26 Haziran 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 MART1993 PERSEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Ekonomide canlanma umudu • Ekonomi Servisi - Türk Sanayicileri ye tşadamlan Derneği (TÜSİAD)öncü göstergeler \e ekonomik durum endek.slennın yükselmey e de\ am ettiğıni bıldirdı.TÜSİAD'dan yapılan açıklamada ekonomik durum endeksınin 1992 yılı yazsonlanndan itibarcn oldukça yüksek bir düzey de sey rettiğı, yıhn son çeyreğinde de yükselmesini sürdürdüğü beiirtildi. Öncü göstergeler endeksınin de geçen yıhn ilk yansından itibaren yükselme eğilimine girdiği bildınldi. DİSK'e katıhm • KAYSERİ(AA)- Kayseri'de Atlas Halı Fabrikası'nda çalışan 300 işçı, Türk İş'e bağlı Teksif Sendikası'ndan istifa ederek topluhalde DİSK'e bağlı Tekstıl İşçileri Sendikası'na kayıt > aptırdılar. Tekstil İşçılen Sendikası Kayseri Bölge Başkanı Şükrü Efe, Kay sen'dekı dığer işyerlerinden de çok sayıda işçinin sendıkalanna kayıt yaptıracaklannı öne sürerek "İşçiler. gerçek sendikalanna kavuştular. Teksif. bugüne kadar işçiyı sömürmüştür. Artık bu sömürüye son vermezamanı geldi. Sendikamıza üye olan her işçinin hakkını sonuna kadar arayacaeız" diye konuştu. YapıEndüstri Merkezi • İSTANBl L (AA) - Yapı Endüstri Merkezi Genel Müdürü DoğanHasoi, kurumun. sektörle ilgili yaptığı çalışmalarla bir bilgi merkezi halinegeldiğini söyledi. Yapı Endüstri Merkezı"nin 25. kuruluş yıldönümü dün akşam Kuruçeşme Divan Oteli'nde bırkokteyllekutlandı. M erkezı n çalışmalan hakkında bilgı veren Doğan Hasol. merkezin üretici ve kullanıcılararasındaortak platformlan oluşturmaya çalışlığını söyledi. Hasol. şöyle konuştu: "Merkez, yapı sektöründe mal ve hızmet üreten kuruluşlar. bu sektörde çalışmalannı yürüten profesyonel yöneticiler; mimarlar, mühendisler. müteahhitlerile yapı malzemesi kullanıcısı tüm kesimler için hizmet üretmektedır. Yapı sektöründe etkin konumda bulunan çeşitli medya yoluyla pröfesyonel bilgilendirmeyi hedefleyen merkez. üreticiler ve kullanıcılar arasındaki ortak platformlan oluşturmaktadır ' İş güvenliğine 30 bin imza • Ekonomi Servisi - Petrol-tş Sendikası. 158 savılı iş güvencesineilişkin Lluslararası Çalışma Örgütü"nün(ILO) sözleşmesinin onaylanmasını isteyen 30 bin imzalı dilekçeyi Meclıs'te siyasi parti gruplanna veriyor. Söz konusu dilekçede, 158 sayılı sözleşmenin bir an önce onaylanmasnebu doğrultudakı yasal değişikliklerin vakit geçirilmeden gerçekfeştirilmesi isteniyor. AloBilgi'den sigorta • ANKARA (ANKA) - Alo Bılgı Telekomünikasyon ve Sağlık Hizmetleri Anonim Şirketı. sigorta aracılığı yapmak için beş kişıyle birlikte yeni bir şirket oluşturdu. "Bılgı Sigorta Aracılık Hizmetleri Anonim Şirketi" adı verilen şirketin sermay esi 50 milyon lira olarak belirlendi. Işsizlik sigortası •I ANKARA (ANKA) - Türk-İşGenel Başkaru Bayram Mcral, ışsizlik sigortası ıle kıdem tazminatı arasında bağ kurulmasınakarşı olduklannı.bırbağ kurulacaksa ihbar tazminatı ile işsizlık sigortası arasında kurulması gerektiğıni sövledi. Meral. "İşsizlik mutlaka azaltılmahdır" dedi.Meral. işsizlik sigortasının finansmanı için konut edindirme yardımı adıyla kesilen paralann işsizlik sigortasına dönüştü- rülmesinı önerdi. Bu hesapta birıken 19 trilvon îirahk kaynağın. işsizlik sigortasının kavnağını oluşturabileceğine dikkatçeken Meral. işsizlik sigortası için ışçilerdenprim alınmasıycnne. işçi ücretlerinden kesilen yüzde 14 iranındaki prim oranının 12\e indirilmeMnı. yüzde 2 puanlıkındirimınde ışsizlik sigortası prıminc ışçilerin kaıkısı olarak aktanlmasını önerdi. Krupp şirketine ait yüz yıllık çelik işletmesi Rheinhausen'ın kapatılmasına karar verildi Ahnanya'dangurbetçiyeilk darbe• İşten çıkartılacak 5 bin çelik işçisinin 1500'ü Türk. Sendikalar, işyeri kapatmalanna karşı greve kadar bir dizi eyleme hazırlanıy or. Çelik işletmelerinin kapanması kömür madenlerinde çalışan işçileri de tehdit ediyor. DİLEK ZAPTÇIOĞLU BERLİN - Alman demir-çelik sana- yiindeki kriz Türk işçileri arasından ilk kurbanlannı veriyor. Duisburg'da Krupp şirketıne ait yüz yıllık çelik işlet- mesi Rheinhausen'ın kapatılmasına ka- rar verildi. Ruhr havzasının Dortmund kentınde Hoesch fırmasına ait ham çe- lik fabrikasından da büyük ölçekte işçı çıkartılıyor. Her iki ışyerinden çıkartıla- cak olan yaklaşık 5 bin işçinin en az 1500"ü Türk. Metal işkolu sendikası IG-Metall Yürütme Kurulu'nda ya- bancı işçileri temsil eden sendikacı Yılmaz Karahasan, Federal Almanya- nın tanhındekı en büyük ekonomik krizle karşı karşıya olduğunu belirtti. Sendikalar greve kadar bir dizi eyleme hazırlanıyor. Duisburg'un Rheinhausen bölgesin- dekı çelik işletmesinin kapatılmasıyla bınlerce aılenın geçim kaynağı vok olu- yor. Rheinausen 1987"de de kapatıl- mak istenmış. işçiler aylar süren yoğun scndıkal mücadeleyle fabrikanın düşük kapasiteyle de olsa faaliyetini sürdür- mesini sağlamışlardı. Fabnkanın sahıbi Krupp firması geçen yıl Hoesch ıle bir- leştikten sonra Rheinhausen'in de sonu geldi. Krupp'u devralan Hoesch fir- ması, üretimi artık sadece Dortmund'- daki ana fabrikasında devam ettirmeyc karar verdi. Rheinhausen'de Türklerin işsiz kalmasıyla bir bölgenin bütün alt- yapısı tehlikeye giriyor. Türklere ait bakkal dükkanlanndan seyahat ace- talanna, şoför okullanndan uçak şir- ketlerine değin bir hizmet ağı müşteri yokluğundan ıflas bayrağjnı açm:}k zo- runda kalacak. Fabrikanın kapa- tılmasından sonra Rheinhausen bölge- sinin bir "hayalet şehri' andırması bekle- niyor. Maliyet yüksek, ama... Doğu Avrupa'nın ucuz ıthal çelıği karşısında Alman çeliğınin maliyeti çok yüksek kalıyor. AT içinde çelik üreti- minde büyük bir fazlahk söz konusu ol- duğundan bütün AT ülkeleri çelik üre- timini düşürmek konusunda anlaştılar. AT'nin en büyük çelik üreticisi oln Al- manya. bundan en başta etkilenen ülke oldu. Kriz sonucu toplam 35-40 bin işçi ışsiz kalacak; bunun 15 bini Tûrklerden oluşuyor. Çelik üretiminin azaltılmasıyla Ruhr havzasında yine onbinlerce ailenin ek- mek kapısını oluşturan kömür maden- leri de tehlikeye gırdı. Madenıerde ye- raltında çalışanların dörtte üçü ya- banalardan. çoğu Türklerden oluşu- yor İG-Metall Sendikası Yürütme Kuru- lu'nda yer alan Yılmaz Karahasan, de- mir-çelik sektöründeki krizın yapısal özellik taşıdığını ve bütün işyerlerinin korunmasının olanaksız olduğunu söy- ledi. Karahasan'ın gazeıemıze verdiği bil- giye göre metal sendikası, işçileri mağ- dur durumda bırakmamak için bir "'ön- lerrüer paketı' hazırladı. ""Yapısal bir krizin söz konusu olduğu demir-çelik sektöründe kararlann yalnız patronla- ra bırakılmaması gerektiğini" vurgula- yan Karahasan. hükümetin yeni yatın- mlarla yeni işyeri yaratması gerektiğini belirtti. "Sorun yalnızca Türkleri değil, tüm emekçileri ilgilendiriyor" diyen Karahasan, Federal Almanya"nın tari- hindeki en büyük ekonomik krizle karşı karşıya olduğunu vurgulayarak "Kriz otomobil sanayiınden kimya sektörü- ne, çelıkten makine sanayüne ka-dar uzanıvor"dedi. Tekstil ve hazır giyim kotalannın kaldınlması için söz almakta ısrarlıyız ÂT ile vaat pazarlığma gidiyoruz BÜLENT KIZANLIK Türk tekstil ve hazır giyim- cileri ile Avrupa Topluluğu arasındaki zorlu pazarlığın ikincı raundu bu ayın sonunda Brüksel'de başlayacak. Bugüne kadar hep, AT ülkelerine ihra- cat olanağını ifade eden kola- lann bir miktar daha arttınlma- sı için masaya oturan Türk sanayicileri, şimdi "kotalann kaldınlacağına daır söz almak" amacıyla görüşmelere katılı- yorlar. 29 ocakta başlayacak görüş- melerde Türk heyetine baş- kanlık edecek olan tstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhra- catçılan Birlıği (İTKİB) Baş- kanı Okan Oğuz ile yönetim kurulu üyesi ve heyetin sözcüsü Atilla Alptekin. geçen ekim ayı- da başlatılan yeni dönem gö- rüşmelerinde. kotalarda miktar artışından önce. sınırlamalann kaldınlmasına yönelik siyasi yaklaşımı masaya getirmelen- nin AT tarafını şaşırttığını söy- lediler Atilla Alptekin, Türki- ye'nin ATnin son derece önem verdiği gümrük birliğine 1995'- te gideceğini açıklamasınm. yine patent, telif ve marka hak- İannı güvence altına alacak ya sal düzenlemeler vaat etmesinin karşı taraftan da çeşitli kolay- lıklar bekleme hakkı doğur- duğunu belirtti. Alptekin. kota- lann bugünden tamamen kaldınlması gibi bir beklenti içinde olmadıklannı. ancak bu görüşmelerde AT Komisyonu'- nun ihracattaki sınırlamalan tümüyle ortadan kaldıracak bir takvimi ortaya koyması gerek- tiğini şavundu. İTKİB Başkanı Oğuz. beklen- medik bu talebi karşısında sa- dece kota miktannı tartışmak için masaya oturan AT Ko- misyonu üyelerinin "Bu, siyasi bir konu. Ticari görüşmeleri aştığı için bızim görev tanımımız bu konulan tartış- maya olanak sağlamıyor" ge- • Türk tekstil ve hazır giyimcileri, AT komisyonu ile kesintiye uğrayan kota görüşmelerinin ay sonundaki ikinci raundunda da kotalann kaldınlması için söz almak konusunda kararlılar. • Türk heyeti, "Biz AT'nin istediği gümrük birliği ile patent hakkı konusunda süreci başlattık. Sıra sizde" görüşünü savunuyor. Değep olarak tüm kategorilerde AT'nin en çok ithalat yaptığı ülkeler 1tM 19M 1H1 1990 HongKong Çın Türkıye Yugoslavya Fas 2.183775 1.450615 1.845922 1506769 1004259 247.521 2^66439 2.152.934 1 573.280 1122.895 13 56 17 4 12 12 8 10 8 6 ATtişortu kimden, kaça ithal ediyor ($) rekçesini öne sürdüklerini söy- ledi. Oğuz. o dönemde görüş- melerin askıya alınmasını Türk tarafi için ikiyönden daha avan- tajlı gördükienni belirterek bu avantajlan şöyle sıraladı: Avantajlar • AT'nın. içinde 5 Asya kap- lanı olarak bilinen Çin, Tay- van, Hong Kong. Tayland ve Güney Kore ile Hindistan ve Endonezya gibi tekstil devlenni kapsayan 3'üncü ülkelere licare- tin ne yönde gelişeceği o tarihte belli değildi. AT'nin daha önce uluslararası ticareti düzenleyen MFÖ anlaşmasıyla sınırladığı bu ülkelenn ihracatına nasıl yaklaşacağı Uruguay Raundu'- nun sonucuna göre netleşecek- ti. Buradan çıkan liberalleşme eğilimi. Türkiye'nin de pazarlık şansını arttırdı. • AT ile aralannda özel an- laşmalar bulunan ülkelenn hiç- biri ıle o tarihte kota pazar- lıklan başlatılmamıştı. Bunlar- dan ilk masava oturan ülke du- rumunda kalması. Türkiye'nin karşılaştırmalı pazarlık şansını azaltmış olacaktı. İTKİB yöneticilerinin ver- diği bilgiye göre AT. Çckosla- vakya ile 1997. Polonya ve Ma- caristan'la 1998. Bulgaristan'la da 1999 yıllannın başından iti- baren kotalann tamamen kaldınlması yolunda anlaşma- ya vardı. Aday üyelik hakkını 1963 yılında imzalayan Türkiye ise, antıdamping gibi tarife dışı engellerle karşılaşmamak için görünüştc gönüllü olarak ka- bul ettiği kota sınırlamalannın kendi tekstil ve hazır giyim ürünleri için bu tarihten daha önce kaldınlmasını istiyor. Yeni kota dönemi 1 ocakta başlaması gerektığinden belır- sizlik yaratmamak için AT ile 9 ocakta mevcut kotalann sürdü- rülmesi koşuluyla geçicı bir an- laşma imzalandı. Türk ihra- catçılan bu dönemde bir yan- dan AT ülkelerinin sanayi ve tüketici kuruluşlan nezdınde lobi faaliyetlerini sürdürürler- ken diğer yandan başta Başba- kan Demirel. Başbakan Yardımcısı İnönü, Dışişleri Ba- kanı Çetin ve Devlet Bakanı Çiller'in desteği ile siyasi plat- formda etkide bulunmaya çalışıyorlar. Türkiye talebinde ısrarlı AT Komisyonu üyelerinin "'Onlar fason üretici. size rakıp olamazlar" sa\ına karşılık Doğu Avrupa ülkeleri için ko- talann kaldınlması surecınin başlalılmasının Türk tarafının talebinde ısrar etmesine yol açı- yor. Türk heyeti. Çin gibi üçün- cü ülkelenn AT ülkelerine vanlan kota anlaşmalannın üzerinde ihracat gerçekleştirip Türkiye'nin pazannı daraltma- lannın da AT'ye yönelik bir başka uyan konusu olduğu ifa- de ediliyor. İTKİB Başkanı Oğuz. 1980-90 arasında dünya ticaretindeki payını 10 kat arttırarak 23'ncü sıradan 5"inci- liğe yükselen ve bu ihracatın yüzde 80'ini AT ülkelerine ya- pan Türkiye'nin. topluluk ül- kelerine ihracat yapan ülkeler arasındaki liderlığini son 1-1.5 yılda Çin'e terk ettiğini söyledi. AT ile 5 milyar dolarhk bir ihracatın pazarhğını yapükla- nnı ve kotalardaki her puan artışın 220 milyon dolar ihracat gelirine karşılık geldiğini ifade eden Okan Oğuz. kotalarda miktarsal artışın yanında sağla- nacak esnekliklerle potansiyeli arttırmaya çalıştıklannı ifade ettı. Oğuz. bu esnekliklerden en önemlisınin tek pazara geçen AT'de mal gruplan ve ülkeler arasında kota transferi sağlan- ması olduğunu belirtti. Oğuz. bu sayede Türk ihracatçılannın dolduramadıklan ülke ve mal grubu kotalannı diğer ülke ve mal gruplan için kullanma ola- nağına kavuşacaklannı vurgu- ladı. Oğuz. ATnin Türk ürü- nlerinin dampingli olduğu ele- ştirilennin geçerliliğı bulun- madığmı belirterek bu konuda en çok suçlanan tişörtlerin Fransız ürünlerinden sonra en pahalı ithal ürünler olduğunu sözlerine ekledi. İHRACAT Sigorta rişki600 bin dolarANKAR.4 (AA) - Geçen yıl ihracatın yüzde 5.1'i Türkiye İhracat Kredi Bankası (Exim- bank) tarafmdan sigorta- landı. Eximbank, geçen yıl 850 milyon dolarlık ihracat işlemi- ni sigorta etti. Tüm ülkelere yapılan ihracat sigortası so- nunda 600 bin dolarlık risk doğdu. Sevk öncesi ihracat kredisi kullanımı sırasında, ihracat si- gortası şartı aranıyor. Ancak, teyitli akreditif. alıcı limiti ta- nınmayan ve sigorta kap- samında olmayan. politik ris- ki olan ülkelere yapılan ihra- cat işlemleri sigorta kapsamı dışında tutuldu. Aynca ıhra- catçılar. krediden bağımsız olarak da sigorta poliçesi ala- biliyorlar. Kısa vadeli ihracat sigortası programında. ihracatçının 1 yıl içinde çeşitli ahcılara yapa- cağı 6 aya kadar vadeli tüm ihracat işlemleri, ticari ve poli- tik risklere karşı teminat altı- na alıruyor. Eximbank. ihracat sigor- talanndan dolayı üstlendiği ticari risklerin ^üzde 80'ini Türkiye'den 4, fsviçre'den 3. Hollanda'dan 32 ve Almanya ve İngiltere'den l'er sigorta şirketine paylaştırdı Tican risklerin yüzde 20'sı banka üzerinde kahrken, politik nsklerin tamamı Hazıne ta- rafından karşılanıyor. Exim- bank, önceki yıllarda. politik riskler nedeniyle, Irak'a yapı- lan ihracat bedellcrini alama- yan ihracatçılara ödedıği 870 bin dolarlık tazminatı halen Hazine'den alamadı. Tİ'Sİ\D B\ŞK ANI CL'MHURÎYETİ Zİ^ ARET ETTİ -Ocak a>ında Türk Sana>icileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanlığrna seçilen Halis Komili, basınla ta- nışma gezilerine Cumhuriyet Gazetesi'ni ziyaret ederek başladı. TÜSİAD Basın Danışmanı Nevzat Ünlü ile birlikte gazetemjzi ziyaret eden Halis Komili, Yönetim Kurulu Başkanı Alo Coşkun, Genel Yajın Yönetmeni Özgen Acar, Yajın Danrşmam Orhan Erinç >e Ekonomi Seni- si Yönetmeni Dinç Tayanç'la göriiştü. Komili görûşmede, gazetemiz yazarı Lğur Mumcu'nun 'Vergi tasan'sı beğenilmeyen Sümer OraFdan savunma: 'Bal gibi reform yaptık' İZMİR (Cumhuriyet Ege Bü- rosu) - İzmirli sanayici ve işa- damlan TBMM Bü'tçe Komis- yonu'nda görüşülen vergi yasa tasansının reform özeüiğini taşı- madığını öne sürdüler. Maliyc ve Gümrük Bakanı Sümer Öral. reformun sadece yasa taslağıvla kalmadığını, 14 aylık süre içinde vergi konusunda önemli adımlar atıldığını vurguladı ve •'Yaptığımız sistem değişikliği baj gibi refomıdur" dedi. İzmir Ticaret Odası, Ege Böl- gesi Sanayi Odası, İzmir Ticaret Borsası. İzmir Yemûıli Mali Müşavirler Odası ile Gelirler Kontrolörleri Derneği İzmir Şu- besi'nce düzenlenen "Vergi Ka- nunlarındaki Değişiklikler" ko- nulu panel dün İzmir Ticaret Odası Meclis Salonu'nda yapıldı. İZTO Vönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş. \ergi yasa tasansmın reform özeliğin- den çok uzak olduğunu vurgu- layarak 'gizli ekonomi'yedikkat çekti. Demirtaş, DİE'ye göre kayıt dışı kalmış ekonominin GSMH'nin yüzde 25'ini oluştur- duğunu bildirdi. 1993 yılı prog- ram hedeiîne göre Türkiye'nin GSMH'nin 1.2 katrilyon olması beklendiğini belirten Demirtaş "Bu durumda Türkiye'de 1993 y ılında gizli ekonomide oluşması beklenen hasıla 306 trilvon li- radır. Aynı yıl. koasolide bütçe kapsamındaki vergi gelirleri 243.6 trilyon liradır. Gizli eko- nomide oİuşan gelirin dörte biri vergilendirilnıiş. olsa 76 trilyon eder ki bu rakam 1993 yılı bütçe- si içine alman 62 fon gelirinin 4 trilyon fazlasına, dış borç stoku- nun yüzde 17'sinc, iç borçstoku- nun da yü/de 47'sine tekabül et- mektedir. Bunun önlenmesi ge- rekmektedir" dedi. EBSO Yönetim Kurulu Baş- kanı Murat Demirer vergi ka- çakçılığında getirilmek istenen yapıvı eleştirdi. İzmir Ticaret Borsası Baş- kanı Hasan Özmen, götüriinün kaldınlmasını istediklerini ve bu konuda radikal önlemler alın- ması gerektiğini bildirdi. Malive >e Gümrük Bakanı Sü- mer Oral. sanayici ve işadam- larının hazırlanan yasa ta- sarısını 'reform' olarak kabul et- memelerini eleştirdi. Konunun yalnızca TBMM'ye verilen yasa tasarasıyla kalmadığını, 14 aylık süre içinde sistemde birçok değişim gerçekleştirdiklerini, bunların tümünün ele alınması gerektiğini vurgulayan Oral, '•Reform yapmak için reform yapılmaz. \ ergi reformu için ne vapılmalı? Vergi reformu olması için şunu y apmak lazım diyen bir arkadaş yok. Bu, bal gibi re- formdur" dedi. Elektronik sektörti Ydkötü başladı • Elektrikli eşya üretiminde yıhn ilk ayında, geçen >ılın aynı dönemine göre önemli ölçüde düşüş meydana geldi. Video üretimi yüzde 93.4 oranında gerileyerek durma noktasma geldi. ANKARA (ANKA) - Ocak ayında. başlıca elektrikli ve elektronik eşyalann tümünde üretım geçen yıhn aynı ayına göregeriledi. DİE verilerine göre en bü- yük gerileme video üretimin- de görüldü. geçen yıhn ocaka 17 bin 7 adet olan video üreti- mi bu yıl bin 115 adetle. adeta durma noktasma geldi. Video üretimindeki gerileme yüzde 93.4 olarak hesaplandı. Fınn üretiminde de yüzde 45.2"lik büyük bir düşüş mey- dana geldi. Geçen yıl 84 bin 284 adet olan fınn üretimi 46 bin 207 adette kaldı. Televız- yon üretimi yüzde 36.7'lik dü- şüşle 189 bin 365/ten 119 bin 890'a. dikiş makinesı üretimi yüzde 20.3'lük düşüşle 22 bin 428'den 17 bin 881'e, çamaşır makinesi üretimi yüzde 12.1 - lik düşüşle 81 bin 527'den 71 bin 680'e geriledi. Yüzde 4.9 gerileyen müzik seti üretimi 8 bin 731 'den 8 bin 301 'e. yüzde 4.3 gerileyen elektrikli süpür- ge üretimi de 53 bin 465'ten 51 bin 192'yeindi. Sektörde yaşanan durgun- luk sonucunda 1992 yılının tümünde video üretiminde yüzde 41.5. müzik seti üreıi- minde y ü/de 38.8, dikış maki- nesı üretiminde yüzde 19.5. te- levi/yon üretiminde yüzde 9. 1 lik düşüş meydana gclmiştı. IŞÇININ E VRENINDEN ŞÜKRAN KETENCİ Tabandan Koptukça Sendikacılık belki de siyasetçilikten daha zor bir mes- lek. işçinin içinden geleceksinız, özel eğitim görmüş. çok zengin bir uzmanlık kadrosundan yararlanan her tür bilgi ve beceri birikimıne sahip işveren karşısında işçinin hakkını savunacaksınız. Her tür olanaktan yararlanan si- yasetçinin karşısında güçlü olabilmek için en az onun ka- dar bilgili ve deneyimli olacaksınız. O da yetmedi, bilgi bi- rikimi olmayan, sorunlar yumağı içinde tepkileri bazan çok sert ve ilkel olan işçinin cyunu almayı başaracak, sandıktan çıkabileceksiniz. Ben kendi adıma yıllarla sendikaların başında kala- bilen liderlerin yeteneğine hep şapka çıkarmışımdır. Yeri gelmişken işverenlerin, 12 Eylul yönetimı ve başının açtığı "sendıka ağalığı" polemiğinin çok haksız ve karşı çıkılması gerekli bir olgu olduğunu da vurgulamalıyız. Türkiye'de elbette sendika ağaları var Ancak sendika ağalığı uzun yıllar sendikaların başında kalmak değildir. Dünyanın her yerinde, sendika liderleri çok zor ve uzun yılların birikimi ile yetişir. Deneyimli ve başarılı sendi- kacılık için, kesinlikle bizim yasalardaki engellemelerin kaldınlması gerekir. Bizdeki ağalık uzun yıllar görevden kalmaktan değil, sendika içi demokrasinin işlememesi, işletilmemesi ve sağlanan ayrıcalıklı konumdan, haksız gelirler ve gıderek işçiden kopan bir yapılanmadan doğ- maktadır. 12Eylüldûzeni 12 Eylül düzeni ve hukuku, bütün uygulamaları ile "sen- dika ağalığmı" önleme adına, gerçek sendika lıderlerinin tasfiyesi ve asıl sendika ağalarının yerlerine kolay kolay götürülemeyecek biçimde yerleştirilmesine yardımcı ol- muştur. Yeni kadroların yetişmesınin yolları kapanmış, geçmiş kimlikleri ile dahi "ağa" suçlamasını hak etmiş bazı lider kadroların iktidarlan kollanmıştır. Sonuçta işçi taban ile tavan arasındaki uçurum büyü- müş, işçiliğini unutmuş, üç yıl için milyarlarla tazminat, çok aşırı gelıre ulaşmış, yoz ve işçi tabandan kopan bir sendikacı prototıpi doğmuştur. Bu prototip bütün değer yargılarını yitirmiş olarak, çok önemli koltuğunu bırakma- mak için herşeyi göze alabilir. Tersine bir gelişme de işçi tabanda doğmuştur. O da kendısi ile ve çıkarları ile en küçük bir bağ kuramadığı li- der kadrolara güvenini yıtırmiştir. Bazen yukarıdan çok doğru ve haklı bir öneri, işçi çıkanna bir çözüm de gelse, işçinin tepkisi ile karşılaşmaktadır. Güven bunalımı sen- dikalizmi çok ürkutucü bir çöküşe sürüklemektedir. Türk-İş in en son yasa tasarısını işte bu yapısal bozuk- luk içinde değerlendirmek doğru olabilir. 12 Eylül süre- cinde sendikalizmin, ilkelerinin alfabesine aykırı olarak 12 Eylül yönetimi ile uzlaşmacı bir politika yürütmüş ve DİSK'e sahip çıkamamış Türk-İş yönetimi, şüphesiz 12 Eylül hukukunun yasaklı düzenıni sevinçle karşıla- mamıştır Ancak bir şey de yapamamıştır 1984 sonrası, sivil iktidarlar dönemınde bu yasaklı dü- zenın anayasa ve sendikal yasaların değişikliği için, en azından doğru çizgide sağlıklı bir mücadele başlatmıştır. 12 Eylül hukukuna ve değişmesi çabasına yönelik ilk yılların ciddi mücadelesi giderek tavsamıştır Çünkü sen- dikacı prototipi söz konusu düzen içinde kendini var et- mefiin yollarını bulmuş, yıllar içinde yasaklı düzeni be- nimseyerek, kendi çıkarları doğrultusunda kullanmayı öğrenmiştir. Sendikal hakları her alanda budamış 12 Eylül huku-' kunun, örneğin grev hakkına ilişkin yasaklarının kalk-" masını elbette bu prototip sendikacı da ister. Ancak taban için seçme, seçilme yollarını tıkayan, sendika içi demok- rasiyi ortadan kaldıran yasa hükümleri de çok işine gel- mektedir. Dahası tabanda tepki ve kopukluk arttıkça, ek engellemelere de gereksinim vardır. Turk-İş'te geriye gidiş işte bütün bu nedenlerle Türk-İşin ilk yıllarda hazır- ladığı yasa tasarıları ile son yılların birbirinin aynı yasa tasarıları arasında, hak ve özgürlükler anlamında bir uçu- rum, ciddi bir geriye gidiş söz konusudur. Gerçi yasa ta- sanlarından sendika liderleri pek anlamaz; iş, uzman- lann niteliği ve kimliği ile de çok bağlantılıdır. Ancak geç- mişte, DISK fiılen kapalı iken, ILO ilkelerine ters düşme- mek için, Türk-İşin lider kadroları zorla da olsa %10 ba- rajı savunmayakalkmamışlardır. ILO'daTürk-lş'inbaraja karşı çıkmak zorunda kalmasına tepkılerini ancak kapalı kapılar arkasında gösterebilmişlerdir. Bugün ise sadece sendikal rekabet korkusu ile barajın kalkmaması uğruna, 12 Eylül hukukunun aynen yürürlük- te kalmasını yeğleyebilecek bir noktaya gelmışlerdir. ILO'da baraja karşı çıkan Türk-İş, ILO ilkelerine ve sözleş- melerine aykırı olarak bugün barajı savunmaktadır. Bu- günkü engellemeleri de yeterlı görmemişler, son yıllarda hazırladıkları yasa tasarılarında, iktidarlarını güçlendire- cek yeni değişiklikler getirmişlerdir. Muhalefetlerine karşı şubeleri kapatma, bir çırpıda temsilcileri görevden alma türünden yeni güç odakları aramışlardır. Delege se- çimlerinde yapılan hıleleri sürdürebılmek için yargı yolu- nu kapalı tutarken harcamalarda hesap sorulması yol- larını da kapatmışlardır. Ne yazık ki Türk-lş'te yönetim değişikliği, şimdilik bir anlayış değişikliği getirmemiş, ILO sözleşmelerinın ar- dından demokratik bir yasa tasarısı geleceğine bir önceki yönetiminkinın kopya edilmesi seçilmiştir. Bu, sendikaliz- mi çok kötü bir noktaya götürecek çok tehlikeli ve "dur" denilmesi gereken bir eğilimdir. Show TV Sunar..- | B H TELEBAROMETRE | TV KANALLARININ GÜNLÜKIZUENME ORANI 3C 2İ 2C 1 i 1 C 5 0 2 1 OS 4 M«rt P*rş*mb« (<) ^ H •i • ~^H ^ H a 77- JüTRT-1 İNTER TELE STAR ON • SHOW KAI TV 1 1 NAL HBB S Geçen Perşembe en çok Izlenen televlzyon programları... 1- 2- 3- 4- 5- 6- 7- 8- 9- 10- Program Hababam Sınıfı Tatilcte Arena Çarkıfelek Yalan Rüzgarı Parola Süper Aıle Supermarkel Tarzan Rıfkı Ordeklen Hıkayeler Kanal Kanal 6 ShowTV ShowTV TRT-2 Kanal 6 S»ıowTV Kanal 6 ShowTV Kanal 6 20 00 Haberlerı TRT-1 izlenme Oranı 25.84 19.18 13.13 12.72 12.19 11.99 11.99 11.96 11.00 9 98
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle