21 Eylül 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 15 KASIM 2009 PAZAR CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR 19 ESİNTİLER ZEYNEP ORAL Bir Cumhuriyet Hanımefendisi... Türkiye’de yargı bağımsızlığının nasıl un ufak edildiğini adım adım izlerken... Adaletin hükümetin insafına bırakıldığına tanık olurken... Başbakan’ın telefon konuşmalarını yayımlayanlar hapse tıkılıp; gazetecilerin özel konuşmalarını yayımlayanlar alkışlanıp yüreklendirilirken... Çifte standardı, iktidara yakınlığımız ya da uzaklığımıza bağlı olarak yaşadığımız bu dönemde, sizi bilmem ama, ben “kurtuluşumu” şimdilik sanatsal olaylarda, kitaplarda, şiirde ve müzikte buluyorum. İstanbul Moda Akademisi İMA’da izlediğim sergi beni “çarptı”. İMA, yani İstanbul Moda Akademisi. Türkiye’de moda eğitimi veren ilk ve tek akademi. Avrupa Birliği, Dış Ticaret Müsteşarlığı ve İstanbul Tekstil Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri tarafından Ocak 2008’den beri faaliyette. Uluslararası Moda Okulları Birliği üyesi... Modanın çeşitli alanlarına yoğunlaşmış eğitim faaliyetleri ve kültürel çalışmalar yürütüyor... Nişantaşı’nda Sadrazam Sait Paşa Konağı diye bilinen bu tarihi yapı, uzun yıllar Kız Meslek Enstitüsü, Kız Meslek Lisesi, İTÜ Devlet Konservatuvarı olarak hizmet verdikten sonra, en yeni teknolojiyle yenilendi ve kültür yaşamımıza katıldı. Şimdi burayı ziyaret etmenin tam zamanı... Hem yapıyı, kurumu, hem çok zengin kitaplığını ziyaret etmek için ama en önemlisi burada geçen hafta açılan önemli bir sergiyi izlemek için... Örnek oluşturmak “Bir Cumhuriyet Hanımefendisi: Mevhibe İnönü Sergisi”, sadece Mevhibe İnönü’nün müthiş bir titizlikle, eşsiz bir özenle seçtiği, giydiği, sakladığı giysilerini, ayakkabı, çanta, şapka, eldivenlerini, tüm aksesuvarlarını bir araya getiren bir sergi değil... Hayır bunun çok ötesinde anlamlar taşıyan bir sergi. 1920’lerden başlayarak, bir ülke, bir cumhuriyet kurulurken, Atatürk önderliğinde gerçekleştirilen devrimleri önce kendi yaşamında, önce kendi evinde hayata geçiren bir kadının serüvenini izliyoruz sergide. Albay İsmet İnönü’nün, sonra Batı Cephesi Komutanı’nın, sonra Lozan Antlaşması’nı imzalayan İsmet Paşa’nın, Cumhuriyetin ilk Başbakanı, Atatürk’ten sonraki 2. Cumhurbaşkanı’nın eşi Mevhibe İnönü, sergide gördüğümüz giysilerini ve aksesuvarlarını seçerken, bir örnek oluşturuyordu. Bir misyonu vardı, bir görevi yerine getiriyordu. Topluma örnek olmak gibi bir sorumluluk taşıyordu. Neyin örneği mi? Kadının ikinci sınıf, erkeğin hizmetinde, erkeğin kölesi, aşağılık, eksik yaratılmış olduğuna inanan bir zihniyete karşı çıkışın örneğini veriyordu... Erkeğin tahrik olmasını önlemek için kadının kapatılmasına, örtülmesine yönelen bir zihniyete başkaldırmanın örneğini veriyordu... Erkeğinin arkasında değil, yanında durmanın, onunla sorumlulukları paylaşmanın, kendini erkeğiyle eşit görmenin örneğini veriyordu. Bundan gerisi, sergilenen giysi ve aksesuvarların ayrıntıları, eşsiz güzellikleri, moda süreçlerine uyumları, kumaşın, dikişin, nakışın özellikleri ve saatler boyu inceleyebileceğiniz daha nice ayrıntı, Mevhibe İnönü’nün kişiliğinin, kültürel birikiminin, bilgisinin, ince zevkinin, estetik anlayışının, dünya görüşünün bir sonucu. Gidin görün sergiyi. Nereden nerelere geldiğimizi görün... Bir de şimdiki örneklere bakın! Günümüzde kadınların ve küçücük kız çocuklarının kapatılmasını, örtülmesini, “demokrasi”nin gereği sayan şu “liberal” geçinenler de gidip görsün sergiyi. Unutmamak için, anımsamak için... Başta Özlem Toker ve İMO’nun sanat yönetmeni Oylum Öktem olmak üzere, katkıda bulunanları kutluyorum. Sergiyi izlediğimden beri içimdeki yara büyüyor. [email protected] [email protected] BİR DOĞU AVRUPA GEZİSİNDEN İZLENİMLER Dali’ninyoluPrag’adüştüKAYA ÖZSEZGİN PRAG/DRESDEN - Doğu Avrupa’nõn kültür merkezlerinden Prag’õn nüfusu, alõşõlmõş metropol nüfusuyla orantõlõ bir yoğunlukta değil; bir mil- yonu biraz aşõyor. Kentin orasõnda burasõnda gez- gin turistlere rehberlik yapanlar, peşlerine tak- tõklarõ gruplarõ katedralin yer aldõğõ kale çevre- sinde gezdirip yakõn semtlere götürüyorlar, en so- nunda da herkesin merakla izlediği saat kulesi- nin önünde toplayõp ana mekâna getiriyorlar. Ka- felerin ve restoranlarõn çepeçevre sardõğõ bu geniş alanõ, iç sokaklara doğru birer ikişer dağõlan galeriler çeviriyor. Prag’a iki saatlik uzaklõktaki Karlovy Vary’nin eski yapõlar ve doğa zenginliğiyle süslü kent mekânlarõnõ ziyaret etmeden Çek Cumhuriyeti’ni terk etmek, hiçbir şey gör- memekle eşdeğerli. Ama Türkiye’den gelen turistlerin hak- lõ ilgisini çeken yalnõzca bunlar değil el- bet; 1918’de askeri manevralarõ izlemek ve bu ara- da kaplõca suyundan yararlanmak için Karlsbad oteline gelmiş olan Atatürk’ün bu ziyaretini bel- gelemek üzere otelin cephesindeki giriş kapõsõ- nõn bir yanõna çakõlõ olan Kemal Atatürk pla- keti. Prag’da gezme olanağõnõ bulduğum ilginç ser- gilerden biri, grafik, heykel, obje ve seramikle- rinin yer aldõğõ oldukça görkemli Salvador Da- li sergisiydi. Dali’nin sõra dõşõ yaşamõ ve yapõtlarõ, Prag’da kentin belirli yerlerine ve metro içlerine konu- lan afişlerle izleyicinin ilgisini o yöne çekiyor ve bu yönde beklenen yankõyõ yaratabiliyordu. Çek sanatçõ Alfons Mucha’nõn “art nouveau” tarzõ afişleri ise, Dali sergisine eşlik etmektey- di. Mucha’nõn Sarah Bernhardt Tiyatrosu için yaptõğõ afişler, bu tarzõn Slav estetiğiyle örtüşen yanõnõ bütün açõklõğõyla ortaya seriyordu. Bu sergide Dali kadar ilginç olan bir başka nok- ta, sanatçõnõn, Çek asõllõ fotoğrafçõ Vaclav Choc- hola tarafõndan çekilen fotoğraflarõ. Tek başõna ekstrem pozlarla ya da sanatçõyõ dönemin ünlü ki- şileriyle gösteren bu fotoğraflarõn, Dali imzasõ- nõ taşõyan grafikler kadar izleyicinin dikkatini çe- kiyor olmasõ şaşõrtõcõ değil şüphesiz. Ama asõl zengin ve tam anlamõyla görkemli bir sergi izlemek isteyenler, yollarõnõ eski Doğu Al- manya sõnõrlarõ içindeki bugünkü Dresden’e dü- şürmek zorundalar. Barok mimarlõğõn seçkin örneklerinden Swinger Sarayõ’nõn bulunduğu büyük gezi alanõnõn bir kenarõndaki Gemalde- galerie’de “Altemeister”ler (Eski Ustalar) ser- gileniyor. Neredeyse bütün Avrupa müzelerinin toplamõna eşdeğerli olabilecek bu büyük sergi- de Alman, Fransõz, İtalyan, Flaman kökenli us- talarõn tümü, hem de en çok bilinen yapõtlarõyla bir arada. Bu serginin yer aldõğõ bölümün hemen karşõ- sõnda ise Georg Baselitz’in “Dresdenli Kadın- lar” adõ altõnda heykel ve resimleri sergi- leniyor. Berlin duvarõnõn yõkõlõşõnõn 20. yõ- lõna gönderme yapmakla kalmõyor Base- litz, yaygõn estetik değerlerle de gönlün- ce alay ediyor. Bizim izleyicinin yabancõ olduğu bir isim değil Baselitz. Ama buradaki sergide, sanatçõnõn gün- celleşen ününü haklõ gösterebilecek ya- põtlarõn yer alõyor olmasõ, serginin kap- samlõ önemi hakkõnda varõlan yargõlarõn haklõlõğõnõn da bir göstergesi aynõ zamanda. Es- ki Doğu Alman yurttaşõ Saksonyalõ Baselitz’i ters dönmüş figürleriyle tanõyanlar, şubat ayõ sonu- na kadar sürecek olan bu sergideki ahşaba oyul- muş heykellerde, Dresdenli kadõnlarõ, doğrul- tulmuş konumlarõ içinde görmekle biraz şaşõrmõş olabilirler. [email protected] 14.ANKARATİYATROFESTİVALİ Değişim için tiyatro ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Toplumsal Araştõrmalar Kültür ve Sanat İçin Vakõf (TAKSAV) tarafõndan düzenlenen 14. Uluslararasõ Ankara Tiyatro Festivali, önceki akşam Büyük Tiyatro’da düzenlenen açõlõş töreniyle başladõ. Festivalin açõlõşõna, Kültür ve Turizm Bakanõ Ertuğrul Günay, Müsteşar Yardõmcõsõ Nihat Gül, Devlet Tiyatrolarõ (DT) Genel Müdürü Lemi Bilgin, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Prof. Rengim Gökmen, sanatçõlar ve tiyatroseverler katõldõ. Konuşmanõn ardõndan DT Genel Müdürü Lemi Bilgin’e ‘Meslek Başarı Ödülü’, yönetmen Işıl Kasapoğlu’na ‘Onur Ödülü’ sunuldu. Kasapoğlu yaptõğõ konuşmada, “Aktörler var olduğu sürece seyirci de var olacaktır. O nedenle, bana niye tiyatro yaptığımı sorduklarında, ‘Dünyayõ değiştirmek için’ diyorum” dedi. Törende DT çalõşanlarõndan Hüsamettin Eraslan’a da ‘Emek Ödülü’ verildi. 53 tiyatronun 63 oyununun sahneleneceği festival, 23 Kasõm’da sona erecek. ZeynepDevrimGürsel’in‘NeyseHalimÇõksõnFalim’filminekategoridõşõödül ‘AB falı’ndan ödül çıktıÇİMEN TURUNÇ BATURALP BRÜKSEL - AB ile ilgili ko- nularda Türkçe dahil 10 ayrõ dil- de yayõn yapan uluslararasõ haber portalõ Euractive’in “özgünlük” jüri özel ödülünü Türkiye’den Zeynep Devrim Gürsel’in yö- nettiği “Neyse Halim Çıksın Fa- lim” adlõ kõsa film aldõ. Euractive’in kuruluşunun 10. yõldönümünde Avrupa Parla- mentosu’nda düzenlenen ödül tö- reninde yedi ayrõ kategoride ödül verildi. Portalõn yöneticisi Rick Zednik Türkiye’den aday göste- rilen “Neyse Halim Çıksın Fa- lim” filminin jüri tarafõndan çok beğenildiği halde hiçbir kategoriye uymadõğõ için özel bir ödüle layõk görüldüğünü söyledi. Film “ulusal ve uluslararası arenada ‘Avrupalõlõğõ’ uzun sü- redir tartışılan Türk toplumu- nun duygusal dokusu üzerine kurgulandığı ve Türkiye’nin AB serüveninde yer alan ka- rakterlerin kaderini güçlü bir şekilde sunduğu” gerekçesiyle ödüllendirildi. Yönetmen Zeynep Devrim Gür- sel’in fincanla söze başladõğõ bu 22 dakikalõk filminde, kim finca- nõ eline alsa adõ E ile başlayan bi- rini görüyor. Filmin sonunda anlaşõlõyor ki kavuşulmaya çalõşõlan ‘Europe’. 50 yõl öncesine dayanan AB’ye başvuru sürecini anlatan filmi yönetmen, baştan sona falõn aşamalarõyla örtüş- türerek ve belgesel görüntülerle destekleyerek işliyor. Tören son- rasõnda Cumhuriyet’e konuşan yönetmen, ödül hak- kõnda “Ödülün iç- eriğine çok sevin- dim çünkü ben de hayatım boyunca kategori dışı kaldım” yorumunda bulundu. Film ödül aldõğõ gün bu yõlki te- masõ “Türkiye” olan ve Belçi- ka’nõn Gent kentinde düzenlenen Belçika Lezzet Festivali’nde de gösterildi. Türk kahvesi eşliğinde üç kez gösterilen film kalabalõk bir izle- yici kitlesi ile buluştu. MGM satışa çıkarıldı Kültür Servisi - Ünlü film stüdyosu MGM ( Metro-Goldwyn-Mayer), kendisine bir alõcõ aramaya başladõ. James Bond ve Pembe Panter gibi klasikleşmiş filmlerin sinemaseverlerle buluşmasõnõ sağlayan film şirketi, 4 milyar dolara yaklaşan borçlarõ yüzünden bu kararõ aldõklarõnõ belirtti. Son olarak gösterime soktuklarõ 1980 tarihli ünlü müzikal Fame’in yeni versiyonunun gişede başarõ elde edememesi, şirketi yeniden zarara soktu. Potansiyel alõcõlar ise Time Warner ve News Corp şirketleri olarak görülüyor. Dali’nin sõra dõşõ yaşamõ ve yapõtlarõ, Prag’da kentin belirli yerlerine ve metro içlerine konulan afişlerle izleyicinin ilgisini çekiyor. Sergide Dali kadar ilginç olan bir başka nokta, sanatçõnõn, Çek asõllõ fotoğrafçõ Vaclav Chochola tarafõndan çekilen fotoğraflarõ. Film ‘Avrupalõlõğõ’ uzun süredir tartõşõlan Türk toplumunun duygusal dokusu üzerine kurgulandõğõ ve Türkiye’nin AB serüveninde yer alan karakterlerin kaderini güçlü bir şekilde sunduğu” gerekçesiyle ödüllendirildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle