26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

4 K O N U K 8 MAYIS 2009 CUMA Ege Mahallesi’nde başlatılan proje, öğrencileri sokaktan okula çekmeyi amaçlıyor İzmir’in Otobüsleri ZEKİ ARIKAN Çeyrek yüzyılı aşkın bir süreden beri İzmir’in kent içi ulaşım araçlarındaki gelişmelerin yakından tanığıyım. Şimdiki gençlerin pek bilmediği troleybüslerden başlayarak metroya, en yeni toplu taşıma araçlarında yolculuk ettim ve ediyorum. İlk bindiğim otobüslerde tavanda uzanan bir ipin ne işe yaradığını önce bir türlü anlayamadım. Tutunmak için olamazdı. Bir süre sonra bunun zil ödevi gördüğünü kavradım. Şimdi yerimizden kalkmadan bile düğmeye basabilmemiz aradaki farkı ortaya koymaktadır. O kumbaralı, biletli, paralı otobüslerden kart düzenine geçiş de büyük ve uygarca bir ilerlemedir aslında. Metro, otobüs, vapur yolculuklarını severim. Bütün bu araçlar benim için ilginç gözlemlerle doludur. İzmir’in, İzmir’de yaşayanların küçük bir modelidir bu araçlar. Zaman zaman yolcular arasında, yolcularla sürücü arasında tatsızlıklar yaşanır. Kimi kez zeki bir yolcunun patlattığı bir espiri, havayı dağıtır, yumuşatır. Bütün bunlar yolculuk sırasında kurulan iletişimden başka bir şey değildir elbette. Bu toplu taşıma araçları romanlar, öyküler için kim bilir ne kadar zengin malzeme barındırmaktadır. Edebiyatımızda bunun örnekleri az değildir. Yakup Kadri’nin öykülerinde eskiden İzmir’de işleyen tramvaylarda geçen olayların izlerini buluyoruz. İş bu kadarla da bitmez. İzmir’le ilgili yazılarda tramvaylar önemli bir yer tutar. Geçen gün metroya yetişmek, oradan Bornova’ya gitmek için eve yakın duraktan otobüse bindim. Arkaya doğru yürüdüm, kendimi orta sahanlıkta buldum. Ön tarafta oturan genç bir kız yerinden kalkarak yanıma geldi. Kalktığı yere oturmam için ısrar etti. Orası kapıya uzaktı, inmem zor olurdu. Bu uygarca öneriyi ister istemez geri çevirmek zorunda kaldım. Yakınımda yer boşaldı, oturdum. Çantamdan Vedat Günyol’un, o bilge insanın, İnsanlık Simgesi Prof. Dr. Türkân Saylan’a sunduğu Güler Yüzlü Ciddilik başlıklı kitabını açıp okumaya başladım. İlginç bir rastlantı, okuduğum deneme kent içinde belediye otobüslerinde yapılan yolculuklardan söz ediyordu. Günyol bu yazısında, otobüste ilk oturanın bu “işgal hakkı”nı tepe tepe kullanmasından acı acı yakınıyordu. Ne diyordu Günyol: “Kent içinde, belediye otobüslerindeki yolculuk üstünde duralım bir kez. Diyelim, Taksim’den Kadıköy’e gidiyoruz. Kuyruğa girip yerlerimizi aldık, diyelim. Bir saat, kimi kez bir buçuk saat boyunca, elli kişi oturmuş; ilk işgal hakkının gereğince rahat rahat yolculuk etme olanağına kavuşmuşken, bir o kadar yolcu, ayakta, sıkışık düzende, itile kakıla sarsıla tartaklana çile doldurma durumundadır.” Günyol, bu ilk ayak basma hakkını sonuna kadar kullanmayan, yaşlılara yer veren nazik gençlerin bulunduğunu da dile getiriyor. Kendisine yer verilince bunu kabul etmiyor ve “Arkadaş, sıraya koyalım bu işi” diyor. Bir nöbetleşme yarışı başlıyor otobüste: “Bu güzel nöbetleşme, ortaklaşma havası içinde varıyoruz Kadıköy’e.” Günyol, koca bir kalabalığın ortasında böyle bir nöbetleşme havası yaratmakla insan onuru adına güzel mi güzel bir ders vermiştir. İşte, İzmir’de sonu gelmeyen otobüs yolculuklarımdan birinin öyküsü... Yaşama zeybekle tutundular İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)İzmir Büyükşehir Belediyesi, kentteki sosyal açıdan sıkıntılı ve yaşam standardı düşük bölgelerde yürüttüğü projelerle, çocukların geleceğini aydınlatıyor. İlk olarak Ege Mahallesi’nde futbol okuluyla başlatılan “devam sorunu yaşayan çocukları okula döndürme projesi” şimdi de halk dansları kursuyla yeni bir boyut kazandı. Ege Mahallesi’nde yaşayan ailelerin okula devam etme konusunda isteksizlik gösteren çocukları, spor ve halk oyunları sayesinde yeniden okula dönmenin heyecanını yaşıyor. Mahallede hizmet veren Sakarya İlköğretim Okulu yönetimiyle işbirliği yapan İzmir Büyükşehir Belediyesi, ilk aşamada çocukların çok sevdiği futbol kursundan yararlanabilmesi için eğitimlerine devam etmeleri zorunluluğunu getirdi. Bunun üzerine, her biri ünlü bir futbolcu olma hayali kuran öğrenciler, okula koştu. Futbol kursunun yanı sıra, okulun diğer öğrencileri için başlatılan halk dansları kursu sayesinde de, diğer çocuklar sokaktan kurtarıldı. Sakarya İlköğretim Okulu’nda 120 öğrenci futbol okuluna devam ederken, bir yandan da çoğunluğunu kızların oluşturduğu ve 150 öğrencinin katıldığı bir halk dansları topluluğu kuruldu. Müziğe ve dansa olan yetenekleri ile dikkat çeken çocuklar, birkaç ay içinde gösteriler düzenleyecek düzeye geldi. Geçen günlerde Buca Hasanağa Bahçesi’nde gerçekleştirilen şölende sahneye çıkan minik öğrenciler büyük beğeni topladı. Büyükşehir belediyesinin sağladığı yöresel kostümlerini giyen öğrenciler, profesyonel eğitmenler eşliğinde, gelecekte uluslararası festival ve yarışmalara katılmak üzere daha sıkı bir şekilde çalışmaya başladı. İzmir Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Kulübü Spor Okulları Koordinatörü Hüsnü Oral, projeyi iki yıl önce Başkan Aziz Kocaoğlu’nun talimatıyla planlamaya başladıklarını belirterek, kentteki yoksul kesimlerde yer alan, eğitim düzeyinin düşük olduğu semtlerdeki okulları hedef belirlediklerini söyledi. Oral, futbol okuluyla başlattıkları projeyi halk danslarıyla da desteklediklerini kaydederek, “Sakarya İlköğretim Okulu’ndaki 150 öğrencimiz halk danslarını öğrenmeye, özellikle zeybek oyunu ile başladı. Çünkü onlara ilk etapta İzmirlilik ruhunu aşılamak istiyoruz” diye konuştu. Okula devamda isteksizlik gösteren çocuklara yönelik proje önce futbol kursuyla başladı, ardından halk oyunlarıyla devam etti. 'Doğal yetenekler', hem okullarını sevdi, hem de yaptıkları işi. DLH, 18 yıldır yat limanı için bekleyen beldede yat limanı yapımı için adım attı Ören’in rüyası ihaleye çıkıyor ÖZCAN ÖZGÜR Ören Belediye Başkanı Kazım Turan, '18 yıllık düşümüz, nihayet gerçek oluyor' diye konuştu. MUĞLA Milas Ören’in, 18 yıllık yat limanı rüyası sonunda gerçekleşiyor. DLH Genel Müdürlüğü tarafından yapımına karar verilen 7 yeni yat limanı arasında Ören Yat Limanı da yer aldı. 550 metre uzunluğunda ve 250 metre enindeki yat limanının, yapişletdevret (YİD) modeliyle gelecek günlerde ihaleye çıkarılacağını belirten Ören Belediye Başkanı Kazım Turan, “18 yıllık düşümüz nihayet gerçek oluyor” dedi. Turan konuyla şunları söyledi: “1991 yılında gündeme gelen, 1995 yılında da Yüksek Planlama Kurulu kararı aldırdığımız Ören Yat Limanı artık ihale ediliyor. Bu dönem için tekrar aday olma gerekçelerimden birisi olan bu projenin, dönemin başında ihale edilecek olması ve hayata geçirilmesi en büyük mutluluklarımdan birisi olmuştur. Yakında hayata geçecek olan yat üretim ve çekek yeri projesiyle Ören, Gökova Körfezi’nin bir numaralı yat turizmi merkezi olma yolunda markalaşmaya adım atmış olacaktır. Bu projelerin hayata geçirilmesi Ören, Muğla ve Türkiye’ye hem iş istihdamı hem de döviz getirisi bakımından büyük kazançlar sağlayacaktır.” Edinilen bilgilere göre, DLH Genel Müdürlüğü, daha önce altyapı inşaatlarının önemli bir kısmı tamamlanan Kumkuyu, Trabzon ve Avşa Adası Türkeli yat limanlarının iskele ve üst yapı tesisleriyle iş letilmeleri için YİD yöntemiyle ihaleye çıkıyor. Firmalar, ihale dosyalarını 18 Mayıs'tan itibaren DLH Genel Müdürlüğünden alabilecek. DLH Genel Müdürlüğü, ayrıca Silivri, İzmirYenifoça, İzmirKaraburun ve MuğlaÖren yat limanlarının alt ve üst yapı işleri ile işletilmesine yönelik YİD modelli ihaleye de çıkacak. 18 Mayıs'tan itibaren dosyaların edinilebileceği bu ihalede de, tekliflerin iki ay içinde alınması hedefleniyor. Yat limanları için 30 yıl işletme süresi öngörülüyor. Ulaştırma Bakanlığı, 10 bin 500 olan Türkiye'nin yat bağlama kapasitesini 2013'e kadar 20 bine çıkarmayı hedefliyor. İhalesi yapılacak 7 yat limanının toplam yat bağlama kapasitesi bin 600 olacak. C M Y B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear