Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
4 KONUK / AYDOĞAN YAVAŞLI 19 HAZİRAN 2009 CUMA Yaz Tatili ve Kitap Almanya’nın Stuttgart kentine bağlı Schwieberdingen beldesinde öğretmenlik yaparken yaşadığım bir olayı anlatmak isterim önce: Bir akşam yürüyüşünde, evimin hemen yakınındaki bir okuldan seksen yaşını geçtiği ilk bakışta anlaşılan bir bayan çıktı. Göz göze gelip selamlaştık. Ona, bu saatte okulda ne aradığını sordum. Bana, İspanyolca dil kursuna gittiğini, çünkü önümüzdeki yaz orada tatil yapmak istediğini söyledi. Yanıtı karşısında şaşırdığımı fark edince, “Geçen yıl da Rusça öğrendim” dedi. “Petersburg’da harika bir tatil yaptım. Bunu hemen hemen her kış döneminde yapıyorum: Tatil için gitmeyi planladığım ülkenin önce dilini ve kültürünü öğrenmek için kurslara gidiyorum.” Birçoğumuz, yaz aylarında tatil amaçlı olarak gittiğimiz kimi kıyı kent ve kasabalarında yabancı turistleri özellikle plajda ya da gölgelik bir yerde kitap okurken, dergi karıştırırken görürüz. Görür ve gülümseriz. Kimimiz istihza ile, kimimiz imrenerek... Geçen yaz bir Alman turistin elinde Patrick Süskind’in “Das Parfüm” adlı o şahane romanını gördüğümde çok sevinmiştim. Ona aynı kitabın Türkçe çevirisini, yani “Koku”yu okuduğumu ve çok beğendiğimi söylediğimde mutlu olmuş, gurur duymuştu. Böyle bir durumda kim gurur duymaz? Sözgelimi, yabancı bir turisti Nâzım’ı okurken görseniz siz de gurur duymaz mısınız? Övünmez misiniz, böyle bir şairin bu topraklarda yetişmesi karşısında? Ya Fazıl Hüsnü’yü, Attilâ İlhan’ı, Yaşar Kemal’i, Aziz Nesin’i? Birçok yerde yazdım ya da söyledim: Tatil, âtıl kalmak değildir. Bazıları, sanki diğer zamanlarda kafalarını ülke ya da dünya sorunlarına çok yormuşlar gibi, tatile giderken bir de “Yanıma ne kitap alacağım, ne gazete okuyacağım, ne de televizyonda haberleri izleyeceğim. Yan gelip yatacağım!” demez mi? Oysa eskilerden bir düşünürün de dediği gibi, “Keder, atımızın terkisine biner, gelir.” Mimarmühendis olan bir komşum, yılın on bir ayı kafa emeğiyle çalıştığından yıllık izninde zamanının büyük çoğunluğunu el emeği gerektiren işlere ayırır ve kendisini bunların dinlendirdiği söylerdi. Umarım öğretmenlerimiz, öğrencilerine yaz tatili boyunca Türk ve dünya klasiklerinden bulabildiklerini okumalarını istemişlerdir. Hatta yalnız klasikleri değil, çağdaş yazar ve ozanların yapıtlarını da... Onlara yardım etmek için kitap ya da yazar adları da verebilirler. Böylece, bir dahaki öğretim yılında öğrencilerini daha kavrayışlı ve daha çalışkan bulacakları konusunda emekli bir öğretmen olarak bahse bile girerim. Gelecekte daha aydınlık kafalı, demokratik kültür sahibi kuşakların yetişmesinde hiç kuşkusuz yerel yöneticilerin de payı vardır, olacaktır. Önümüzdeki günlerde, yöneticiliklerini yaptıkları kent, belde ve kasabalarda belki de artarda yapılacak şenlik ve kutlamalarda sanata ve kültüre gereken önemi vermelidirler. Sanatın ve kültürün yalnızca sahne sanatları olmadığını bilmeli, yörelerine gelen bilim, sanat ve kültür insanlarına hak ettikleri değer teslim edilmelidir. Unutulmamalıdır ki uygarlık ve gelişmişlik, sahip olunan cep telefonlarıyla ya da gürültülü müzikli mekânların çokluğuyla ölçülmemektedir. Deniz kıyısındaki çay bahçelerinde, plajlarda, yazlıkların serin balkonlarında kitap okuyan, vücudunu dinlendirirken beynini geliştiren, düşünen, yurt ve dünya sorunlarına kafa yoran çocuklar ve gençler görmek, herhalde en çok “Yorulsanız dahi beni izleyiniz,” diyen Mustafa Kemal Atatürk’ü mutlu ederdi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, işportaya karşı başlattıkları mücadelede kararlı olduklarını söyledi. ‘Çapulculara teslim olmayacağız’ İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, işporta ve kaldırım işgallerine karşı başlattıkları mücadelede kararlı ve birlik olmaları durumunda, sorunların üstesinden gelebileceklerini söyledi. Kocaoğlu, “Kemeraltı’nda 35 kopuğa çarşıyı teslim edeceksek, hepimiz dükkanları kapatıp gidelim. Esnaf olarak hepiniz aynı yere yumruk vuracaksınız. Esnaf korkarsa, zabıta, emniyet bir şey yapamaz. Bütün esnaf işportaya, çığırtkanlığa karşı birlikte mücadele edecek” dedi. Kocaoğlu, ilçe belediye başkanları, oda başkanları ve esnafın katıldığı toplantıda, personel rejimi nedeniyle bugüne dek zabıta ve itfaiye kadrosunu güçlendiremediklerini, ancak şimdi durumun değiştiğini kentin geneline yayacaklarını dile getiren Kocaoğlu, 'Sokağa hakim olmak üzere kararlılıkla yola çıktık' dedi. söyledi. “Sokağa hakim olmak üzere kararlılıkla yola çıktık” diyerek, Kemeraltı, Kordon ve Pasaport’tan başlayan işportaya, kaldırım işgali ve çığırtkanlara karşı mücadelenin Karşıyaka, Buca, Güzelyalı, İnönü Caddesi’ne varıncaya kadar pek çok yerde süreceğini kaydetti. Amaçlarının canlılığını bozmadan, insanların rahatça alışveriş yapacağı, gece 24.00’a kadar açık kalacak, çeşitli meslek dallarının geliştiği bir Kemeraltı yaratmak olduğunu belirtti. İşportacıları ayrı bir yere taşımanın daha önce denendiğini, ancak başarılı olmadığını anımsattı. Yasaların verdiği yetki doğrultusunda disiplini sağlayacaklarını dile getirdi. Esnaf ve oda başkanları da işportayla mücadelede yerel yönetime destek verdi. Kemeraltı Esnaf Derneği Başkanı Mehmet Gülaylar, Kemeraltı’nın geleceğine ilişkin inançların arttığını söyledi. İzmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin çarşıya düzen getirmek, alt yapı düzeltmek gibi zor bir sürece kararlıkla başladığını belirterek, tüm üyeleriyle aynı kararlılıkla belediyenin yanında yer alacaklarını söyledi. Kemeraltı için yapılan bu düzenlemelerin tüm pazarlar için de yapılması Kemeraltı'ndan başlattıkları işportaya karşı mücadeleyi gereğinin altını çizerek, turizm kenti İzmir’de Kordon ve Kemeraltı’nın çok büyük önem taşıdığını, çalışmaların bu yönde de çok faydalı olacağını söyledi. İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Zekeriya Mutlu da sorunun sadece Kemeraltı’nda olmadığını vurgulayarak, “Hatay’da, Kale’de, Forbes Caddesi’nde de sıkıntılarımız var. Bu aynı zamanda ülkemizin bir sorunu. Kemeraltı’nı eski günlerine döndüremeyiz. Çünkü artık her yerde alışveriş merkezlerimiz var. Ancak çarşıda çalışan insanlarımızın kanunların kendilerine verdiği yetkiye dayanarak insanca mallarını satmasını sağlayabiliriz. Bu işin çözülmesinde bize ne düşüyorsa yapmaya hazırız” diye konuştu. C M Y B C MY B