan” söyleşisi, yarın saat 18.00’da, Konak Belediyesi Prof. Dr. Türkan Saylan Alsancak Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilecek. Şadan Gökovalı, Veysel Gültaş, Hidayet Karakuş, Bekir Yurdakul ve Hüseyin Yurttaş’ın konuşmacı olarak katılacağı söyleşide, Taşan’ın sanat yaşamı ve yapıtları değerlendirilecek. ‘ANAYASAL DEVLETİN GELECEĞİ’ İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Konak Belediyesi ve Hümanist Düşünce Derneği tarafından düzenlenen ‘Halk Akademisi Konferansları’ sürüyor. Türkan Saylan Alsancak Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilecek konferansın konuğu Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Prof. Dr. Meltem Dikmen Caniklioğlu. Bugün saat 18.30’da yapılacak etkinlikte Caniklioğlu, ‘Anayasal Devletin Geleceği’ başlığı adı altında yapacağı sunumla katılımcıları bilgilendirecek. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararı ortada dururken referandum öncesi türban meselesini gündeme getirmeye gerek var mıydı? İki... Genel af söylemi nereden çıktı? Her iki durum olumsuz gelişmelere yol açmadı mı. Rüzgâr ne durumda?” Aslında partinin değişik kesimlerinde konuşulan, tartışılan bir konu. Öte yandan İzmir örgütünde yeni bir gelişme. Parti içinde etkin bir grup, milletvekilliği için önseçim istiyor. Bunun demokratik bir talep olduğu vurgulanıyor. Genel başkan, genel sekreter ve dar çevresiyle yapılan atamalara göre, demokratik bir istem. Buna karşın bazı çevreler “delege ağalıkları”na dikkat çekerek, bu anlamdaki bir önseçimin beklenen sonucu vermeyeceğini savunuyor. Öte yandan milletvekili adaylıklarının parti üyelerince seçilmesini önerenler de var. Önder Sav’ın ekibi başta olmak üzere, il yönetimi ve bazı çevreler ön seçime karşı çıkıyor. Bu arada kimi belediye başkanları milletvekilliğine hazırlanıyor. Sanki her zeminde, her koşulda yerel yöneticiliği de milletvekilliğini de kendilerinin yapma zorunlulukları varmış gibi! Dikkatinizi çekiyorsa bazı medya mensupları da milletvekilliği kulisine girişti şimdiden. Bunlardan bazılarını AKP’den milletvekili adayı görürsem, şaşırmayacağım doğrusu... Aslında üyelikler sıfırlanarak, gerçek CHP’lilerle yapılacak bir ön seçimin yararı büyük. Ayrıca milletvekilliği sıraları, genel seçimlerde partililerin vereceği tercih oylarıyla da belirlenebilir. Her türlü seçeneğin, artı ve eksileri var... ??? Ön seçim istemi örgütleri hareketlendirdi. Ancak bundan çok daha önemlisi CHP'nin durumu değil mi? Partinin liberalleşeceğini düşünenler var, sağa kayma kaygısını taşıyanlar da. Okurumuzun yukarıdaki sorusunun irdelenmesi, değerlendirilmesi daha yararlı değil mi? Bu arada benim de bir sorum var. Üstü kapatılan, görmezden gelinen, konuşulmayan, geçiştirilen, yok sayılan büyükşehir belediyesi üst yönetimindeki görev değişimlerinin, gelişmelerin partiyi etkileyip etkilemediği hiç tartışılıyor mu? Bu durum İzmir halkının CHP’ye yönelik değerlendirmelerinde etki yaratıyor mu acaba? Yoksa yoğunluktan, bu konularla ilgilenmeye fırsat mı kalmıyor? Kime sormalı, “kentin kanaat önderlerine” mi? cEGE İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ORHAN ERİNÇ Genel Yayın Yönetmeni: İBRAHİM YILDIZ Ege Bölge Temsilcisi: SERDAR KIZIK Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: MİYASE İLKNUR Editör: HAKAN DİRİK Görsel Yönetmen: OĞUZ YILDIZ İlan: ZUHAL ALTUNGÜNEŞ YAYIMLAYAN: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş, Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2. 34381 Şişli/İstanbul İSTANBUL: Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 İZMİR: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3 Pasaport/İzmir Tel: 0 232 441 12 20 (10) hat Faks: 0 232 441 87 45 BASKI: DPC İzmir Tesisleri Ege Caddesi No: 36 SarnıçGaziemir DAĞITIM: YAYSAT Ege Caddesi No:36 SarnıçGaziemir eposta: izmir@cumhuriyet.com.tr Cumhuriyet Gazetesi’nin parasız ekidir. Salı ve Cuma günleri yayınlanır. serdarkizik@cumhuriyet.com.tr C M Y B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear