26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

13 HAZİRAN 2008 CUMA 3 EGE’DEN Ortak söylem laiklik! PROF. DR SEDEF GİDENER PROF. DR ATA ERDENER PROF. DR KAYHAN KANTARLI Ege ve Dokuz Eylül üniversitelerinde 18 Haziran’nda gerçekleştirilecek rektörlük seçimleri öncesi adaylar projelerini paylaşıyor Sıcaklar ve Gerilim... SERDAR KIZIK I Baştarafı 1. Sayfa’da “Alınan tüm kararlarda, yapılan tüm işlerde hesap verilebilirlik mekanizmasını işleteceğim. Toplumsal duyarlılık projelerini önceleyeceğiz” H CRAN ÖZDAMAR Dokuz Eylül ve Ege üniversiteleri, 18 Haziran'da yapılacak seçimlerle yeni rektörlerini belirleyecek. Ege Üniversitesi'nde iki dönem boyunca çalışmalarını sürdüren Prof. Dr. Ülkü Bayındır, Dokuz Eylül Üniversitesi'nde de Prof. Dr. Emin Alıcı, yeni seçilecek isimlere rektörlük görevini bırakacak. Dokuz Eylül Üniversitesi'nde rektörlük seçimleri için tıp fakültesinden Başhekim Prof. Dr. Sedef Gidener, Prof. Dr. Mehmet Füzün, Prof. Dr. Hale Akpınar, Prof. Dr. Atilla Akkoçlu, Prof. Dr. Siraç Dilber, mühendislik fakültesinden de Prof. Dr. Halil Köse aday oldu. Ege Üniversitesi'nde de tıp fakültesinden Dekan Prof. Dr. Ata Erdener, Prof. Dr. Candeğer Yılmaz, Prof. Dr. Cüneyt Hoşcoşkun, Prof. Dr. İsa Durmaz, diş hekimliği fakültesinden rektör yardımcısı Prof. Dr. Haluk Baylas, fen fakültesinden Prof. Dr. Kayhan Kantarlı adaylıklarını açıkladı. Adayların büyük bölümü, cumhuriyetin temel nitelikerinden ödün vermeden, bilimsel eğitimin çıtasını yükseltmeye çalışacaklarını, toplumsal projeleri yaşama geçireceklerini vurguluyor. Prof. Dr. Sedef Gidener, yarışı oy farkıyla birinci olarak tamamlayacağına inandığını belirterek, atamada YÖK ve cumhurbaşkanlığının bunu göz önüne alması gerektiğini söyledi. 10 yıl boyunca üniversitede çeşitli alanlarda yöneticilik görevinde bulunduğunu anımsatan Prof. Dr. Gidener, “Kurumu çok iyi tanıyorum. Sorunları ve çözüm yollarını biliyorum” dedi. Yurtdışı ilişkileri daha iyi bir üniversite hedeflediğini belirten Prof. Dr. Gidener, aktif eğitimi geliştirerek sürdüreceklerini bildirdi. Eğitimle ilgili ürün geliştiren, bunu kendi içinde uygulayan, diğer eğitim kurumlarıyla da paylaşan bir üni “Cumhuriyetin temel ve değişmez niteliklerinden ödün vermeyen, mesleki ve akademik etik ilkelerden ayrılmayan bir üniversite istiyorum” ması çabalarının sabırla ve sistemli olarak sürdürüldüğüne dikkat çeken Prof. Dr. Kantarlı, YÖK Yasası'na göre adayların rektör olarak atama yetkisinin YÖK ve cumhurbaşkanında olduğunu anımsattı. YÖK'ün başında üniversitelerde türbana geçit vermek isteyenlerin bulunduğunu belirten Prof. Dr. Kantarlı, bu kurumların laiklik karşıtlarının hedefi haline geldiğini söyledi. Siyasi erkin üniversiteler üzerindeki amaçlarını gerçekleştirmeyi kolaylaştıracak adayı rektör olarak atamak için tüm koşulları hazırladığını anlatan Prof. Dr. Kantarlı, “Üniversitemizin bilim ve akıldan güç alan ışığını söndürtmemek, laik demokratik cumhuriyetimizin değerlerini ve kazanımlarını ödünsüz bir şekilde savunmak amacıyla rektör adayıyım.YÖK Yasası gereceğince döner sermaye gelirlerinden üniversitenin araştırma projelerini desteklemek için ayrılan kaynağın neredeyse tamamının tıp fakültesine verilme adaletsizliğine son vereceğim. Kaynak, tüm üniversite birlikleri arasında etkin ve adaletli paylaşılacak. Rektörlere tanınan katkı vermeden döner sermeye gelirinden pay alma hakkından yararlanmayacağım. Eğitimdeki çağdaş yaklaşımlar lisans programlarına yansıtılacak. Öğrencilerimize sahip çıkıp, onları bilim dışı karanlık güçlerin eline düşmesine engel olacağım.Üniversitemizin yönetiminde ticari anlayışa yer verilmemesini sağlayacağım. Bir kamu hizmeti olan ve parasız olması gereken eğitimin üniversitemizce kaynak yaratma amacıyla ticaret konusu yapılmaması için çalışacağım” diye konuştu. “Üniversitemizin bilim ve akıldan güç alan ışığını söndürtmemek, laik, demokratik cumhuriyetimiz kazanımlarını ödünsüz savunmak amacıyla adayım” lerinden ödün vermeyen, mesleki ve akademik etik ilkelerden ayrılmayan bir üniversite istediğini söyledi. Ülkemizde yükseköğretim alanında ortaya çıkan gelişmelerin ve sorunların bu kurumların toplumsal sorumluluğunu daha da belirgin hale getirdiğini belirten Prof. Dr. Erdener, hiyerarşik bir yönetim anlayışı yerine yatay yapılanmayı temel aldığını kaydetti. Prof. Dr. Erdener, “Merkeziyetci bir yapılanma yerine iş bölümüne dayanan ve sorumlulukları paylaşmayı amaçlıyorum. Temel felsefem fiziksel yapıya olduğu kadar, bilgi, entellektüel birikim ve insana yatırım yapmaktır. Çağdaş bilim ve teknolojiyi, ülkenin yüksek öğrenimine, toplumsal yaşamına, yönetimine ve kalkınma dinamiklerine yansıtan, üniversitenin genelini ilgilendiren konularda tüm çalışanların görüşüne başvuran bir yönetim anlayışı içinde olacağım” dedi. Üniversitelere ayrılan kamu kaynaklarının sürekli kesintiye uğradığına dikkat çeken Prof. Dr. Erdener, şunları söyledi: “Bir yandan mevcut kaynaklarını en verimli şekilde kullanma, diğer yandan da yeni yaratma zorunluluğu ile karşı karşıya bulunmaktadır. Ege Üniversitesi, nitelikle eğitimöğretim hizmeti sunma, temel ve uygulamalı bilimlerde uluslararası düzeyde sıçrama yapma, yeni ürün ve teknolojiler geliştirme, topluma dönük sağlık, eğitim, danışmanlık hizmetlerinde önçü olma hedeflerini gerçekleştirmek için tüm potansiyelini harekete geçirmek zorundayız. Çağdaş, güvenilir bir kurum olma konumunu cumhuriyetimizin temel ve değişmez niteliklerinden ödün vermeyeceğiz. Mesleki değerler ve akademik etik ilkelerden ayrılmayacağız. 2000 yılından beri sürdürmekte olduğum tıp fakültesi dekanlık görevinde edindiğim birikim ve deneyimlerin de önemli olduğunu düşünerek, Ege Üniversitesi rektörlüğüne adayım.” versite istediğini anlatan Prof. Dr. Gidener, “Sektörle daha sistematik ilişki kuran, bunu geliştiren bir üniversite oluşturmak istiyoruz. Ülkemizin gereksinimi olan, öğretim üyelerimizin profiline göre planlanacak multidisipliner lisans ve lisansüstü programları hayata geçireceğim. Eğitim ve hizmetin ulusal ve uluslararası boyutta akredite olacak. Toplumsal duyarlılık projelerini önceleyeceğiz. Kentle kamusal alanda buluşma için projeler üreteceğiz” dedi. Rektör adayı seçiminde diğer adaylardan bir oy dahi az alması durumunda adının Ankara'ya gitmesine izin vermeyeceğine değinen Prof. Dr. Gidener, “Alınan tüm kararlarda, yapılan tüm işlerde hesap verebilirlik mekanizmalarını işleteceğim. Ulaşılabilirlik anlayışını sürdüreceğim. Bizi üniversite yapan tüm bireylerin her zaman ulaşabildikleri, sorunlarını, fikirlerini paylaşabildikleri bir yönetici olacağım. Akademik kurulların işletilmesine yönelik iş akışlarının yapılanmasını sağlayacağım. Birimlerin stratejik hedeflerine uygun çalışmalarını sürdürebilmek için gerekli desteği sağlamaya çalışacağım. Rektörlük makamını bir güç merkezi olarak değil adalet merkezi olarak göreceğim” diye konuştu. ‘ULEMAYA SORULMAYACAK’ Ege Üniversitesi (EÜ) rektör adaylarından EÜ Fen Fakültesi Fizik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kayhan Kantarlı, “Laik demokratik cumhuriyetin, bilimsel ve etik değerlerin ödünsüz savunucusu olan, saydam, katılımcı, hukuka saygılı, hesap veren, kaynakların dağıtımında adil, öğretim elemanlarına değer veren, öğrencilerini karanlık odaklara karşı koruyan üniversite oluşturmak için rektörlüğe adayım” dedi. Üniversitelerde, ulemaya sorma anlayışını topluma benimsetmeye çalışanlara itiraz etmeyecek bir adayın, rektör olarak atan YATAY YAPILANMA Ege Üniversitesi rektör adaylarından Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ata Erdener de, cumhuriyetin temel ve değişmez nitelik rarıyla birlikte AKP’nin kapatılmasına ilişkin dava, bir ölçüde ülkenin geleceğini belirleyecek. Bırakın bir ayı, bir hafta sonra ne olacağı belirsiz. Ekonomi ne olacak, siyaset nasıl şekillenecek, bu gerilimler ne kadar büyüyecek? İhracatı patlatan (!) ama ithalattaki tırmanışı, dış borcu, cari açığı saklayan, işsizliği, yoksulluğu, ödenmeyen kredi kartlarını, kapatılan işyerlerini ve mutfaktaki yangını görmeyenler, dünyanın en pahalı akaryakıtını halkına kakalayanlar ve bunun gerekçesini sıkılmadan “biz yapmadık, otomatiğe bağlandı” diye açıklayabilenlere göre, ekonomi tıkırında... Diğer konulara gelince, “Trenden inenler bir daha binemeyeceklerini bilsinler. O kadar...” Bu kadar basit anlayacağımız ! Başarılı sinemacımız Nuri Bilge Ceylan’ın dediği gibi, “Güzel ve yalnız” ülkemizi ne hale getirdiler. Gerilim yaratma şampiyonları, toplumu neredeyse ikiye bölenler, inanan inanmayan ayrımını getirenler, hala verip veriştiriyor Anayasa Mahkemesi’ne. Şekil incelemesi yaparmış, gerekçesini belirtmeden kararı açıklamış... Mahkeme, şekil incelemesini nasıl yapacak? Anayasa değişikliğine ilişkin indirilip kaldırılan parmakları yeniden mi sayacak? Gerekçe belli değil mi? Mahkeme, anayasanın değiştirilmesi dahi teklif edilemeyecek maddelerini göstermedi mi? Onlara göre milli irade, sadıktan çıkan oy sayısı. Peki niye o zaman “yargı, yasama ve yürütme” diyorsunuz? Bu yaz çok sıcak olacak. Üstelik hamama giren terler, ne yapalım! Susuzluğa ve kilo kayıplarına dikkat... serdarkizik@cumhuriyet.com.tr C M Y B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear