26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

22 MAYIS 2009 CUMA 3 EGE’DEN SERDAR KIZIK Yeni kurulan ilçenin ilk belediye başkanı Karabağ, Bayraklı'yı 'çarpıcı' bir yer yapacaklarını söyledi ‘Bayraklı çok konuşulacak!’ İlçeyi İzmir'in turizm, ticaret, kültür merkezi haline getirmeyi amaçladıklarını dile getiren Karabağ, belediyecilik çalışmalarıyla kentin en çok konuşulan ilçesinin Bayraklı olacağını ileri sürdü. HİCRAN ÖZDAMAR Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ, belediyecilik anlamında İzmir'in en çarpıcı ve konuşulan ilçesinin Bayraklı olacağını söyledi. İlçenin ilk belediye başkanı olma özelliğini de taşıyan Karabağ, bölge halkından biri olarak ilçenin geri kalmışlığını ortadan kaldırmak için çalıştıklarını vurguladı. 3 farklı binada çalışmalarını sürdürdüklerini kaydeden Karabağ, “Müdürlüklerimizi kurduk. İlçemizin üç noktasında vergi alımına başladık. Bornova Belediyesi'nden bağlanan mahallelerimiz Çamkıran'da, Bayraklı'nın 12 mahallesi Bayraklı merkezdeki nikah salonunda, Yamanlar, Gümüşpala'da yaşayan yurttaşlarımız da Postacılar'daki İsmet İnönü Kültür Merkezi'ndeki çalışma alanımızda vergilerini ödeyebiliyor. 20 gün sonra Bayraklı Belediyesi bütün unsurlarıyla harekete geçecek. Bunun için çalışıyoruz” dedi. İlçenin öncelikli gereksinimlerini belirlediklerini, Bayraklı'nın İzmir'in turizm, ticaret, kültür merkezi olması için çalışmalar yaptıklarını anlatan Karabağ, belediye hizmet Karabağ, bölge halkından biri olarak ilçenin geri kalmışlığını ortadan kaldırmak için çalıştıklarını vurguladı. binasını sahilde oluşturacaklarını söyledi. Kültür merkezine acil gereksinim duyduklarını bildiren Karabağ, “İlçemiz sınırları içinde bulunan Smryna kazılarının kentimize bir gelir kaynağı olmasını istiyoruz. İlçemizin tanıtımını bir festivalle taçlandıracağız. Bunun için uluslararası boyutta Smryna Tarih ve Kültür Festivali düzenleyeceğiz. Kazılardan çıkan eserler için tarih müzesi oluşturacağız. Özellikle gecekondu bölgelerini kent yenileme projelerinin içine katacağız. Kentsel dönüşümü mutlaka Bayraklı'da oluşturacağız. Sosyal, ekonomik dönüşüm sağlayacağız. Hayat standartları yükselecek. Gecekondu sahiplerinin mülklerinin değeri artacak” diye konuştu. Karabağ, Bayraklı'nın okul, hastane, pazaryeri gibi eksikliklerinin giderileceğini, kente cemevi kazandıralacağını da söyledi. Belediye logosunun oluşturulması amacıyla yarışma açtıklarını kaydeden Karabağ, sahilin canlandırılıp sosyal bir alan haline dönüştürüleceğini bildirdi. Bayraklı'nın İzmir'in merkezine yakın bir bölge olduğunu, geniş arazilerle donandığını anımsatan Karabağ, ilçenin ticaret merkezlerinin, otellerin bulunduğu bir alan haline geleceğini söyledi. Kentin dönüşümü için birçok projeyi hayata geçirmek istediklerini vurgulayarak, “Bunları 5 yıla sığdırmak mümkün müdür? Biz azamisini yapacağız. Aceleci bir belediyeyiz. Temizlik işleri ve park bahçe ihalelerimizi yaptık. Çalışmalarımıza başladık. Birçok projemiz var, örneğin hemen üniversite hazırlık kursunu ücretsiz yapmak için girişim başlattık. Hanımlar için meslek edindirme kursları oluşturacağız. Ürünlerini pazarlamaları için kooperatif kuracağız. Belediye spor klubümüzü kurduk. Kongerimizi yapacağız. Atletizm başta olmak üzere tenis gibi spor dallarına önem vereceğiz. İlçemizde Çay Mahallesi'nde ikinci bir meydan yapacağız. Belediyemiz ayrıca kadınların belediyesi olacak. Müdürlerimizin çoğu hanım. Hanımlarla sarmalanmış bir belediye olacağız” dedi. Bayraklı'da işsizliğin yoğun olduğuna dikkat çeken Karabağ, şunları söyledi: “Halkla ilişkiler birimimizi açtık. Günde ortalama bine yakın kişi geliyor. Başvuranların hepsinin belediyeye alınması mümkün değil. Biz bir iş bulma servisi oluşturduk. Kişileri mesleklerine ve bölgelerine göre sınıflandırıyoruz. İlişki kurduğumuz iş dünyamızla başvuranların iş sahibi olması için elimizden geleni yapacağız. Hedefimiz tarihin, ticaretin ve turizmin odaklandığı bir bölge yaratmaktadır.” Ülkenin kırmızı çizgileri, mosmor oldu Toplumsal yaşam, kaosa sürüklendi. Demokrat Parti ve askeri darbe dönemlerinde bile görülmedik ölçüde iktidar karşıtları sindirildi, korkutuldu, dünyada olmadık büyüklükte ve yasadışı yöntemlerle insanların özel yaşamları izlemeye alındı. Toplum kamplara ayrıştırıldı. Alın, karşımızda yine ve yeni bir “olmaz” daha. Türkiye ile Suriye sınırındaki mayınlı arazilerin temizlenmesi ve ihale işlemlerine ilişkin tasarı. Ne olacak? Kıbrıs'ın iki katı büyüklüğünde mayınlı bir alanı yabancı birileri temizleyecek, sonra da 50 yıllığına kiralayacak. Konu o denli önemli ki, Başbakan milletvekillerinden bu konuda fire vermemelerini istiyor. Akla hayale sığmayan bir girişim, ne diyelim? ??? Doğmadan öldürülen Çakabey'in öyküsü de “olmaz” dedirten cinsten. Türkiye'nin açık denizlerde bilimsel araştırma yapacak, petrol arayacak, ileri deprem çalışmalarını yürütecek bir gemisi yoktu. DEÜ Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü, üst düzeyde bir araştırma laboratuvarı kurduktan sonra, 2005'te yaşlı ve açık denizlere dayanıksız Piri Reis'in yanına, genç bir gemi kazandırmak amacıyla Çakabey Projesi'ni devreye soktu. Üniversite kolları sıvadı. Hükümet yetkililerine, ilgili bakanlara konunun önemi defalarca aktarıldı. Karadeniz'de gaz hidratı denilen petrol türevi, Türkiye’nin gelecekteki enerji gereksinimini karşılamakla kalmayıp, ihracat yoluyla para da kazandıracaktı. Buna ilişkin bulguları, Prof. Dr. Günay Çifçi ortaya koymuştu çünkü. ABD, Almanya, Rusya'nın yanı sıra birçok ülke ve uluslararası şirketin araştırdığı Karadeniz'de, Sinop Samsun arasında, Piri Reis'in sınırlı olanaklarıyla bulunan devasa bir gaz hidratı alanı, ülkenin de kurtuluşu olacaktı bir anlamıyla. Önce olumlu karşıladı iktidar. Bazı AKP'li milletvekililleri de projeye inandı. DPT de onay verdi. Topu topu 9 milyon Avro’ya, Başbakan'ın aldığı ikinci uçağın yaklaşık beşte birine mal olacak Çakabey'in yapımı için dünyadaki bir çok tersane araştırıldı. İhale yapıldı, Çin'le anlaşıldı. Tam başlanacakken olanlar oldu. Çeşitli bahanelerle önce ertelemeler, ardından da Maliye Bakanı Unakıtan döneminde bürokratik engellemeler... Aslında ülkenin çıkarına hizmet edecek proje, belki de DEÜ kapsamında olmasın diye, ya da diğer farklı gerekçelerle engellendi. ??? Daha sonra hükümete bağlı MTA kapsamında yeni bir gemi projesi 70 milyon dolarlık bir yatırımla devreye sokuldu. MTA'nın gemi projesinin ne zaman devreye gireceği meçhul. Ayrıca DEÜ Deniz Bilimleri ve Teknolojileri Enstitüsü'nün sahip olduğu laboratuvar olanakları ve uzmanlar da bu kuruluşta yok. Bu devasa enerji kaynaklarının üstüne konmak isteyen birileri mi devreye girdi yoksa? Çakabey'i engelleyenler ne diyecek acaba? [email protected] C M Y B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear