Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
8 1 MAYIS 2009 CUMA Zeliha Sürücü, Durkadın Güçlü ve Fatma Ural, Datça’da ‘dalya’ diyenlerden yalnızca üçü Datça’nın asırlık çınarları ömürlü insanları, ‘Tanrı, yarattığı kulunun uzun ömürlü olmasını isterse Datça Yarımadası’na bırakır’ diyen Tarihçi Strabon’u haklı çıkarıyor. MEHMET EM N BERBER D atça’nın bir asrı deviren uzun DATÇA Türkiye'nin güney batı ucunda, denize bir martı başı gibi uzanan Datça Yarımadası, uzun ömürlü insanlarıyla ünlenmeye başladı. Hemen her köyünde 100 yaşını doldurmuş, ya da bu yaşa merdiven dayamış birkaç insana rastlanıyor. Doğa cenneti yarımada, adeta tarihçi Strabon’un “Tanrı yarattığı kulunun uzun ömürlü olmasını isterse Datça Yarımadası'na bırakır” sözünü kanıtlıyor. Datça'da bir asrı devirendlerden biri, Reşadiye mahallesinde yaşıyor. Hicri takvime göre 1324, Miladi takvime göre 1908 doğumlu olan Zeliha Sürücü’nün, resmi yaşından çok daha büyük olduğu kaydediliyor. Babası Balkan harbine giderken 3 yaşında olduğunu söyleyen ve hayal meyal o günleri anımsayan Sürücü'nün, çocukluğunda unutamadığı anılardan biri de Rum çocuklarıyla oynadığı oyunlar. Gözleri dışında önemli bir rahatsızlığı olmayan Sürücü'ye çocukları ve torunları bakıyor. 23 yıl öncesine kadar zeytin ağaçlarına çıkan, zeytin toplayıp tütün kıran “Zeliha Teyze” artık çocuklarının ve torunlarının korumasında. Çocukları, torunları, gelinleri ve mahalledeki komşuları, “Zeliha teyzenin ne şekeri, ne tansiyonu, ne kollestrol var. Şu anda bile her türlü yemeği yer. Ama her şeyin doğalını yiyor” diyor. 5 kardeşini daha önce yitirmiş. Eşini de 96 yaşındayken kaybetmiş. Uzun yaşamanı ve sırrını soruyoruz: “Bağ diktik, bahçe yaptık. Aç kaldım, susuz kaldım. Hep çalıştım. Tütünde, zeytinde. Bahçe işleri yaptım. Tütünleri sırtımızda eve taşırdık. Bir merkepten daha fazlasını yüklerdik sırtımıza. Şimdi bir kuru canım var. Getirirlerse bir lokma yiyorum. Getirmezlerse bakıyorum işte. 23 gün bir şey yemesem aklıma bile gelmez. Artık, ne malım, ne mülküm, ne evim, ne bağım bahçem var. Bir canım var. Dünyanın sonunu getiriyoruz işte.” dukça yerinde ve sağlıklı. Çarşıya çıkıyor, pazara gidiyor, alışveriş yapabiliyor. Hiçbir rahatsızlığı yok. Reşadiyeli Zeliha Sürücü’nün çocukluk arkadaşı. Hemen hemen aynı yaşlarda olduklarını, çocukluklarını birlikte geçirdiklerini söylüyor. GENÇLİK GİBİSİ YOK Yaşlı olmaktan mutlu olup olmadığını soruyoruz bu kez: “Hem iyi, hem değil. Ne de olsa gençlik gibisi yok. Gözlerim görmüyor, kulaklarım ağır duyuyor. Çocuklar ekmek verirse yiyorum. Vermezlerse şükrediyorum.” Datça’nın İskele mahallesinde 102 yaşında bir çınar daha yaşıyor. Fatma Ural, yaşına göre çok bakımlı ve modern giyimli. 48 yaşındayken kocasını kaybetmiş. Bilinci ol ÇANAKKALE ÇOCUĞU Durkadın Güçlü de Reşadiye mahellesinde yaşıyor. 100 yaşında ve bilinci yerinde. Sorulara mantıklı yanıtlar veriyor. Yaşamındaki önemli olayları unutmamış. Kendisinin “Çanakkale çocuğu” olduğunu söylüyor. Babasının Çanakkale’ye gittiğini biliyor ama döndüğünü bir türlü anımsayamıyor. Tek başına kaldığı evde torunu Nazlı hanım bakıyor. Guatrı olduğunu söylüyor ve tek başına kendi işini görebiliyor. Foça’dan tarihe yolculuk Doğanın şahlanışı... ZM R (Cumhuriyet Ege Bürosu) İki yıllık kuraklığın ardından bu yıl düşen yağışlar, yüzleri güldürüyor. Yağışların semeresi ise bahar aylarında toprakta kendini gösteriyor. Şehirlerin dışına kendilerini atanlar “doğanın şahlanışına” tanıklık ediyor. Ortaya çıkan manzara, görülmeye değer. Tarlarlar gelincik, papatya, lalenin yanın sıra çeşitli renkli çiçekler türleri ve otlara bağrını açmış. Doğa, yalnızca görsel şölen sunmuyor, canlıların yaşamına da değer katıyor. Toprağın bereketi, insanların yanı sıra büyükbaş ve küçükbaş hayvanların da karnını doyuruyor. (Fotoğraf: HAL L HÜNER / AA) C M Y B C MY B FOÇA Foçalı aktardılar. ŞEVK AVCI denizcilerin Marsilya, dönemin Milat'tan 600 yıl en önemli Foça önce Marsilya'ya yaptıkları kolonisi oldu. Bu nedenle yolculuk, o çağın 360 Derece Tarih koşullarına göre Araştırmaları Derneği’nin yineleniyor. Ancak hazırladığı ve İzmir Fransız Foçalılardan bu yolculuğa Kültür Merkezi’nin destek katılan bir tek kişinin bile verdiği proje kapsamında, bulunmaması eleştiriliyor. 600 önceki teknolojiye Milattan 600 yıl önce, Ege göre yapılan “Kybele” kıyılarından yola çıkan gemisi yarın Foça'dan yola Foçalılar, Akdeniz’deki çıkacak. 20 kürekli geminin yolculukları sırasında 1 Temmuz'da Marsilya uğradıkları Yunanistan, Limanı'na ulaşması İtalya, Korsika, Fransa ve öngörülüyor. Bin 700 deniz İspanya’da birçok koloni milini kapsayan yolculuk kurdular, kültürlerini ve 30 kişilik ekip tarafından bilgilerini bu ülkelere gerçekleştirilecek.