Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/4 HABERLER 25 ARALIK 1990
Yüksekova
evleri
• ANKARA (ANKA) —
SHP Hakkâri MUletvekili
Cumhur Keskin, Yüksekova
ilçesi Genişdere mezrasında
evlerin yakılması olayını bir
sonı önergesiyle Meclis
gündemine getirdi. Keskin,
Başbakan Akbulut'a
yönelttiği soru önergesinde
Genişdere mezrası
köylülerine ait evlerin
içindeki eşyalarla birlikte
Üsteğmen Hüseyin
Kurtoğlu tarafından
yakıldığı iddiasının doğru
olup olmadığını sordu.
Üsteğmenin köylülere
eşyalannı çıkarmalanna
dahi izin vermediğini
savunan Keskin, bu konuda
soruşturma açılıp
açılmadığını sordu.
Oğrencilere
gözaltı
• DİYARBAKIR
(Cumhuriyet) —
Önümuzdeki günlerde
boykot yapılacağı
gerekçesiyle Dicle
Üniversitesi'nde okuyan çok
sayıda öğrencinin gözaitına
alındığı bildirildi.
Diyarbakır Valisi Cengiz
Bulut, okulda
gerçekleştirilen bir
gösterinin dışarıya da
taşmaması için polisin
önlem aldığını söyledi.
Dicle Üniversitesi'ne bağlı
fakültelerde okuyan bazı
öğrencilerin, "insan
haklarının askıya alınmasını
ve Lice ilçesinde meydana
gelen olayları protesto
etmek" amacıyla 26 aralık
çarsamba günü boykot
yapacağının öğrenilmesi
üzerine dün akşam
saatlerinde polisçe gözaitına
alındığı bildirildi.
FakUltelerin etrafını kordon
altına alan güvenlik güçleri,
olayla ilgili bilgi almaya
gelen gazetecilerle tnsan
Hakları Derneği
yönelicilerini kampusa
sokmadılar.
Erdenı
yargılanacak
• ANKARA (UBA>—
TRT Genel Müdürü Kerim
Aydın Erdem hakkında,
DYP'nin şikâyeti üzerine
başlatılan soruşturma
sonucunda açılan "seçim
yasaklarını ihlal" davasına
bugün Asliye Ceza
Mahkemesi'nde başlanacak.
Dava, DYP'nin Antalya'nın
Çolaklı kasabasında yapılan
belediye başkanlığı seçimi
nedeniyle uygulanan seçim
yasaklanna rağmen gövde
inşaatı tamamlanan ve
açıhşı Cumhurbaşkanı Özal
tarafından yapılan Atatürk
Barajı ile ilgili töreni
yayımlayarak suç işlediği
gerekçesiyle Erdem ve diğer
görevliler hakkındaki suç
duyurusu nedeniyle
açılmıştı.
Gönül'den
Kalkan'a dava
• ANKARA (UBA) —
tçişleri Bakanı Abdülkadir
Aksu'dan sonra Içişleri
Bakanhğı Müsteşan Vechi
Gönül de SHP Edirne
Milletvekili Erdal Kalkan
aleyhine tazminat davası
açtı. Vecdi Gönül,
Kalkan'ın 49 arkadaşıyla
birlikte hazırladığı ve
TBMM tarafından
reddedilen gensoru
önergesinde "İçişleri
Bakanlığı'nı şeyhler
yönetiyor" diyerek kişilik
haklannı aşağıladığı
gerekçesiyle 40 milyon lira
manevi tazminat ödemeye
mahkûm edilmesini istedi.
Ersen toprağa
veriliyor
• Haber Merkezi —
Onceki gün trafik kazası
sonucu ölen Nevşehir'in
DYP'li Belediye Başkanı
Necdet Ersen bugün
toprağa veriliyor. Ersen için
bugün Nevşehir Belediyesi
önünde bir tören
duzenlenecek. Ersen'in
cenazesi daha sonra
Kurşunlu Camisi'nde
kılınacak ikindi
namazından sonra Asri
Mezarlık'ta toprağa
verilecek. Törene DYP
Genel Başkanı Süleyman
Demirel, bazı milletvekilleri
ile çevre belediye başkanları
katılacak.
Adalet Bakanlığı yılbaşı açık görüşünde uygulanacak kıstasları belirledi
\asaklı açık görüşBakanlığın yaptığı belirlemeye göre disiplin cezası alanlar,
açlık grevini sürdürenler, firar eden ya da firara teşebbüs
edenler, firar amacıyla tünel kazan ya da duvar delenler
açık görüş kapsamı dışında kaldı.
ANKARA (Cumhariyet Bürosu) —
Adalet Bakanlığı, Cezaevlerindeki yılba-
şı açık görüşünde uygulanacak kıstasları
belirleyerek, bir yazı ile cumhuriyet sav-
cılıklarına bildirdi. Bakanlık, hangi ne-
denle olursa olsun disiplin cezası alan-
lar ile halen açlık grevinde bulunanların
açık görüşe çıkamayacaklarını açıkladı.
Bakanlık ayrıca cezaevlerinde açık gö-
rüş yaptınlacak yerler konusunda da sı-
nırlama getirdi.
Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü
Atilla Bengıi tarafından hazırlanan ve
Adalet Bakanı Oltan Sunguriu'dan
"olur" alan 19 Aralık 1990 tarihli yazı-
da, yılbaşı açık görüşüne çıkamayacak-
lar şöyle sıralandı:
"Ceza tnfaz Kurumlan ile Tevkifev-
lerinin Vonetimine ve Cezalann lnfazı-
na Dair Tüzügün 154. maddesi gereğin-
ce, 29 Ekim 1990 larihinde yaptınlan
açık görüşten sonra; her ne sebeple olur-
sa olsun disiplin cezası alanlar (açlık gre-
vi sebebiyle disiplin cezası alanlar dahil),
halen açlık grevine devam edenler, firar
eden veya firara teşebbüs edenler, firar
etmek amacıyla tünel kazanlar veya du-
var delenler, cezaevj idaresine karşı is-
yan edenler."
Yazıda, bunlar dışında kalan hüküm-
lü ve tutuklulann cezaevlerinin koğuş,
yemekhane ve havalandırma yerlerinde
açık görüş yapamayacakları, varsa açık
görüş yerinde, yoksa avukat görüş ye-
rinde, konferans salonu, malta, koridor
ya da cezaevi yönetiminin uygun göre-
ceği bir yerde açık görüş yapabildikleri
belirtildi. Yazıda, cezaevlerinde hangi
gün açık görüş yapılacağı ıse şöyle be-
lirlendi:
"tstanbul Sağmalcılar Cezaevi'nin
terörist vasıflı suçlular bölttmiinde iki
gün (1-2 ocak), aynı cezaevinin adi suç-
lular bölümünde üç gün (3-5 ocak), di-
ğer terörist vasıflı cezaevlerinden Bartın
Ozel Tip, Çanakkak E Tıpi, Aydın E Ti-
pi, Nazflli E Tipi, Bursa Ozel Tip,
Amasya E Tipi, Malatya E Tipi, Cey-
han Özel Tip, Erzincan Özel Tip, Gazi-
antep Özel Tip, Diyarbakır E Tipi ve
Ankara kapalı cezaevlerinde iki gün (1-2
ocak), tzmir, Metris, Paşakapısı, Diyar-
bakır 2 No'lu cezaevleri ile biilün E tipi
cezaevlerinde iki gün (1-2 ocak), bunlar
dışındaki cezaevlerinde bir gün (1
ocak)."
Tepkiler
IHD Ankara Şube Başkanı Muzaffer
tlhan Erdost, yılbaşı açık görüşüne ge-
tirilen sırurlamalann, açık göruşün ama-
cına aykın olduğu gibi cezaevlerinde ger-
gijıüğin yeniden artmasına da neden ola-
cağını söyledi. Açık gör
üş sınırlamala-
rının kaldınlmasını ve açık görüş espri-
sine uygun bir biçimde yeniden düzen-
lemeye gidilmesini de isteyen Erdost,
"Cezaevleri kapılanna yübaşında yıgı-
lacak analan, eşleri, kardeşİeri, gerek
jandarma ve polisle ve gerek cezaevi yö-
netimiyle karşı karşıya getirecek bu tiir
sinuiamalardan kacınılmasuıı istiyonız"
dedi.
Avukat tbrahim Açan da bakanlığın
getirdiği sınırlamaların aileleri tahrik
edecek nitelikte olduğunu belirterek
"Birçok cezaevinde, görüş yapılacak
yerler olarak belirtilen yerierin olmadı-
ğını da biliyoruz" dedi. Disiplin cezası
alanların açık görüşe çıkanlmamasının,
buna ilişkin cezayı alıp, çeken tutuklu
ve hükümlüler için yasalara aykın ola-
rak "raükerrer ceza" niteliğinde olaca-
ğını da savunan Açan, bu cezanın asıl
aileleri cezalandırmayı amaçladığını da
söyledi.
ÎHD'nin Güneydoğuluyöneticileri, bölgedekison gelişmeleri değerlendirdiler:
Iıısaıı lıakkı yok sayılıyorİHD yöneticilerinin Diyarbakır'da yaptıkları
açıklamada bölgeye Çevik Kuvvet
gönderilmesine karşı çıkılarak "Bölgemizde
son haftalarda arazilerde bulunan ve sayıları
onları aşan insan cesetleri, devlet güçlerinin
işkencelerie yetinmediğinin bir göstergesidir"
denildi.
DİYARBAKIR (Cumhuriyet)
— İnsan Haklan Derneği'nin
Güneydoğu'daki yöneticileri,
bölgede insan hakları ihlalleri-
nin her geçen gün arttığını öne
sürdüler. tHD yöneticileri, ikti-
dan, 430 sayılı karamame ile ka-
nuna karşı hile yoluna başvur-
makla suçladılar, bölgeye çevik
kuvvet gönderilmesine karşı çık-
tılar.
iHD'nin bazı genel merkez
yetkilileriyle Siirt, Diyarbakır,
Batman, Malatya, Tunceli, Van,
Şanlıurfa, Bingöl ve Nusaybin
şubelerinin yöneticileri Diyarba-
kır'da yaptıklan toplantıda, Gü-
neydoğu'daki son gelişmeleri de-
ğerlendirdiler. İHD Genel Baş-
kan Yardıması ve Siirt Şube
Başkanı Zübeyir Aydar'ın baş-
kanlık ettiği toplantı sonunda
basına açıklanan ortak metinde,
"tktidar, 430 sayılı karamame
ile kanuna karşı hile yoluna baş-
vururken diğer yandan 424'ün
kapsamadıgı önlemleri de dahil
etmiştir. 430'a göre yargımn ba-
ğımsızlığı ilkesi kaldıniarak
'savcıiar, Olağanüstü Hal Bölge
Valiligi'nin emrinde çalışan me-
muriarJconumuna' sokulmakta-
dır. Savcıiar, Bölge Valiliği'nin
tüm emirlerini yerine getirmek-
le yükümlü kdınmtşıır" görüşü-
ne yer verildi.
Raporda, Körfez krizini fırsat
bilen hükümetin "bölgedeki
halk muhalefetine karşı daha
sert önlemler almaya yöneldiği"
savunularak şu görüşlere yer ve-
rildi.
"Hukuku ve uluslararası söz-
lesmeleri dışlayan uygulamalaria
çözüm buimaya çalışdmaktadır.
Körfez krizi bulunmaz fırsat bi-
linerek bölgenin bütünüyle as-
keri yığınak haline getirilmesi,
sayıları on binleri aşan çevik
kuvvet güçlerinin ulusal muha-
lefete karşı bölgeye davet edile-
rek yerieştirilmesi, PirinçUk Ha-
va Üssü'nün bu amacla ABD as-
kerieriyle doldurulması amaç-
htnmaktadır. Avrupa'da silah in-
dirimine gidilirken bölgemizde
Kars'lan Gaziantep'e kadar tüm
Uler indirim dışında bırakılmış-
tır. Hatta bölgenin silah depo-
su durumuna getirilmesi konu-
sunda anlaşmaya vanlmıstır."
Açıklamanın son bölümünde,
köy yakmalann, boşaltmalann
tüm girişimlere karşın yaygınlaş-
tırıldığı kaydedildi. Koruculann
ödüllendirildigi, insan hakları
ihlallerinin anlasmalara karşın
sürdürülmekte olduğu kaydedi-
len açıklamada daha sonra şöyle
devam edildi:
"Lice'de uygarca hak arayışı-
na giren halkın üzerine sorum-
suzca ateş açılarak iki kisi kat-
Yardımcısı
Tansu Çiller, 1991 bütçesinin dar ge-
lirliye daha çok vergi yükü geürdiğini söyledi. Çiller, dün parti-
sinin tstanbul il merkezini ziyaret ederek il yonetim kurulu iiye-
leri ve ilçe başkanlan ile tanıştı. Tansu Çiller, burada yaptığı ko-
nuşmada şu sıralar varil başına 30-35 dolar civanndatseyreden
dünya petroi fiyatlannın. 1991 içinde 25 dolar civannda denge-
leneceğini belirtti. Türkiye'deki petroi ürünlerinde vergi ve fon
payının çok fazla olduğunu ifade eden Çiller, 1991 bütçesindeki
\ergi gelirlerinin de daha çok dar gelirli kesimin sırtına bindiril-
diğini söyledi. Çiller. petroi urunlerindeki ayariamalann da dünya
fiyatlan düşünülerek yapılmasını istedi.(Fotoğraf:Uğur Saner)
TBMM GenelKurulu'ndaprotestoda bulunan memurların sorgusu sürüyor
Memıırlar karakolda kaldıGeceyi Esat ve Kavaklıdere Karakollarında
geçiren 42 memurun Ankara Cumhuriyet
Savcılığı'nda yapılan sorguları
tamamlanamadı. Sorgulama bugün sürecek.
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) — TBMM Genel Kurulu'n-
da memur maaş ve katsayısı gö-
rüşülürken protesto eyleminde
bulunan 42 devlet memuru, ge-
ceyi polis karakolunda geçirdik-
ten sonra dün ifadeleri alınmak
üzere Ankara Cumhuriyet Sav-
cılığı'na çıkarıldılar. Ancak sor-
guları tamamlanamadığı için ye-
niden Küçükesat ve Kavaklıde-
re karakollarına götürüldüler.
Memurların sorgulanna bugün
devam edilecek. HEP Kars Mil-
letvekili Mahmut Alınak, me-
murların dövülerek gözaitına
alınmalarına yol açtığı gerekçe-
siyle TBMM Başkanvekili Yü-
maz Hocaoğlu için "polis
amiri" benzetmesini yaptı.
Bu arada tzmir Valisi Kutlu
Aktaş yayınladığı bir genelgey-
Ie Toplantı ve Gsteri Yüyüşleri
Yasası'na uymaları konusunda
memurlan uyardı.
Istanbul Anakent, Kadıköy,
Beşiktaş, Bakırköy, Eyüp, Emi-
nönü ve Fatih belediyelerinde
çalışan 42 memur arasında, ye-
ni kurulan Kam-Sen Başkanı
Aliye Kaşkır, Sağlık-Sen Başka-
nı Fatma Polat ile Bem-Sen
Başkanı Elmas Valçın'ın da bu-
lunduğu öğrenildi. TBMM Ge-
nel Kurulu'nda gözaitına alın-
dıktan sonra önce Ankara Em-
niyet Müdurlüğü'ne götürülen
memurlann, daha sonra Esat ve
Kavaklıdere polis karakollarına
götürüldükleri belirtildi. Ilk sor-
gulan burada yapılan memurla-
rın geceyi de burada geçirdikle-
ri kaydedildi. Memurlar, dün
öğleden sonra TBMM içtüzüğü-
nün 145. maddesi ile TCK'nın
"gorevli memurun uyanlanna
karşı çıkma" suçuna ilişkin yap-
tınm getiren 528. maddesini ih-
lal ettikleri gerekçesiyle Anka-
ra Cumhuriyet Savcılığı'na çı-
kanldılar.Gözaitına alınan me
murlann adları şöyle:
"Halis Akın, Yüksel Doğan,
Muzaffer Büyük, Selahattin
Aktaş, Ali Kemal Bakır, Ayla
Kara, Gürbüz Burak, Sefa Tok-
soy, Salih Tırak, Sebahartin Yıl-
maz, Osman Karaca. Remzi Er-
can, Mehmet Sağlam, Aliye
Kaşkır, Mustafa Altıntaş, Efru-
me Yücet, Burhan Alpaslan,
Kemal Baştürk, Aysel Süriicü,
Ali Bingöl, Hıdır Kıvırcık, Dur-
kaya Özkök, Ali İhsan Boştan-
cı, Şükran Aydın, Kemal Özo-
ğuz, Güngör Kılıç, Yusuf Yazı-
cı, Ayten Çakır, Rıfat Yılmaz,
Ramazan Değirmenci, Hüseyin
Yaşar, Yaşar Sakçı, Abdulva-
hap Korkmaz, Mustafa Çoruh,
Fatma Polat, Elmas Yaiçın, ll-
kay Gedik, Nazım Mercan, Ha-
lil Yılmaz, Hasan Güzel, Ali
Karkaya."
ledUmlştir. Burada halk yasater
çercevesinde hareket etmiş, dev-
let güçleri ise yasalan çiğnemiş-
tir.
Lice halkı, olası bir katlia-
mı önlemiştir. Bingöl'de 60 yaş-
lanndaki kan-koca köy ortaan-
da kontrgerilla tarafından key-
fi olarak öldüriilmüştür. lşken-
ceye karşı sözJeşmenin imzalan-
masının üçüncü yıldönümünün
kutlandığı hafta içerisinde, Ya-
kup Aktaş adlı yurttaş işkence-
de öldürülmüştür. Bölgemizde
son haftalarda arazilerde bulu-
nan ve sayıları onlan aşan insan
cesetleri, devlet güçlerinin işken-
celerie yetinmediğinin birer gös-
tergesidir. Ifitlesel gözaltı ve ev-
lere karakol kurma, gıda sevkı-
yatı ve yaylaya çıkma yasaklan-
nın bir an önce kaldınlmasuu is-
tiyonız."
13 yaşındakî
kıza işkence
savı
Gözaltındaki Ali Yalçın'ın
13 yaşındaki kızkardeşi
Sibel Yaiçın, "teşhis" için
götürüldüğü emniyette
işkence gördüğünü öne
sürdü.
ANKARA (Cumhariyet Bü-
rosü) — Cezaevinden tahliye
edilince gözaitına alınan Ali
Yalçın'ın 13 yaşındaki kızkarde-
şi Sibel Yalçın'a, "teşhis" için
götürüldüğü Ankara Emniyet
Müdürlüğü'nde işkence yaptldı-
ğı öne sürüldtt.
Sibel Yaiçın, tnsan Haklan
Derneği Ankara Şubesi'ne de
ilettigi bu olayı, Cumhuriyet'e
anlatırken, emniyette teşhis iş-
lemlerinin yapıldığı aynalı oda-
da kendisine gösterilen ağabeyi-
nin kollarımn kınklar nedeniy-
le askıya ahndığıru gördüğünü
öne sürdü.
"Canlı ceset gibi karşımda
duruyordu" diye tanımladığı
ağabeyinin göğsünde de bandaj-
lar olduğunu gördüğünü savu-
nan Sibel Yaiçın, kendisinden
teşhiste bulunulması istendiğin-
de, "ben, 'hayır bu benim ağa-
beyim değil' diye bağırdım. Ben
böyle bağınnca, bana tokat at-
tılar. Beni yüzükoyun yere ya-
tınp, boğazıma çöktüler. Son-
ra da gözlerim bantlı olarak dı-
san çıkanldım" diye konuştu.
2 ay tutuklu kaldıktan sonra
tahliye edildiği gün Bayrampa-
şa Cezaevi'nin avlusunda yeni-
den gözaitına ahnarak 18 aralık
tarihinde Ankara'ya getirilen
Ali Yalçın'ın eşi Nuran Yaiçın
da eşinin tahliye olduğu gün an-
nesinin öldüğünü, evlerine gelen
polis memurlannın kendilerinin
yasta bulunmalanna karşın ara-
ma yaptıklannı, ardından da Si-
bel Yalçın'ı "teşhis" gerekçesiy-
le emniyete götürdüklerini söy-
ledi.
POLİTİKA GÜNLÜGÜ
HİKMET ÇETİHKAYA
Açlık grevi ölüm orucuna dönüştiyor
18'i siyasi, 20 hükümlü ve tutuklunun başlattıkları açlık
grevi 36. gününü doldurdu. Eylemcilerin hastaneye
cezaevi arabasında taşındıkları belirtildi.
İZMİR-ANKARA (Cumhuriyet) —
Buca Bölge Kapalı Ceza ve Tutukevi'-
nde 18'i siyasi, 20 hükümlü ve tutuklu-
nun başlattıkları açlık grevi 36. gününü
doldurdu. Eylemin "ölüm orucuna" dö-
nüştüğünü savlayan tutuklu ve hüküm-
lü aileleri dün Ankara'ya gelerek
TBMM Başkanhğı ve Başbakanlığa bi-
rer dilekçe verdiler. Aileler, Adalet Ba-
kanı ile gorüşme istemlerine de yanıt ala-
madıklarını söylediler.
Sorunun çözumü için yaptıkları baş-
vurulara olumlu yanıt alamadıklannı
söyleyen tutuklu yakınları dün İHD Iz-
mir şubesinde basın toplantısı düzenle-
diler. Açlık grevinin başladığı günden bu
yana Cumhuriyet Savcılığı ile cezaevi
arasında "mekik dokuduklannı" belir-
ten aileler, "Bir yetkili bulamıyonız. Ço-
cuklanmız olumle burun buruna. ilgili-
lerin küı kıpırdamıyor! Zaman kalma-
dı, artık her geçen gün cezanın infazı,
yani ölüm çabuklaştırılıyor. Y arın çok
geç olacak. İnsanhk onuruna uygun, in-
sanca koşullarda yaşamayı istemek suç
mu?" diye görüşlerini belirttiler.
Bir grup tutuklu ve hükümlü yakını
da dun Ankara'ya gelerek TBMM Baş-
kanhğı ile Başbakanlığa birer dilekçe
verdiler. Harice Kalaycı, Nüveddet Ak-
çay, Bahriye Taşkın, Hatice Akbulut ve
Muhittin Kalaycı cezaevi yönetiminin
açlık grevinin 33. gününe kadar eylem-
cilere taleplerini bile sormadığım öne sü-
rerek "Şekerli ve tuzlu su bile vennedi-
ler. Göriişmeye gittiğimizde polis zoru
ile kovulduk. Dilekçelerimiz bile kabul
edilmedi" dediler. Adalet Bakanı ile gö-
rüşme taleplerine de bir yanıt alamadık-
lannı kaydeden aileler, "Amaçlannın
kargaşa yaratmak değil çocuklannın ye-
niden hayata döndürülmesini sağlamak
olduğunu" söylediler.
Bu arada eylemcilerle görüşen avukat
Mustafa Ufacık ve İHD tzmir Şubesi
Yönetim Kurulu üyesi avukat Sema Pek-
can da eylemi kırmak amacıyla cezaevi
yönetiminin açlık grevinde bulunanları
gruplar halinde devlet hastanesine gön-
derdiğini öne sürdüler. Avukat Ufacık
ve Pekcan, şu açıklamalarda bulundu-
lar:
"Cezaevi yönetimi eylemcilerin sağ-
lık durumlarının bozulduğunu görüyor,
ileride doğabilecek ölüm olaylannın so-
nımluluğunu üzeıierinden atmak için bu
yola gittikleri kanısuıdayız. Geçen cuma
günü hastaneden cezaevine götürülen
Ali Öztürk. Fuat Kav, Seferi Yılmaz,
Cahit Karaca, Coşkun Keskin ve Hasan
Hüseyin Kaner'in tecrit odalarua konul-
mak istendigini öğrendik. "
Ufacık ve Pekcan, eylemcilerin istem-
ierinin insani olduğunu belirterek ken-
dilerine iletilen isteklerin şunlar olduğu-
nu söylediler:
"Eylemciler isteklerinin son derece de
insani olduğunu vurguluyorlar. Bize bil-
dirdikleri istekleri şöyle: Verilen disip-
lin cezalannm kaldınlması, ailelerin açık
göriişlerde getirdikleri yiyeceklerin veril-
mesi. Daktilo, teyp ve walkmenlere izin
verilmesi. Koğuşlann büyük olmasına
bağlı olarak tek soba yeterli olmadığın-
dan elektrik sobalarına izin verilmesi.
Mektup kısıtiamasının kaldınlması."
Baykal ve Arkadaşları
SHP, kendi içinde yeni araytşlara giriyor. Eski Genel Sek-
reteri Deniz Baykal, solun tikanma sürecine girdiğini, poli-
tikanın eski büyüsünü yıtirmeye başladığını öne sürüyor.
Yeni Oleyis Sendikası'nın toplantısında konuşan Baykal,
anlaşılan haziran ayında yapılacak kurultaya yeni bir yüzle
çıkacak. Türkiye'de tıkanan politikalarda Baykal, 'anahtar'
rotü üstlenecek. Sosyal demokrat kesimde kendisi için 'kur-
tarıcı kimliği' işlenecek.
Deniz Baykal ve arkadaşları yeni projeler üretiyortar. Bunu
parti tabanına ve kamuoyuna zaman zaman sunuyoriar. Ör-
neğin, bu projelerden bir tanesi cumhurbaşkanlığı seçim-
lerine ilişkin. Diyarbakır Milletvekili Fuat Atalay'ın içtenlik-
le üzerinde durduğu görüşü aktaralım:
—Cumhurbaşkanını halk da seçebilir...
Bu görüş, ANAP ve DYP ile aynı çizgide olmasa bile bu-
gün SHP'nin savunduğu tezin tam karşısında. Çünkü, SHP
lideri bu konudaki görüşünü dün olduğu gibi bugün de sa-
vunuyor.
—Cumhurbaşkanını parlamento seçmelidir...
Baykal ve arkadaşlan ise 30 eylülde yapılan olağanüstü
kurultaydan yenik çıkınca 'ayrı bir mekânda' yeni siyasal
projeler üretip şöyle diyorlar:
—Cumhurbaşkanını halk da seçebilir...
Acaba bu görüş değişikliği niye?Durduk yere niçin böyle
konuşuyor Baykal ve arkadaşları? Eski SHP Genel Sekre-
teri Baykal'ın deyişiyle 'tıkanan siyasete' ANAP ve DYP'ye
katkıda bulunarak bir tünel açmak mı amaçları?
Deniz Baykal ile sanırız mayıs ayında görüşmüş, Cum-
hurbaşkanı Ozal'ın 'cumhurbaşkanını halk seçsin' tartışma-
sını degerlendirmesini istemiştik. Sekiz ay önce şu yanıtı
vermişti Baykal:
—Türkiye'de siyasal yaşam parlamento üstünlüğü ilke-
sine dayanmaktadır. Parlamento üstünlüğü, pariamentonun
halkoyuyla doğrudan seçilişinden kaynaklanır. Parlamen-
to dışındaki bir başka siyasal organın, halkoyuyla doğrudan
seçilmesı halinde par-
lamento üstüniüğün- Deniz Baykal ve
den SÖZ etmek çok arkadaşları, sekiz ay önce
güç oiur çünkü hai- demokrasi açısından
kın oyuyla seç.lecek s a ^ ; . , nnrritiklori
bir başka siyasi organ ŞaKmcail gorCJUKien
daha SÖZ konusu oia- cumnurbaşkanını halk
caktır. o nedenie biz seçsin" görüşünü bugün
doğai başkanhk reji- demokrasi açısından
^ m Ü 1
d(
$ sakıncasız görüyorlarsa,
mesi anlaytşına dayalı tlkandlğindan SOZ
başkanlık rejimini sa- edemezler.
kıncalı görüyoruz. De- ^ — ~ ^ —
mokrası açısından sakıncalı görüyoruz, etkin işleyişi açısın-
dan sakıncalı görüyoruz.
Deniz Baykal ve arkadaşlan, sekiz ay önce demokrasi açı-
sından sakıncalı gördükleri 'cumhurbaşkanını halk seçsin'
görüşünü bugün demokrasi açısından sakıncasız görüyor-
larsa, Türkiye'de potitikanın tıkandığından söz edemezler.
Sosyaldemokratlar eğer dün başka türlü, bugün başka tür-
lü konuşuyorlarsa, halk onlara inanmaz, görüşlerini be-
nimsemez.
Yine dün başka, bugün başka türlü konuşmak 'parti
üyelerine' yeni heyecanlar vermez, hele hele 'çağı
yakalamak' ya da 'çağı kavramak' anlamına hiç gelmez.
Dinleyelim, sekiz ay önce neler söylüyordu Baykal:
—Bir başkanlık rejimi teşebbüsü ile karşı karşıyayız. Bu
teşebbüsü yapan insan da ne halkın tercihine dayalı bir par-
iamentonun seçtiği insandır ne de halkın oylarıyla göreve
gelmiştir. Her türlü iktidar temelinden, iktidar tabanından
yoksun bir cumhurbaşkanı şimdi başkanlık rejimi deneme-
si yapıyor. Bu, iyice anlamsız, iyice sakıncalı bir uygu-
lamadır.
Cumhurbaşkanını halk da seçebilir görüşünde birleşen
Deniz Baykal ve arkadaşları, bunu yeni projeler üretip Türk
solunu tıkanma noktasından kurtarma gibi gösterebilirler.
Belki bu görüş, tüm Baykal ekibinde egemen de olmayabi-
lir. Ancak parti kamuoyunda 'yeni yüz' arayışına girmek is-
teyen ekip sözcüleri, 'Bir cumhurbaşkanını halk da seçebilir'
derlerken, eski görüşlerinden neden caydıklarını anlatmak
zorundadırlar.
Siyaset yapmak ciddi bir iştir çünkü.
Öyle kandırmacalarla bir yere varılmaz. Çoğulcu demok-
rasiye, ulusal egemenliğe ters düşen başkanlık sistemini
sekiz ay önce savunur görünüp şimdilerde ise 'çağı
kavramak' adı altında destek çıkmak demokratikleşme sü-
recini engeller.
Baykal ve arkadaşlan, her zaman olduğu gibi 'Biz öyle
demek istemedik' diyecekler, ama genel havaları böyle.
P A B T İ L E R D E N
ANAPtan Özal*a gezi programı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Cumhurbaşkanı
Turgut Özal ile Başbakan Yıldınm Akbulut, 27 aralık
perşembe günu Bursa'ya gidecekler. Özal'ın gezi programı
ANAP genel merkezince açıklandı. Cumhurbaşkanı
Özal'ın Bursa gezisi için ANAP il ve ilçe örgütleri de
karşılama hazırhğı yapıyorlar. özal ile Akbulut, Bursa ve
Gemlik ilçesinde Gemlik Limanı'nın temel atma törenine
katıldıktan sonra küçük sanayi sitesinin açılışını
yapacaklar. Özal ayrıca, saat 19.00'da "Türk
Ekonomisine Genel Bakış" adlı panelde konuşacak. Özal
ve Akbulut Bursa'da bir gece kaîdıktan sonra havayoluyla
Ankara'ya dönecekler.
HEP Sönmez'i geri çağırdı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — HEP
Genel Başkanı Fehmi Işıklar,
milletvekilliğinden istifa ettiğini açıklayan
Kenan Sönmez'i geri çağırdı. Işıklar, dün
Şönmez'le görüştüğünü, ancak kendisini
ikna edemediğini, çağrısını bir de basın
önünde yinelemek istediğini belirtti. Işıklar
TBMM'de düzenlediği toplantıda Sönmez'in istifasının
partiye zarar verdiğine dikkat çekerek "Saym Sönmez'in
parti ile bir sorunu yoktur. Genel sekreter yardımcılığı da
sürmektedir. Bana 'parlamenterler belli bir düzey
tutturmuyor orada olmak ağrıma gidiyor' dedi. Ama
gerçekler ne olursa olsun burada olmak ve göreve devam
etmek gerekiyor" dedi. Kenan Sönmez de çarsamba günü
"istifaya neden gerek duyduğunu maddeler halinde
açıklayacağını" söyledi.
ANAPta iki imza girişimi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — ANAP'ta seçn^en
yaşının 18'e indirilmesine ilişkin anayasa değişikliği
önergesi ile Şanlıurfa Belediye Başkanı Halil Ibrahim
Çelik'in "Atatürkçü ve laik değilim" sözlerinin protesto
edilmesine ilişkin metin imzaya açıldı. Devlet Bakanı
Mehmet Keçeciler ve öbür ANAP Konya milletvekillerinin
girişimiyle hazırlanan anayasa değişikliği önergesi dün
TBMM kulisinde imzaya açıldı. ANAP Konya Milletvekili
Kadir Demir'in ANAP'lılar arasında dolaştırdığı önergeye
80 dolayında imza topladığı öğrenildi. ANAP Ankara
Milletvekili Barlas Doğu da RP'li Şanlıurfa Belediye
Başkanı bir süre önce Magic Box'ta "Atatürkçü ve laik
değilim" sözlerine karşı bir açıklama metni hazırladı.
TBMM İnsan Hakları Komisyonu
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — TBMM'de kurulması
kararlaştırılan "İnsan Hakları İnceleme Komisyonu" 21
üyeden oluşacak. TBMM Danışma Kurulu'nun
komisyonun kuruluşuna ilişkin kararı dün TBMM Genel
Kurulu'nda onaylandı. Bu karara göre komisyon 21
üyeden oluşacak. Bu uyelerin 13'ü ANAP, 4'ü SHP, 3'ü
DYP ve biri de bağımsız milletvekilleri arasından
seçilecek.