Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
4 KONUK 15 MAYIS 2009 CUMA İzmir’in İşgali ve Mustafa Kemal Dr. OKTAY GÖKDEMİR / İBB Kent Arşivi ve Müzesi Müdürü Ulusların tarihlerinde öyle günler vardır ki onlar, yarattığı algı ve kolektif bellek açsından ulusal aidiyetin en önemli kilometre taşları olmuşlardır. İşte 15 Mayıs 1919 tarihi de genelde Türkiye ve Türkler, özel de ise İzmir ve İzmirliler için böylesine önemli günlerden birisidir. Zira doksan yıl önce, 15 Mayıs 1919 Perşembe günü İzmir, başta İngiltere, Fransa ve ABD olmak üzere emperyalist devletlerin ortaklaşa almış oldukları bir kararla Yunan ordusu tarafından işgal ediliyordu. O sabah İzmir’de karaya çıkan Yunan askerlerine karşı kalabalığın içerisinden sıkılan ilk kurşun; Mustafa Kemal önderliğinde sürecek ulusal bağımsızlık savaşımızın ilk kıvılcımı olduğu kadar, Kuvayı Milliye ve Müdafaai Hukuk ruhunun tam bağımsızlık şiarıyla tüm Anadolu’da uyanışının da öncüsüydü. Nitekim, İzmir’in işgal edileceği haberini bir gün önceden alan İzmirliler bu olup bitenler karşısında tepkilerini ortaya koyabilmek amacıyla İzmir Sultanisi’nde toplanarak bir bildiri hazırladılar ve İzmirlilere bu bildiriye göre hareket etmeleri gerektiği duyuruldu. Mustafa Necati, Moralızade Halit ve Ragıp Nurettin beylerin Reddi İlhak Cemiyeti adına hazırladıkları bu bildirinin basılarak Türk mahallelerine dağıtılması uygun görüldü. Gerçekten de bu bildiri metnine uygun olarak İzmirliler işgalden bir gün önce Maşatlık’ta toplanmışlar ve bu haksız işgali protesto etmişlerdi. İşgal bütün yurtta büyük bir tepkiyle karşılanmış, yurdun her tarafında işgale karşı mitingler tertiplenerek ve telgraflar çekilerek bu haksız durum protesto edilmişti. İnegöl’den Nevşehir’e, Çatalca’dan Silifke’ye, Beyşehir’den Keskin’e, Üsküdar’dan Mudanya’ya, Kınık’tan Alaşehir’e varıncaya kadar yurdun dört bir yanında gerçekleştirilen protestolar aslında Mustafa Kemal Paşa’nın 19 Mayıs 1919’da Samsun’da Anadolu topraklarına geçtiğinde başlatacağı ulusal kurtuluş hareketinin keşif kollarıydı. Bu miting ve prostesto telgraflarında dile getirilen düşünceler üç yıl sürecek Türk’ün ateşle imtihanının başlangıcını haber veriyordu. Bu kollektif bilinç, Mustafa Kemal Paşa’ya ulusal bağımsızlık ve egemenlik düşüncesine dayalı tam bağımsız yeni bir Türk Devleti kurma yolunda önemli bir toplumsal taban oluşturmuştu. 16 Mayıs 1919’da tam bağımsız bir Türk devleti kurmak amacıyla İstanbul’dan Anadolu topraklarına hareket eden Mustafa Kemal’in Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın yol haritasını belirlemesinde İzmir’in işgali başat bir rol oynamıştı. O, İzmir’in işgali karşısında ilk tepkisini 20 Mayıs’ta Sadrazam Damat Ferit Paşa’ya çektiği bir telgrafta şu cümlelerle ortaya koymuştu. “...ne millet ve ne ordu varlığına karşı yapılan bu haksız saldırıyı sindirmeyecek ve kabul etmeyecektir.” Mustafa Kemal, Anadolu’ya geçtiği ilk günlerde bir yandan ulusal savaşımın ilk örgütlenme sorunlarıyla uğraşırken diğer yandan İzmir’in işgaline karşı Türk ulusunun tepkisini daha da kuvvetlendirmek amacıyla protestoların yoğunlaştırılmasını istediğini, Erzurum’da bulunan 15. Kolordu Komutanı Kazım Karabekir Paşa’ya gizli ve kişiye özel olarak göndermiş olduğu şu telgrafta ortaya koymuştu: “Anlaşma devletlerinin duygularımız ve siyasal varlığımız aleyhinde İzmir’i Yunanlılara işgal ettirmek suretiyle başlayan haksız davranışlarına karşı her tarafta yapılan gösterilerin ve başvuruların arkası bırakılmayarak fiili netice alınıncaya kadara devam ettirilmesi ve her tarafta bu milli gösterilerin iyi bir şekilde idare ettirilmesi fevkalade önemlidir.” Mustafa Kemal’in İzmir’in işgali üzerine direkt olarak yönlendirdiği ve gelişmelerini yakından izlediği ilk miting Havza’da yapılmıştı. Havza’da kendisini ziyarete gelenlere “Hiçbir zaman ümitsiz olmayacağız, çalışacağız, memleketi kurtaracağız” dedikten sonra Havza Belediye Başkanı İbrahim Cebeci’nin evinde toplanan halka da şu bilgileri vermişti: “Düşmanımızın niyeti bizi diri diri mezarımıza gömmektir. Şimdi çukurun tam kenarında bulunuyoruz. Fakat son bir gayretle toplanırsak kendimizi kurtarmak mümkündür.” Mustafa Kemal daha sonra Havza Belediye Başkanı'na bir emir vererek 30 Mayıs’ta Havza Camii’nde İzmir’in işgalinde şehit düşenler için bir mevlit okutulmasını istemiş ve hemen arkasından da büyük bir miting düzenlenmesini önermişti. Gerçekten de İzmir’in işgalden kurtuluşu Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın nihai hedefi haline gelmişti. 9 Eylül 1922 günü Türk birlikleri İzmir’e girdiklerinde Mustafa Kemal o geceyi Fevzi Çakmak ve İsmet İnönü ile birlikte Nif’te (Kemalpaşa) geçirmişlerdi. Mustafa Kemal Paşa, burada zafer sevincinden hareketsiz kalan arkadaşlarına yönelik olarak “Yahu, İzmir’e girdiğimiz akşamdır bu!.. Bu kadar sessiz mi geçecek? Haydi bari biz kendimiz şarkı söyleyelim” sözleriyle onları coşturmuş ve hep birlikte daha Kurtuluş Savaşı’nın başlangıcında Samsun’dan Anadolu içlerine giderken söyledikleri “Dağ Başını Duman Almış” marşını söylemişlerdi. O ve Türk ulusu üç sene dört ay süren bir devasa mücadele sonucunda Akdeniz’in mavi sularına ulaşmışlardı. Mustafa Kemal bu durumu not defterine şöyle imlemişti: “15 Mayıs 1335 (1919) İzmir’i işgal. 3 sene 4 ay. Ben aynı günde İstanbul’u terk... O kara günde Karadeniz’den, bu gün Akdeniz’deyim.” Bornova Olimpik Buz Pateni Salonu'nun temel atma töreninde konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, kamulaştırmalara 5 yıl içinde 320 milyon lira harcandığını kaydetti. MELES’TEN HOMEROS’A... İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Meles Deltası’ndan Homeros Vadisi’ne kadar ‘medeniyet yolculuğu’ yaratacaklarını söyledi İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Bornova Olimpik Buz Pateni Salonu'nun temeli atıldı. Törende konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, tesisin inşa edileceği Bornova Aşık Veysel Rekreasyon Alanı'nın 230 bin metre kare olduğunu, 10 yıldır ''hukuki girdap'' nedeniyle yatırım yapılamadığını söyledi. Aziz Kocaoğlu, buz pateni salonu ve yakında temeli atılacak amfi tiyatro ve diğer yatırımlarla Bornova'nın çok modern bir alan kazanacağını vurguladı. Buca Hasanağa'daki buz pistinin ekonomik ömrünü tamamladığı için yıkıldığını, bahçenin doğal sit olduğu için olimpik buz pateninin Bornova'ya yapılmasına karar verildiğini belirten Kocaoğlu, şunları söyledi: “İzmir spor salonları, tesis açısından çok zengin. Özellikle 2005 Üniversiteler Yaz Spor Oyunları sırasında kentin spor altyapısı yenilendi. İzmir'de bu buz pateni salonunun tamamlanmasından sonra sporun her dalında uluslararası spor müsabakaları yapılabilecek. Bu salondan sonra 5 bin kişilik amfi tiyatronun temeli atılacak. Ayrıca 2 tenis kortu, 1 mini futbol sahası, 1500 metre karelik gölet, 2 ahşap köprü, 2 kafeterya, 615 araçlık otopark, çocuk oyun alanları, yürüyüş alanları, seyir terasları, tinlenme tesisleri yapılacak. Bornova Aşık Veysel Rekreasyon Alanı, Homeros Vadisi Projesi'nin devamıdır. Hedefimiz Meles'ten 14 kilometre uzaklıktaki Homeros Vadisi'ne kadar bir medeniyet, tarih yolculuğu yaratmak.” Aziz Kocaoğlu, İzmir'in kamu arazisi yönünden fakir bir kent olduğunu, projeleri yaparken, öncelikle kamulaştırma bedellerine baktıklarını ve 5 yıl içerisinde toplam 320 milyon liralık kamulaştırma parası ödendiğini sözlerine ekledi. Buz Hokeyi Federasyonu Başkanı Akın Kılavuz da buz pateni ve hokeyinin gelişmiş ülkelerde yapılan sporlar olduğunu söyledi. Bornova Belediye Başkanı Kamil Okyay Sındır ise rekreasyon alanı sorunun çözülmesinin Bornova'ya yapılan en önemli hizmetlerden biri olduğunu kaydetti. DÜNYA DOMUZUN GRİBİNE KARŞI, AYDINLI ÜRETİCİLER TALANA KARŞI ÖNLEM PEŞİNDE ‘Gribini bırak talanına bak!’ TEVFİK AKBAŞ AYDIN Aydın’daki üreticiler, dünyanın domuz gribi salgınına kilitlendiği bir dönemde, yıllardır tarlalarına zarar veren domuz talanına dikkat çektiler. Üreticiler soruna çözüm bulmak amacıyla tarlalarının etrafını elektrikli tellerle çeviriyor. Ülkeler domuz gribine karşı havaalanlarında, tren garlarında, limanlarda sıkı güvenlik önlemleri alırken, Aydın’daki üreticilerde de domuz talanına karşı çalışmalar yürütüyor. Aydın’ın Didim ilçesine bağlı Yeniköy beldesinde arazilerine zeytin fidanı diken üreticiler, domuzların bu fidanları talan etmesi üzerine son çare olarak tarlalarının etrafını elektrikli tel çitlerle çevirmeye başladılar. Türkiye’nin dört bir köşesinde benzer yakınmaların olduğunu anımsatan Aydınlı üreticiler, “Domuz sürek avı yasak. Bu konuda ağır para cezaları var. Ancak domuz talanı çok ciddi boyuta ulaştı. Eskiden geceleri ortaya çıkıyordu. Fakat şimdilerde gündüzleri de tarlalarımızı talan ediyorlar. Kanalların ve ağaçların altında yatıp, kalkıyorlar. İyice korkar olduk. Ürünümüze adeta ortak oldular. Devletin bu domuz talanına acilen çözüm bulması gerekiyor. Bugünlerde tarlalarımıza pamuk, mısır tohumları ekiyoruz. Domuzlar bu tohumları çıkarıp yiyorlar. Zor durumdayız” dediler. C M Y B C MY B