Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
4 K O N U K c 11 ARALIK 2009 CUMA Sonbahar ve Umutlar AVUKAT MURAT FATİH ÜLKÜ Ne zamandır düşünüyordum, Çeşme Otoyolu'nda, Karaburun kavşağından çıkınca, minik bir levhada adlarını gördüğüm, “Yağcılar” ve “Demirci” köylerine doğru gitmeyi. Ama, bu kadar heyecanlanacağımı, beni farklı duygulara götürecek bir yolculuk yaşayacağımı tahmin etmemiştim. Virajlı ve dar sayılabilecek yol, olağanüstü manzaraların habercisiydi sanki. Sadece emek verilen şeylerin mutluluk getirdiğini, zamanla öğreniyor insan. Biraz devam ettikten sonra başlayan ve aralıksız devam eden çam ormanlarının arasında giderken; tüm “çok önemli işler” (!) “acil işler” (!) insanın kafasından uçup gidiyor. İzmir’in sadece 3540 kilometre uzağında, kesintisiz çam ormanları ile kaplı böyle bir yerin kalması; her şeye rağmen umutları yitirmemek gerektiğini bir daha gösterdi bana. Hem de gözlerimi yaşartarak. Yol boyunca; istiflenmiş odunları, odun taşıyan eşekleri görüp, “odun üretimi”ne rağmen, çam ormanlarının yaşamaya devam ettiğini öğrenince, doğanın kendini yenileyen olağanüstü dengesini anlatmak, anlatmak, anlatmak istiyorsunuz birilerine. Dinleyeni sıkmak pahasına. Müzeyyen Senar’ın bir başka söylediği “Benzemez Kimse Sana”ya eşlik etmeye (daha doğrusu şarkıyı mahvetmeye) çalıştığımı fark ettiğimde; kolay yakalanamayacak bir duygu girdabına yuvarlanmıştım artık. Sadece yolun geçtiği yerleri gören gözlerim; arabanın gitmediği yerleri görse, ruhumda, beynimde olacak fırtınaları düşündüm. Ürperdim doğrusu. Yağcılar ve Demirci köylerinin sakinleri, dışarıdan gelen bu yabancı arabayı meraklı gözlerle, ama çok net seyrettiler. Köye yabancı, ama bu toprakların çocuğu olan beni, benimseyeceklerine inandım nedense. Sahibi olduğu bu topraklarda; yüzyıllardır, büyük ve engin hoşgörüsü ile yaşayan Türk köylüsüne, Türk Ulusu’na atılan iftiralar, yapılan haksızlıklar, yerli (!) Türk düşmanları aklıma geldi. Ama Türk Ulusu’nun o soylu, onurlu ve sarsılmaz duruşunu anımsayınca, kendime büyük bir güven geldi, boşverdim hepsini. Doğaya, güzelliklere, duygulara döndüm. 13 kilometrelik yolun sonunda, Demirci köyünden hemen sonra, denize çıktı yol. Sıralanan küçük koyları, kayaların arasına gizlenmiş gizemli koyları izlerken, Ege’nin getirdiklerini hissetmek, solumak; sarhoşluğa sürükledi adeta beni. Çam ormanlarının arasında yeşilin rengi ile fark edilen sonbahar, deniz kıyısındaki tatlı serinlikle iyiden iyiye kendini hissettiriyordu. O tertemiz serinlik, sonbaharın o muhteşem kokusu. Sonbahar; aslında umutların, hem de arınmış umutların mevsimi. Yazın kirlettiklerini, temizleyen mevsim. Şehirdeki “çok önemli işler”, “acil işler” beni çağırdığı için, dönüş yoluna girmeliydim artık. Dönüşte, geldiğim yolla geniş bir “v” oluşturan, Urla’nın içine inen Kuşçular yolundan giderken, umudu yitirmek üzere olduğumuz bugünleri düşündüm. Ama, sonbaharda, bu kaygısız umutların mevsiminde; umutların yeşermeye başlayacağı bir dönemin arifesindeyiz sanki. Ya da böyle düşünmek istiyorum, bu olağanüstü yolcululuk içimdeki kötümserliği aldı. Ege’de, Yarımada’da, bu güzelliklerin içinde, kötümser olmaya hakkımız yok diye düşünüyorum artık. Yatırım, Ayvalık’ın beş ayrı bölgesindeki toplam 7 kilometrelik Hazine arazisini kapsıyor Rüzgâra Cunda ısrarı OYA UĞRAL AYVALIKBirinci derece doğal SİT, Tabiat Parkı ve Milli Park koruması altındaki Ayvalık Alibey Adası’na (Cunda), girişimci firmanın 24 rüzgâr türbini kurma ısrarı sürüyor. Rüzgâr santralının doğal dokuya vereceği zarar, çevrecileri ve yöre halkını ayağa kaldırdı. Ayvalık Belediye Başkanı Hasan Bülent Türközen, santral için Cunda'dan vazgeçilememesinin mantıksız olduğunu söyledi. Balıkesir Ayvalık Rüzgar Enerjisinden Elektrik Üretme Santrali adlı şirket, yöre halkının ve belediyenin direnmesine karşın Cunda ısrarından vazgeçmiyor. Zeytin ve çam ağaçlarıyla kaplı Derviştepe, Alibeytepe, Çimtepe, Deveboynutepe ve Aktepe bölgelerindeki yaklaşık 7 kilometrelik hazine arazileri üzerinde, itirazlar hiçe sayılarak proje yaşama geçirilmek isteniyor. 2003 yılında üretim lisansı alan şirketin, yeniden başvuru yapması tepki çekti. Israrın anlamı olmadığını söyleyen Ayvalık Belediye Başkanı Hasan Bülent Türközen, projenin Bursa Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu ve Ayvalık Belediye Meclisi tarafından doğal dokuya zarar vereceği gerekçesiyle bir çok kez reddedildiğini söyledi. Türközen, “Cunda Adası Koruma ve Kalkındırma Derneği, bin imzayla Çevre ve Orman Bakanlığı'na başvurdu. İlgili şirket projeyi tamamlamak için yeni bir girişimde bulundu. Biz rüzgar enerjisine değil, firmanın Cunda ısrarına karşıyız.Bu projenin yeniden dayatılmasının manası yok. Cunda Adası'nı bıraksınlar, rüzgar enerjisi santralini Cennet Tepesi'ne kursunlar. İmar planlarında Cennet Tepesi'nde 200 dönüm rüzgar enerji alanı işlettik” dedi. Bu arada firmanın yatırım için yabancı ortak aradığı belirtildi. GAZİEMİR KENT ARŞİVİ Çokbankir’den ‘tarihi bağış’ İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)Gaziemir Belediyesi Kültür Koordinatörü olan Arkeolog Ercan Çokbankir, Koruma Yüksek Kurulu onayını bekleyen Gaziemir Kent Arşivi’nde sergilenmesi amacıyla, sahibi olduğu 44 tarihi sikke, bin kitap ve 300’ün üzerinde tarihi fotoğrafı belediyeye bağışladı. Sikkeleri son yıllarda değişik kentlerde eski eser satıcılarından aldığını söyleyen Çokbankir, amacının halkta tarihsel bilinci uyandırmak olduğunu vurguladı. Çokbankir’in Gaziemir Belediyesi bağışladığı sikke, Kültür kitap ve Koordinatörü olan fotoğraflar, Arkeolog Ercan yüksek kurul Çokbankir, sahibi onayının ardından olduğu 44 tarihi restore edilecek sikke, bin kitap ve eski Seydiköy 300 tarihi fotoğrafı Tren İstasyonu belediyeye verdi. Binası’nda sergilenecek. Gaziemir Kent Arşivi olarak hizmet verecek binayı içeren proje kapsamında, istasyon binasının bitişiğindeki alana gençlik ve kültür merkezi de yapılacak. Köyler planlanacak MUĞLA (Cumhuriyet) Muğla İl Genel Meclisi, 74.5 milyon liralık 2010 bütçesinin 1.6 milyonunu, köy yerleşik alanlarının imar planına kavuşması amacıyla yapılacak çalışmalara ayırdı. Çevre ve Orman Bakanlığı’nın genelgesiyle Özel Çevre Koruma Bölgeleri'ndeki yüzlerce yapının yıkım tehlikesiyle karşı karşıya kalmasına tepki gösteren meclis CHP grubu, sorunun çözümü için kalıcı önlem arayışına girdi. CHP'lilerin önerileriyle 2010 bütçesine gerekli ödenek konuldu. CHP’li Marmaris İl Genel Meclisi Üyesi Dursun Kaplan, “Özel Çevre Koruma Bölgeleri ilan edileli neredeyse 20 yıl olmuş, ama köy yerleşik alanlarının imar planlarını yapması gereken Özel Çevre Koruma Kurumu, görevini bu güne kadar yerine getirmemiş. Şimdi bu evleri yıkın diyorlar” yorumunu yaptı. (ÖZCAN ÖZGÜR) İzgü’nün adı sahnede TEVFİK AKBAŞ AYDIN Aydın Belediyesi Şehir Tiyatroları Esko Sahnesi'ne ünlü yazar Muzaffer İzgü'nün adı verildi. Nasrettin Hoca adlı çocuk oyunuyla izleyicilerine merhaba diyen 'Muzaffer İzgü Sahnesi'nin açılışına ünlü yazar da katıldı. Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu ve meclis üyelerine teşekkür eden İzgün, “Aydın Belediyesi'nin bu sahneye benim adımı vermesi büyük bir sevgi gösterisi. Belediye başkanına ve meclis üyelerine tek tek teşekkür ediyorum. Bana Nobel Ödülü verdiler” diye konuştu. Karardan gurur duyduklarını söyleyen Çerçioğlu da, “Aydın Belediyesi olarak bizler sizin için bu sahneyi daima açık tutacağız” dedi. C M Y B C MY B