27 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

8 27 HAZİRAN 2008 CUMA Karaburun’da ütopik ufuklar OZAN YAYMAN Pek çoğumuzun normali bile isteyemediği bir yaşamda uzun yıllar önce seslenmişti, “Gerçekçi ol, imkansızı iste”, diye. Ernesto Che Gueveara'dır, sözü edilen. Emperyalizmi alt etmeden dünya halklarına mutluluk gelmeyeceğini her söyleminde vurgulayan devrim “ikonu” Che'nin seslenişi, Karaburun'da yankı bulacak. Küreselleşmenin coğrafyaları ve üzerinde yaşayanların vücudunu bir kanser gibi sardığı günümüzde, mevcut gidişattan bunalanlar, Karaburun'da, ülkelerine nefes olacaklar. Bu yıl on beşinci kez meraklısıyla buluşacak olan, “Karaburun Ütopya Günleri”nin katılımcıları, 30 Haziran6 Temmuz tarihleri arasında ülkelerine dair düşlerini koyacaklar masaya. Ege'nin ayrıcalıklı ilçesi Karaburun'da, bir araya gelecek ütopyacılar bu kez “Geçmişten Geleceğe Türkiye” konusunu ele alacaklar. Doğal olarak beraberinde “Nasıl bir Türkiye düşlüyorsun?” sorusu da gelecek. Aslında alengirli bir mevzu. Nasıl bir Türkiye? Cadı kazanının altına her gün yeni yeni kütüklerin atıldığı bir coğrafyanın orta yerinde bir ülke. Tarihin ötelerinden getirdiği kültürlere, genç cumhuriyetiyle değerler katan bir aydınlanma ülküsü. ‘Hâl ve gidiş’ten rahatsızlık duyanlar ‘Ütopyalar Toplantısı’ için Karaburun’da bir araya gelerek ülkelerine nefes olacaklar liklerle dolu bir ülke Türkiye” denilerek şu görülere yer veriliyor: “Biz, çerçeve konusunu 'Geçmişten Geleceğe Türkiye' olarak belirlediğimiz toplantımızda, bu güncel krizlere tabi ki değineceğiz ama, esas olarak bu durumu yaratan daha dipteki süreçlere yoğunlaşacağız. Çünkü Türkiye aslında yapısal bir kriz yaşıyor. Türkiye'nin yapısı tartışılıyor. Türkiye geleceğinin yönünü belirlemeye çalışıyor. Toplandığımızda ülkemizin temel sorunlarını ele alacağız. Kökenlerini, nerelerde ve nasıl düğümlendiklerini, hangi güçlerin hangi çözümleri önerdiklerini ve bu çözümlerin gerçekleşebilme olasılıklarını tartışacağız.” OLGUNLAŞMA SÜRECİ “Verili Ütopyalar”, “Kent”, “Ekoloji”, “Günlük Yaşam Ütopyaları”, “Boş Zamanlar”, “Kaos ve Ütopya”, “21. Yüzyıl Ütopyaları” gibi konuların ele alındığı toplantılarının mimarlarından Savaş Emek, Karuburun'daki buluşmalarının olgunlaşma sürecine girdiğini belirtiyor. Emek, “Dostlara, aydınlara, ülkesi ve yanı sıra tüm insanlığa karşı kendisini sorumlu hissedenlere yaptığımız çağrının üzerinden on beş yıl geçti. Her buluşma yarınlara ışık tuttu. Bu yıl fazlasıyla ciddi bir konu seçtik ve ülkemizin yarınlarından bugünlere gelişini ele almaya karar verdik” diye konuşuyor. Emek, etkinlik kapsamında Karaburun'a gelecek konukların özenle seçildiğine dikkat çekerek, “Yaşama ve ülkesine dair sözü olan tüm dostları ütopyalarını paylaşma adına Karaburun'a davet ediyoruz” diyor. ANADOLU ÜTOPYASI Herkesin ülkesine dair ütopyası olacak ise benim ütopyamı da, bundan 2 bin 800 yıl önce Anadolu toprağında boy gösteren Hitit hükümdarı Asativatas seslendirsin: “Önceleri korkulan yerlerde, er leri”, Melih Baş'ın, “Dünyada Gelecekbilimcilik Açısından Eği30 Haziran’da başlayacak etkinlik kapsamında ilk gün Kamil Masaracı'nın karikatür, Hale Dere'nin de, “Çin Kültürü ve TOPYANIN PEŞİNDE... limler ve Bunların Türkiye Düzlemi İçin Anlam Geometrisi”, Tayfun Görgün'ün, “İşçilerin Gözüyle Türkiye”, Gazetemiz Çin'de Yaşam” sergileri açılıyor. 1 Temmuz’da da oturumlar başlayacak. İlk günkü etkinliklerin sonunda Faruk Tuzcuoğlu'nun, “Hindistan'dan Ege Bölge Temsilcisi Serdar Kızık'ın, “Medya ve Küreselleşme”, Kemal Okuyan'ın, İspanya: Dünya Çingene Müzikleri” konulu müzik dinletisi yer alacak. 5 Temmuz'a “Türkiye Solu'nun Bir Geleceği Var mı?”, Ahmet Uhri’nin “Ekmek ve Uygarlık”, Tolkadar sürecek tartışma toplantılarında Ömer Özgeç'in, “Sanat ve Ütopya”, Karabu ga Yarman’ın “Enerjinin Görünmeyen Yüzü, Ya da Görünenlerin Enerji Arka Yüzü: run Belediye Başkanı Serdar Yasa'nın, “Karaburun'un Dünü, Bugünü ve Yarını”, Dünya, Bölge ve Türkiye”, Ender Helvacıoğlu’nun “Geçmişin Devrimci Mirası ve Gül Atmaca'nın, “Güneş Doğu'dan Yükselir: Ortadoğu'daki Mistik Devrim Hareket Devrimci Kopuş” konuları öne çıkıyor. (Fotoğraf: SERDAR AĞIR) Ü keklerin yola gitmekten korktukları ıssız yollarda, günümde kadınlar kirmen eğirerek dolaşmaktadır. Ve benim günümde bolluk, tokluk, rahat, huzur vardır”. 2 bin 800 yıl önce Ana dolu'da bir topluluk. Kadınları özgürce dolaşıyor. Halk bolluk, tokluk ve huzur içerisinde. Günümde kadınlara tutsaklık, özgürlük diye belletiliyor. Yokluk, yok sunluk almış başını gidiyor. Ne rahat var, ne de huzur. O halde konu “Geçmişten Geleceğe Türkiye” ise ve ülkeme dair bir ütopyam olacak ise, bu; 2 bin 800 yıl öncenin Adanaovası Hükümdarı Asativatas'ın gerçekleştirdiği yaşam biçimi olsun. Toplantının çağrı metninde de, “Son derece hareketli, canlı, belirsiz C M Y B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear