29 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CumhuriyeC İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Ya\ın Yönetmcnı Orhan Erinç • Gcnel Ya\m Koordınatörii. HifcmetÇe- tinkaya 0) Yaznşlen Muduru İbrahinı Yıldız 0 Soramlu Müdür Fikret llki/ 9 Haber Mcrkczı Muduni. Hakao kara • GörM:l Yönetmen Fikret Eser Diı» Haberler Şinasi Danışoğlu • tstıhbarat Cengiz Y ıkfınm # Ekonomı Mehmet Saraç • (CüJtür Handan Şenköken # Spor Abdülkadir Yücthnan 0 Matalcler Sami Karaören 0 DüzelOfö. Abduflah Yaaa0 Fotograf. Lrdoğajı köseoğlu 0Bılgı-Belge: Edibt Buğra 0 Yurt Haberlen Mehmet Faraç Yavm Kurulu llhan Selçuk ıBd^kan), Orhan Erinç, Okta> Kurtböke. Hikmet Çeönkaya. Şükran Suner. Ergun Balcı, tbrahim Yıldız, Orhan Bursalı, Mustafa Balba>. Hakan Kara. Ankara Temsilcısı. Mustafa Balbay AtatürkBulvan N'o: 125, Kat:4, Bakanlıklar-Ankara Tel- 4195020 (7 hat), Faks: 4195027 0 Izmır Temsılcisr Serdar Kjzık, H. Ziya Blv. 1352 S. 2'3 Tel 4411220. Faks.44191170 Adana Tansılcjsi: Çedn Yigenoğlu. Inönü Cd 119 S. No: 1 Kac 1, Tel:363I2Il.Faks-363 12 15 Müessese Müduru C'rtüa Akmen 0 Koordınatör Ahmel Korulsan 0 Mıiıasebe BûfcM Vaw»l<i*e Hüseyia Cürer • l^letme Önder Çeük • Bılgı- lsiem. NaU toal • BıJgısayar Sıstem. Mürüvet ÇHer • Satış FaziIetKııza iMEDYA C: • Yönetim Kunıh Başkanı - Genel Müdür Gülbiı Erduran 0 Koordınatör. Rehı Işıtman 0 Genel Mudür Yardımcısı Se»daÇoJ»fl Tel. 5)4 07 53 • -5l3S46O-61.Faks 513X463 >a)imla)nn \e Basan: Yeni Gun Haber Atansı. Baiin \e Yavıncılık \ Ş. TurkocajıCad 39 41 Cagaloglu 34334 Ist PK 246 Istanbul f el ll) :12ı 512 05 05 ı20 hai ı Faks l0'2]2> 513 H5 95 17HAZİRAN 1998 İmsak: 3.22 Güneş: 5.24 Ögle: 13.12 Ikindi: 17.10 Akşam: 20.46 Yatsı: 22.39 www.cumhurivet.com.tr Müze personeli sınavı • A.NKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kültür Bakanlıgı. Anıtlar ve Müzeler Genel Mudürlüğü taşra teşkilatında görevlendirilmek üzere sınavla personel alacak. Kültür Bakanlıgı, müze personeline yönelik 10 yıldıryapılmayan personel sı.ıaunı 29 müze \e 30 kişiyi kapsayacak biçimde açtı. Resmi Gazete'de yayımlanan ilana göre, sınava girecek erkek adaylann askerliğini yapmış ya da ertelemiş olması gerekiyor. Halen ya da daha önce devlet memurluğu yapanlar ile 36 yaşını geçıniş olanlar sınava giremeyecek. Havacılık sergjsi açıldı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hava Kuvvetleri «.omutanlıgrnın 87. kuruluş yıldönümü nedeniyle diizenlenen okullararası " 1 . Havacılık Konulu Resim Yanşması"nda ödül kazanan yapıtlann yer aldığı sergi, Devlet Güzel SanatJarGalerisi'nde açıldı. 6-18 yaş arasındaki öğrencilerin resimlerinin bulunduğu serginin açılışını Hava Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Cumhur Asparuk gerçekleştirdi. Alzfıeimer içinhap • AMSTERDAM (AA) - Yaşlılarda görülen ve en önemli belirtisi hafıza kaybı olan Alzheimer hastalıgTnı en az 6 ay geciktiren bir hap gelıştiriidi. tsveç iiaç firması Novartis tarafindan geliştirilen ve "hafıza hapı" olarak tanımlanan hapın, Hollanda'daki denemelerde olumlu sonuç vermesi üzerine, Sağlık Bakanlıgı'na bâğlı Jlaç Denetim Komisyonu'nca kullanımına izin verildi. Ascot'ta şapka şov • ASCOT (Reuters) - lngiltere'nin Ascot kenrinde her yıl düzenlenen ve ülkenin en zengin yanşlannın koşulduğu Ascot at yanşlan dün başladı. Ât yanşlannın yanı sıra fngiliz sosyetesinin gözde kadınlannın ilginç şapkalar giyerek etkinliklere gelmeleri. yanşlarla her yıl tekrarlanan bir gelenek haline geldi. Bu yılki şapka şovunda îngiliz sosyetesinin güzellerinden Nicola Pinnington, ilginç şapkası ve güzelligiyle fotoğrafçılann ilgi odağı oldu. Türkiye'ye turizm öıtîîlü • VİYANA(AA)- Avusturya'da. Türkiye Turizm Bakanlığı'nın Kapadokya afişine birincilik ödülü verildi. Türkiye'nin Viyana Büvükelçiliği Tanıtma Müşaviri Hüsnü Gümüş; fotoğrafı Mehmet Hengirmen tarafindan çekilen Kapadokya afişine veriien birincilik ödülünü, Avusturya'daki önemli basın ve seyahat kuruluşu temsilcilerinin katıldığı törenle aldı. Avusturya'nın önemli turizm gazetesi "Tourist Austria International" tarafindan Salzburg Turizm Fuan sırasında düzenlenen ve sonuçlan ziyaretçilerin oyuyla belirlenen yanşmaya, 184 afiş ve katalog katılmıştı. Ziraat fakültelerinin 11 bölümü kapatılıyor, eğitim programlan yeniden düzenlenecek Tarım eğitimi 8İİ baştan EBRU TOKTAR • Ziraat fakültelerinin işsizler ordusu yaratan 11 bölümü kapatılacak. "Gıda mühendisliği, peyzaj mimarlıgı, bitkisel üretim, hayvansal üretim ve tanm teknolojisi" alanlannda verilecek yeni eğitim programında, 3 yıl genel ortak dersler, 1 yıl da uzmanlık dersleri okutulacak. Derneği Başkanı Asuman Harto- ka. ziraat fakültelerinin ülke ge- reksinimine göre açılmadığinı vur- guladı. YÖK. işsizler ordusu yetiştiren ziraat fakültelerindeki 11 bölümü kapatıyor. 26 üniversitede 4 bin 655'lik kontenjanı bulunan zira- at fakültelerini yeniden düzenle- yen YÖK. tüm bölümleri "gıda mühendisliği, peyzaj nıimariıgı, bitkisel üretim, hayvansal üretim ve tanm teknolojisi ~ adı altında toplayacak. Toplam süresi 4 yıl olacak eğitimde, 3 yıl genel ortak ANKARA - Yükseköğretim Kurulu (YÖK), mezunlanndan 15 bini işsiz olan ziraat fakültelerini yeniden yapılandınyor. YÖK. is- tihdamı olmayan ve gereksı? kad- ro yaratan 11 bölümü (bahçe bit- kileri, bitki koruma. su ürünleri, süt teknolojisi, tanm ekonomisi, tanm makinelen, tanmsal yapı- lar ve sulama. tarla bıtkileri. top- rak, zootekni ve ev ekonomisi) kapatıyor. IşsizZiraat Mühendıs- leri Yardımlaşma ve Dayanışma dersler, 1 yıl da uzmanlık dersle- ri verilecek. 1999-2000 öğretim yı- lından itibaren geçerli placak ye- ni uygulamada, mevcut program- lara devam eden öğrencilerin ka- zanılmış haklan korunacak. Bu öğrenciler, mezuniyetlerine kadar eski statüye göre öğrenim görebi- lecek. Lisanseğitimindedünyada hiçbir ülkede 13 farklı öğretim programı olmayan ziraat mühen- disliğindekadrotasfiyesinegidi- lecek. Kontenjanlar. ülkegereksi- nimıne göre yeniden düzenlenir- ken. uzmanlaşma doktora ve mas- ter eğitimi yoluyla gerçekleştiri- iecek. Kontenjan sorunu Ziraat Yüksek Mühendislerı Bırlığı (ZYMB) ve Işsiz Ziraat Mühendısleri Yardımlaşma ve Da- yanışma Derneği, kontenjanlann mutlaka ülke gereksinimine göre belirlenmesi gerektiğini bildirdi. ZYMB, Avrupa'da ve gelişmiş. ül- kelerde ziraat fakültelerinde li- sans eğitimi alanlann sadece *zo- oteknist fîtoteknist (zirai müca- dele uzmanı),agromist (toprak ta- nmı uzmanı) ve tanm ekonomis- ti" unvanlanyla mezun olduğuna dikkat çekti. Işsiz Ziraat Mühen- disleri Yardımlaşma ve Dayanış- ma Derneği Başkanı Asuman Har- toka, Türkiye'de ise 13 farklı bö- lüm adı altında 13 farklı uzman- lık unvanı bulunduğuna işaret ede- rek buradan mezun olanlann da "yeni işsiz uzmanlar olarak yasa- ma atıldığınr vurguladı. Türki- ye'deki ziraat fakültesi sayısınm ge- reksinim fazlası olduğuna işaret eden Hartoka, bunun sonucunda 15 bin ziraat mühendisinin işsiz ol- duğuna işaret etti. Hartoka, zira- at fakülteleri yılda 540'a ulaşan mezun verirken. makine mühen- dislığınin yılda 190 mezun verdi- ğine dikkat çekti. Türkiye'de fa- külte ve üniversite açılıp açılma- masının siyasilerce belirlendiğini vurgulayan Hartoka. "Bunun so- nucunda laboratuvan otmayan fa- külteleraçıiıyor ve işsiz gençierya- raülıyor" dedi. Hartoka. üniversi- te-fakülte açılması konusunda bi- limsel otoritelenn karar vermesi gerektiğini söyledi. Avrupa'da branşlaşmanın master ve doktora dÜ2eyinde yapıldıgına dikkat çe- ken Hartoka. "Bizdeiselisansdü- zevinde açılan bölümler, baa öğ- retim üvelerine komık, umnn sağ- lamak icin açılmış" dedi. Hartoka, 2000'li yıllara girerken Türkiye'de hâlâ biyogenetik bölü- münün olmamasının ise büyük yanlış olduğunu aktardı. BaşbakanıMesutYUmaz'ıneşJBenwYılmaz,CerrahpaşaTıp y FakültesiÇocukSağlığıveHastalıkJanKJiniğiAcUSenisi'ııi hizmete açü. Berna V ılmaz, kurdele>i kestikten sonra acil senisi gezerek eksikJerin giderilmesi için elinden gelen yardımı yapacağını söyledi. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Sağlıgı ve Hastalıklan Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Özdemir Iker de 18 yataklı ünitede çocuklann bev in. akciğer ve böbrekJere kadar tüm fonksiyonİannın de- ğerlendinjerck hangi düzeyde yardım yapılabiieccğini saptamav ı anıacladıklannı kaydetti İlter, çeşitli aletier, 650 bin dolar ve25-30 hemşireye ihtiyaç duvduklannı kaydetti. (Fotograf: BERTAN AGANOÖLU) ÎTÜ'den kamuyararı dersi OKTAV EKİNCİ İstanbulTeknik l ııivtrsi- tesi (İTÜ) zengin bir etkm- lik programıyla "225. Yüı- nı" kutluyor. I773'te Ha- liç'teki tersanelerin arasın- da küçük bir binada "Mü- hendisharKsi Bahri-i Hüma- yun" olarak hizmet verme- ye başlayan üni\ersite, bu- gün 11 fakültesi. 3 enstitü- sü, rektörlüğe bağlı 3 bölü- mü, 9 uygulama ve araştır- ma merkezi. konservatuva- n. 2000'e yakın öğretim üye- si ve yardımcısıyla birlikte yaklaşık 20.000 öğrencıye yükseköğrenim olanağı sağ- lıyor... Kimi gazetelerde İTÜ'- nün 225 yıllık tarihi üzeri- ne bazı yazılar çıkmış olsa bile, düzenlenen etkinlikle- re basın gerekli ilgiyi gös- termedi. Eğer, 50 yıl önce mezun olanlara plaket verme törenine Demirel ve Erba- kankaölmasaydj, JTÜ'nün "coşkusundan" kamuoyu- nun ve televizyon kanalla- nnın belki de hiç haberi ol- mayacaktı. 225. yıl etkinlilderi arasın- da keyifle izlenen söyleşiler- denbiride*İTÜ\*İstanbul" başlığı altında 10 Haziran 1998 günü yapıldı. Taşkış- •İTÜ'nün 225. kuruluş yıldönümü nedeniyle bir dizi kültürel, sanatsal ve bilimsel etkinlik düzenleniyor. Bu kapsamda İTLJ'de düzenlenen bir söyleşide, Taşkışla'nın 1985'te otele dönüştürülmek istenmesine karşı venlen hukuk mücadelesinin bir "aydmlanma ve kamu yaran" savunması olarak tarihe geçtiği vurgulandı. la binasının 109 no'lu arn- fısinde yapılan söyleşiyı İTL' Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mine İnceoğlu yö- netti. Prof. Dr. Afıfe Batur. Prof. Dr. Hande Suher, Prof. Dr. Haluk Gerçek ve Bele- diye Başkanlığı dönemınde Istanbul'a hizmet için iTÜ'nün bilimsel katkısına yoğun olarak başvuran Prof. Dr. NurettinSözenisekonuş- macı olarak katıldılar. tTÜhakkındabilgılerve- ren Prof. Afife Batur, Os- manlı döneminde Istan- bul'un ilk kent harıtalannın da iTÜ'de üretildiğını. ilk gemi ve hatta denizaltı tasa- nmlannm yapıldığını. özel- likle Hicaz Demiryolu'vla birlikte Cumhuriyet döne- mindeki "millifeştirmeye'" bağlı olarak da ulusal de- miryolu şebekesinin yine İTÜ mühendislerince ve- nilendiklerini anımsattı. Günümüzde ise yine İTÜ tarafindan geliştırilen ve \s- tanbul'un ulaşım sorununun 3. Bofaziçi köprüsüyle de- ğıl, tüp geçiş bağlantılı ray- h toplu taşım sistemleriyle çözümlenebileceğini bilim- sel olarak kanıtlayan plan- ların hükümet tarafindan "yok sayüması" ise kuşku- suz İTÜ'nün değil. siyaset- çilerin bir "zaafl"ydı. Prof. Haluk Gerçek "Amaçaraç- lann degil. insanlann taşın- ması olmalı" dıverek Uia- şım MasterPlanı'nıanlatır- ken. Istanbul'daki 97 km'lik mevcut raylı sisteme en az 200 km'lik bir ilaveyle so- runun ancak çözülebileceği- nı de bir kez daha açıkladı. 'Taşkışla sav unması* Şehircıliğimize ve îstan- bul'un nâzım plan çalışma- lanna yıllarca emek veren Prof. Hande Suher'in özel- likle "ammsatnğı'" olay ise 1980'lerde Taşkışla'nm *oie- le çevrilmesi" girişimiydi. tTU'nün ve birçok köklü kamu kuruluşunun, Türki- ye'de "aydmJaDmanın"' ve "kamu yaran" kav ramının kaleleri olduğunu vurgula- Bugun, Dünya Cöllesmeyle Mücadele Cünü' Bir milyar insan susuz IstantoulHaberServisi- Yeryüzünde- ki insaniann 900 milyonu. karalann yüz- de 25'i, kurak alanlann yüzde 75'i ve ge- lişmekte olan yüz ülke, çöfteşme tehdi- ti altmda. Türkiye'de ise her yıl Bursa ve Kocaeli ilierini 30 santimerre kaiınlıkta kaplayacak şekilde verimli topraklar yi- tiriliyor. BM Çevre ProgTamı (UNEP) verile- rine göre çölleşmenin maliyeti yılda 42 rniryardolar. Bu gerçeklerden yola çıkan Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 19 Aralık 1994'te aldığı bir kararla, 17 Ha- ziran"! "Dünya Çölleşmeyle Mücadele Günü" olarak ilan etti. 1994yıhndaim- zaya açılan ve 76 ülkenin knzasıyla 1996'dayürüriüğe giren anlaşma. çölleş- meden. susuzluktan etkilenen 1 milyar insanın sorunlanna çare bulabiimeyi ve topraklann verimliliğini. uluslararası dü- zeyde geri kazandırmayı hedefliyor. TEM A Vakfı da 17 Haziran nedeniy- le, Ankara DSI Toplantı Salonu'nda 14. 00-18.00 arasmda bir panel düzenliyor. Panel, Atatürkün. "Vatantoprağıkut- saldır,kaderineterk etiikmcz"' sözü çer- çevesinde hazırlanan kampanyanın uzan- tısı olarak gerçekleştiriliyor. Türkiye, Cöllesmeyle Mücadele Söz- leşmesi'ni diğer taraf ülkelerle birlikte 15 Ekim 1994'te imzaladı. Türkiye, TBMM'nin II Şubat 1998'de onayla- masıyla aniaşmaya taraf oldu. TEMA Vakfi'ndan yapılan açıJdamada, Türki- ye'nin aniaşmaya taraf olmasının, top- rak bozulması ve çorakiaşması sorunu- na çözümlerüretilmesinde yardımcı ol- masının yanı sıra, uluslararası çevTe fo- rumlannda etkinliğimizin artmasına ve dış yardım için oluşturulan fondan kay- nak aktanlması gibi yararlan olacağı kaydedildi. yan Prof. Hande Suher, bu ıkierdemden "yoksun"olan- lann Taşkışla'yı otel, Maç- ka Kışlası'nı da "borsa" yapmak istediklennı, ancak bunun yine biravuç fTÜ'lü öğretim üyesi ve Mımarlar Odası 'nın çabalanyla ancak "yanp yoluyla" durdurula- bildığini anlattı. ÜstelikTaşkışla'nın'tıı- rizm merkezi" yapılarak şimdi yurtdışında bulunan SeimEdes'el985yılında49 yıllığına kiralanması karan- nı alan dönemin Başbakanı Turgut Özal ile bu karara ivedi "ruhsat"verip üniver- siteyi binadan çıkmaya zor- layan dönemin Belediye Başkanı Bedrertin Dalanda yine İTÜ mezunlanydılar. Demek ki Istanbul'a ve ülkeye kamu yarannı göze- ten bir çizgide hizmet v ere- bilmek için İTÜ mezunu ol- mak yetmiyor, asıl önemli- si yine İTÜ'nün bilimsel ta- rihine yakışır bir aydınlan- macı tutum ıçinde olmak gerekiyordu... Gökdelenler ve ITIJ İşte bu önemli ve "dersab- nacak" türden değerlendir- melerin "somut öneriteri" ise Prof. Dr. Nurettin Sö- zen'den geldi. İTÜ'nün, ör- neğin Zincirlikuyu'daki şe- hircilik kurallarını açıkça çiğneyerek kentsel denge- len altusteden *Tat-Towers" adlı gökdelen türlerine kar- şı çıkması ve mücadele et- mesi gerektiğini belirten Sö- zen, Taşkışla'nın hemen önünde yükselmeye devam eden "gökkafes" için de yi- ne İTÜ'nün "hakkını ara- ması"gerektiğini vurguladı. Çünkü yargı kararlanna göre de Gökkafes'in "Taş- kışla'yıgecmeyecek bir yük- seklikte" durması gereki- \ ordu. Oysa şimdi tarihi bi- nanm önünde ve onu "ezen" bir konumda, silueti de par- çalamış durumdavdı... Söyleşinin sonunda ko- nuşmacılara teşekkür eden İTÜ Rektörü Prof. Dr. Gül- sün Sağlamer, 225. yıl et- kinliklerindeki bu gibi tüm değerlendırmelerin yayına da dönüştürülerek kalıcı bel- geler haline getirileceği sö- zünü verdi. DÜZENLENEN OPERASYONLARDA 9 KİŞİ YAKALANDI Ürküten uyuşturucu trafiği İstanbul Haber Servisi - Beyoğlu, Güngören ve Bahçelievler'de düzen- lenen operasyonlarda, uy uşturucu kul- landıklan ve sattıklan belirlenen 9 ki- şi, 22 gram eroin ve 470 gram esrarla yakalandı. tstanbul polisince, son bir ay içindegerçekieştirilen 191 operas- yonda 856 kilo 64 gram eroin, 500 ki- İo 229 gram esrar. 166 gram kokain ele geçirildi. İstanbul Narkotik Şube Müdürlü- ğü'nden yapılan açıklamaya göre, so- kak timleri tarafindan uyuşturucu kul- landığı belirlenen gençlerin kaldığı Beyoğlu'ndaki birdaireye baskın dü- zenJedi. Sözkonusu dairedeyapılan ara- malarda, 12 gram eroin, eroini enjek- teetmek için kullanılan 13 adet şınn- ga, kaşık ve limontuzu ele geçirildi. Olayla ilgili Devrim Sanca (22), Iz- zet Emre Dizici (23) iIe Verşan Şengü- ler(31), Çek Cumhuriyeti uyruklu Ka- terina Kolibova (24) ve MineŞahingür (22) yakalandı. Güngören'de düzenle- nen ayn bir operasyonda da eroin sa- tıcısı ve ıçıcısı olduklan belirlenen S«- «h Seviş (41), Aydın Tan (25) ve kar- deşı AzizTan(26), lOgrameroinleya- •Türkiye'de sadece 1996 yılında ele geçirilen eroin miktarı, 9 Avrupa ülkesini ikiye katladı. kalandı. Bahçelievler'de de evinde uyuşturucu madde bulundurduğu be- lirlenen Harun Arslan(34),470gram esrarla yakalandı. Veriien bilgiye göre, 1991 Ocak ayından bugüne kadar gerçekleştiri- len 2 bin 713 operasyonda, 6 ton 418 kilo 261 gram eroin, 23 ton 832 kilo 286 gram esrar. 81 kilo 246 gram ko- kain, 224 kilo 982 gram afyon, 4 mil- yon 669 bin 135 adet uyuşturucu hap, 1615 ton 356 kilo 781 gram baz mor- fin ele geçirdi. Operasyonlarda ayn- ca, çeşitli çap ve markada 322 adet si- lah ile bu silahlara ait 5 bin 238 adet mermi elde edildi. Bu olaylarla ilgile- ri görülen 8 bin 116 sanıktan 6 bin 827'si yakalanırken halen fırarda olan 1289'unun da yakalanması amacıyla başlatılan çalışmalarsürdürölüyor. İstanbul Narkotik Şube Mudürlü- ğü 'rıce hazırlanan rapora göre, son 7 yılda en çok uyuşturucu madde 1993 yılında ele geçirildi. 1993 yılında dü- zenlenen 296 operasyonda 1 ton 121 kilo 554 gram eroin, 12 ton 484 kilo 656 gram esrar, 382 gram kokain, 770 ton 228 kilo morfin, 11 kilo 629 gram afyon ve 3 bin 806 adet uyuşturucu hap elde edildi. Uyuşturucu operasyonla- rıyla ilgisi oldugu belirlenen 700 sa- nıktan 584'ünün yakalandığı operas- yonlarda 31 adet silah ve 458 adet de mermi ele geçirildi. Rapora göre, 1 Ocak-11 Hazıran 1998 tarihleri arasın- da gerçekleştirilen 191 operasyonda da 856 kilo 64 gram eroin, 500 kilo 229 gram esrar, 166 gram kokain, 224 gram afyon, 236 bin 570 adet uyuşturucu hap, 173 kilo 800 gram baz morfin, 22 ta- banca ve 78 adet mermi ele geçirildi. Bu olaylarla ilgileri olduğu tespit edi- len 594 sanıktan 495'i yakalandı. Interpol Genel Sekreteıiigi'nin 1996 verilerine de yer veriien raporda, Tür- kiye'de 1996 yılı içerisinde 4 ton 422 kiloeroin yakalanırken Almanya, Avus- turya, Belçika, Bulgaristan, Fransa, Hollanda. Italya. Polonya ve Yunanis- tan'da 2 ton 371 kilogram eroin ele geçirildiği belirtildi. SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN Amaç, Türkiye'yi Taksim Etmek!.. Gâzi, akim kalan 'Izmir Suikast' sonrasında, geleceğe ümrtle bakıyordu; demiştir ki: "Benim nâçiz vücudum bir gün elbette toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet pâyidâr ka- lacaktır" (Kutsal Banş, Cilt 5, s. 343. May Yayınevi. 1974). Hangi koşullar altında söylendiğine, bakar mı- sınız: Nastûrî Isyanı, Hakkâri'yi talep eden ingiliz ül- timatomu, Şeytı Sait Isyanı; rttihatçi/Terakkiperver 'kornplosu' ve nihayet 'suikast teşebbüsü'! Acaba bundan mı, her 'Kemalist' için 'Türkiye Cumhuriyeti'nin iletebet pâyidar kalması', vaz- geçitemez bir 'esastır 1 ; 'hâkimiyetin bilâ kayd-ü-şart milletin olması' ile, 'gayr-ı kaabil-i tecezzi' bir bü- tün teşkil eder? Siyasi çözüm tercihleri, ondan son- ra gelecektir halkın aklına liberallik mi yatar, sosya- listik mi; yoksa karma/ekonomi düzeni mi? Bunu sinek pislemedik bir yere yazınız. 'Gaflet'i aşar, 'dalâlet'i aşar, 'ihânettir... Oysa, 'Sistem'indemokratikleşme, insanhakla- nna saygı kamuflajıyla, Türkiye'yi sevketmeye çalıştığı 'çıkmaz'; Gnl. Tagaris'in raporunda açıkça ifade edilmiş olan, temel 'amaç'a hizmet ediyor: "...amaç -uzun sürecek olsa dahi- Türkiye'yi tak- sim etmek olmalıdır"; çünkü bunlar, Türkiye'ye meşrû bir cumhuriyet; Türklere, tarihin derinliklerin- den gelen güçlü bir halk olarak bakmıyorlar; Gnl. Tagaris'in 70'li yıllarda ne dediği ortada; "...hayvan derecesinde barbar bir ırk! Çeşitli uluslardan mil- yonlarca insanı imha etmiş! Kendisine ait olma- yan topraklarda oturuyor! vs. vs." Bizde öylesi çok, şimdi şaşkının biri çıkıp diyebilir ki; Gnl. Tagaris de kim, 'gayr-ı mes'ul birşahıs'; iyi de, hâlen Yunanistan Dışişleri Bakanı Kirye Pan- galos'un, dört yıl önceAvrupa iie llişkiler Bakanı iken, şu söylediklerini nereye koymalı? "...Katolik ve Ortodokslardan oluşan bir azın- lığın, Müslüman bir iktidan kabul edeceğini dü- şünmek, Balkanlar'ı tanımamak, bilmemek de- mektir: Balkan Milletleri, 'Müslüman' denildi mi, Türkler'i düşünürier ve belleklerinde Türkler'in ik- tidan canlanır; çünkü bu kolay vasrflandınlama- yacak, isim konulamayacak bir 'iktidar'dır; çün- kü Türk 'iktidan' barbarlıktı, çok dikkat edin, 'Is- lam' değîl 'Moğol' iktidanydı, çünkü Türkier At- tilâ'yı, Tımur'u, hâlâ 'kahraman' olarak benimse- miyorlar mı? Bu Türk sokakta rastgeldiği çocuk- lara bile şiddet uygulayıp, istediği herkesi öldü- rebilirdi..." (La Repubblica, 30 Nisan 1994) Açıkça görülmüyor mu: demokrasi, insan haklan, srvil topfum bahane; bunlar soruna 'ırkçı' önyargıy- la yaklaşıyorlar Türkier barbar, başkalannın toprağı- nı elinden almış; önemli olan o toprağı geri almak, Türkleri Asya'ya kovmak! Şimdi bakın, Bat'lılann, -hele SSCB tarihe gömüldükten sonra, vaktiyle Sykes/picot paylaşmasına esas olan bu bakışı, tekrarbenimsediklerini görmezden gelmek; 'gaf- let'i aşar, 'dalâlet'i aşar; hele aynı görüş paylaşı- lırsa, 'ihânet' olur. ABD'nin tercihi' neymiş? Rand Corporation'ın 'orta vâdeli tahmin uzma- nı' Mr. Graham Fuller, Vç savaş' senaryosunu geliştirirken, acaba başka bir açıdan mı bakıyordu? Afi Aslan'ın sorulannı cevaplandınrken dedikteri, bel- ki bir ipucu verebilir. U ..ABD Türkiye'den, genel olarak dünyadaki ABD politikalanna uyan 'istikrarlı' bir 'müttefik' olmasını ister. ABO'nin 'tercihi' budur(...) Türki- ye 'Kürt meselesi'ni ve siyasette Islâm soru- nu'nu 'demokratik' yollardan çözmeli; şu anda her iki konu da olumsuz yönde gidiyor, bunlann çö- zülmemesi, Türkiye'nin iç ve özellikle dış polrti- kasını bozacaktır..." Bunun manası ne, şu: "...Türkrye'nin Batlı, Müs- lüman, Kürt, Asyalı, Osmanlı olsun, kimliğinin tüm unsuriannı göz önünde bulundurarak, et- raflı bir dış polrtika geliştirmeye ihtiyacı varthr" (Zaman, 23 Mayıs 1998). Mr. Graham Fuller, Rum, Ermeni, Çerkes, Lâz ve diğer unsurlan 'unutmuş';ya da, hepsini Asya'lı ve Osmanlı etiketinin altına saklamış; aslında dolam- baçlı yoldan, Gnl. Tagaris'in 'nihai amacına' ulaşı- yor Anadolu halkmın, Anadolu Ihtilâl ve Inkılâbı'yla oluşturduğu, ulusal, lâik ve demokrat 'Türk üst/ kimliği' yikılıp; Sevres Anlaşması'ndaki 'taksim planı'na, sosyal ve siyasal 'zemin' ve 'şartlar' ye- niden hazırianmalıdıri Hepsi bu mu? Yooo... Halife ve Şeytıülislam ne kadar uysaldı? Yollannı da göstermiş: 1/ "...PKK'nin çöker- tilmesi, KürtSorunu'nun bitmesi anlamı- na gelmiyor. Kürt Mesefesi temelde Kürt Kimli- ği'nin tanınması ve rfade edilmesi talebidir"; yâ- ni nedir, 'Prezidan' Özal'ın tartışmaya açtığı 'fede- rasyon' önerisinin, dolaylı tekran mı? 2/ "...geçmiş- te inanan ciddi bir Müslüman olmak, sosyal açı- dan çok ilerieyici görülmemişti; bugün insanlar Islâmı daha fazla rfade etmek istiyor, laiklik dini ifade özgüriüğünü reddetmemelidir"; yâni nedir, 'Şeriat'a yol mu verilsin? Zira Türkiye'de lâiklik dini ifade özgüriüğünü ya- saklamamış ki, dinin 'toplumsallaştınlmasını' önlü- yor; bireysel düzeyde kaldıkça, hiçbir Türk, hiçbir zaman dinin vecibelerini yerine getirmekten, 'res- men' alıkonulmadı; eğer, bu mertebe ağır bir ya- saklama olsaydı; Refah'ı, Fazilet'i, Nakşibendi- ler'i, Nurcular'ı, oluşturup gelistirmek, mümkün olabilir miydi? Anlaşılan Graham Fuller -ABD'nin telkinleriyle- elli yıldır sürdürülen din öğretim ve eği- timini yeterli görmüyor; çünkü Şeriat hâlâ 'toplum- sallaştınlamadı', hâiâ 'Kemalist'direniş sürüyor;di- nin toplumsallaştınlması daha da yoğunlaştınlmalı ki, ulusal, laik ve demokratik küttürçözülsün, 'Sistem'e direniş ortadan kalksın! Böyleolacağını, nereden mi çıkarmış? llahi, siz de tuhafsınız: Sevres Anlaşması'na, kuzu kuzu imza- yı basan, Halife'nin ta kendisi değil miydi? Anado- fu Ihtilâli'ni başlatan Mustafa Kemal Paşa ve ar- kadaşlan hakkında idam 'fetvası'm, Şeyhülislâm vermedi mi? Sâhi bu fetva Ingilizler tarafindan bastınlmış, Ana- dolu içlerine Yunan uçaklanyla attınlmıştı; evet, Yunan! http:// www. prizma.net tr/ A İLHAN http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htJm
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle