23 Kasım 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

4 K O N U K c Kentsel Yenileme HASAN TOPAL 29 OCAK 2010 CUMA Aydın Valiliği, kamp için imar değişikliği istemine uymayan Çeştepe Belediyesi'ni dava etti Özellikle 1950 yıllarından günümüze ülkemizde, bölgeler arası dengeli bir gelişmeyi öngörmeyen ve plansızlıkla bütünleşen sanayileşme çabaları büyük kentlere göçü hızlandırmıştır. Sonuçta bütün kentlerimiz, aşırı nüfus artışı ve yığılması ile büyük oranda sağlıksız, güvensiz, niteliksiz yapılardan oluşan ve yaşayanları mutlu etmeyen bir fiziksel çevreye dönüşmüştür. 1960'lı yıllarda benimsenen planlı kalkınma ve kentleşme politikaları kısa soluklu olmuş ve 80'lerde tamamen terk edilmiştir. Geçen 60 yıllık dönemde kentlere göçle gelen kitlelerin barınma, yerleşme sorunlarını çözecek, onları nitelikli yaşam alanlarında, güvenli ve sağlıklı konutlarda iskan edecek sürekliliği olan politika ve programlar yerine, sayıları 12'yi geçen imar afları uygulamaları ve sayısız benzeri düzenleme kentlerde yasadışı yapılaşmayı önlemek yerine özendirici olmuştur. Günümüzde büyük kentlerin tamamında, kentlerin potansiyel gelişme alanları, özetlenen süreç nedeniyle, gecekondudan dönüşen ve giderek yasadışı yapılaşmış kentsel alanlar halinde işgal edilmiş, kentler çok büyük boyutlu alt ve üst yapı sorunlarıyla karşı karşıya kalmışlardır. Diğer yandan bu plansız gelişme, ne mimarlık ve yapı kültürüne, ne de doğal kültürel çevreye önem vermeden kendi tarzını yaratmışlardır. İzmir kenti de özetlenen bu sağlıksız gelişmeden büyük oranda etkilenmiş, kentin yerleşime uygun alanları, güvensiz, sağlıksız ve her türlü kentsel, teknik ve sosyal altyapıdan yoksun yerleşme alanlarıyla ve yapı stoklarıyla dolmuştur. Kentin plansız ve mimari endişe taşınmadan, tasarımsız büyümesi sağlıksız yapılı çevreyi ortaya çıkarmıştır. İzmir’in en önemli ve öncelikli sorunu ve gündemi, kentin ne yöne ve nasıl büyüyeceği değil, mevcut güvensiz ve sağlıksız yapı stokunun ve yerleşim alanlarının nasıl daha güvenli, sağlıklı ve standartları yüksek, nitelikli yapılara ve kentsel yaşam alanına dönüştürüleceği sorunudur. 1999 yılından günümüze bü yükşehir belediyesi bu yönde çok önemli çalışmalar yürütmektedir. Bu bağlamda kentlerimizde, yenileme, sağlıklaştırma gibi kavramlar kent yönetimlerinin öncelikli programları ve kesintisiz politikaları olmak zorundadır. Kentlerde barınma ve konut sorununun çözümü kararlı, bilimsel, akılcı politikalar ile yörenin özelliklerini gözeten farklı tasarım seçeneklerinin geliştirilmesi, kentin mekan ve yaşam kalitesine önem verilmesiyle olanaklıdır. Konut ihtiyacının karşılanmasında; planlı, ucuz ve her türlü altyapısı tamamlanmış kentsel arsa üretmek, kendi konutunu yapacaklara tahsis ederek uzun vadeli kredilerle desteklemek, yenileme alanlarında kooperatif örgütlenmelerini destekleyerek, denetleyerek yozlaşmışlıktan kurtarıp işlevli kılmak, yapı müteahhitlerine dönük etkin düzenlemelerle konut üretim ve yenileme sürecinde dinamik hale getirmek öncelikli çözüm önerileri olarak sıralanabilir. Diğer yandan yasadışı yapıları ödünsüz ve kararlı şekilde etkin denetim yaparak önlemek, imar affı ve benzeri politikaları kesin olarak terk etmek, güvenli kentleşmenin ön koşuludur. Sınırlı oranda gerçekleştirilmiş olan kentsel yenileme, sağlıklaştırma uygulamalarına bakıldığında çoğunlukla, yaşayanları yerinden eden ve etme riskleri taşıyan, nitelikli bir kentsel yaşam ortamı yaratma kaygısı taşımayan, hak sahibi, tapu miktarı, imar parseli kıskacından çıkamayan, kentsel mekan kalitesini önemsemeyen ve aynılaşan yapı tiplerini yansıtan kimliksiz bir yapılaşma ortaya çıkmaktadır. TOKİ uygulamaları bu anlamda yanlış gelişmelere örnek olarak ayrı bir değerlendirme konusu edilmelidir. İnsanların sağlıklı, güvenli, standartları yüksek kentsel yaşam alanlarında ve nitelikli bir mimari çevre ve yapılarda yaşamaları, temel insan haklarından olup, merkezi ve yerel yönetimlerin bu hakka gereken özeni göstermeleri evrensel bir sorumluluktur. Çeştepe’de mülteci savaşı! TEVFİK AKBAŞ Yörelerinde mülteci kampı oluşturulmasını istemeyen Çeştepeliler, çeşitli kampanyalarla seslerini duyurmaya çalışmıştı. Yaz aylarında düzenlenen kampanyada 3 bin 500 imza toplanmıştı. Çeştepe Belediye Meclisi de yörede yaşayanların istemlerini dikkate alarak, imar değişikliğine izin vermemişti. örelerine yapılacak mülteci kampına karşı çıkan Çeştepeliler, imza kampanyası ve meclis kararıyla direnirken Aydın Valiliği ısrarcı. Y AYDIN Aydın’ın Çeştepe beldesine yapılması planlanan 700 kişi kapasiteli mülteci kampı için Çeştepe Belediyesi’nden imar değişikliği yapılması yönünde meclis kararı isteyen Aydın Valiliği, meclisin, arazinin birinci derece tarım alanı olmasından ötürü ret kararı alması üzerine belediyeyi mahkemeye verdi. Mülteci kampının Çeştepe’de yapılacağının duyulmasının ardından, hem güvenlik açısından hem de beldelerinin adının kirleneceğini düşüncesiyle belde sakinleri, imza kampanyası düzenlemişlerdi. Kampın tarım arazisi üzerine yapılmak istenmesi ve belde sakinlerinin de karşı çıkmasından ötürü de Aydın milletvekilleri konuyu TBMM gündemine taşımıştı. Yaşanan tartışmaların ardından Tarım Bakanlığı, kamp yapılması planlanan alanla ilgili imar planlarına olur verdi. Çeştepe Belediye Başkanı Hakkı Gümüş, halkın tepkisine karşın Aydın Vali liği'nin kendilerinden, tarım alanı olan hazine arazisi üzerinde imar değişikliği yapmasını istediğini söyledi. Meclisin bu istemi “tarım alanı, mera ve maki gibi kullanım kararı getirilmiş alanlarda konut, sanayi, turizm, enerji ve benzeri yapılaşma amaçlı uygulama yapılamaz” hükmünü dikkate alarak, oybirliğiyle reddettiğini kaydetti. Valiliğin bunun üzerine kararın iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle 1. İdare Mahkemesi'nde dava açtığını dile getirdi. Gümüş, “Mülteci kampının buraya yapılmaması için yaklaşık 3 bin 500 imza topladık. İktidar ve muhalefet milletvekillerimiz bizim yanımızda yer aldı. Konuyu TBMM’ye taşıdı. Bu sorun Çeştepe’nin sorunu olmaktan çıktı, tüm Aydın’ın sorunu haline geldi. Artık bizim elimiz kolumuz bağlı kaldı. Eğer ki bu kamp yapılacak olursa, nasıl E Tipi cezaevi şehrin göbeğinde kaldıysa, burası da 10 yıl sonra aynı şekilde şehrin içinde kalacak. Bu kampın buraya yapılması demek Aydın’ın ilerleyen bir kolunun kesilmesi demektir” diye konuştu. Aydın Valisi Hüseyin Avni Coş ise, konuyla ilgili şunları söyledi: “Bu kaçaklar yakalandıklarında uzun süren bir prosedürden dolayı bir süre ülkemizde misafir kalmak zorundalar. Bu güne kadar insani olmayan koşullarda barındırılmışlar. Bu kaçak göçmenlere rahat bir yatacak ortam, banyo ve tuvalet imkanı sağlamak bizim misafirperverliğimizin bir gereğidir. Bu mülteci barınakları ki, ben ona misafirhanesi diyorum, bir takım özel nedenlerden dolayı Çeştepe’ye yapılacaktır. Belediyenin bu konudaki direnci bakanlık kararı ile ortadan kaldırılmıştır. Bu mülteci kampı sadece bölgemizden Yunanistan’a kaçak olarak geçmeye çalışan yabancı uyruklular içindir. Burada bu insanlara sağlayacağımız insani şartlar Aydın’ın misafirperverliğini tüm dünyaya duyurmasını sağlayacaktır. Ayrıca altını çizerek söylüyorum; biz Çeştepe ve Aydın adlarının kirlenmesine izin vermeyiz. Hiç kimse benden daha çok Aydınlılık yapmasın, bu şehri hiç kimse benden daha çok sevemez.” C M Y B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear