29 Haziran 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

8 İZDT Müdürü Hülya Savaş Akdoğan, zor dönemlerde toplumun sanatı ‘birleştirici’ olarak gördüğünü söylüyor 23 EKİM 2009 CUMA B OR D U M KRİZE KARŞI SANAT!.. OĞUZ YILDIZ İzmir Devlet Tiyatrou (İZDT), 20092010 sezonunda birbirinden nitelikli oyunlarla kentlinin karşısına çıkıyor. İZDT Müdürü Hülya Savaş Akdoğan, yeni sezonda günceli yakalamaya çalıştıklarını söylüyor. Akdoğan’la, yeni sezona, tiyatroya ve izleyicisine ilişkin değerlendirmelerini konuştuk. 20092010 sezonuna ilişkin düşünceleriniz? Toplumda, ülkemizde ve dünyadaki güncel gelişmeleri görmezden gelmemiz, göz ardı etmemiz mümkün değil. Bu sezon, sanatın ve sanatçının duyarlılık öğesiyle değişik açılardan şiddete değinen oyunlar sahneledik. Siyasi, ekonomik, psikolojik, sosyokültürel, aile içi şiddetin her geçen gün arttığı ve toplum sağlığını tehdit ettiği, toplumsal değerleri erozyona uğrattığı günümüzde şiddet temasını ele aldık. Devlet Tiyatroları’nın kuruluşunun 60. yılı dolayısıyla “60 Sahnede 60 Yerli Oyun” projesi kapsamında İzmir Devlet Tiyatrosu olarak biz de tüm sahnelerimizi yerli oyunlarla açarak projede yer aldık. Her geçen yıl tiyatro seyircisinin ilgisi oyunlara artıyor mu azalıyor mu? Ne mutlu ki artıyor. Yapılan sosyolojik bir çalışmada, içinde bulunduğumuz yüzyılın sosyal derneklerin ve toplumsal dayanışma örgütlenmelerinin yüzyılı olacağından söz edilmektedir. Bunun bir tesadüf olmadığına inanıyorum. Küresel gelişmeler, savaşlar, ekonomik kriz gibi başlıca sorunlar karşısında birey, toplumla bir araya gelme, hissettiklerine, düşündüklerine destek alma gereksinimlerini, sanat çatıları altında karşılamak istiyor. Bu anlamda Devlet Tiyatrosu’nun bütçeleri de zorlamadan “bir araya getirme” işlevini gören özelliğine sahip bir kültür kurumu olduğu inancındayım. Bu çatı altından çıkarak (salondan) oyun sahnelenecek mi? Biz bu tip sosyal projeleri gerçekleştirmiştik. Bundan sonra da tiyatronun yaygınlaşması adına bu tip girişimleri yaygınlaştırmayı planlıyoruz. Bilinçli bir tiyatro izleyicisinin oluşmasında temel nedir, nasıl oluşur? Tiyatro izleyicisi geleneğinin ailede başladığına inanıyorum. Genelde sanat, özelde tiyatroyu takip eden, izleyen annebaba, ülkenin aydınlık geleceği çocuklar için de bir “rol model” özelliği taşıyarak gelişecektir. Yanı sıra okulda öğretmenlerin teşvik etmesi, okullarda tiyatro kollarının kurulması da, tiyatro sevgisini, bilincini destekleyecektir. İzmirlinin tiyatroya bakış açısını nasıl değerlendiriyorsunuz? Aslında bu sorunun bir önceki soruyla bağlantılı olduğunu düşünüyorum. Şöyle ki; iyi” bir tiyatro seyircisi, “iyi” derken her yeni oyunu izleyen, takip eden bir izleyici belli bir zaman sonra seçici, başarılı prodüksiyonlarla, başarısız prodüksiyonları ayırt edecek noktaya gelecektir. Bu da bir rekabet ortamı yaratacaktır. Bu rekabet ortamında tiyatro çeşitlenecek ve zenginleşecektir. Ancak günümüzde İzmirli seyirci adeta ikiye ayrılmış durumda. Kimi, Cumhuriyet’in en eski kurumlarından biri olma özelliği taşıyan ve Türk ve dünya edebiyatından değerli örnekler vermek ve dilimizi koruyup, en güzel biçimde konuşmak gibi bir misyon üstlenen Devlet Tiyatrosu oyunlarını tercih ediyor. Bir kısım izleyici de televizyondan ve sinema perdesinden aşina olduğu yüzleri sahnede görmek ve günün sıkıntısından, stresinden uzaklaşmak adına eğlenme özelliği ağır basan oyunlar tercih ediyor. Hem yönetici, hem tiyatrocu olmanızdan yola çıkarsak, tiyatronun ya da tiyatroların sorunları nelerdir? Tiyatronun yaygınlaşması, kentin değişik bölgelerinde ikamet eden seyirci kitlelerine de tiyatroyu ulaştırma adına salon sorunu önemli bir öncelik taşıyor. Deneysel ya da büyük prodüksiyonlara yer verebileceğimiz salonlara ihtiyaç duyuyor ve bunun sıkıntısını yaşıyoruz. Yanı sıra kentin kültürel anlamda gelişmesi adına yerel yönetimlerin desteğinin daha da artması en büyük dileğimiz. Bodrum’da 500 tekneden yalnızca 7’sine Türk bayrağı çekildi. Bayrak değişimine ilgi yok NURPERİ DEĞİRMENCİ BODRUM Yüksek vergi uygulaması nedeniyle sahibi Türk olan ama yabancı bayrak taşıyan motor yat ve yelkenlilerde, Türk bayrağına geçişi sağlamak için getirilen yeni düzenlemeler beklenen ilgiyi görmedi. Vergi indirimi çıkmasına karşın mevzuatın ekim ayına kadar yayınlanmamış olması da sektörde kuşku yaratttı. Bakanlar Kurulu kararı ile 22 Ağustos’ta başlayan ve 30 Kasım günü sona erecek olan vergi indirimlerine karşın Türk bağlama limanına kayıt yaptırmakta çekimser kalan denizcilerin limanlarından biri de Bodrum. Bodrum Liman Başkanlığı’ndan alınan bilgiye göre vergi indiriminden yararlanmak için verilen bu 101 günlük kısıtlı süreye karşın, sadece 7 başvuru yapıldı. İlçede bu kapsamda yaklaşık 500 tekne bulunduğu belirtildi. BARUT FIÇISI... 20092010'un yeni oyunlarından “Barut Fıçısı”nın prömiyeri, bu akşam Sabancı Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilecek. Güncel temaya uygun biçimde şiddeti ele alan Dejan Dukovski'nin oyununu Bilge Emin ve Yıldıray Şahinler Türkçeleştirmiş. Gürol Tolun'un yönettiği oyunun dekoru Tayfun Çebi'ye, giysi tasarımı Yıldız İpeklioğlu, ışık tasarımı Yüksel Aymaz, müziği Cem İdiz, koreografisi Sevinç Renkver'e ait. Oyunda başlıca rolleri Turgay Tanülkü, İbrahim Raci Öksüz,Fatih Kahraman, Tamer Yılmaz, Neşe Zindan, Hande Kılıç, Serdar Kamalıoğlu, Özkan Gezgin, Ahmet Dizdaroğlu ve Hakan Dönmez paylaşıyor. İZDT bu hafta sonunda ayrıca Karşıyaka Ragıp Haykır Sahnesi'nde “Bir Daha Çal Sam”, Konak Melek Ökte Sahnesi'nde “Dona Agata'nın Kaçırılışı”nı sahnleyecek. ‘BÜROKRASİ AZALTILMALI’ Bodrum Liman Başkanı Eray Erkanat ülkemizde mülkiyeti Türklere ait olup, vergi yükünün ağır olması nedeniyle yabancı bayraklı olan 3 binden fazla motor yat ve yelkenli bulunduğunu belirterek, “Denizcilik Müsteşarlığı ve Ulaştırma Bakanlığı’nın yaptığı yeni düzenleme ile MTV ve ÖTV kaldırıldı, KDV yüzde 1’e düşürüldü. Amacımız bürokrasinin azaltılması ve Türklere ait yabancı teknelerin Türk bayrağına geçmesi” diye konuştu. Bodrum Deniz Ticaret Odası Başkanı Gündüz Nalbantoğlu, ise yaptığı açıklamada Türk bayrağına geçme konusunda Türk tekne sahiplerinin çekinceleri olduğunu belirterek, “Her yıl 150200 bin lirayı bulabilen MTV, yüzde 8 oranında ÖTV, yüzde 18 oranında KDV ile Türk bağlama limanına kayıtlı olup Türk bayrağı çekebilmenin bedeli oldukça yüksekti. Şimdi kısıtlı bir süre için yapılan bu uygulamanın kalıcı olacağından endişe edenler çok” dedi. BOYUTUNA GÖRE... Üç ay ile sınırlı olan bu uygulamanın, asıl desteğe gereksinim duyan Türk amatör denizciliğine hiçbir katkı sağlamayacağını savunan tekne sahibi Erdem Kaptan da, Türk sahipli teknelerin yabancı bayrakta kalmalarının tek nedeninin vergi olmadığını söyledi. Kaptan, “Bunların arasında Türk suları dışına çıkarken ÖTV ödemeden aldıkları yakıtı acenteler üzerinden satıp bu işten rant sağlayanlar da var. Yabancı bayraklı yatlar 5 yıl hiç yurtdışına çıkmadan Türk karasularında dolaşabiliyor” diye konuştu. Yabancı bayraklı motor yat ve yelkenlilerin Türk bayrağı çekebilmesi için belirlenen harç miktarları teknelerin boyutuna göre değişiyor. Yeni düzenleme ile yıllık tekne harç oranları şu şekilde belirlenmişti: 5 9 metre arası 200 TL 912 metre arası 400 TL 1220 metre arası 800 TL 20 metre üzeri 1600 TL 30 metreden büyük olanlar 3 bin 200 TL C M Y B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear