Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
24 NİSAN 2009 CUMA Adaletinbumudünya ASUMAN ABACIOĞLU Prof. Dr. Orhan Kural, bu kez de sigara ile ilgili kuralları hatırlattığı için bir grup genç tarafından tartaklanmış. Bilindiği gibi daha önce de sokağa çöp atanları uyardığı için aynı davranışla karşı karşıya gelmiş ve hastanelik edilmişti. İnsanların kurallara saygı duymadığı, yasaların kişilere göre uygulandığı bir ülkede yaşamanın bedeli bu olsa gerek. Bu ülkede “Sen benim kim olduğumu biliyor musun?” diye söze başlayan kim bilir ne kadar çok kişi vardır? Onlar, yurttaş olmadan önce makam sahibidirler ve bunun her şeyden önce geldiğine inanırlar. Yasalar ve kurallar böylelerine işlemez. Durum bu olunca, yasaları ve kuralları hatırlatmak oldukça tehlikeli ve riskli bir davranış haline gelir. İyisi mi herkes başını önüne eğip üç maymunu oynamalıdır; bilmeyen, görmeyen, duymayan maymunları. ABD Başkanı Obama'nın kardeşi, taciz şikayeti nedeniyle İngiltere’ye giremiyor. Ama ülkemize baktığımızda bir yanda 'affedilen', diğer yanda yargı önüne bile çıkarılamayan suçlular... Yargıda uzayıp giden davalar, yerine gelmeyen adalet. TACİZCİ OBAMA!.. Oysa bakın, koskoca ABD’nin Başkanı Barak Obama’nın kardeşinin bile,( üvey kardeş ama olsun, soyadı aynı ), hakkındaki taciz şikayeti nedeniyle İngiltere’ye girişi yasaklanabiliyor. Yani şu bildiğiniz, Türkiye’de kadınların başına her an her yerde gelen taciz nedeniyle. Gazete haberine göre olay şöyle olmuş; Geçen yıl Kasım ayında Samson Obama, bir grup genç kıza yaklaşarak birini elle taciz etmiş. Ardından, kızları gittikleri kafeye kadar takip edip tacizlerine devam etmiş. Bu tacizle ilgili şikayetlerin kayda alınmasının ardından bir süre sonra ülkesi Kenya’ya dönen Obama, tekrar İngiltere’ye girmek istediğinde vize istemi nayetlerinin bu kadar yaygın olduğu; ya da “Bana yar olmayanı kimseye yar etmem” diyen kabadayı delikanlıların genç kızları katlettiği ve genellikle de oldukça ucuz kurtulduğu bir ülkede yaşıyorlar çünkü. Yasalar, sanki uygulanmamaları için çıkarılıyorlar. Çevre korumacılıkla ilgili yasalar örneğin; yöneticilerin başına dert oluyor canım. Bu yasalar yüzünden korumacılar açtıkları davaları kazanıp duruyorlar. Ya da SİT ile ilgili yasalar. Belediyelerin uygulamamak için aldıkları yıkım kararları. Trafikle ilgili yasalar; önünden kırmızı ışıkta geçen bir araca hülyalı bakışlar atan trafik polisleri. Bu arada en çok ihlal edilenlerden insan hakları ile ilgili yasalar; Başbakanımızın “işkenceye sıfır tolerans” sözleri ve işkencede ölenler. Yaz geliyor; en fazla ihlal edilen bir başka yasa da gürültü kirliliğini önlemek için çıkarılan yasa olmalı. Siz siz olun, sakın sokak düğünlerine “çok gürültü oluyor” diye itiraz etmeyin. Yoksa Orhan Kural örneğinde olduğu gibi, “toplumumuzun geleneklerine göreneklerine saygın yok mu ulan” sözleri eşliğinde dayağı yer oturursunuz. Hatta düğünlere fazla yaklaşırsanız maganda kurşunuyla bile ölebilirsiniz ve ne yazık ki “kim vurduya” gidersiniz. ? 5 D E N İ Z C İ Denizde Rodeo ÜNAL BENLİALPER Ege ve Akdeniz, sahip olduğu eşsiz güzelliklerle sizleri bekliyor, hem de çok yakınınızda. Düşünün bir kere, teknenin güvertesi üzerinde bir battaniyeye sarılarak akşamdan uyuya kalmışken, gecenin o harika, insana hayal gibi gelen yaşam yüklü görüntüsünün ardından, sabah güneşinin ilk ışıkları ile gevşeyip, derin bir nefes alıyorsunuz... Böylesine güzel bir güne, kucaklarcasına merhaba diyebilmek, insana inanılmaz bir yaşam gücü veriyor. Doğa yavaş yavaş hareketlenirken, bizler de seyir hazırlıklarını tamamlamak üzereyiz. Rüzgar hafiften kendini hissettirmeye başladı. Ege'nin insanı coşturup, heyecanlandıran, içindeki maceracı duyguları uyandıran ve ruhumuzu rahatlatan Kuzey rüzgarlarının doldurduğu yelkenlerimizle seyir yapmak bizlere karmaşık duygular yaşatıyor. Heryerimiz sırılsıklam, yüzümüz, gözümüz tuz içinde. Aramızda tam bir uyum sağlanmış durumda, herkes görevinin başında ve arı gibi çalışıyor. Yelkenler ve tekne kontrolümüz altında. Rüzgar 45 şiddetinde ve ''Orsa'' dan bindiriyor yelkenlere. Zaman zaman ''Apazlama''dan yol alsak da, bu kısa sürüyor. Teknenin iskele omuzluğunda ardı ardına patlayan dalgaların serpintileri, her yere sağnak yağmur gibi dağılıyor. Tekne hacı yatmaz gibi bata çıka, yan yata yata seyre devam ediyor. Rüzgarla iyice dolan yelkenlerin görüntüsü harika, teknenin başı sulara gömülüp, çıkıyor. Tam bir maceranın içindeyiz, ama hiç birimizin içinde en ufak bir korku belirtisi yok. Müthiş, inanılmaz heyecan dolu duygular içinde, sevdiğimiz o Ege'nin masmavi sularının üstünde sanki uçuyoruz. Yelkenler şiştikçe şişiyor. Neredeyse yırtılacak, sanki rüzgarla inatlaşırcasına ona meydan okuyor. Rodeodaki atların üzerinde gibiyiz, deniz o kadar hırçın ki, bizi kaldırıp kaldırıp bırakıyor. Dalgalar ve tekne birbiriyle mücadele etmekten hiç yorulmamışlar, sanki hoşlarına gidiyor bu didişme ortamı. Ama biz hiçbir şeye aldırış etmeden rotamıza devam ediyoruz. Daha Didim'e kadar sanırım üç saat seyir yapmamız gerekecek. Mandalya Körfezi, mitolojik olayları aratmayacak kadar efsanevi güzelliklerini bize armağan ediyor. Ardından suların yeniden durulması ve rüzgarın kesilmesi için sırlarla dolu mavi derinliklerinde yaşayan Poseidon'u çağırıp ondan yardım istiyor. Sevgi, aşk, huzur ve bereket dolu Ege sularında yaşamak gerçekten büyük bir keyf veriyor insana. Yeter ki bunu hissedip ondan bize gelen mesajları anlayabilelim. Bu güzel değerlere sahip çıkalım. UZUN DAVA... Yasaların uygulanmasını denetlemekle yükümlü kişilerin kafası epeyce karışıyor olsa gerek. Yakalayıp cezalandırdıkları da affa uğrayıp çıkıyorlar dışarıya; örneğin imar afları; “kader kurbanları”nın affı gibi. Bir yanda suç işleyenlerin bu kadar kolay affedilmeleri ve ucuz kurtulmaları, bir yanda da bazı suçlardan bir türlü yargı önüne çıkarılmayan suçlular. Yargıda uzayıp giden davalar, yerine gelmeyen adalet. İnsanın, “Adaletin bu mu dünya?” diyesi geliyor. ne red cevabı almış. Bunun, iki ülke arasında diplomatik bir sorun yarattığını duymadık. Taciz cenneti Türkiye’de bazı erkekler herhalde bu habere gülmüşler ve kendi hallerine şükretmişlerdir. Bırakın elle tacizi, kadınların evde kocaları tarafından dövülmelerinin normal karşılandığı, namus ci unalkaptan@hotmail.com C M Y B C MY B