Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
26 ARALIK 1990 CUMHURÎYET/17
HAVA DURUMU
Devlet Meteoroloji İşleri
Genel Müdüriûğû'nden alı-
nan bilgiye göre yurdun
doğu kesimleri parçalı bu-
lutiu, Doçju Anadolu'nun
güneydoğusu kar yağışlı,
diğer yerier açık geçecek.
Marmara ile yurdun iç ke-
simlerinde sis görûlecek.
HAVA S1CAKU6I: Değiş-
meyecek. Denızlerde Rûz-
gâr: Gûneydoğu ve poyraz
TÜRKIYE'DE BUGÜN
A 10° 2° Diyatbalar
S 7° CPMrne
A 6°-r Erancan
0°-3° Enum
f -7° Es*i$ehır
dan 4-6, yer yer 7 kuvvetinde, saatte 16 ila
27, yer yer 33 deniz mili hızta esecek. Van Gölü
açık, görüş uzaklığı 10 km. olacak.
S?
2 5w
10* 2°6flm<felımS
2°-3° Mamsa
*• -1» Kktaraş
2»-3° Mwsm
•*• -ICMuflö
0° 7° Muş
W 4°0rtu
2 ° - « ° R E S
0
D
-5°Samsun
<°-3°tzmr
3 ° - 2 » K J I S A
2°-3°Knummu A
5° O°Kif«darat S
8° 2°Korç« S
2°-2° KK*»» A
5°-1° Matalya A
7" rSinop
8° 3°Snas
-2°-9°'Mıd>$
2°4°W
8°-2»Uşak
-T> -8°\*ı
3°-3°>tasA
G°-1° Zongufciak
A 7° 2°
A 9° 2°
A 14° 3°
S 6° f>
K -1» -6°
S -2°-7»
S 10» 3°
A 11» 3°
S 8° 4"
A
A
S
A
K
A
K
S
A
7» «°
0»-3°
1° -Sf
B» 3°
apk bututtu « i A-apk MmuOu G-oûteşH K-kart s-ssk V-yjJmurtu
Cezayır .
BULMACA
SOLDAN SAGA:
1/ 1/ Kısa ve özlü
söz. 2/ Eskiden ço-
cuklar okula başlar-
ken yapüan tören. 3/
Katranla küdan ya-
püan ve kalafat işle-
rinde kullarvılan bir
tür macun... Sazı
kurmaya yarayan
burgu. 4/ Mezopo-
tamya'da kurulmuş
en büyük sitelerden
biri... Bakıs. 5/ Eski
ve bilinmeyen bir ta-
rihi anlatmakta kul-
lanılan deyim sözü...
Onama belirten bir
6
9
sözcük. 6/
"Hayır" anlamında kullanılan söz...
Deride sinirler boyunca birtakım ağ-
nlı fiskelerin dökulmesiyle beliren
bir hastahk. 7/ Müzikte "eşlik etme"
anlamında kullanılan sözcûk. 8/ En-
der, seyrek... Zihin... llaç. 9/ Hubu-
bat tozu... Kanda alyuvarlarla akyu-
varlann içinde bulunduğu sıvı.
YUKARIDAN AŞAGlYA:
1/ Maroken eşya ya da ayakkabı ilze-
rindeki deri kırışıklıklarını gidermeye yarayan ve ısıtılarak kul-
lanılan araç. 2/ Buyurucu... Anlayışh. 3/ Bir tür geçirimsiz top-
rak... Kimyada basit şekerlere verilen ad. 4/ Kendi kendine cin-
sel doyum saglama. 5/ Sarhoş ya da külhanbeyi bagırması...
Silis grubundan değerli bir mineral. 6/ Vilayet... Ev giysileri ya
da sabahlık yapımında kullanılan dökümlü kumaş. 7/ Kendini
beğenmiş, sevinısiz. 8/ Bir bölgenin sımrlı Wr bölümü.. Hay-
van yiyecegi. 9/ Seçenek... Kimi harflerin üzerine konan çift nok-
taya verilen ad.
60 YIL ÖNCE Cumhuriyet
İfade vermiyorlar
26 ARALIK 1930
Menemen'deki musademede kaçmağa muvaf fak olan
şerirlerden Mürtaza oğlu Hasan ve Ali oğlu Hasan Ahiler
köyiinde jandarmalanmız tarafından ele geçirilmiş ve
Menemen'e sevkedilmiştir.
Irtica hâdisesini hazırlıyan şeTİrlerin hepsi 19-20
yaşlanndadır. Cürümde yaşlannın vereceği esbabı
muhaffefeden kazanmak istiyorlar. Yaralılar ve diğer iki
şerir dinden, imandan,
Peygambeıden dem vurarak
imansızlann er geç belaya
uğrayıp cezalannı
göreceklerini, hütbe yapar
gibi bagıra bagıra söylüyorlar.
Bunlar fırkacüık
tanımadıklannı, şeriat lâam
olduğunu ısrarla söylüyorlar.
Yaralı şaki hayatlannın Kıtmır
denilen köpek tarafından
kurtanlacağını söylemektedir.
tfadelerinde bir şey
söylemiyeceklerinden inat
eden mel'unlar Manisa'da
kendilerini Keçeci Mehmed'in
bu yola sevkettigini itiraf
Guneşin
HararetL.
J2SEBH
Kazım Orbay
etmişlerdir. Tahkikat bütün etraf ve şümulile devam ediyor.
Menemen'de sükûn avdet emiştir. örfî idare ilânı kat'iyyen
yalandır. Müfsitlerin köylerde de kötü tesirler yapmış
olmaları da ihtiyaten nazari dikkate alınarak köylere
kuvvetli müfrezeler gönderilmiştir. Maahaza halk bu irtica
hareketinden tamamen müteneffırdir. Yapacağı tesiratın
menfı olması gayet tabiidir.
30 YIL ÖNCE Cumhuriyet
Gürserin seçtikleri
26 ARALK 1960
158 sayılı Kanunun 3 uncü
maddesine göre, Kurucu Meclise
Devlet ve Hükümet Başkanı
Orgcoeral Cemal Gürserin seçeceğio n
^5'^n ^
t ı s ı b e l l i
olmuştur.
Devlet ve Hükümet Başkanı Cemal
Gürsel tarafından Kurucu Meclise
alınanlann isimlerini bildiriyoruz:
Emekli Korgeneral Kâzım Orbay,
Annatör Hayri Duran, Emekli Orgeneral Abdurrahman
Nafız Gürman, Musevi cemaatinden Erol Dilek, Rum
cemaatinden Kaludi Laskali ve Ermeni cemaatinden
Hermine Kalustyan.
Erol Dilek 1910 yılında Istanbul'da doğmuş, Hukuk
mezunu olup Istanbul Barosunda kayıtlıdıı.
Kaludi Laskali 1310 yılında Trakya'da doğmuştur. 1914 te
Birinci Cihan Harbi sırasında yedek subaylığını yapmış,
Çanakkale Muharebesinde bir kolunu kaybetmiştir.
Halen Istanbul'da avukatlık yapmaktadır.
Hermine Kalustyan 1914 yılında Istanbulda doğmuştur.
Istanbul ve Sorbon Üniversitelerini bitinniş olup halen
tstanbul Taksim Eseyan Lisesi Müdüresi ve Galatasaray
Lisesi matematik öğretmenidir. Bekârdır.
öte yandan Devlet ve Hükümet Başkanı Orgeneral
Cemal Gürsel'in Ermeni azınlığımn temsilcisi olarak
Kurucu Meclise soktuğu Bayan Hermine Kalustyan, dün
aksam evinde kendisiyle görüşen gazetecilere, Kurucu
Meclise seçilmekten büyük bir memnuniyet duyduğunu
ve bunun kendisi için sürpriz teşkil ettiğini söylemiştir.
Müteakiben de, "Kurucu Meclise seçilmek benim için en
büyük şeref oldu" demiştir. Bayan Kalutsyan, sözlerine
devamla, memleketin en önemli dâvası olarak eğitimi
gördüğünu ye bu hususta elinden geldiği kadar gayret
göstereceğini bildirmiştir. Bu arada, gazetecilerin bir suali
Uzerine bayan öğretmen: "Hiç bir siyasi parti ile ilgim
olmadı ve hiç bir siyasi partiye de girmek niyetinde
değilim" demiştir.
GEÇEN YIL BUGÜN CumhuriY
et
Idam edildiler
26 ARALIK 1989
Romanya'nın bir halk ayaklanması sonucu yönetimden
devrüen Devlet Başkanı Nikolay Çavuşesku ve eşi
Elena'nın idam edildikleri açıklandı. Bükreş Radyosu,
Nikolay Çavuşesku ve Elena Çavuşesku'nun, olağanüstü
bir mahkemede yargılanarak suçlu bulunduklannı ve
derhal idam edildiklerini duyurdu.
AP'nin haberine göre, Bükreş Radyosu'ndan önce
"Tânnm, ne güzel bir haber bu. lsa'run karşıtı öldü"
sözleri duuldu. Radyodan daha sonra yapılan
açıklamada, Nikolay Çavuşesku ve eşi Elena'nın,
"Romanya'ya karşı ağır suçlar işledikleri" ve dün yapüan
mahkemede suçlu bulunduklan belirtildi.
DÛNYA'DA BUGÜN
AmsterdamA 4°
Amman A 22°
ASra Y 14°
A 26°
A 13°
S
K
Lemngrad
Londra
kMnd
Barcafcna
Basd
Belgnd
Sertn
Bonn
Canevn
Ceayir
CkMe
DuDa
MMı
NmVtiftı
Osk)
Pans
Prao
K 3°
Y Vf
A12°
S 6»
A 3»
K 2°
S 6»
Gime
6
A 13°
A 23°
A 25»
S 7°
A 16°
Y 7°
A 24»
Y 8°
S 6°
A 17°
Ros
Sofya
Şam
«A
Vendk
Vıyara
S 4°
A 25"
Y KJ»
A 4°
A M»
A 24°
A22°
S 3°
S 5°
K rVtahngtmK 0°
ZDrih S 4»
TABT1SMA
Vergî Kaçakçıhğma Prim
1990'ın son günlerinde çıkanlan vergi yasalarına baktığırruzda
vergi affının gündeme geldiğini görüyoruz. Milyarlarca liralık
vergi kaçakçıbğına neden olanlar âdeta ödüllendirilmektedir.
Ülkemizin geri kalmasımn nedenlerinden
en önemlisi vergi kaçakçüığıdır. Bugüne ka-
dar siyasi iktidarlar, vergi kaçakçüığını teş-
vik edici yönde çalışmışlardır.
1990'uı son günlerinde çıkanlan vergi ya-
salanna baktığımızda vergi affının günde-
me geldiğini görüyoruz. Milyarlarca liralık
vergi kacakçıhğına neden olanlar âdeta
ödüllendirilmektedir.
Bu affın sürekli kıhndığını gören bazı ki-
şüer 'nasıl olsa vergi affı çıkanhr' diye ra-
hat bir şekilde bu tutumlanm sürdüregel-
mişlerdir.
Bu kısır döngü yıllarca yaşandı. Büyük
sermaye gruplarından vergi alma çabasın-
da olmayan siyasi iktidarlann politikası ne-
deniyle bütçe açıklan bir türlü kapatılama-
maktadır. Çözüm için ise kolay yol bulun-
muştur. Ya karşıhksız para basılır ya da
borçlanma yoluna gidilir. Bu nedenle enf-
lasyonu önlemede başansızhklar devam et-
mektedir. Ahnan borçların faizleri de ek-
lenince bütçedeki yıik kronik bir şekilde an-
makta, zaten ekonomik yönde bağımlı olan
ülke borç batağına daha da saplanmakta-
dır. Bunun sonucu olarak siyasi bağımkhk
kaçınılmaz hale gelmektedir. Bu durum, ül-
kede uygulanmak istenen ekonomik ve si-
yasi politikalann sınırlannı gittikçe daralt-
Hakkımıy Var ıni?
Anadolu liselerine hazırlanan tüm veliler, Anadolu Liseleri
Nakil Yönetmeliği değiştirilmezse çocuklarını 80-90 kişilik
sınıflarda yapılan kalitesi düşük bir eğitimin beklediğini
bümelidirler.
13 Aralık 1990 tarihli Cumhoriyet gaze-
tesinin "Tartısma" bölümünde çıkan Be-
hice Sönmez isimli velinin, "Anadolu Li-
selerine Ögrenci Yerieştirme" başhklı ya-
zısında; velilerin çocuklan ile birlikte ne şe-
kilde özverilerde bulunarak Anadolu lise-
lerine hazırlandığı ve kazandıktan sonra da
kayıt için başlanndan neler gectiği anlatıl-
maktadır.
Bir veli olarak Sayın Behice Sönmez'e
katılmamak imkânsız. Çiınkü çocuğumla
birlikte bütün bu olaylan yaşadım ve so-
nunda puanı en yüksek okullardan biri olan
Beşiktaş Anadolu Lisesi'ne kaydettirdim.
Hazırhk sımfmdaki ilk yılında 36 kişilik
bir sınıfta gayet rahat okudu. Ancak bu yıl
devam edeceğı orta birinci sınıf 49 kişiye
ytikselmışti. Nedenini soruşturduğumuzda
öğrendiklerimiz şaşırtıcıydı:
Müli Egitiın Bakanlığı'mn çıkardığı Ana-
dolu Liseleri Naldl Yönetmeliği ile bütün
sımflara her yıl 3'er tane "yabana dille eğl-
tim veren özel okuilarda okuyan öğretmen
çocnklan" Ue "An»dolu'd«n gelen naldl
ögrendler" yerleştirilmektedir. Bütün bu
nakil işlemleri kontenjana bakılnıaksızın
yapıldığından bu yıl 33 kişilik bir hazırhk
sınıfı açan okulumuza 101 nakil ögrenci gel-
miştir.
Anadolu liselerinde asil ögrenci sayısı bir-
maktadır.
Çağdaş sosyal-hukuk devleti demek, va-
tandaşlan arasında hiçbir aynm gözetmek-
sizin eşit ve adil davranan devlet demektir.
Bugünkü iktidar ise bu anlayışa pek yaban-
cıdır. Sadece belli bir azınlığın çıkarlanm
gözetmekte, emegi ile geçinen işçi-memurun
(bordro mahkûmlanrun) vergisini, ücretle-
rini henüz ödemeden kaynağında kesmek-
tedir. Türkiye bütçesi gelirlerinin yüzde el-
lisi, ödenen bu vergilerden oluşmaktadır.
Ancak ne yazık ki bu kesim için ne bir ver-
gi affı ne de insanca yaşayabilecek bir üc-
ret politikası izlenmektedir. Tam tersine,
enflasyon karşısında ezilmeye bilinçli ola-
rak terk edUmektedir.
Ülke ekonomisini olumsuz yönde etkile-
yen vergi kaçakçüanna vergi affı gümüş bir
tepside sunulup milyarlarca liralık vergi ka-
çakçıhğı bir kalemde silinirken, bütçe ge-
lirlerinin %50'sini sağlayan ve emeği ile ge-
çinen insanlannuza insanca yaşayabileceği
bir ücret fazla görülmektedir. Çağdaş
sosyal-hukuk devleti bu mudur?
HASAN TAPAN
Ser. Muhasebed/Malimiisavir
tsUnbol
kaç yıl sonra nakil yoluyla gelen ögrenci sa-
yısının altma düşeceği gibi 360-370 puanla
ve bin bir zorlukla sınav kazanıp bu okul-
lara giren öğrenciler, 100-110 puanh çocuk-
larla aynı sıralan paylaşmak zorunda ka-
lacaklardır.
Bu gidişle okulumuz öğrenrileri, her yıl
gelecek üç öğretmen kontenjam ve ortala-
ma üç tane de Anadolu'dan gelen nakille
lise son sınıfı 80 kişilik bir sırufta okuya-
cak ve üniversitenin seçme öğrencileri ara-
sına girecek!
Anadolu liselerine hazırlanan tüm veli-
ler, Anadolu Liseleri Nakil Yönetmeliği de-
ğiştirilmezse çocuklannı 80-90 kişilik sınıf-
larda yapılan kalitesi düşük bir eğitimin
beklediğini bilmelidirler.
Böyle bir eğitim için çocuklanmızın en
güzel iki yıhnı çalmaya hakkımız var mı?
ZUHAL BULUTÇU
Beşiktaş/tstanbul
İkiYühkAvYasagı
Kanunsuz avcının doğaya çok büyük zaran vardır ama
yaşama alanlannı yok eden kurumlar kadar değil.
Kara Avcüığı kanun tasansma Adalet
Komisyonn'nca eklenen Türkiye'de kara
avcılığımn iki yıl yasaklanması konusu ya-
zık ki uygulanması yanlış bir karardır.
Çünkü:
1-Böyle bir yasak, bugünkü yasaklann
bile uygulanamadığı ülkemizde asla yürü-
tülemez, denetlenemez.
2-Doğnı, kanuni şekilde yapüdığı zaman
DSt kadar, çevreyi kirleten sanayi kunıluş-
lan ve inşaadar ile aşırı ölçüde kullanılan
tanm ilaçlan kadar dahi doğaya (yaban ha-
yatına) zarar vermeyen avahk yasaklanır-
sa kanuna uyan avcı da cezalandırümış ola-
caktır. Peki, o zaman doğaya en az kanun
tanunaz ava kadar zarar veren diğer ku-
rumlara ne yapılacaktır? Sultan Sazlığı'nı,
avcılar değil DSİ yok etmiştir. Avlan,
Amik, S»|la vb. gölleri yok ederek oralar-
daki av hayvanlannı (hatta tüm doğayı)
katleden avcılar değil gene DSl'dir. Evet,
kanunsuz avcının doğaya çok büyük zara-
n vardır ama yaşama alanlannı yok eden
kurumlar kadar değil. Dolayısıyla avcılık
iyi denetlenmeli ama tümüyle yasaklanma-
malıdır.
3-Ülkemizde bir silah sanayii vardır. Bu
insanlara anormal boyutlarda silah ithala-
U ile zaten bir darbe vurulmuştur. öyle ki
bu ithalat sırasında avda yasak olan tüfek-
ler ve ses cihazlan bile getirilmiş TOKB ele-
manlanm da düzenlemelerine katıldığı bir
fuarda bu malzemeler sergjlenmiş, satışlar
desteklenmiştir. Devletimiz kendi içinde
kendi kanunlan ile bir çelişkiyi yaşatırken
kanunsuz avcıyı denetleyemediği için daha
büyük kanunsuzluklara neden olacak av-
lanma yasaklan yerine sıkı bir örgütleme
ile avlak denetimine ağırhk vermeli, av si-
lah] ithalatını denetlemeli, kısıtlamah ve
kendi resmi elemanlan ile bu tarz kanuna
aykın araçlann satıldığı fuarlan destekle-
memelidir.
Kısacası, iki yıllık avlanma yasağı üzüm
yemek değil bağcıyı dövmektir. Hatalı bir
karardır. Eğer av hayvanlan gerçekten ko-
runmak isteniyorsa denetimlerin yanı sıra
onlann yaşama alanlan korunmalı, hay-
vanlan kaçabilecekleri yerier olarak avcı-
ların baskısmdan kurtanlmalıdır.
Ülkemizdeki yaban hayatımn ve avcılı-
ğm doğanın da korunarak kullamlması yö-
nünde sağhklı bir Kara Avcıhğı Kanunu'-
nun TBMM'den çıkanlması, bu kanunun
yönetmeliğinin de çıkanlması, ardından da
kurulacak yeni ekiplerle kanunsuz avcılığın
denetlenebilmesi konusunda bakanlığın ve
tüm ügililerin özel çabalanm bekliyoruz.
ASAF ERTAN
Fahri Av Müfettişi
&**»
10 Ay Taksitlel
DEVRE TATİL
BÜTÜN ÖĞRETMENLER
tnglliz, Profesyonel ve Deneyimli
OTH
GöttOv «483 BOarum Tel. 9 (6147) 7198 - 7199
ıstanbui ırdbat Ömer Besittas Sok 10/3 Cavretteoe • ıst
Tef 166 35 52 • 166 45 83
Lütfen broşür isteyinizl
Kuretann başloma tanhteri:
Gündüz: 2 Ocak Akşam: 2 Ocak
Haftasonu: 5 Ocak
IstanbU RumeH Cod. 92/4, Osmanbey 147 09 83 152 82 71
Ankara: Selanik Cad. 8 Kat. 5, Ka<ay 136 30 94 135 23 97
SORGUN ASLtYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
1990/374 ESAS
Davacısı Nurhivan Öztürk davalısı Yusuf özturk olan boşanma
davasının mahkememizde yapüan açık yargılamasının verilen ara ka-
ran geregince:
Sorgun ilçesi Kayakışla köyünden Hamdi ojlu 1955 doğumlu Yu-
suf öztürk'ün tüm aramalara rağmen adresinin belli olmadı|ından
dava dilekçesinin üanen lebliğine karar verilmiştir.
Davata Yusuf öztürk'ün Sorgun Asliye Hukuk Mahkemesi'nin
1990/374 esas sayılı dava dosyasının duruşmasuun 19.2.1991 tarihi-
ne kadar mahkememize gelip müracaat edip dava ile ilgüi belge ve
delillerini ibraz etmesi, gelmediği, kcndisini bir vekille temsil ettir-
mediği takdiıde duruşmalann gıyabında yapüacağı karar verilecegi
ilanen lebliğ olunur.
Basın: 49462
T.C.
M.Ü. ATATÜRK ECJTİM FAKÜLTESt
DÖNER SERMAYE
MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
"ÇOK HIZLI OKUMA KURSLAR1"
(Bilgisayar Eşliğinde)
Tttrkiye'de bu tekniği ilk uygulayan Türk 2000 Vakfı Ue M.Ü. Ata-
türk Eğitim Fakültesi'nin işbirüği ile "ÇOK H1ZL1 OKUMA" kurs-
lan duzenlennıiştir.
7 Ocak 1990 Pazartesi günti başlayacak olan kurslaı, pazanesi-
salı ve perşembe günleri saat 16.00-18.00 arasında yapılacâk ve top-
lam 15 saatte tamamlanacakür.
Aynntılı bilgi ve kayıt için:
Adres: M.Ü. Atatürk Eğitim Fakültesi Döner Sermaye
Müdürlüğu Ziverbey-Göztepe/İSTANBUL
Telf: 345 90 90 (2 hat) / 161
345 47 05 (3 hat) / 161
Almanya lise çıkışlı
filoloji öğrencisinden
ALMANCA ve İNGİLİZCE
ders verilir.
136 08 86
POL1TIKA VE OTESI
MEHMED KEMAL
Yazım Kılavuzları...
Tahir Nejat Gencan 'Dilbilgisi' adlı kitabında dili, 'duygu,
döşünce ve dileklerimizi anlatmaya yarayan imler' diye ta-
nımlar. Üç yüz yıla yakın bir süredir toplum mu dili yarattı,
dil mi toplu mu tartışması sûrer. Dil, düşüncenin aynası ol-
muştur. Insan dilsiz edemez. Konuşma dili zamanla yazma
diline dönüşmûştür. Tarihe baktığımızda Mısır'da düşünce-
leri teker teker anlatmaya yarayan bir yazı var; buna hiyera-
tik diyoıiar. Bir de kolay bir halk yazısı var; buna da Avrupalı-
lar demotik adı veriyorlar. Suriye'de bir yazı var. Grekler ise
yazıyı Fenikelilerden alıyorlar. Sesleri yazmaya harf denryor.
Harflerden alfabe doğuyor. Orta Asya'nın kuzeyinde yaşayan-
lar Köktürk ve Uygur alfabesini kullanıyoriar. Orhun anıtlan
Orhun alfabesi ile yazılıyor. Orta Asya'daki göçlerden bu ya-
na Türkler birçok alfabe kullanıyoriar. Bunlar, Mant, Arami,
Nasturi, Bizans alfabeleridir. Islamın kabulünden sonra Arap
alfabesi kullanılmıştır.
Anadolu Türkleri Latin, Sovyetler Biriiği'ndeki Türkler de
Kiril alfabesini kullanıyoriar.
Eskiler derler ki Moğolistan'dan kalkan, Doğu Çin'den ge-
çen, Semerkant, Buhara üzerinden Avrupa'ya yürüyen, ora-
dan Orta Avrupa'ya (Macaristan) ulaşan bir gezgin hiç sıkın-
tı çekmeden Türkçe konuşur.
Dilimiz cumhuriyetten bu yana özleşti, anlaştı, sadelesti.
Atatürk'ün koyduğu ilkeler arasında dil ve alfabe devrimi var-
dır. Her dilin kendine özgü kuralları elbette olacaktır. Arap
harflerini aldığımız dönemde dile etkin kural Arapça olmuş-
tur. Daha sonra Latin alfabesini alınca Fransız kürtûrünün et-
kisi görülmüştür. Bu sırada belli bir gramer olmamıştr. Fransız
gramerinin etkisinde bir dil ortaya çıkınca, gramer, bir süre
okullardan kaldırılmış, Türkçe dersler gramersiz okutulmuş-
tur. Gramerin dilin içinden çıkacağı beklenmiştir. Ortaokul-
da olduğum yıllarda (1930-33) gramer okutulmazdı. Zaten
Türkçe gramer olarak bir Hüseyin Cahit Yalçın'ın, bir de Pe-
yami Safa'nın kitapları vardı.
Bir konuşma, bir de yazı dili olduğunu biliyoruz. Bunlann
kuralları var. Bu kurallar, Türk Dil Kurumu, Türk Dil Derneği
ve türlü dil kılavuzlanna göre değişebiliyor. Nijat özen'in Dil
Kılavuzu bu yolda eski Dil Kurumu'ndan sonra ilk adımdır.
Diiciliğin Nijat Özen de bir baba armağını olduğunu da bili-
yoruz. Şimdı yeni yazım kılavuzlan ortaya çıkryor. Bunlardan
birini eski dost Gunel Altıntaş Türk Dil Kurumu'nun kuralla-
rına göre iki renklı (kırmızı ve siyah) bir yazım (imla) kılavuzu
yayımladı. (Adresı şöyledir: Seçme Kitaplar P.K. 713 Sirkeci)
Günel Altıntaş titız bir şair ve yazardır. Dilci olduğunu bil-
miyorduk. Demek bir de bu becerisı var. Kırk yıla yakın bir
süredir dil çalışmaları da varmış. "Yazım kılavuzu ile ilk kar-
şılaşışım bundan kırk yıl öncedir" diyor. "Öğretmenimiz bir
sözlükle bir yazım kılavuzu aldırtmıştt. Öğrencilik yıllarında
hem sözlükten hem kılavuzdan yaraıianıyor. Birikim sonucu
iki renkli yazım (imla) kılavuzu ortaya çıkıyor. Bu kılavuzun
benzerlerinden ayrı olduğunu yazar şöyle anlatıyon
"...Yazım kılavuzları sadece kelimelerin doğru yazılışlannı
verecekse. yazım kılavuzu almaya ne gerek var? Sözlükler-
de kelimelerin doğrusu yazılı zaten. Biz bu kılavuzda, doğ-
rularm yanı sıra yanlışlan da (üstünü çizip altına doğrusunu
yazarak) gösteriyoruz. Böylece, kelimeyi yanlış da biliyor ol-
sanız, hem doğrusunu aramak için zaman kaybetmemiş hem
de 'Bu kılavuz bu kelimeyi almamış' diyerek krtabı fııiatıp at-
manızı önlemiş olacağımızı umuyoruz."
Altıntaş'ın kılavuzunda yanlışların üzeri çizilip altına doğ-
rusu (sırasındaysa siyah, değılse kırmızı olarak) yazılmış. Ger-
çekte yanlış olmadığı halde, yazış biriiğini sağlamak için üs-
tü çizilip altına başkası yazılan kelimeler de var: Çiğ - çiy,
porte - portre, mahzur - mahsur gibi kelimeler de üstü çiztl-
meden altına ötekiler yazılmış.
Özellikle şu mahsur, mahzur, şeikat, şevkat gibi sözcükle-
rin sürekli yanlış yazılması.. Radyoda, televizyonda konuşur-
ken ya da yazarken yapılan yanlışlar bütün uyanlara karşın
bir türlü düzeltilemiyor. Günel Altıntaş'ın Yazım Kılavuzu kûltür
yaşamımızda bir boşluğu dolduracaktır.
Doğru yazmaya özen gösteren herkese salık verilir.
ÇAIJŞA1NLAK1N
SORULAR1/SORUNLAR1
YlLlVtAZ ŞtPAL
karan"
SORU: Halen görevdeyim ve södeşmeii pcrsood olarak TJC
Emekli Sandıgı kapsamında çalışmaktayım.
Yaşım gere^, 1991 yılında emekli olmayı dişii-
nüyonım.
Bolge Jdare Mahkemesi'nde son aiü yühk skil not-
lanmın olumlu olması nedeniyte 2. dereceden 1. de-
receye yttkseltUmem için açmış oidngnm davayı
kazanmama karşın, çalışmakta olduğnm kurumca
öğrenim dunımum öne sürukrek 1. dereceye yiikse-
lemeyeceğim ve bu dereceye intibak ettirilemeyece-
gim bana bildirildi.
Oysa ki 2182 sayılı yasa Ue 1979 yılında tüm me-
mnrlar gibi ben de koşulsuz bir derece yükselmesia-
den vararlanmıştım.
Kaidı ki ögrenim dunımuna bakılmaksızın bütün
memuriar son olarak nak kazandıgı derecenin ek gös-
tergesinden de yaraıiandınlnuşbr.
Beni haklı bulan yargı karan, Maliye Bakaahgı-
nın 91 sayılı tebligi gerekce gösterilerek uygalanma-
maktadır.
Bu konuda yasa, yönetmelik ve yargı karan var
mıdır?
YANIT. 657 sayılı Devlet Memurlan Yasası'nın, 14.8.1970 tari-
hinde yürürlükten kaldınlan 37. maddesi bu kez, 243 sayılı Yasa
Hükmünde Kararname ile ve 31.12.1984 tarihinde değiştirilmiş
olarak yeniden yürürlüğe konmuştur.
657 sayılı Devlet Memurlan Yasası "hükümlerine göre öğre-
nim dunimlan, hizmet sınıflan ve görev unvanlan itibanyla aza-
mi yükselebüecekleri derecelerin dördüncü kademesinden ayhk
almaya hak kazanan ve son altı yıllık sicil notu ortalaması dok-
san ve daha yukarı kadro sartı aranmaksızın bir Ost dereceye"
yükseltilecektir.
18.10.1986 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan ve aynı gttn yü-
rürlüğe de giren "Devlet Memurlan Sicil Yönetmeliği"nin ge-
çici 2. maddesinde şöyle denilmektedir.
"Geçici Madde 2- Bu yönetmelik kapsamma giren memur-
ların 1985 yılına ait sicil raporlannda yeterlikle ilgili sorunla-
nn değerlendirilmesinde her pekiyi için 11, her iyi için 9, her
orta için 8 ve her zayıf için de 5, not esas ahnmak suretiyle tes-
pit edilen toplam not 1985 yüı sicil notu sayılııî'
Yönetmeliğin bu hükmü, sicil notunun 1985 yüı için de ve-
rilecegi anlammı tasımakta ve Maliye Bakanlığı'nın 91 No.lu
Devlet Memurlan Genel Tebliği'ndeki "Bu uygulamaya ancak
altı yıl sonra başlanabilecektir" görüşü ile çelişmektedir.
Bu konuda sözümüzu, Danıştay Beşinci Dairesi'nin 31.5.1989
tarih, 1988/2892 esas ve 1989/1213 karan ile noktalayahm.
"(...) Bu nedenle 243 sayılı KHK ile 37. maddede yapılan de-
ğişiklikten önce siciller not esasına göre doldurulmadığı için
davaanın son altı yıllık sicillerinin 37. madde anlamında bir
değerlendirilmeye tabi tutulamayacağı yolundaki kabulde isa-
bet görülmemiştir. (...)"
T.C İZMtR 5'İNCt ASLtYE HUKUK
MAHKEMESİ
Esas: 1988/416
Davacı Maliye ve Gümrük Bakanlığı tarafından davahlar Niyaa
Yalçınkaya, Coşkun Yalçınkaya, Ayşe Gülham Hoyman aleyhlerine
açılan tazminat davasında alınan karar gereğince;
Davablardan Coşkun Yalçınkaya'mn mirasçılan bulunan Sudan Yü-
çınkaya, Nüshet Melih Yalçınkaya, Ebnı Yalçınkaya'nın adresleri beDi
olmadığından ve bulunamadığından ilanen tebligat yapUnlmasına ka-
rar verilmiş olmakla duruşma günu olan lzmir Asliye 5. Hukuk Mah-
kemesinde 14.2.1991 günü saat 9.30 hazır bulunrnaruz veya kendinizi
bir vekil ile temsil euirmeniz aksi takdirde yargılamarun yokluğunuzda
yapvlacağı ve hüküm verilecegi ilan olunur. 13.12.1990
Basın: 43066