21 Eylül 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 ŞUBAT 2013 PERŞEMBE aydarpaşa Dayanışması öncülüğünde bir araya gelen çok sayıda siyasi parti ve siH ‘AKP yağma vil toplum kuruluşu üyesi tarihi Haydarpaşa HABERLER Yargıtay kaza değil cinayet dedi: CUMHURİYET SAYFA 3 için uğraşıyor’ Garı’nın turizm ve ticaret alanı olmasını öngören planı protesto ederek meşaleli yürüyüş düzenledi. Haydarpaşa Garı’nda bassın açıklamasını yapan Sanatçılar Girişimi sözcüsü Orhan Kurtuldu, “AKP’nin türlü oyunlarla Haydarpaşa’yı yağmalamaya çalıştığını belirtti. 3 yıl ceza yetmez ? ANKARA (AA) Yargıtay 1. Ceza Dairesi, otomobiliyle yaya geçidinden karşıya geçmeye çalışan çocuğa çarpan sürücüye taksirle ölüme neden olma suçundan İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nce verilen 3 yıl 2 ay 24 gün cezayı yetersiz buldu. Daire, karanlığa rağmen aracının farları kapalı olan, yaya geçidinde hızını kesmeyen sanık hakkında 25 yıla kadar hapis cezası öngören “olası kastla nitelikli öldürme” suçundan hüküm kurulması gerektiğine karar verdi. İzmir’de önceki yıl akşam saatlerinde, farları kapalı aracıyla hızla seyreden H.Y, uyarı levhaları ve işaretlere karşın hızını kesmeyerek, yaya geçidinden yolun karşısına geçmeye çalışan 2 kardeşten F.Ö’ye çarptı. F.Ö, kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirmişti. Çözüm Sürecinde Dört Büyük Yanlış Adına ister “Kürt Sorunu” deyin, ister “Terör sorunu”, isterseniz “Türk sorunu”, ortada insanların canını alan, ülkenin güvenliğini ve refahını engelleyen bir sorun olduğu açık… Elbette her iktidar gibi AKP iktidarı da bu soruna çözüm arayacak, nitekim arıyor da. Ama bu çözüm sürecinde yapılan, (bence) bazı temel yanlışlar var. Sürecin sağlıklı yönetilmesi ve kalıcı bir çözüm üretilmesi için bu yanlışlara dikkat edilmesi gerektiği kanısındayım. Tabii benimki “Hariçten gazel okumak”!.. Elimde ne özel bir bilgi var… Ne de benim düşüncelerimin özel bir etkisi ya da bir gücü… Sadece görebildiğim gerçeklerin ışığında, aklımın ve mantığımın erdiği kadar, bazı mütevazı gözlemler bunlar. ??? 1) Birinci büyük yanlış, sorunun adı ve dolayısıyla ele alınış biçimidir: Sorun bir “Terör sorunu” veya bu terörü de yaratan bir “Kürt sorunu” gibi görünse de, aslında bir “Demokrasi ve insan hakları” sorunudur. Bu açıdan, Türkiye’nin genel toplumsal ekonomik ve siyasal yapısından ve şu anda ülkede olup bitenlerden bağımsız olarak sadece “Kürtlerin hakları” veya “Kürtlere özerklik” bağlamında ele alınması son derece yanlıştır, süreci de bir çözüme götürmez; götürüyor gibi görünse de, geçici uzlaşmalar dışında kalıcı olamaz. Bir yandan cezaevleri, tutuklu yargılananlarla dolu olacak… Bir yandan mahkemeler, sanıkların, tanık dinlenmesi, delillerin tartışılması gibi en doğal ve yasal haklarının kullanılmasını engelleyecek… Bir yandan ülke, her sabah, Türkler, Kürtler, siviller, askerler, avukatlar, memurlar gibi farklı gruplara yönelen yeni tutuklanma dalgalarıyla uyanacak… Öte yandan siz tek bir etnik kesimin isteklerine ve buradan kaynaklanan teröre çözüm arayacaksınız. Üstelik bizzat Başbakan Recep Tayyip Erdoğan her türlü etnik milliyetçiliğe karşı olduğunu, bu milliyetçilikleri “ayaklarının altına aldığını” söylemiştir! 2) İkinci büyük yanlış, sürecin Başkanlık Rejimi ile ilişkilendirilmesi, hatta pazarlık gibi görünen bir biçimde, Başkanlık Rejimi ile tek bir paket halinde düşünülmesidir. Kamuoyunun büyük bir bölümünün Başkanlık Rejimine karşı olduğu biliniyor. Bu karşı oluşun tarihten ve toplumdan gelen ciddi gerekçeleri var; bunları dikkate almayan bir değişiklik başarılı olamaz. Yapılan çeşitli pazarlıklarla, kamuoyunu yansıtmayan bir Meclis iradesi ortaya konursa, bu irade referandumla onaylatılsa bile elde edilen çözüm asla kalıcı olamaz! 3) Üçüncü büyük yanlış, kamuoyundan bilgi saklanmasıdır. Süreç içindeki temaslar, istekler, tarafların konumları, masadaki çözüm önerileri, kamuoyundan saklandığı için, ne sonuç çıkarsa çıksın, kamuoyu buna hazır olmadığı için, elde edilen sonuçların kabul edilmesi bütün taraflar açısından güç olacaktır. Ne yazık ki bu bilgi saklanması olayına medya da ortak olmakta, bazı açık bilgiler, otosansür yoluyla kamuoyundan gizlenmektedir. Örneğin dün Cengiz Çandar, Radikal’de, PKK adına konuşan Karayılan’ın Kandil’den yaptığı açıklamaların kamuoyuna yansıtılmayan bölümlerine yer verdi ve böylece yeni bir durum ortaya çıktı. 4) Dördüncü büyük yanlış, henüz temellendirilmemiş bir iyimserliğin pompalanması ve AKP iktidarı dışındaki bütün odakların görüşlerinin “barış adına!” baskılanmasıdır. Gerek herkesin susturulması, gerekse pompalanan iyimserlik, öteki yanlışlarla birlikte sürecin sağlıklı işlemesi önündeki ciddi engellerdir. ??? Elbette bütün siyasal süreçler gibi, bu sürecin başlatılmasında ve yönetilmesinde eleştirilecek başka hatalar da var ama bunlar zaman içinde telafi edilebilmeleri olanaklı, stratejik olmayan noktalar; onun için onların üzerinde durmadım. Bu dört büyük yanlış ise “sürecin” işlemesinde bütün taraflar açısından bir samimiyet ve güven sorunu yaratmakta, akıllara, “Taraflar kişisel iktidarlarını güçlendirmek için manevralar mı yapıyorlar” sorusunu getirmektedir. Doktor sahte sağlık raporu vermediği için tekmelendi Hem suçlu hem güçlü CAN HACIOĞLU ESKİŞEHİR Kardeşine sağlık raporu almak isteyen İ.T, Odunpazarı ilçesinde bulunan Eskişehir Devlet Hastanesi’ne başvurdu. Yapılan muayene sonrası acil serviste görevli Dr. Ebru Ö, şahsın sağlıklı olduğunu ve rapor veremeyeceğini söyledi. Dr. Ebru Ö’nün “Polikliniklere başvurun” talebi üzerine hastanenin kulak burun boğaz servisine çıkan İ.T. ve yakını buradan da olumsuz yanıt aldı. Bunun üzerine yeniden acil servise gelen İ.T, Dr. Ebru Ö’ye raporu vermesi için tehdit ve hakaretlerde bulundu. Ebru Ö’nün sahte sağlık raporu veremeyeceğini belirtmesi üzerine İ.T, doktora tekme attı. Dövülüp hakarete uğrayan doktor, zanlıdan şikâyetçi oldu. Eskişehir Tabip Odası Başkanı Bülent Nazım Yılmaz, “Tabip odası olarak cumhuriyet savcılığına gerekli suç duyurumuzu yaptık. Umuyoruz bu olaylar son bulur” dedi. 3 AY DAHA ASANSÖRLER BOZUK Asansörleri bozuk olduğu için Diyarbakır Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde aciller hariç ameliyat yapılamazken hastanenin acil servisi yanında tahsis edilen 6 dönümlük arazi üzerinde 5 bin kişinin aynı anda ibadet edebileceği cami inşaatı Yaman çelişki MAHMUT ORAL na başlandı. 2.5 milyon liraya mal olacak inşaatın yanına “Hayırseverler cami yardımlarınızı bekler” tabelası asıldı. Hastanedeki 21 asansörden önce 15’i, ardından 5’i bozuldu. Şu anda yalnızca 1 asansör çalışıyor. Diyarbakır Kamu Hastaneleri Genel Sekreteri Muhammet Güzel Kurtoğlu, “3 ay sonra asansör sorunu bitmiş olacak” dedi. (DHA) DİYARBAKIR Diyarbakır Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde asansörlerin bozuk olması nedeniyle ameliyatlar iptal edilirken hastanenin yanına Ankara’daki Diyanet Camisi’nin benzeri ve “asansörü” de olan 5 bin kişilik bir cami yapılıyor. Eğitim ve Araştırma Hastanesi Cami Yaptırma Derneği Başkanı işadamı Selahattin Güneş, çevre kentlerden gelen ve hastanede yakınları bulunanların da camide gece ücretsiz konaklayabileceği misafirhane bulunacağını söyledi. Üç yıl önce müteahhit Mehmet Ali Altındağ tarafından 10 milyon TL’ye yapımı tamamlanan ve hizmete alınan 11 katlı, 600 yataklı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde sorunlar bitmiyor. Her yağmurda su basan hastanenin asansörleri de çalışmıyor. Asansörlerin onarımı için ilgili yerlere yazı yazılmasına karşın sorunlar çözülmeyince, hastaların sağlığı da tehdit altına girdi. Hastanede ameliyathaneler ile hasta odaları ayrı katlarda olduğundan, ameliyat edilmesi gereken hastalar katlar arasında taşınamıyor. Bu nedenle bazı ameliyatların iptal edildiği belirtiliyor. Hastalar ve hasta yakınları bir an önce sorunun çözülmesini beklerken yetkililer ise bu çelişki karşısında sessiz kalıyor. DHA El fenerli müdahale ? Haber Merkezi İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servisi’nde, tadilat sırasında elektrik kesilince, kalp krizi nedeniyle getirildiği hastanede gözlem altında tutulan bir hastaya, el feneri ve cep telefonu ışığından yararlanılarak müdahale edildiği ortaya çıktı. DHA’nın haberine göre 5 Şubat’ta yaşanan olay anını bir hasta yakını da cep telefonuyla görüntüledi. Hastanenin yöneticisi Serdar Bayrak ise acil serviste tadilat sebebiyle elektrik kesintisi yaşanmadığını belirterek “6 saniye içinde jeneratör devreye giriyor” diye konuştu. ? BURSA (Cumhuriyet) Yatılı olarak eğitim gördüğü Cumhuriyet Lisesi’ndeki yurdun yemekhane görevlisi İbrahim Yeğen’i (58) başına çekiçle vurduktan sonra boğazını keserek öldürdüğü iddia edilen M.K’nin ilk ifadesi tüyler ürpertti. M.K. ifadesinde, “Zaman zaman yurtta sigara içen veya yemek dökenlerden birisini öldürme düşüncesi aklıma geliyordu. Ancak yanlış olduğunu anlayarak kararımdan vazgeçiyordum. Bu kez bunu başaramadım ve elimi kana buladım” dedi. Korkunç olay geçen kasım ayında Merkez Osmangazi ilçesinde yaşanmıştı. ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türk Tabipleri Birliği (TTB), Meclis’te görüşmeleri süren Kamu Özel Ortaklığı Yasası’nın Plan ve Bütçe Komisyonu görüşmeleri sırasında gündeme gelmeyen bir yönünü açıkladı. TTB yaptığı açıklamada, Kamu Özel Ortaklığı Yasası’na eklenen bir madde ile “doktorların döner sermayeden elde ettikleri gelirlerin yarı yarıya düşeceğini” belirtti. Sağlık Bakanlığı yetkilileri ise “Doktorların gelirlerinin düşmeceğini” savundu. Sigara içtiği için öldürmüş Genç sporcu kalbine yenildi ESKİŞEHİR (Cumhuriyet) Eskişehir Atatürk Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi 3. sınıf öğrencisi olan dağ bisikleti sporcusu İhsan Mert Şen (17), evinde aniden rahatsızlandı. Kalp krizi geçiren Şen, olay yerine gelen sağlık ekiplerinin müdahalelerine karşın kurtarılamadı. ESBİKE adlı dağ bisikleti takımının sporcusu da olan Şen’in babası İsmail Hakkı Mert’in de 2 yıl önce kalp krizinden öldüğü belirtildi. Gözyaşları içinde toprağa verilen Şen’in iki gün sonra doğum günü olacağı öğrenildi. Doktorların geliri düşecek DHA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle