01 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/4 HABERLER 25 ARALIK 1990 Yüksekova evleri • ANKARA (ANKA) — SHP Hakkâri MUletvekili Cumhur Keskin, Yüksekova ilçesi Genişdere mezrasında evlerin yakılması olayını bir sonı önergesiyle Meclis gündemine getirdi. Keskin, Başbakan Akbulut'a yönelttiği soru önergesinde Genişdere mezrası köylülerine ait evlerin içindeki eşyalarla birlikte Üsteğmen Hüseyin Kurtoğlu tarafından yakıldığı iddiasının doğru olup olmadığını sordu. Üsteğmenin köylülere eşyalannı çıkarmalanna dahi izin vermediğini savunan Keskin, bu konuda soruşturma açılıp açılmadığını sordu. Oğrencilere gözaltı • DİYARBAKIR (Cumhuriyet) — Önümuzdeki günlerde boykot yapılacağı gerekçesiyle Dicle Üniversitesi'nde okuyan çok sayıda öğrencinin gözaitına alındığı bildirildi. Diyarbakır Valisi Cengiz Bulut, okulda gerçekleştirilen bir gösterinin dışarıya da taşmaması için polisin önlem aldığını söyledi. Dicle Üniversitesi'ne bağlı fakültelerde okuyan bazı öğrencilerin, "insan haklarının askıya alınmasını ve Lice ilçesinde meydana gelen olayları protesto etmek" amacıyla 26 aralık çarsamba günü boykot yapacağının öğrenilmesi üzerine dün akşam saatlerinde polisçe gözaitına alındığı bildirildi. FakUltelerin etrafını kordon altına alan güvenlik güçleri, olayla ilgili bilgi almaya gelen gazetecilerle tnsan Hakları Derneği yönelicilerini kampusa sokmadılar. Erdenı yargılanacak • ANKARA (UBA>— TRT Genel Müdürü Kerim Aydın Erdem hakkında, DYP'nin şikâyeti üzerine başlatılan soruşturma sonucunda açılan "seçim yasaklarını ihlal" davasına bugün Asliye Ceza Mahkemesi'nde başlanacak. Dava, DYP'nin Antalya'nın Çolaklı kasabasında yapılan belediye başkanlığı seçimi nedeniyle uygulanan seçim yasaklanna rağmen gövde inşaatı tamamlanan ve açıhşı Cumhurbaşkanı Özal tarafından yapılan Atatürk Barajı ile ilgili töreni yayımlayarak suç işlediği gerekçesiyle Erdem ve diğer görevliler hakkındaki suç duyurusu nedeniyle açılmıştı. Gönül'den Kalkan'a dava • ANKARA (UBA) — tçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'dan sonra Içişleri Bakanhğı Müsteşan Vechi Gönül de SHP Edirne Milletvekili Erdal Kalkan aleyhine tazminat davası açtı. Vecdi Gönül, Kalkan'ın 49 arkadaşıyla birlikte hazırladığı ve TBMM tarafından reddedilen gensoru önergesinde "İçişleri Bakanlığı'nı şeyhler yönetiyor" diyerek kişilik haklannı aşağıladığı gerekçesiyle 40 milyon lira manevi tazminat ödemeye mahkûm edilmesini istedi. Ersen toprağa veriliyor • Haber Merkezi — Onceki gün trafik kazası sonucu ölen Nevşehir'in DYP'li Belediye Başkanı Necdet Ersen bugün toprağa veriliyor. Ersen için bugün Nevşehir Belediyesi önünde bir tören duzenlenecek. Ersen'in cenazesi daha sonra Kurşunlu Camisi'nde kılınacak ikindi namazından sonra Asri Mezarlık'ta toprağa verilecek. Törene DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel, bazı milletvekilleri ile çevre belediye başkanları katılacak. Adalet Bakanlığı yılbaşı açık görüşünde uygulanacak kıstasları belirledi \asaklı açık görüşBakanlığın yaptığı belirlemeye göre disiplin cezası alanlar, açlık grevini sürdürenler, firar eden ya da firara teşebbüs edenler, firar amacıyla tünel kazan ya da duvar delenler açık görüş kapsamı dışında kaldı. ANKARA (Cumhariyet Bürosu) — Adalet Bakanlığı, Cezaevlerindeki yılba- şı açık görüşünde uygulanacak kıstasları belirleyerek, bir yazı ile cumhuriyet sav- cılıklarına bildirdi. Bakanlık, hangi ne- denle olursa olsun disiplin cezası alan- lar ile halen açlık grevinde bulunanların açık görüşe çıkamayacaklarını açıkladı. Bakanlık ayrıca cezaevlerinde açık gö- rüş yaptınlacak yerler konusunda da sı- nırlama getirdi. Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Atilla Bengıi tarafından hazırlanan ve Adalet Bakanı Oltan Sunguriu'dan "olur" alan 19 Aralık 1990 tarihli yazı- da, yılbaşı açık görüşüne çıkamayacak- lar şöyle sıralandı: "Ceza tnfaz Kurumlan ile Tevkifev- lerinin Vonetimine ve Cezalann lnfazı- na Dair Tüzügün 154. maddesi gereğin- ce, 29 Ekim 1990 larihinde yaptınlan açık görüşten sonra; her ne sebeple olur- sa olsun disiplin cezası alanlar (açlık gre- vi sebebiyle disiplin cezası alanlar dahil), halen açlık grevine devam edenler, firar eden veya firara teşebbüs edenler, firar etmek amacıyla tünel kazanlar veya du- var delenler, cezaevj idaresine karşı is- yan edenler." Yazıda, bunlar dışında kalan hüküm- lü ve tutuklulann cezaevlerinin koğuş, yemekhane ve havalandırma yerlerinde açık görüş yapamayacakları, varsa açık görüş yerinde, yoksa avukat görüş ye- rinde, konferans salonu, malta, koridor ya da cezaevi yönetiminin uygun göre- ceği bir yerde açık görüş yapabildikleri belirtildi. Yazıda, cezaevlerinde hangi gün açık görüş yapılacağı ıse şöyle be- lirlendi: "tstanbul Sağmalcılar Cezaevi'nin terörist vasıflı suçlular bölttmiinde iki gün (1-2 ocak), aynı cezaevinin adi suç- lular bölümünde üç gün (3-5 ocak), di- ğer terörist vasıflı cezaevlerinden Bartın Ozel Tip, Çanakkak E Tıpi, Aydın E Ti- pi, Nazflli E Tipi, Bursa Ozel Tip, Amasya E Tipi, Malatya E Tipi, Cey- han Özel Tip, Erzincan Özel Tip, Gazi- antep Özel Tip, Diyarbakır E Tipi ve Ankara kapalı cezaevlerinde iki gün (1-2 ocak), tzmir, Metris, Paşakapısı, Diyar- bakır 2 No'lu cezaevleri ile biilün E tipi cezaevlerinde iki gün (1-2 ocak), bunlar dışındaki cezaevlerinde bir gün (1 ocak)." Tepkiler IHD Ankara Şube Başkanı Muzaffer tlhan Erdost, yılbaşı açık görüşüne ge- tirilen sırurlamalann, açık göruşün ama- cına aykın olduğu gibi cezaevlerinde ger- gijıüğin yeniden artmasına da neden ola- cağını söyledi. Açık gör üş sınırlamala- rının kaldınlmasını ve açık görüş espri- sine uygun bir biçimde yeniden düzen- lemeye gidilmesini de isteyen Erdost, "Cezaevleri kapılanna yübaşında yıgı- lacak analan, eşleri, kardeşİeri, gerek jandarma ve polisle ve gerek cezaevi yö- netimiyle karşı karşıya getirecek bu tiir sinuiamalardan kacınılmasuıı istiyonız" dedi. Avukat tbrahim Açan da bakanlığın getirdiği sınırlamaların aileleri tahrik edecek nitelikte olduğunu belirterek "Birçok cezaevinde, görüş yapılacak yerler olarak belirtilen yerierin olmadı- ğını da biliyoruz" dedi. Disiplin cezası alanların açık görüşe çıkanlmamasının, buna ilişkin cezayı alıp, çeken tutuklu ve hükümlüler için yasalara aykın ola- rak "raükerrer ceza" niteliğinde olaca- ğını da savunan Açan, bu cezanın asıl aileleri cezalandırmayı amaçladığını da söyledi. ÎHD'nin Güneydoğuluyöneticileri, bölgedekison gelişmeleri değerlendirdiler: Iıısaıı lıakkı yok sayılıyorİHD yöneticilerinin Diyarbakır'da yaptıkları açıklamada bölgeye Çevik Kuvvet gönderilmesine karşı çıkılarak "Bölgemizde son haftalarda arazilerde bulunan ve sayıları onları aşan insan cesetleri, devlet güçlerinin işkencelerie yetinmediğinin bir göstergesidir" denildi. DİYARBAKIR (Cumhuriyet) — İnsan Haklan Derneği'nin Güneydoğu'daki yöneticileri, bölgede insan hakları ihlalleri- nin her geçen gün arttığını öne sürdüler. tHD yöneticileri, ikti- dan, 430 sayılı karamame ile ka- nuna karşı hile yoluna başvur- makla suçladılar, bölgeye çevik kuvvet gönderilmesine karşı çık- tılar. iHD'nin bazı genel merkez yetkilileriyle Siirt, Diyarbakır, Batman, Malatya, Tunceli, Van, Şanlıurfa, Bingöl ve Nusaybin şubelerinin yöneticileri Diyarba- kır'da yaptıklan toplantıda, Gü- neydoğu'daki son gelişmeleri de- ğerlendirdiler. İHD Genel Baş- kan Yardıması ve Siirt Şube Başkanı Zübeyir Aydar'ın baş- kanlık ettiği toplantı sonunda basına açıklanan ortak metinde, "tktidar, 430 sayılı karamame ile kanuna karşı hile yoluna baş- vururken diğer yandan 424'ün kapsamadıgı önlemleri de dahil etmiştir. 430'a göre yargımn ba- ğımsızlığı ilkesi kaldıniarak 'savcıiar, Olağanüstü Hal Bölge Valiligi'nin emrinde çalışan me- muriarJconumuna' sokulmakta- dır. Savcıiar, Bölge Valiliği'nin tüm emirlerini yerine getirmek- le yükümlü kdınmtşıır" görüşü- ne yer verildi. Raporda, Körfez krizini fırsat bilen hükümetin "bölgedeki halk muhalefetine karşı daha sert önlemler almaya yöneldiği" savunularak şu görüşlere yer ve- rildi. "Hukuku ve uluslararası söz- lesmeleri dışlayan uygulamalaria çözüm buimaya çalışdmaktadır. Körfez krizi bulunmaz fırsat bi- linerek bölgenin bütünüyle as- keri yığınak haline getirilmesi, sayıları on binleri aşan çevik kuvvet güçlerinin ulusal muha- lefete karşı bölgeye davet edile- rek yerieştirilmesi, PirinçUk Ha- va Üssü'nün bu amacla ABD as- kerieriyle doldurulması amaç- htnmaktadır. Avrupa'da silah in- dirimine gidilirken bölgemizde Kars'lan Gaziantep'e kadar tüm Uler indirim dışında bırakılmış- tır. Hatta bölgenin silah depo- su durumuna getirilmesi konu- sunda anlaşmaya vanlmıstır." Açıklamanın son bölümünde, köy yakmalann, boşaltmalann tüm girişimlere karşın yaygınlaş- tırıldığı kaydedildi. Koruculann ödüllendirildigi, insan hakları ihlallerinin anlasmalara karşın sürdürülmekte olduğu kaydedi- len açıklamada daha sonra şöyle devam edildi: "Lice'de uygarca hak arayışı- na giren halkın üzerine sorum- suzca ateş açılarak iki kisi kat- Yardımcısı Tansu Çiller, 1991 bütçesinin dar ge- lirliye daha çok vergi yükü geürdiğini söyledi. Çiller, dün parti- sinin tstanbul il merkezini ziyaret ederek il yonetim kurulu iiye- leri ve ilçe başkanlan ile tanıştı. Tansu Çiller, burada yaptığı ko- nuşmada şu sıralar varil başına 30-35 dolar civanndatseyreden dünya petroi fiyatlannın. 1991 içinde 25 dolar civannda denge- leneceğini belirtti. Türkiye'deki petroi ürünlerinde vergi ve fon payının çok fazla olduğunu ifade eden Çiller, 1991 bütçesindeki \ergi gelirlerinin de daha çok dar gelirli kesimin sırtına bindiril- diğini söyledi. Çiller. petroi urunlerindeki ayariamalann da dünya fiyatlan düşünülerek yapılmasını istedi.(Fotoğraf:Uğur Saner) TBMM GenelKurulu'ndaprotestoda bulunan memurların sorgusu sürüyor Memıırlar karakolda kaldıGeceyi Esat ve Kavaklıdere Karakollarında geçiren 42 memurun Ankara Cumhuriyet Savcılığı'nda yapılan sorguları tamamlanamadı. Sorgulama bugün sürecek. ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) — TBMM Genel Kurulu'n- da memur maaş ve katsayısı gö- rüşülürken protesto eyleminde bulunan 42 devlet memuru, ge- ceyi polis karakolunda geçirdik- ten sonra dün ifadeleri alınmak üzere Ankara Cumhuriyet Sav- cılığı'na çıkarıldılar. Ancak sor- guları tamamlanamadığı için ye- niden Küçükesat ve Kavaklıde- re karakollarına götürüldüler. Memurların sorgulanna bugün devam edilecek. HEP Kars Mil- letvekili Mahmut Alınak, me- murların dövülerek gözaitına alınmalarına yol açtığı gerekçe- siyle TBMM Başkanvekili Yü- maz Hocaoğlu için "polis amiri" benzetmesini yaptı. Bu arada tzmir Valisi Kutlu Aktaş yayınladığı bir genelgey- Ie Toplantı ve Gsteri Yüyüşleri Yasası'na uymaları konusunda memurlan uyardı. Istanbul Anakent, Kadıköy, Beşiktaş, Bakırköy, Eyüp, Emi- nönü ve Fatih belediyelerinde çalışan 42 memur arasında, ye- ni kurulan Kam-Sen Başkanı Aliye Kaşkır, Sağlık-Sen Başka- nı Fatma Polat ile Bem-Sen Başkanı Elmas Valçın'ın da bu- lunduğu öğrenildi. TBMM Ge- nel Kurulu'nda gözaitına alın- dıktan sonra önce Ankara Em- niyet Müdurlüğü'ne götürülen memurlann, daha sonra Esat ve Kavaklıdere polis karakollarına götürüldükleri belirtildi. Ilk sor- gulan burada yapılan memurla- rın geceyi de burada geçirdikle- ri kaydedildi. Memurlar, dün öğleden sonra TBMM içtüzüğü- nün 145. maddesi ile TCK'nın "gorevli memurun uyanlanna karşı çıkma" suçuna ilişkin yap- tınm getiren 528. maddesini ih- lal ettikleri gerekçesiyle Anka- ra Cumhuriyet Savcılığı'na çı- kanldılar.Gözaitına alınan me murlann adları şöyle: "Halis Akın, Yüksel Doğan, Muzaffer Büyük, Selahattin Aktaş, Ali Kemal Bakır, Ayla Kara, Gürbüz Burak, Sefa Tok- soy, Salih Tırak, Sebahartin Yıl- maz, Osman Karaca. Remzi Er- can, Mehmet Sağlam, Aliye Kaşkır, Mustafa Altıntaş, Efru- me Yücet, Burhan Alpaslan, Kemal Baştürk, Aysel Süriicü, Ali Bingöl, Hıdır Kıvırcık, Dur- kaya Özkök, Ali İhsan Boştan- cı, Şükran Aydın, Kemal Özo- ğuz, Güngör Kılıç, Yusuf Yazı- cı, Ayten Çakır, Rıfat Yılmaz, Ramazan Değirmenci, Hüseyin Yaşar, Yaşar Sakçı, Abdulva- hap Korkmaz, Mustafa Çoruh, Fatma Polat, Elmas Yaiçın, ll- kay Gedik, Nazım Mercan, Ha- lil Yılmaz, Hasan Güzel, Ali Karkaya." ledUmlştir. Burada halk yasater çercevesinde hareket etmiş, dev- let güçleri ise yasalan çiğnemiş- tir. Lice halkı, olası bir katlia- mı önlemiştir. Bingöl'de 60 yaş- lanndaki kan-koca köy ortaan- da kontrgerilla tarafından key- fi olarak öldüriilmüştür. lşken- ceye karşı sözJeşmenin imzalan- masının üçüncü yıldönümünün kutlandığı hafta içerisinde, Ya- kup Aktaş adlı yurttaş işkence- de öldürülmüştür. Bölgemizde son haftalarda arazilerde bulu- nan ve sayıları onlan aşan insan cesetleri, devlet güçlerinin işken- celerie yetinmediğinin birer gös- tergesidir. Ifitlesel gözaltı ve ev- lere karakol kurma, gıda sevkı- yatı ve yaylaya çıkma yasaklan- nın bir an önce kaldınlmasuu is- tiyonız." 13 yaşındakî kıza işkence savı Gözaltındaki Ali Yalçın'ın 13 yaşındaki kızkardeşi Sibel Yaiçın, "teşhis" için götürüldüğü emniyette işkence gördüğünü öne sürdü. ANKARA (Cumhariyet Bü- rosü) — Cezaevinden tahliye edilince gözaitına alınan Ali Yalçın'ın 13 yaşındaki kızkarde- şi Sibel Yalçın'a, "teşhis" için götürüldüğü Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde işkence yaptldı- ğı öne sürüldtt. Sibel Yaiçın, tnsan Haklan Derneği Ankara Şubesi'ne de ilettigi bu olayı, Cumhuriyet'e anlatırken, emniyette teşhis iş- lemlerinin yapıldığı aynalı oda- da kendisine gösterilen ağabeyi- nin kollarımn kınklar nedeniy- le askıya ahndığıru gördüğünü öne sürdü. "Canlı ceset gibi karşımda duruyordu" diye tanımladığı ağabeyinin göğsünde de bandaj- lar olduğunu gördüğünü savu- nan Sibel Yaiçın, kendisinden teşhiste bulunulması istendiğin- de, "ben, 'hayır bu benim ağa- beyim değil' diye bağırdım. Ben böyle bağınnca, bana tokat at- tılar. Beni yüzükoyun yere ya- tınp, boğazıma çöktüler. Son- ra da gözlerim bantlı olarak dı- san çıkanldım" diye konuştu. 2 ay tutuklu kaldıktan sonra tahliye edildiği gün Bayrampa- şa Cezaevi'nin avlusunda yeni- den gözaitına ahnarak 18 aralık tarihinde Ankara'ya getirilen Ali Yalçın'ın eşi Nuran Yaiçın da eşinin tahliye olduğu gün an- nesinin öldüğünü, evlerine gelen polis memurlannın kendilerinin yasta bulunmalanna karşın ara- ma yaptıklannı, ardından da Si- bel Yalçın'ı "teşhis" gerekçesiy- le emniyete götürdüklerini söy- ledi. POLİTİKA GÜNLÜGÜ HİKMET ÇETİHKAYA Açlık grevi ölüm orucuna dönüştiyor 18'i siyasi, 20 hükümlü ve tutuklunun başlattıkları açlık grevi 36. gününü doldurdu. Eylemcilerin hastaneye cezaevi arabasında taşındıkları belirtildi. İZMİR-ANKARA (Cumhuriyet) — Buca Bölge Kapalı Ceza ve Tutukevi'- nde 18'i siyasi, 20 hükümlü ve tutuklu- nun başlattıkları açlık grevi 36. gününü doldurdu. Eylemin "ölüm orucuna" dö- nüştüğünü savlayan tutuklu ve hüküm- lü aileleri dün Ankara'ya gelerek TBMM Başkanhğı ve Başbakanlığa bi- rer dilekçe verdiler. Aileler, Adalet Ba- kanı ile gorüşme istemlerine de yanıt ala- madıklarını söylediler. Sorunun çözumü için yaptıkları baş- vurulara olumlu yanıt alamadıklannı söyleyen tutuklu yakınları dün İHD Iz- mir şubesinde basın toplantısı düzenle- diler. Açlık grevinin başladığı günden bu yana Cumhuriyet Savcılığı ile cezaevi arasında "mekik dokuduklannı" belir- ten aileler, "Bir yetkili bulamıyonız. Ço- cuklanmız olumle burun buruna. ilgili- lerin küı kıpırdamıyor! Zaman kalma- dı, artık her geçen gün cezanın infazı, yani ölüm çabuklaştırılıyor. Y arın çok geç olacak. İnsanhk onuruna uygun, in- sanca koşullarda yaşamayı istemek suç mu?" diye görüşlerini belirttiler. Bir grup tutuklu ve hükümlü yakını da dun Ankara'ya gelerek TBMM Baş- kanhğı ile Başbakanlığa birer dilekçe verdiler. Harice Kalaycı, Nüveddet Ak- çay, Bahriye Taşkın, Hatice Akbulut ve Muhittin Kalaycı cezaevi yönetiminin açlık grevinin 33. gününe kadar eylem- cilere taleplerini bile sormadığım öne sü- rerek "Şekerli ve tuzlu su bile vennedi- ler. Göriişmeye gittiğimizde polis zoru ile kovulduk. Dilekçelerimiz bile kabul edilmedi" dediler. Adalet Bakanı ile gö- rüşme taleplerine de bir yanıt alamadık- lannı kaydeden aileler, "Amaçlannın kargaşa yaratmak değil çocuklannın ye- niden hayata döndürülmesini sağlamak olduğunu" söylediler. Bu arada eylemcilerle görüşen avukat Mustafa Ufacık ve İHD tzmir Şubesi Yönetim Kurulu üyesi avukat Sema Pek- can da eylemi kırmak amacıyla cezaevi yönetiminin açlık grevinde bulunanları gruplar halinde devlet hastanesine gön- derdiğini öne sürdüler. Avukat Ufacık ve Pekcan, şu açıklamalarda bulundu- lar: "Cezaevi yönetimi eylemcilerin sağ- lık durumlarının bozulduğunu görüyor, ileride doğabilecek ölüm olaylannın so- nımluluğunu üzeıierinden atmak için bu yola gittikleri kanısuıdayız. Geçen cuma günü hastaneden cezaevine götürülen Ali Öztürk. Fuat Kav, Seferi Yılmaz, Cahit Karaca, Coşkun Keskin ve Hasan Hüseyin Kaner'in tecrit odalarua konul- mak istendigini öğrendik. " Ufacık ve Pekcan, eylemcilerin istem- ierinin insani olduğunu belirterek ken- dilerine iletilen isteklerin şunlar olduğu- nu söylediler: "Eylemciler isteklerinin son derece de insani olduğunu vurguluyorlar. Bize bil- dirdikleri istekleri şöyle: Verilen disip- lin cezalannm kaldınlması, ailelerin açık göriişlerde getirdikleri yiyeceklerin veril- mesi. Daktilo, teyp ve walkmenlere izin verilmesi. Koğuşlann büyük olmasına bağlı olarak tek soba yeterli olmadığın- dan elektrik sobalarına izin verilmesi. Mektup kısıtiamasının kaldınlması." Baykal ve Arkadaşları SHP, kendi içinde yeni araytşlara giriyor. Eski Genel Sek- reteri Deniz Baykal, solun tikanma sürecine girdiğini, poli- tikanın eski büyüsünü yıtirmeye başladığını öne sürüyor. Yeni Oleyis Sendikası'nın toplantısında konuşan Baykal, anlaşılan haziran ayında yapılacak kurultaya yeni bir yüzle çıkacak. Türkiye'de tıkanan politikalarda Baykal, 'anahtar' rotü üstlenecek. Sosyal demokrat kesimde kendisi için 'kur- tarıcı kimliği' işlenecek. Deniz Baykal ve arkadaşları yeni projeler üretiyortar. Bunu parti tabanına ve kamuoyuna zaman zaman sunuyoriar. Ör- neğin, bu projelerden bir tanesi cumhurbaşkanlığı seçim- lerine ilişkin. Diyarbakır Milletvekili Fuat Atalay'ın içtenlik- le üzerinde durduğu görüşü aktaralım: —Cumhurbaşkanını halk da seçebilir... Bu görüş, ANAP ve DYP ile aynı çizgide olmasa bile bu- gün SHP'nin savunduğu tezin tam karşısında. Çünkü, SHP lideri bu konudaki görüşünü dün olduğu gibi bugün de sa- vunuyor. —Cumhurbaşkanını parlamento seçmelidir... Baykal ve arkadaşlan ise 30 eylülde yapılan olağanüstü kurultaydan yenik çıkınca 'ayrı bir mekânda' yeni siyasal projeler üretip şöyle diyorlar: —Cumhurbaşkanını halk da seçebilir... Acaba bu görüş değişikliği niye?Durduk yere niçin böyle konuşuyor Baykal ve arkadaşları? Eski SHP Genel Sekre- teri Baykal'ın deyişiyle 'tıkanan siyasete' ANAP ve DYP'ye katkıda bulunarak bir tünel açmak mı amaçları? Deniz Baykal ile sanırız mayıs ayında görüşmüş, Cum- hurbaşkanı Ozal'ın 'cumhurbaşkanını halk seçsin' tartışma- sını degerlendirmesini istemiştik. Sekiz ay önce şu yanıtı vermişti Baykal: —Türkiye'de siyasal yaşam parlamento üstünlüğü ilke- sine dayanmaktadır. Parlamento üstünlüğü, pariamentonun halkoyuyla doğrudan seçilişinden kaynaklanır. Parlamen- to dışındaki bir başka siyasal organın, halkoyuyla doğrudan seçilmesı halinde par- lamento üstüniüğün- Deniz Baykal ve den SÖZ etmek çok arkadaşları, sekiz ay önce güç oiur çünkü hai- demokrasi açısından kın oyuyla seç.lecek s a ^ ; . , nnrritiklori bir başka siyasi organ ŞaKmcail gorCJUKien daha SÖZ konusu oia- cumnurbaşkanını halk caktır. o nedenie biz seçsin" görüşünü bugün doğai başkanhk reji- demokrasi açısından ^ m Ü 1 d( $ sakıncasız görüyorlarsa, mesi anlaytşına dayalı tlkandlğindan SOZ başkanlık rejimini sa- edemezler. kıncalı görüyoruz. De- ^ — ~ ^ — mokrası açısından sakıncalı görüyoruz, etkin işleyişi açısın- dan sakıncalı görüyoruz. Deniz Baykal ve arkadaşlan, sekiz ay önce demokrasi açı- sından sakıncalı gördükleri 'cumhurbaşkanını halk seçsin' görüşünü bugün demokrasi açısından sakıncasız görüyor- larsa, Türkiye'de potitikanın tıkandığından söz edemezler. Sosyaldemokratlar eğer dün başka türlü, bugün başka tür- lü konuşuyorlarsa, halk onlara inanmaz, görüşlerini be- nimsemez. Yine dün başka, bugün başka türlü konuşmak 'parti üyelerine' yeni heyecanlar vermez, hele hele 'çağı yakalamak' ya da 'çağı kavramak' anlamına hiç gelmez. Dinleyelim, sekiz ay önce neler söylüyordu Baykal: —Bir başkanlık rejimi teşebbüsü ile karşı karşıyayız. Bu teşebbüsü yapan insan da ne halkın tercihine dayalı bir par- iamentonun seçtiği insandır ne de halkın oylarıyla göreve gelmiştir. Her türlü iktidar temelinden, iktidar tabanından yoksun bir cumhurbaşkanı şimdi başkanlık rejimi deneme- si yapıyor. Bu, iyice anlamsız, iyice sakıncalı bir uygu- lamadır. Cumhurbaşkanını halk da seçebilir görüşünde birleşen Deniz Baykal ve arkadaşları, bunu yeni projeler üretip Türk solunu tıkanma noktasından kurtarma gibi gösterebilirler. Belki bu görüş, tüm Baykal ekibinde egemen de olmayabi- lir. Ancak parti kamuoyunda 'yeni yüz' arayışına girmek is- teyen ekip sözcüleri, 'Bir cumhurbaşkanını halk da seçebilir' derlerken, eski görüşlerinden neden caydıklarını anlatmak zorundadırlar. Siyaset yapmak ciddi bir iştir çünkü. Öyle kandırmacalarla bir yere varılmaz. Çoğulcu demok- rasiye, ulusal egemenliğe ters düşen başkanlık sistemini sekiz ay önce savunur görünüp şimdilerde ise 'çağı kavramak' adı altında destek çıkmak demokratikleşme sü- recini engeller. Baykal ve arkadaşlan, her zaman olduğu gibi 'Biz öyle demek istemedik' diyecekler, ama genel havaları böyle. P A B T İ L E R D E N ANAPtan Özal*a gezi programı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile Başbakan Yıldınm Akbulut, 27 aralık perşembe günu Bursa'ya gidecekler. Özal'ın gezi programı ANAP genel merkezince açıklandı. Cumhurbaşkanı Özal'ın Bursa gezisi için ANAP il ve ilçe örgütleri de karşılama hazırhğı yapıyorlar. özal ile Akbulut, Bursa ve Gemlik ilçesinde Gemlik Limanı'nın temel atma törenine katıldıktan sonra küçük sanayi sitesinin açılışını yapacaklar. Özal ayrıca, saat 19.00'da "Türk Ekonomisine Genel Bakış" adlı panelde konuşacak. Özal ve Akbulut Bursa'da bir gece kaîdıktan sonra havayoluyla Ankara'ya dönecekler. HEP Sönmez'i geri çağırdı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — HEP Genel Başkanı Fehmi Işıklar, milletvekilliğinden istifa ettiğini açıklayan Kenan Sönmez'i geri çağırdı. Işıklar, dün Şönmez'le görüştüğünü, ancak kendisini ikna edemediğini, çağrısını bir de basın önünde yinelemek istediğini belirtti. Işıklar TBMM'de düzenlediği toplantıda Sönmez'in istifasının partiye zarar verdiğine dikkat çekerek "Saym Sönmez'in parti ile bir sorunu yoktur. Genel sekreter yardımcılığı da sürmektedir. Bana 'parlamenterler belli bir düzey tutturmuyor orada olmak ağrıma gidiyor' dedi. Ama gerçekler ne olursa olsun burada olmak ve göreve devam etmek gerekiyor" dedi. Kenan Sönmez de çarsamba günü "istifaya neden gerek duyduğunu maddeler halinde açıklayacağını" söyledi. ANAPta iki imza girişimi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — ANAP'ta seçn^en yaşının 18'e indirilmesine ilişkin anayasa değişikliği önergesi ile Şanlıurfa Belediye Başkanı Halil Ibrahim Çelik'in "Atatürkçü ve laik değilim" sözlerinin protesto edilmesine ilişkin metin imzaya açıldı. Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler ve öbür ANAP Konya milletvekillerinin girişimiyle hazırlanan anayasa değişikliği önergesi dün TBMM kulisinde imzaya açıldı. ANAP Konya Milletvekili Kadir Demir'in ANAP'lılar arasında dolaştırdığı önergeye 80 dolayında imza topladığı öğrenildi. ANAP Ankara Milletvekili Barlas Doğu da RP'li Şanlıurfa Belediye Başkanı bir süre önce Magic Box'ta "Atatürkçü ve laik değilim" sözlerine karşı bir açıklama metni hazırladı. TBMM İnsan Hakları Komisyonu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — TBMM'de kurulması kararlaştırılan "İnsan Hakları İnceleme Komisyonu" 21 üyeden oluşacak. TBMM Danışma Kurulu'nun komisyonun kuruluşuna ilişkin kararı dün TBMM Genel Kurulu'nda onaylandı. Bu karara göre komisyon 21 üyeden oluşacak. Bu uyelerin 13'ü ANAP, 4'ü SHP, 3'ü DYP ve biri de bağımsız milletvekilleri arasından seçilecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle