01 Temmuz 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

27 ŞUBAT 2009 CUMA 5 D E N İ Z C İ Gözler yeşile döndü ASUMAN ABACIOĞLU İzmir’in dışa doğru yayılımının son birkaç yılda yoğun olarak yöneldiği Güzelbahçe, kent sınırları içinde “sayfiye yeri” olma niteliğini de koruyarak gelişimini hızla sürdürüyor. İki katlı bahçeli evlerin imar yapısını oluşturduğu bu ilçede düzenli bir yapılaşma görüntüsüne karşın hızlı nüfus artışı, çevresindeki yeşil alanları yok edecek bir tehdit de barındırıyor. Kent genelindeki yüksek yapılaşmanın yerine siteler bazında ve düşük kat yoğunluklu bir yapılaşmanın en baştan beri titizlikle korunduğu Güzelbahçe’de tarımsal üretimin de devam etmesi, kent merkezine yakın ancak hala kırsal özellikler taşıyan oldukça farklı bir model ortaya koyuyor. Güzelbahçe bir yandan, hafta sonları İzmirliler’in kahvaltıcılara ya da balık restoranlarına akın ettiği bir tatil yeri, diğer yandan da farklı bir yaşam tarzını benimseyenlerin yaşamak için tercih ettikleri bir yerleşim yeri olma özelliği taşıyor. Bugüne kadar ormanlık, zeytinlik alanların ve tarım yapılan bölgelerin korunmasına karşın yoğun nüfus akışı ve yapılaşma nedeniyle yeşil alanların ranta kurban gitme tehlikesinin arttığı görülüyor. Yerel seçimlerin yaklaştığı bugünlerde birden bire ortaya çıkan ve doğru dürüst temeli kazılmadan tuğla duvarları yükselen inşaatların sayısının hızla artması dikkat çekiyor. CHP’li Belediye Başkanı Ertan Avkıran’ın tutuklanması, öte yandan bazı belde belediyelerinin değişikliği yapılması konusunda da yerel yönetimin çaba gösterdiği unutulmamalı. Böyle bir değişikliğin, hem ilçenin şu andaki görüntüsünü bozması hem de altyapıda problemlere yol açması kaçınılmaz olur. Toplu ulaşımın yeterli olmadığı, ulaşımın büyük oranda özel araçlarla sağlandığı ilçede, artan nüfusla birlikte trafik yoğunluğu ve hava kirliliğinin önüne geçilemez. Yerel seçimler öncesinde adayların tanıtım broşürlerinde veya internet sitelerinde “yeşil alanların korunması” konusuna pek yer vermedikleri görülüyor. Sosyal demokrat görüşün ağır bastığı Güzelbahçe’de DSP adayı İlhan Pınar ise bu konuda öne çıkıyor. Daha önce Payamlı Köyü Muhtarlığı yapan tarihçi ve yazar İlhan Pınar, “ekolojik tarım”a vurgu yapıyor. Payamlı’daki muhtarlık görevi sırasında Avrupa ülkelerinden kaynak yaratarak köyün ortak alanına badem ve ceviz ağaçları diktiren, tarımsal üretim kooperatifini canlandıran, bu amaçla araç gereç yatırımı yapan Pınar’a, dürüstlüğü ve ilkeliliği nedeniyle de pek çok çevreden destek veriliyor. Dileğimiz, hangi aday seçilirse seçilsin, bölgedeki zeytinliklerin, tarım alanlarının, SİT koruması altındaki arazilerin ve Hazine arazilerinin korunması için çaba göstermesi ve bu alanların çıkar çevrelerine peşkeş çekilmesine izin vermemesi. Yerel seçim sürecinde birden bire ortaya çıkan inşaatların sayısının artması dikkat çekiyor Yeryüzü Cenneti ÜNAL BENLİALPER Yıllık 10 milyar dolar gibi önemli bir gelir kaynağı olan deniz turizminde, amaçların ve stratejik gelişme hedeflerinin, yöresel, bölgesel ve ulusal boyutlarda değerlendirilip, saptanacak olan uygun kriterlerle, belli dönemleri kapsayan planlamalar içinde yapılandırılması ile sektör daha da güçlenecektir. Ülkemizdeki deniz turizmini karadan ve denizden etkileyen olumsuz bir çok faktör bulunmaktadır. Bunların en önemlisi, deniz kirliliğinin her geçen yıl artıyor olmasıdır. Üzülerek söylemek gerekirse bu kirliliğin büyük bir bölümü kara kökenlidir. Türkiye'de endüstriyel işletmelerin sahip olduğu arıtma tesislerinin oranı sadece yüzde 9 dur. Ülkemizdeki 3bin 225 belediyenin içinde yalnız 172 tanesinde atık sularla ilgili arıtma tesisi bulunmaktadır. Bu da yüzde 5 civarında olduğu anlamına gelmektedir. Bunların birçok nedenden dolayı çalışmadığını dikkate alırsak, mevcut kanalizasyon sularının yüzde 95'inin nehirlere göllere ve denizlere deşarj edildiğini görürüz. Tehlikenin boyutları bununla da sınırlı kalmamaktadır. Dahada kötüsü karşımıza endüstriyel atıklar çıkmaktadır. Bu sanayinin ürettiği ağır metallerin, kimyasal ve zehirli atıkların toplamı yıllık 9 milyon metreküptür. Bu rakamın yüzde 22'si arıtılmakta, kalanı pervasızca doğa katledilerek nehirlere, göllere ve denizlere bırakılmaktadır. Durum böylesine tehlikeliyken koylar, körfezler ve kıyılar yoğun kirliliğin tehdidi altında çaresizlik içinde, savunmasız beklemektedir. Çevre ve Orman Bakanlığı, Denizcilik Müsteşarlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı tam bir koordinasyon içinde bir araya gelip sıvı ve katık atıklarının doğrudan veya dolaylı olarak olarak doğaya bırakılmasının önüne geçilmesi için gerekli önlemleri almalı ve bunlarla ilgili alt yapı çalışmasına hız vermelidir. Organize Sanayi bölgelerinde bile olması gerekenin çok altında arıtma tesisi mevcuttur. Bunların sayısı yüzde 14'ü geçmemektedir. Elimizdeki verilere baktığımızda develet kurumlarının doğayı daha çok kirlettiğini görürüz. Çünkü kamu kuruluşlarının yüzde 84'ünde arıtma tesisi yoktur. Deniz turizminin uluslararası düzeyde tanıtılması konusunda yetersiz kaldığımız bir gerçektir. Dünyadaki bütün turizm fuarlarına katılıp geniş kapsamlı bir tanıtım atağına geçmeliyiz. Bu sektörde nitelikli işgücüne gereksinim vardır. Tesisler, araçlar, malzemeler ne kadar kaliteli olursa olsun yine de tek başına yeterli olmayacaktır. Deniz turizmi, çok hassas dengeler üzerinde yapılanmıştır. Ülkemizdeki en ufak bir olumsuz gelişmenin uluslararası ilişkilerdeki yansımaları kısa vadede kendini göstermekte ve sezon ile ilgili kaygılar hemen başlamaktadır. Türkiye'nin bu nedenle daha dikkatli daha güçlü ve uyanık olması gerektiğinin altını çizmekte yarar görüyorum. Siyasi istikrarsızlığın sebep olduğu güvensizlik ortamı, ekonomik kriz, sosyal görüş ayrılıkları, terör ve kendimizi yeterince tanıtamamak gibi unsurlar bu sektöre daha sezon başındayken zarar verebilmektedir. Daha temiz denizler, daha bakımlı koylar ve yeşilin hiç solmadığı saf bir doğa için ulusça el ele verip bize armağan edilen bu yeryüzü cennetine bütün gücümüzle sahip çıkmalıyız. Kent merkezine yakın ancak hala kırsal özellikler taşıyan oldukça farklı bir modelin ortaya konduğu Güzelbahçe, yeşile yönelik tehdidin en yoğun olduğu bölgelerden biri olarak görülüyor. ortadan kalkacak olması, bölgede yerel yönetim boşluğu yarattığı izlenimi bırakıyor. Ancak, bunun sadece bir izlenim olması da ihtimal dahilinde. Çünkü 1. Derece Doğal SİT olan bir bölgeye çivi bile çakılmaması gerekirken 100 villalık koskoca bir site inşa edilmesinin, söz konusu yerel yöneticilerin zamanında gerçekleştiği de unutulmamalı. YOĞUN UĞRAŞ... İzmir Büyükşehir Belediye’sinin kararlılığı sayesinde Güzelbahçe çevresindeki tarım alanlarında yapılaşmaya yol açacak projeler durdurulsa da, bölgede büyük araziler edinmiş çevrelerin SİT koruması altındaki yerleri SİT’den çıkarmak için uzun süredir Ankara’da yoğun uğraş verdikleri biliniyor. Bu yöndeki çabaları sonucunda geçici bir başarı elde etmelerine karşın İzmir’deki korumacıların yasal mücadelesi sonucunda hezimete uğrayan bu çevrelerin girişimlerini sürdürdüklerini tahmin etmek zor olmasa gerek. Öte yandan Güzelbahçe’nin merkezinde kat sayısını artıracak bir imar plan [email protected] C M Y B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear