01 Temmuz 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

7 AĞUSTOS 2009 CUMA 3 Susam, belediye başkanlarına ‘parti içi müdaleler yerine kentin sorunlarıyla uğraşın’ çağrısında bulundu ‘Partiyi bırak, kente bak’ ‘Buca benim gözbebeğim’ diyen Susam, Belediye Başkanı Tatı ile meclis üyelerinden bazıları arasındaki sorunun, CHP'nin yönetim anlayışı doğrultusunda çözüleceğini söyledi. HAKAN DİRİK CHP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi ve İzmir milletvekili Mehmet Ali Susam, belediye başkanlarının “şehremini” olmasını gerektiğini belirterek, parti içi mücadeleler yerine kentin sorunlarını çözmek için uğraşmaları gerektiğini söyleydi. Geçen hafta sonu gerçekleştirilen danışma kurulu toplantısıyla önümüzdeki döneme ilişkin “yol haritası” çizmeye çalışan CHP İzmir'de, geçtiğimiz süreçte en çok tartışılan konulardan biri Buca özelindeki gelişmeler oldu. Buca Belediye Başkanı Ercan Tatı ile 10 meclis üyesi arasındaki gerginlik basın önünde yaşanan karşılıklı atışmaya dönüştü. Tatı'nın son olarak örgüt yemeğinde yine meclis üyelerine yönelik sözler söylemesinin ardından kürsüye gelen Susam, “kavgayı kes, işini yap” mesajı verdi. Buca'daki süreci değerlendiren Susam, belediye başkanlarının “kucaklayıcı” davranmaları gerektiğini söyledi. Örgüt yemeğinde Tatı'ya yönelik verdiği mesajı şöyle özetledi: “O yemekte yaptığım konuşmada, ona yeni bir viz ’den SERDAR KIZIK I Baştarafı 1. Sayfa’da ‘ATAMA MEMNUNİYETSİZLİK YARATIR’ Susam, CHP'de büyük tartışmalara neden olan üye yapılanmasının gözden geçirilmesi gerektiğini düşünüyor. Üye yapılanması ve aday belirleme usüllerinin tüm partiler için sorun olduğunu kaydeden Susam, şunları söylüyor: “Siyasi partilerde aday belirlemeyi kurumsal yapıda çözemiyorsanız, kim atanırsa atansın herkesle ilgili birşeyler söylenir. Milletvekilleri de atanarak geldiği için, yerel yönetim için kimin atandığına ilişkin şikayet etmeye hakları yok. Bugün her partide, CHP'de de üyelerde şişkinlik var. Teknolojiyi de kullanarak, parti programlarında değişiklik yaparak bunların güncellenmesi ve çağa uygun hale getirilmesi gerekiyor. Diğer türlü kim atanırsa atansın bir memnuniyetsizlik olacaktır.” Mehmet Ali Susam demokrat bir belediye başkanı tarafından yönetilmesinden büyük keyif duyuyorum. Bundan sonra önemli olan Buca'nın iyi yönetilmesi. Bunun için ne yardım gerekiyorsa, yapmaya hazırım” diye konuştu. ZİZ BEY DEĞİŞMEDİ!' Başta metro olmak üzere İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin yürüttüğü bazı projelerde yaşanan aksaklıklardan sonra Aziz Kocaoğlu'na yöneltilen eleştirileri değerlendiren Susam, “Medya, biraz daha eleştirel olma hakkını kullanıyor. Ancak Aziz Kocaoğlu, seçimlerden sonra değişmedi ki! 4.5 yılda İzmir halkının güvenini kazandı ve seçimlerde güven tazeledi. Yeni dönemi, geçmişteki deneyimlerle birlikte daha başarılı geçirebilmesi için herkesin katkı koyması lazım. Aziz Bey'in ‘A yon verdim. Parti seni atadı, Buca halkı seçti. Artık parti içi sorunlarla uğraşacağına Buca'nın sorunlarını konuş, onları gündeme getir. Artık kavgayı kes, yoluna devam et. Kentin belediye başkanı ol.” İlçede yaşanan gerginliğin tek taraflı olmadığını dile getiren Susam, “Hem belediye başkanı, hem de meclis üyelerinin bir kısmı, CHP'nin yerel yönetimlerdeki 'ortak yönetim' tavrını pek anlamış değiller. Belediye başkanı, ilk etapta süreci yönetmekte zorlandı. Şimdi bu zorlanmanın sonuçlarını yaşıyor. Ancak bunlar düzelecektir, düzeltmek için çalışıyoruz. Belediye başkanları, seçildikten sonra 'şehremini' olmalı, kucaklayıcı davranmalı. Parti içi mücadelelere girmemeye özen göstermeli. Kentliyle bütünleşmeyi seçmeli. Parti içi çalışmalarını kentliye çok hissettirmemeli. Bu konuda biraz zamana ihtiyaçları var” dedi. Tatı'ya karşı olmadığını dile getiren Susam, “Başarılı olmasını isterim. Buca benim için çok özel bir yer. 20 yıl sonra sosyal İzmir'i başarılı kılacak çok önemli bir yönetim anlayışı var. Sıkıntı yaşanan tek metro, İzmir metrosu mu? Ankara ve Adana metrosunda sıkıntı yaşanmıyor mu? İzmir, metro yapmak için çok zor bir kent. Tüm zorluklar aşılacaktır. Aksamayı aşmak hepimiz görevi” diye konuştu. AKP hükümetinin İzmir'e yönelik tavrının da aksaklıklarda etkili olduğunu kaydeden Susam, “DPT, İzmir'e yatırım yapmaktan çekiniyor. Rakamlar zaten bunu ortaya koyuyor. Hükümet, 'Ben İzmir'i ayırmıyorum' dese de merkezi idarenin kente desteğinin olmadığı açık. İzmir'e manevi olarak destek vermeleri bile yeter. Ancak bunun yerine 'Ben baraj yapacağım, belediye başkanı hava atacak' söylemini dile getiriyorlar. Umarım bu anlayıştan kurtulurlar” dedi. KİRLİLİK ALİAĞA’YI BIRAKMIYOR Bir termik daha.. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Özellikle demir çelik ağırlıklı sanayi tesislerinin yarattığı kirlilikle ülke gündemindeki yerini koruyan İzmir’in Aliağa ilçesinde, yeni kirlilik kaynakları yaşama geçirilmeye çalışılıyor. ENKA’nın bölgede kurmak istediği termik santralle ilgili izinleri yargı kararıyla iptal edilen Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun (EPDK), bu kez İzdemir Enerji Elektrik Üretim A.Ş.ye termik santral için üretim lisansı verdiği bildirildi. Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP) Dönem Sözcüsü Berrin Esin Kaya, Danıştay İdari Davalar ENKA'nın bölgede kurmak Genel Kurulu’nun, istediği termik santrale ilişkin CHP’nin açtığı davanın izinler yargı kararıyla iptal ardından ENKA edilirken, bu kez de firmasına verilen ön lisans İzdemir'e termik santral iznini, ÇED olmadığı üretim lisansı verildiği gerekçesiyle iptal ettiğini kaydedildi. anımsatarak, “Aliağa’da kurulu bulunan sanayi tesisleri nedeniyle bu yöre, zaten kirliliğin yoğun yaşandığı ve sınır değerlerin fazlasıyla aşıldığı bir bölgedir. Varolan tesislerin yarattığı hava, su ve toprak kirliliğinden tüm bölge olumsuz etkilenmektedir. Lisans verilen termik santral teknolojik tüm önlemler alınsa bile, yalnızca Aliağa için değil, İzmir kenti ve Kuzey Ege kıyıları ve bölgenin tamamı için büyük bir çevresel felaket yaratacaktır” dedi. EPDK’nin, taraf olduğu davada mahkemenin yürütmenin durdurulması kararına karşın 04.06.2009 tarihinde İzdemir’e aynı konuda lisan verdiğine dikkat çeken Kaya, “Bu işlem açıkça hukuka aykırıdır. Bu nedenlerle ENKA A.Ş’ye verilen lisansın iptali amacıyla davacı olan kurum ve kişilerle, bölgede termik santral kurulmasına karşı olan vatandaşlar EPDK’ye dilekçe ile başvurarak İzdemir Enerji Elektrik Üretim A.Ş.ye verilen 04.06.2009 tarihli üretim lisansının geri alınması için başvuruda bulunmuşlardır” diye konuştu. anlatmışlar. İzmir'in daha çok marka kent olması, turizmde atılım gerçekleştirmesi ve üniversiteleriyle anılmasını istiyorlarmış. Bu duayen iş adamlarına göre işte yapılacakların listesi: “Marka Dünya Kenti Hazırlık Platformu kurulmalı. EXPO 2025'e aday olalım Mega müze kurulmalı. İzmir'in tanıtımını uluslararası bir firma gerçekleştirmeli. Kentsel dönüşüm mutlaka gerçekleştirilmeli. Kentte Alsancak başta olmak üzere cazibe merkezleri oluşturulmalı. Clinton Modeli ile hizmet sektörlerine yatırım özendirilmeli. Etkin üniversiteler kurularak beyin göçü önlenmeli. Termal turizm yatırımları özendirilmeli. İnciraltı termal turizm yatırımlarına açılmalı. Liman yatırımları mutlaka gerçekleştirilmeli. Yatırımların tamamlanması için merkezi hükümet ile diyalog geliştirilmeli. İzmir'in tanıtımı için dünyaca tanınan ünlüler getirilmeli. Yurtdışına direkt uçak sefer sayısı artırılmalı. Yüksek teknoloji yatırımlarına önem verilmeli. Havacılık ve uzay kümelenmesi hayata geçirilmeli...” ??? Vali ve büyükşehir belediye başkanı da bu istemleri yerinde bulmuş. Rahmetli Ahmet Piriştina seçimlerden hemen önce Kemal Derviş'in de katıldığı bir toplantıda, iş dünyasının oda başkanlarını, büyük iş adamlarını ve gazete temsilcilerini bir araya getirmişti. Bugünün duayen iş adamlarının buluşmasına benzer toplantıda, İzmir'in nasıl bir açılım sağlaması gerektiğine ilişkin görüşler dile getirilmişti. İşadamları o dönem özelleştirme furyasında başta kamu binaları olmak üzere tesislerin kendilerine verilmesini, istihdam yarattıklarının altını çizerek bütün planlamaların iş dünyasına göre yapılmasını istiyorlardı. Her birini dinledikten sonra dayanamayıp sormuştuk: “Siz bu kentin sahibinin salt kendiniz olduğunu mu düşünüyorsunuz?” Derin bir suskunluk yaşanmış, yanımızda oturan İZTO Başkanı Ekrem Demirtaş sorumuzun haklılığını fısıldamıştı. Şimdi, İzmirli duayen işadamlarının yaklaşımlarına sorumlu bir eleştiri ortaya çıktı. DEÜ Güzel Sanatlar Fakültesi'nin genç dekanı Prof. Dr. Semih Çelenk, yerinde ve haklı bir itirazla, “Kente maddi açıdan bakılıyor. Ticareti artırarak, yol açarak, birinci lige takım çıkartarak, mega müze kurarak, ulusal basınla ilişki kurarak, bir kasabayı kent ya da marka kent yapamazsınız. Kent ve kentlilik kültüre ait bir şeydir” dedi. Geçen hafta Ege ekinde yeralan, arkadaşımız Hicran Özdamar'ın Çelenk'le yaptığı röportaj, çok önemli ayrıntıları ve saptamaları içeriyor. Çelenk, İzmir'in asıl olarak bir “ana cümleye” gereksinim duyduğunu vurguluyor. Kentin sadece iş adamlarının değil, aydınların da önderliğine gereksinimi olduğunu söylüyor. Kültür seferberliğinin, kenti kent yapacak yegane öğe olduğunu dile getiriyor. Kent ve kentlilik bilinci olmadan kalkınmanın konuşulmayacağına dikkat çekiyor. “Kentlilik, cemiyet sayfalarında fotoğrafının çıkması değildir. Bunun adı kimse kusura bakmasın ama, Hindistan’da İngiliz asaletidir” derken yerden göğe kadar haklıdır Çelenk. Şu saptamaya bakar mısınız: “Bu kenti yönetenlerin de, bu kentin işadamlarının da kent sosyolojisi, kentlilik, kent kültürü konusunda fikir boşlukları var. Bunları gidermek için kent kültürü, kentlilik, kent sosyolojisi üzerine bir seminer dizisi yapsınlar. iş adamlarından, yöneticilerimizden kültür sanatla, sporla gettolaşmayı engellemelerini isteyelim. Sosyal projelere ağırlık verelim. Kenti ortaklaşa paylaşılan bir alan yapalım. Böylelikle, kent, kentin geleceği ve kentin sosyolojisiyle ilgili fikir bildirirken biraz daha dikkatli olma ihtiyacı hissedebilirler.” Fazla söze gerek var mı? [email protected] İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına İLHAN SELÇUK Genel Yayın Yönetmeni: İBRAHİM YILDIZ Ege Bölge Temsilcisi: SERDAR KIZIK Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: MİYASE İLKNUR Editör: HAKAN DİRİK Görsel Yönetmen: OĞUZ YILDIZ İlan: ZUHAL ALTUNGÜNEŞ YAYIMLAYAN: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş, Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2. 34381 Şişli/İstanbul İSTANBUL: Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 İZMİR: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3 Pasaport/İzmir Tel: 0 232 441 12 20 (10) hat Faks: 0 232 441 87 45 BASKI: DPC İzmir Tesisleri Ege Caddesi No: 36 SarnıçGaziemir DAĞITIM: YAYSAT Ege Caddesi No:36 SarnıçGaziemir eposta: [email protected] Cumhuriyet Gazetesi’nin parasız ekidir. Haftada bir gün yayınlanır. C M Y B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear