Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
26ARALIK 1990 HABERLER CUMHURİYET/^
Türkiye'ye çağ atlattık' diyen iktidarın Enerji Bakanı Fahrettin Kurt'tan çarpıcı itiraf
'tJlkeııin yarısı ortaçaEnerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fahrettin
Kurt, Ankara Ticaret Odası'nca düzenlenen
panelde yaptığı konuşmada, "Türk insanının
yüzde 6O'ı ortaçağ şartlarına sahipfizikive
sosyal ortamda yaşıyor" dedi.
Haber Mer-
kezi — Cum-
hurbaşkanı
Turgut Özal,
Türkiye'nin
kalkınan, çağ
atlayan bir ül-
ke olduğundan
söz ederken
Enerji ve Tabii
Kaynaklar Ba-
kanı Fahrettin
Kart Türk insanının yüzde
60'ının "Ortaçağ sartfanna sa-
hip fiziki ve sosyal ortamlarda
bulunduğunn" söyledi.
Bakan Fahrettin Kurt, Anka-
ra Ticaret Odası'nca düzenlenen
"Sürekli Kalkuunada Çevredlik
- Turizm ve Sorunlan" panelin-
de konuştu. Kurt paneün açılı-
şında yaptığı konuşmada
"Tnrkiye'nin ordusayia, üni-
verskesiyte, yanpaybı ve ayaset-
çüeri fle katmanlara aynimıs ve
toplumdan soyutfaamıs bir gö-
rüntü icinde bulundugunı'
söyledi. "Böytesi bir topinmda
kiiltörel kalkınmayı temin et-
mek mümkün defcfl" dedi.
Her seyin aşınsının zararh ol-
duğunu söyieyen Kurt, "Aşın
sol, aşın sag, aşın zengin, aşın
fakir, ekşi, tatlı gibi birbirine at
aşınhklar zararlıdır. Çünkii, ta-
biatu her şey denge üzerioe kn-
rulodur. Tabiatın bu dengesini
bozmamak lanmdır" diye ko-
nuştu.
Türk insanının yüzde 60'ının
"Ortaçağ şartlaruıa sahip fizi-
ki ve sosyal ortamlarda bulun-
duguna" dikkati çeken Kurt, bu
anlamda Türkiye'de yapılacak
daha çok şeyin bulunduğunu
kaydetti.
Türkiye'de temiz enerji kul-
lanımı olayının erken farkına
vanidığını ve Ambarb Doğalgaz
Santralı'mn, dünyaya örnek
gösterildiğini belirten Bakan
Kurt, sanayileşirken temiz enerji
kullanımının da yaygmlaştınl-
ması gerektiğini anlattı.
Aliağa Termik Santrah'na
ilişkin eleştirilere de değinen Ba-
kan Kurt, şöyle konuştu:
"Kimse bu tiir böyttk yatı-
nmlaruı üzerine bahklama atla-
nuyor. Bugüne kadar iki ulus-
lararası sirket, gerekli bir mOyar
Uralık krediyi balamadığı için
yatınma girisemedi. Neden bu
santraMa ısrar etâğimize gelin-
ce: Biz bo santralı bir kere ithal
kömüre dayah olarak kuruyo-
ruz. Bu santral cevreye zarar
vermeyecek şekilde, hatta insan-
lara ve cevreye faydalı olacak
şekilde dizayn ediüyor.
Nonnal cauştıgı zaman hiç
çahşmıyormuş gibi otacak. Ben,
basında Yesiller'e tepki göster-
dim, ama bu, uç bir gnıba tep-
ki degildi. Ben, yanlts bilgilen-
dikJeri için bonlara tepU day-
dum. Toplunsal luumoya 4a
aslıada bu uç ^••lidaı orta-
ya ctkar ve yayıtar. B« mç
lann möspet etkifcri
Kararlanmızı daha dikkatM ak-
yornz arük. Denetimia poüı ve
zabıta deaetini gibi
ki duyulur. Bu tür kamuoyn de-
netiminiıı yaran vardır."
Fahrettin Kurt, aynca maden
alanlannın çevreâni, halkın ge-
zebileceği yeşil alanlara dönüş-
türme cabası içinde olduklarını
da belirtti.
Turizm Bakanı tlhan Akii-
züm ise Türkiye'nin turizmde
son yı1larda önemli yol aldığını
beürtirken bundan önceki yülar-
da istikrarsız yöntemler nede-
niyle ve "birisinin çıkıp diidiik
çalması" yüzünden gelişme ol-
madığını öne sürdü. Akuzüm,
çevrenin turizmle olan ilişkisine
değinirken de "Çevre biterse,
turizm biter" diye konuştu.
Yılmaz Güney'den, çıplak dansöze tebrik kartları...
Istanbul Haber Servisi — Yılbaşına 5 giin kala tstanbul'un çeşitli merkezlerinde kuruhuı
seyyar tebrik kartı sergileri ilgi görüyor. Kadıköy, Taksim, Bakırköy ve Eminönii'nde yan
yana uzun sıralar oluştunın tebrik kartı sergiierinde 750 liradan 2500 lirava kadar her tür kart
Güney'in posterlerine kadar, diger "görsd ürünleri" bnlmak da mümkün. Kart satKilaruun
görünümiinü en çok degiştirdlkleri merkez Eminönü. Yenkami'nin haşmetii kiitlesi
önöndeki merdivenierden havalanan yüzlerce güvercinle belleklere yeriesen Istanbul'un bu
mevcut Uzaktaki yainnlanna kart göndermek isteyenkr eger biraz şakacıysa onlar için önemli merkezinde, güvercinler geride kaimtş, ünlü cami ise renkli kartpostal mozaigini
"nygnn" kartlann Hyatı 2500 lira. Kart sahcılannd» erotik afişlerden Yılmaz ardından baluyor. (Fotograf: Suat Kozlukln)
Ankara Devlet' Opera ve Balesi sanatçılan, tepkilerini Genel Müdür'e iletti
6
Milli Bale'ye protesto mektubuANKARA (Cumhariyet Bürosu) —
Ankara Devlet Opera ve Balesi'nde
"mffli çağdaş folklorik bale" krizi haf-
tasını doldururken, sanatçıların Genel
Müdur Erol Gömürgen'e ilettikleri pro-
testo mektubuyla yeni bir boyut kazan-
dı. Bale bölümü sanatçüan dün öğle sa-
atlerinde toplanarak, folklor çalışma-
sı programının iptal edilmesi karan al-
dılar ve ardından da çalışma programı
ve görevli sanatçıların adlannın bulun-
duğu listeyi panodan indirdiler.
Sanatcılar, toplantı sonrası yaptıklan
acıklamada, kendi uğraşlan dışında
"kobay" gibi kullanıldıklarını belirtti-
ler. Başkoregraf Aitan Tekin, başöğret-
men Gülay Sargın ve sanatçı temsilcisi
lacettin Uyanık'uı imzalannın bulun-
duğu protesto mektubu şöyle:
"Sonya Aslan'ın seçtiğimiz danscıla-
nn kaUtesziiginden yakınması, süper-
vizöriü|ünü, koordinatörlügnnü üst-
kadifti Türk Halk Danslan Motifli
MiDi Bale Projesi'nin derleme müzik-
lerinin bir parçasmın Ermeni asıih, Rus
besteci Aram Haçaturyan'ın 'gayne1
ad-
lı Ermeni gelenek, görenek ve halk
danslan ik Ugili bale mazigini kulla-
nacagı, aynca koregrafüerinin de ya-
bana bir koregrafa yapnnlacagım, dbt-
ribüsyonu astıktan sonra ögrendik.
Şimdiye kadar yapılan uygnlamalan-
mız dışında dogrudan her şeyi bdh' bir
prodüksiyonun dansçüarla çahşmala-
n yerine, yapılan pravada davul ve bag-
lama ik halk oyunlan ögretilmeye baş-
buunıştır. Sanat Knruln 8e projeain her
şeyinin betirti otanası gereken tarihe ka-
dar, organizatör Sonya Aslan'ın tasvip
etmedigi dansçı listesini de tekrar göz-
den gecirmek üzere yanlış çalışmalara
ara verilmesini tarafımızdan iktmeyi
uygun göriiyoruz."
Konuyla Ugili Cumhuriyet'in sorula-
nnı yanıtlayan Kültur Bakanı Namık
Kemal Zeybek, "Projenm uygulanma-
sında sonın çıkacağını sanmıyonım"
dedi. Zeybek, "Neden evrensel bir sa-
natı halk danslan şekline
dönüştürüyorsunuz" yolundaki soru-
yu, "Evrensel sanata bu şekilde Türki-
ye'de neden katkımız olmasın? Evren-
sel sanat diye hep başkalanmn yaptı-
ğını mı yineleyecegiz" diye yanıtladı.
Zeybek, sanatçılara istemedikleri bir
eserde zorla rol almalan istendiğinin
belirtilmesi üzerine de "Orayı sanatcı-
lar degil, genel mudiir yönetiyor" diye
konuştu. Zeybek, "Geçenlerde Türki-
ye'ye Çin'den, tspanya'dan dans toplu-
luklan geldi, onlar da Çin, tspanyol
adınıianyia dans ettiler" görüşüne yer
verdi.
Son gelişmelere ilişkin değişik tepki-
ler şöyle:
Doç. Meral Tunalı (MSÜ Devlet
Konservatuvan Bale Bölümü Başkanı):
Sanınm yanlış bir değerlendirme var.
Bale evrensel bir sanat ve her yerde ay-
nı dille kullanıhr. "Milli Bale" diyerek
folklor adımlanyla bale hazırlanamaz.
Böyle bir uygulama herhangi bir eği-
tim çerçevesine giremez. Devlet Halk
Danslan Topluluğu'nun işi klasik bale
eğitimi görmüş kişilerin işi değil. Her
ülkenin halk dansı vardır. Ancak bir
Hollandalı, Amerikah ya da Fransız
kalkıp milli dansını klasik baleye uy-
gulamıyor. Herkesin halk dansı vardır
ve bu ayn bir konudur. .
Doç. Dilek Evgin (Bale eğitimcisi,
koregraf): Klasik bale kendi formu ve
yapısına sahip bir sanat. Klasik baleyi
folklorla birleştirmek ve böylece bir sa-
nat yapmak mümkün değil. Koregraf
olarak halk danslanndan esinlenebilir,
belli adımlar kullanılabilir, ama bütün
bu öğeleri aynen kullanmak yaratı ol-
maz. Folklor adımlarından izler taşı-
yan, özgün eserler uretilebilir, ama halk
danslannın tumüyle klasik baleye uy-
gulanmaı mümkün değildir.
Doç. Şebnem Aksan (Bale eğitimci-
si ve yazan): Ankara Devlet Opera ve
Balesi Genel Müdürlüğü, sezon başın-
da Türk kültürünü yansıtacak eserle-
rin halk danslan adımlanyla yapüacağı
görüşünde olduklannı açıklamışü. Be-
nim gazetelerden anladığım, bu tarz
eserlerin teşvik edilmesi ve bunlara
mutlaka davul, zurna ve halk danslan
adımlan konulması şartı konuluyor. Ve
hatta bu esere tepki gösteren dansçdar,
memuriyet kanunuyla tehdit ediliyor-
lar. Durum maalesef Türkiye'de dans
sanatının ne kadar yanlış ve bilgisiz bir
anlayış ve yönetim içinde olduğunun
ispatıdır. Türk kültüründe müzik ola-
rak sadece davul ve zurna mı vardır?
Türk kültürünün tavır ve hareket özel-
liği sadece halk danslanndaki adımlar-
da mı belirlenir? Bir eser yapımında
yalnızca adımlann konuşuluyor ohnası
duyuhnuş şey değil.
BUGUN
ALİSİRMEN
İnsaf
SHP Genel Başkanı-Erdal İnönü'nün Irak gezisi, tıpkı Sa-
yın Ecevit'in ya da Necmettin Hoca'nın gezileri gibi Türkiye
açısından yarartı olmuştur.
Sayın İnönü Saddam'a net bir mesaj vermiştir: "UlusJa-
rarası hukuku çiğnediniz. Biz de öbürteri gibi, buna boyun
eğemeyiz."
Mesajın buraya kadar olan bölümü netn'r ve de kaçınıhnaz-
dır. Konuya bu açıklıkla bu girişi yapmadan yaklaşmak, çok
tehlikeli sonuçlar verebNir ve belki de Saddam'ın girişimine
yandaşlar bulabileceği gibi yanlış bir izlenime kapılmasına
neden olabilirdi. İnönü, bu kapıyı kapatmıştır. İnönü'nün me-
sajının en önemli bölümü ise, Türkiye'nin savaşı istemedi-
ğini, soruna barışçı yollardan çözüm bulmak için her türiü
çareyi denemekten yana olduğunu vurgulayan tümceleridir.
Belki Erdal Bey, Saddam'a Kuveyt'ten çekilmelerini öne-
rirken bir yenilik getirmiyordu. Hatta karşılıklı olarak Irak ve
ABD'nin askerlerini çekmeleri önerisi de Fransız Cumhur-
başkanı Mitterrand'ın, Bağdat'ın, Kuveyt'ten çekilme niye-
tini açıklamasını bile yeterli gören yaklaşımı karstsında, Sad-
dam için oldukça geride kalmış bir öneri niteliğinı taşıyor-
du. Bu noktalar tartışılabilir. Hatta, SHP'nin dış politika kur-
maylarının Genel Başkanları'na, çeşitli önenler ve değişik
devletlerin, değişik tutumları konusunda, yeterli ayrıntılı bil-
giyi verip vermedikleri de sorulabilir.
Yine, Erdal Bey'in mizah dozu yüksek biçeminin Saddam
tarafından iyi algılanıp algılanmadığı sorusu da gündeme ge-
lebilir (Hasan Cemal bu konunun bazı gazeteler tarafından
abartıldığım, İnönü'nün ince biçeminin, çevirinin güçlüğü-
ne karşın, pek de âlâ anlaşıldığını söylüyordu).
Ama bütün sorulara ve tartışmalara karşın bir noktanın açık.
ve kesin olduğu su götürmez. Türkiye'nin ana muhalefet li-
deri, Türk halkımn savaş istemediğini, irak'a karşı düşman-
ca duygularla dolu olmadığını, tam tersine sorunun banşcı
biçimde çözümü için her yolun denenmesi gerektiğini sÖy-
leyerek, yazgısını savaşa bağlamış ve Türkiye'yi, Amerikalı
"Şahinler"in amigosu görünümüne sokmuş olan Turgut
Bey'in politikasının, bugün ve yarın neden olacağı yıkıntıyı
biraz olsun onarmaya çaiışmıştır.
17 milyonluk, her yönden sıkışmış bir Irak'a karşı Çevik
Kuvvet'ten yardım isteyen Turgut özal, hem NATO'nun Kör-
fez bölgesine yönelik alan dışı yeni işlevini kabul etmiş, hem
de Türkiye'nin böyle bir stratejide uç vurucu güç ya da ABD'-
nin bölgedeki Truva atı rolünü üstlenmesine göz yummuş-
tu.
Turgut Özal'ın bu tutumu, bölge devletlerinin uzun yıllar,
Türkiye'yi düşman olarak görmelerine yol açabilecektir. Üs-
telik de boş kağıtlara attırılan imzalarla, savaş yetkisi gibi
çok önemli bir kararın sorumsuz ve tabansız bir kişinin iki
dudağı arasına bırakılması, Türkiye'yi bir lahmacun diktası
ülkesine döndürmekte, Cumhuriyet Devleti'ni kişinin mes-
rebine ya da çıkarına uygun davranışlarla, her an macera-
ya atılabilecek zayıf bir devlet kertesine düşürmekteydi.
Böyle bir davranışın, Bush'a da gelecekte Türkiye'yi çı-
karlarına ters düşecek herhangi bir maceraya sürüklemek
isteyen herhangi bir başka yabancı devlet adamına da ce-
saret vereceği ve ülkemizi sürekli olmayacak istemleıie karşı
karşıya bırakacağı açıktı.
Erdal Bey'in gezisi, işte bu görüntülerin hepsini silmiş,
Türkiye'nin bökjede emperyalizmin Truva atı olmayı isteme-
diğini, Türk halkımn yazgısını tek kişinin iki dudağı arasına
• bırakacak kadar miskin olmadığını, çıkarlarının bilinci için-
de yasadığını tüm dünyaya kanıtlamıştır.
Turgut Bey'in bu denli önemli ve yararlı bir girişimi Sad-
dam'a cesaret veren ve dolayısıyla savaş olasılığını arttıran
bir davranış olarak nitelemesini cıddıye almamak ve kendi-
sine "el insaf" demek gerek.
Sayın Özal Türk halkını, ANAP grubu ve boş kağıda imza
atmayı devlet yönetmek sanan bakanları ile bir tutuyor.
Kaçamayacağı sandık, ona ne denli yanıldığını er veya geç
gösterecektir.
İnsaf Sayın Özal! İnsaf.
KISAKISA
• Evren 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in kızı Miray
Göksu, DFT Yaym ve Temsil Daire Başkanlığı'na atandı.
' Göksu, Daire Başkanlığı görevini, TPAO'daki Eğitim
Müdürlüğü kadrosuyla sürdürecek. Miray Göksu, 10 yıldır
TPAO'da cahşıyor.
• Çalışma Antalya kent merkezine dışandan gelen
işçilerin, 'işletici kimlik bildirme" ve 'barınanlara ait
kimlik bildirme' belgeleriyle polise bildirilmesi istendl.
Antalya Emniyet Müdur Yardımcısı Mehmet Duran,
Antalya'nın yoğun işçi akımına uğradığını belirterek işçi
olarak gelenJer arasında sabıkalı olup olmadığını belirlemek
amacıyla böyle bir uygulama başlattıklannı söyledi.
• Batman'da yanlış alarm Savaş anında kullanılması
amaayla Batman'ın merkezi yerlerinde kurulan
bilgisayarlı sirenlerden birinin yanhşhkla çalıştırılması
sonucu halk sığınaklara koştu. Batman Valiliği paniğe
yol açan görevli hakkında soruşturma açtıT
• Telefon Avrupa topluluğu
ülkelerinde tek pazar
sistemine paralel olarak 'tek
acil telefon' uygulamasına
geçilecek. AT Komisyonu'nca
'tek acil telefon' konusunda
yapılan öneri, AT Bakanlar
Konseyi tarafından
benimsendi. Böylece 31
Aralık 1992'den itibaren AT
üyesi ülkelerde aşamalı olarak
112 numaralı tek acil telefon
uygulamasına başlanacak.
• Piyango Ordu'da Milli Piyango Bayii'nden 5 milyon
250 bin liralık yılbaşı bileti çaldığı öne sürülen üç kişi
yakalandı. Soyguncular, biletlerin yanı sıra, kasadan 490
bin lira da almışlardı. Yakalanan sanıklar, ilk sorgulan
sonucunda tutuklandılar.
ÖLÜM
• Gazeteci llhan Engin öldü. 65 yaşmda ölen Engin,
gazeteciliğe 1946 ydında Tanin gazetesinde başladı. Edebiyat
Fakültesi'nde serbest lisans eğitimi yapan Engin, Vatan,
Akşam, Hürriyet, Yeni Ortam, Yeni Sabah, Bulvar ve
Günaydın gazetelerinde muhabir ve köşe yazan olarak
mesleğini sürdürdü. Gazetelerde tefrikaları ve romanlan da
yayımlanan Engin, fotoroman senaryolan da hazırladı.
Senaryolanndan bazılannın fılm çekimlerini de yöneten
Engin, sürekli basın kartı sahibiydi. tlhan Engin'in cenazesi,
bugün Fatih Camii'nde kılınacak namazdan sonra
Edirnekapı Şehitliği'nde toprağa verilecek.
Oyun kâğıdının papazı Fatilre benzetildi
S. Birliği'nden getirilen
oyun kâğıtlannın
'papaz'ı bin liraların
arkasındayer alan Fatih
Sultan Mehmet'e
benzetildi.
CEMtL CteERİM
SAMSUN — Sovyet vatan-
daşları tarafından Sarp Sınır
Kapısı'ndan Türkiye'ye sokulan
ve seyyar satıcılar tarafından
"perakende" satışı yapılan is-
kambıl kâğıtlanna, "Papazı Fa-
tih Sultan Mehmet'e benzhor"
gerekçesiyle el konuldu. Satıcı-
lar hakkında da kaçakçılık yap-
tıklan gerekçesi ile 1 yıldan 5 yı-
la kadar hapis cezası istemiyle
dava açıldı.
Edinilen bilgilere göre iskam-
bil kâğıtlanna el koyma olayı
şöyle gercekleşti:
"Rıza Yana ile İbrahim San-
cak adlı iki ortak seyyar satıcı.
uzun zamandır tezgâhlanna yer-
leştirdikleri yerli mallann satışı-
nı yapıyorlardı. Sovyet yurttaş-
lannın getirdikleri mallar, sey-
yar satıcılan 'ithal mallan' pa-
zaıiamaya yöneltti. Rıza Yaacı
ile tbrahim Sancak, Sovyet ya-
pımı fotograf makinesi, saat, tı-
raş makinesi, müzik aletleri.
votka ve iskambil kâgıdı gibi eş-
yalann satışına başladılar.
Ancak önceki gün Emniyet
Müdüıiügu Kaçakçılık Şubesi'n-
den gelen polisler tarafından
sorgulandılar, tezgâhlanndaki
mallar da incelendi. İskambil
kâgıtlanndaki papaz, Fatih Sul-
tan Mehmet'e benzetilerek 'ka-
rakola davet' edüdiler."
Poüsler, papazla ilgili teşhis-
lerini şöyle yaptılar:
"Yüz hatlan Fatih'e benziyor.
Üzerindeki ay-yıldız. Elindeki
asanın ucunda bulunan da ca-
mi minarelerinde olan ay-yıldız.
Üzerindeki elbisede de Osman-
lı tmparatoriuğu bayrağı var."
Karakolda daha sonra sorgu
başladı. "Ruslar bizi bu şekilde
tenkit ediyoriar da siz niye alıp
satıyorsunuz?" Satıcıların sa-
vunmaları bir sonuç getirmedi
ve cumhuriyet savcıhğına sevk
edildiler. Savcı ise iki seyyar sa-
tıayı serbest bıraktı, ancak 1918
sayılı Kaçakçılık Yasası'nın
25/2. maddesine göre yargılan-
malan için dava actı.
ANMA
Çok sevgili, kıymetli kardeşimiz
TOSUN TOKDİCi
kaybedişimizin üçüncü yıhnda
sevgi, saygı ve özlemle anıyoruz.
SÜHEYLÂ ÇEVİK - ÂZADE TOKDİL