Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
22 OCAK 2010 CUMA c D E N İ Z C İ 5 Geçim sıkıntısına çare için kolları sıvayan kadınlar, yalnızca ‘alıcı’ değil, ‘satıcı’ olarak da pazarda yer alıyor Kadınlar pazara çıkıyor! ASUMAN ABACIOĞLU Yeniden Doğmak ÜNAL BENLİALPER Bembeyaz köpüklerden duvaklar giymiş hırçın dalgaların coşkusuyla kabaran Ege’nin sevgiyle yoğrulmuş fantastik mavi dingin sularında, yaşamınıza ve ruhunuza hiç koşulsuz adanmış yepyeni bir anlayışın sırlarını keşfedeceksiniz. Huzurun denizinde, dev istiridye kabukları içinde özgürce yaşayan çapkın peri kızları, en ateşli aşk dansları ile bu mutlu günü kutlayacaklar. Paramparça olup iç içe geçmiş yaşam kesitlerinizin her halkasındaki derin izlerin gölgesinde geçmişin açmazlarını acımasızca sorgularken, geleceğe dönük umutlarınızın ve sizi yaşama bağlayan düşlerinizin belleğinizden sessizce kayıp gittiğini hissedeceksiniz. Bu ikilem içinde bunalırken, Ege Denizi'nin sihirli gücünün felsefe ile buluştuğu yol ayrımındaki kırılma noktasında oluşan yeni düşünce açılımlarıyla, kendi kendinize borçlu olduğunuz gelecek yaşantınız ile ilgili en gerçekçi kararların yorumunu yapabilme olanağını bulacaksınız. Ege ve Akdeniz’in ruhsal terapi gücüne sahip iksirli sularında, bozulup darmadağan olmuş psikolojinizin dengelerini yeniden kurabilmenin ayrıcalığını yaşamak, size güç verip onurlandıracaktır. Yeni umutlar, yeni sevdalar ve yeni düşler peşinde gerçek mutluluğun imgelerini, içinizi yakan arzuların ateşi ile ararken, Ege’nin bin bir çiçek ve ot kokulu imbat esintileri sessizce yüreğinizin derinliklerine akacak. Yorgun şehirlerin ağırlaşan gecelerinin bunaltan karanlığından kurtulup, Ege Denizi'nin ışıl ışıl parıldayan ve içimizi huzurla dolduran sularında günün ilk ışıklarıyla uyanıp doğaya merhaba diyebilmek, yeniden doğduğunu hissetmek gibi bir duygu olmalı. Bencilleşerek, köhneleşen ve yozlaşan toplumsal yaşantımızın insanlık onurunu yok eden bu kadar çok ağır baskısı karşısında direnebiliyorsak eğer, kendimizle gurur duymalıyız. Denizlerin evrensel anlatımındaki duygu yüklü içtenliği, yaşamı ve dünyayı algılayışınıza yeni yorumlar getirecektir. Denizler bütün doğallıkları, yalınlıkları ve sahip oldukları bereketiyle çağlar boyunca varoluşun simgesi olmuşlardır. Denize özlem ile sarılmak, onunla yaşayıp onunla ölmek arzusu, toplumsal çöküntülerden ve kendimizden kaçış olarak düşünülmemelidir. Umursamazlık içinde takılı kalmış yalnızlık duygusunun dışa açılımı olarak da değerlendirmek yanıltıcı olabilir. Bu özlem, yaşam anlayışına getirilen doğasal bir yorum biçimidir. Bütün yeryüzü çirkinliklerinden arınıp doğallaşan ve derinleşerek insani boyutlara ulaşan, yalınlaşarak sevgiyi yeniden tanımlayan üstün nitelikli duyguların hüküm sürdüğü tertemiz bir dünyanın özlemiyle... Ekonomik krizlerin ardından giderek ağırlığını artıran geçim sıkıntısına çare bulmak için kadınlar kollarını sıvadı. Kent merkezi ve köylerdeki kahvelerde oturan erkek sayısı artıyor. Kadınlar ise en iyi yaptıkları işleri ev bütçesine katkıya dönüştürebilmek için sayıları giderek artan “kadın üretici pazarı”na koşuyorlar. Evlerinde ürettikleri gıda maddelerinin yanı sıra el işi ürünlerini satışa sunuyorlar. Seferihisar, Urla, Yelki, Bademler ve Güzelbahçe’de kurulan ve önümüzdeki günlerde kurulması planlanan üretici pazarlarının yaygınlaşması ve kent genelindeki tüm semt pazarlarında kadınlara belli bir yer ayrılarak ücretsiz tezgah verilmesi için belediyelerle görüşmeler yapılıyor. VDEN ÇIKTILAR... Ekonomik kriz ve işsizlik, kadınları yeni çareler bulmaya zorluyor. İster üniversite mezunu olsunlar isterse eğitimsiz; işsizliğin tüm kesimleri vurduğu şu günlerde çaresizce evde oturup yakınmak yerine kadınlar çözüm üretmeye çalışıyorlar. Belediyelerin ve kaymakamlıklara bağlı halk eğitim merkezlerinin açtığı meslek edindirme kurslarında öğrendikleri el işi becerilerini üretime dönüştürerek gelir elde etme yoluna gidiyorlar. Bu kurslara devam edenler, genellikle emeklilik dönemindeki kadınlar ya da herhangi bir üniversite mezunu olup işsiz kalmış olanlar. Kadınlar, kurslarda edindikleri takı, cam boncuk, seramik, ahşap boyama, kırk yama, hasır bilezikçilik, eçmişte unutulan lezzetlerin giderek daha fazla ilgi çekmesinin de katkısıyla ‘en iyi yaptıkları işlerin’ para getirdiğini gören kadınlar, ilk baştaki çekingenliklerini üzerinden atmaya başladı. G E folklorik bebek yapımı, minyatür el sanatları gibi alanlarda gerçekleştirdikleri ürünleri pazarlamayı hedefliyorlar. Bu arada, köylerdeki kadınlar da geçim sıkıntısının etkisiyle dışa açılmaya başladılar. Önce biraz çekingen ve tedirgin davrandılar. Ancak, organik ürünlerin, farklılığın, geçmişte unutulmuş geleneksel lezzetlerin giderek daha fazla ilgi çekmesinin de katkısıyla “en iyi yaptıkları işlerin” para getirdiğini görünce bu çekingenliği yavaş yavaş ALÇADAN TARHANAYA... Kadınların kendi evleri için ürettikleri salça, tarhana, köy ekmeği, köy yumurtası, kentlilerin S unalkaptan@hotmail.com üzerlerinden atmaya başladılar. Önce kapılarının önlerine çıkıp ufak tefek ürettiklerini satmaya başladılar. Sonra da her hafta düzenli yapıldığında her defasında daha fazla müşteri ve ürünlerine daha fazla talep geldikçe ürün çeşitlemesine, ürünü daha iyi sunma çareleri bulma yoluna gittiler. bayıldıkları ürünler haline geldi. Üretici pazarları, İzmir’de hafta sonu asla evde kahvaltı etmeyen ve uyanır uyanmaz kendini güneşi ve yeşili bulabileceği yerlere atan kentliler için bulunmaz mekanlar oluşturmaya başladı. Köy kadınları, çeşit çeşit otlardan yaptıkları sıcak gözlemeleri küçük tabureler ve masalar koydukları sokaklarında taze çay eşliğinde sunmaya başladılar. İsteyenler, elde açılmış yufkayla yapılan börekler, zeytinyağlı sarmalar, içli köfteler ve bölgeye özel başka yöresel yemeklerle öğle yemeğini de bu pazarlarda kotarabiliyorlar. Zeytinyağı ve sofra zeytini de en çok satışa sunulan ürünleri oluşturuyor. Kadınlar küçücük bahçelerinde ürettikleri mevsimlik sebze ve meyveleri de satışa sundukları ürün yelpazesine katıyorlar. Bahar aylarında kırlardan topladıkları çiçek demetlerini satan kız çocukları bile şimdiden bu girişime uyum sağlamışlar. Bu pazarlarda küçük küçük ve az da olsa çok çeşitli ürün var. Çünkü hepsi evde, el emeğiyle üretiliyor. Kadınlar, bu pazarlardan elde ettikleri gelirin sürekliliğinin güven ilişkisine dayandığını öğrendiler. Bu yüzden gıda ürünlerinde hijyene ve sunuma dikkat ediyorlar. Pazarların oluşturulmasını organize eden kadın kuruluşlarının öncelikle gıdalarda hijyen konusunda titizlikle eğitim verdikleri gözleniyor. Kadınların el emeği ürünlerini satarak aile bütçesine katkıda bulunabilecekleri “kadın üretici pazarları”, onlar için kimsenin rahatsız etmediği güvenli bir ortam oluşturuyor. Geliştirilmesi ve desteklenmesi gerekiyor. C M Y B C MY B