26 Haziran 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE DÖRT 3 Mart 1966 CTTMHTJRfYET • • «•• • • • • •* * • • • James Bond S/ö BUS OMOI • MUGO YOiCEOİCı tiOKErtHİH OMOOA Ü IHAMVOaiMJ AY FATİHİ Müfide Zehra ERKİN Kamyonun arkası tüm kapaUydı. Bağırışanların yüzleri gorünmediği gibi, kamyonn kullanan şoför de gorünmüyordu. Sezileri kuvvetlı olan Ahmet ellerındekı topa ve taşlarla. du?man huşmından kaçmakta olan Türklerin arasmdan sıyrılarak, kamyona doğru koşundu. «Duı arkadaş, kamyor.u durdur arka das» dıye bağırmağa başladı.. . Bu curcuna arasında sesinın duyulmadığını sanarak, olanca gücüyle bağınrken, kamyonun hızım artırarak, dar kosevı tıkayan halkı ezercesıne uerlediğini gördü. Birden, ıçine sonsuz bir korku doldu: «Kamyondaki Turkler kaçınlıyor muyrîu yoksa! Ne yapmahvdı? Turküz sesleri kurtulusa değü, ölüme gc.türül?n insanlarm sesi gibi zayıf ve titrekti.» Gırtlağını yırtarcasına tekrar baŞırmağa başladı «Dur arkadaş, kamyonu durdur arkadaş..» Çığhğına cevap alamaymca kuşkulan büsbütün arttı. Bır anda yere çömelerek kamyonun lâstığine nişan aldı. Sılâhını bır kaç el ateşledi. Kamyon korkunç bir gurültüyle yana yatarken, etrafı makineli silâh sesleri doldurdu. Sckaklarda rastgele kosusanlaı can havliyle kamyonun ustüne atıl dılar. Yanılmamıştı Ahmet Kurtuluça değil, ölüme götürülüyordu vatandaşlan. Ne çare kl ölüm gldecekleri yerden daha yakm bir yerde bulmuştu, b:r çoğunu; kamyondaki dört EOKA subayı onlara rastegele ateş etmişti. Sopalı Türkler arasmdan kaçmaya fırsat bulamamıştı, dördü de .. Kamyonun şoförü kafasına yedigi sopayla yerde kıvramrken, Vollannı büke büke ellerir.deki sılâhı alan Türlker arasında çırpmmaktaydılar, diğerleri de. Ahmet titreşmekte olan Rumlan Türk polisıne teslim ettikten sonra koşarcasma kamyonun yanına geldi. Kamyonun altına sıkışmış, çırpman iki kadını var gücüyle çekerek kurtardı. Etrafıru saran gençlere onlan uzatarak; «Çabuk, dedi; onlan Adiloğlu kilmiğine ulaştırın Yollardaki kamyonlara dıkkat edin. Her duyduğunuz sese inanmaym Bır kısmınız karakola gotururken, diğerleri de polise yardım etsin.» Kucakladığı kadının başını kaldırmaya çalışan genç «olur» dercesine baş sallamak isterken birden başını havalandırdı. «öldü, dedi .. Zavallı kadmcağız.. Onu şuyakın arahğa bırakacağım. ölüleri başka arkadaşlar toplayıp, mahalle aralanna gömüyorlar. Senlnle gelmeme izin ver abi. Diğerlerine yardım edelim » Ahmet çaresizlikle başını salladı. Kamyonu işaretliyerek: «Araba kullar.ır mısın'' dedi; Iftstigl tamir edelim de diğerlerini 5 Nimbüs • •«••••••••••a*** ^^^p*^p^V ^K HFFANY H::::::::::::::! E l İ f fc"« • • • * • • • • • • • :::i5î::::::::::s::::::î::::::::::::::::::::::::::;;r:::::::::::::i::::::::::::::::i:::::::::::::::::::::::::::::::::î:î: DEiSlL. Kl BUUOUM . VAR İ M m m :"~""""»"""""""":::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::: <ıTHır konu ve resim: Ayhan Başoğlu İLONA «Arkaya geç, dedi. Silâhımı a! da gçç arkaya. Kamyonu ben kul lanacağım.» Sokaktakı kalabalığı dagıtmak için bır Kaç el korna çaldı Ar kadakiler, «Türküz, T u r k ü i » di ye bağırışırken. son hızla daracık köseleri dönmeğe başladı lar. Turk hastahanesmın etrafı dıŞer sokaklardan farksız bır curcuna ıçmdeydı Kan gormeğe bır türlu alısamıyanlar çılgınlar gibi yaralılarm ^ü^tüne atıhyorlar. «Yavrumu gördün mü, kocamı gördün mü?» çığlıklan barut k o k u l a n n a karısıyo.rdu. Bırkaç gün önce, t=rtemiz olan bu sessiz sokaklar. evlerinde r a hatça oturan su mutlu analar, benlıklerının bır türlü kavrayamadığı bu alçaklık sahnelerin • den sıynlmait ıstercesine kıvranıp, duruyorlardı. Kamyon. hastahanenin dış kapısında durmak zorunda kaldı. Yaran olmıyan sokaklardaki ınsanlar. çabalannı t o p a r h y a r a k h a s t a l a n kucakladılar Kıymeth varhğını olanca dzlemıvte bağrına bastırmış olan Ahmedin vanısıra hastaneve taşıdılar Hastanenın ıçı de, dısından farksız bir görünüşteydı Yatakların tümü sargılar içinde kuçücük çocuklar, kadınlar ve yaşlı erkeklerle doluydu. Yere yayılmış olan battaniyelere acısı daha az olanlar ve gençler yatınlmıştı. Onlara ılâç vermeŞe u?raşan hastabakıcılar dizüstü yere oturmuslardı. Ahmet. Ok girdjği koğuştan, koşarcasına dışarıya atıldı. Korıdordaki k a p ı l a n yırtık tabanlarıyla itelerken sakin bır ses kulaklarmı doldurdu: «Buraya gel oğlum.. hastan ağır galiba!» Ahmet etrafmdakı curcunayı, pastas'.r.ı kemlren tombul çocuğu. Ahmet, kucağındakinı kımseve kamyona verleştirüen diğer yaravermek istemezmiş gibi kollarıvlılan görecek halde deSildi, artık le sıkarak boğulurcasına konuşKadmcağızın. hayatta kalan tek tu • varlığının örtmeye çalıştığı bacak«Karım.. k a n m baygın ve yalarından ayıramıyordu gözlerini rahdır, doktorum..» «Okşadığı o yumuşacık bacaklara Kuçumen, yaşlıca doktor, one olmuştu! Ya şu küçücuk ayakdanın bir köşesindeki tahta malara?» sayı ısaretledi: Büyük bir hırsla onun ellerine «Hastayı knllarınla sıkma. orayapıştı; örtmek ıstediği pilili e ya vatır. oğlum..» teklıfı olanca hırsıyla kavrıvarak, Ahmet. şaskmca tahta masaya gozler.r.ı onun ayaklarır.a dikti yaklastı, büvük bır dikkatl» kaTırnaklarından akan kan seli yün<:ını yatırdı ı n kollarını ma zune sonsuz bir acı yaparken, Aysanın vanına açarak, oniln düş • sen'n cansız sesini duydu' memesıni düşunürcesine sıper aldı «Ziyanı yok Ahmet.. Üzülme, bırak benı.. dığerleııne bak onAyşenın incecik vücudü, tahta ların da tırnaklarını soktuler, be masayı boylu bayunca kaplamış, nım ayaklarımı dağladılar sanedağlanmış ayakları aşağıya do5ce..» Aman Allahım! Bu ne büru sarkmıştı. Barbarhğın eşsİ2 vuk sabır, ne büyük katlanma bir örreğını goren doktor. Ah • gucüydu!.. metle gozgÖ7e gelmekten kaçınır Ayşe, zorla mırıldandığı cüm gibi başmı eğiyordu Kollannı lelen tamamlıyamadı. Yalvaran masanın yanından çekmesıni ona gözlerini kocasından ayırmadan isaret ederek. hastanın göğsünü olduğu yere yığıldı. dinlemeğe başladı. Ahraet, onu saskınca kucaklı Kalh atıslarının veter dereceyarak, kamyondaki ıniltilerın ade kuvvetlı olduğunu anlayınca, rasma katıldı. Direksiyondakı içindeki umutsuzlugun yennı gencc sonsuz bir acı aldı Telâçla İl8ç şişesine u?ar,arak. âaglanaa ta ban altlarına sürdü. Adalelerdeki refleksı anlamak imkânsızdı bu durumda.. Ayşe baygındı. Bu acı fırsattan y a r a r l a n a r a k , taban emln bir yere yerleştirelim, haydı durma..» Altı, yedi Türk genci koşuşarak, kamyonu kaldırmaya yardım ettiler. Ne tuhaf! En ufak bir iniltl du;,ulmuyordu yere serpılenlerde Bir sürü kadın ve genç kız kendilerine yardıma gelen vatandaşlarınıır yüzlerine bakmaktan korkarca sın.1 baslannı yere eğmislerdi. DU daklarını acıyla kemırirken irilesmiş gözlerınl yerdeki pis Rum olüsünden ayırmadan için için gtilüyor gibiydiler! Ahmet onlarla dertlesmek, olanları öğrenmek ıçın birınin yanına yanaştı. Olanca kuvvetiyle kucakhyarak yerden kaîdırdı Kadm yine konuşmuyor, sadece için için «Allah . Allah» dıye söylemyordu. «Bu kadınlara ne olmuştu? Çıldırmışlar mıydı, dillerinı ml kesmıslerdi onların yoksa? Niye konuşmuyorlar. niye bafmşmıyorlar dı!» Kucağındaki kadını düzeltilmış olan kamyona yerleştiren Ahmet, yerde kulçe gibi yüzükoyun yatan bır başlnsına uzandı. Fakat ona değer değmez varlığı tuhaf bir sarsmtıyla titredi; kumral saçları yuzünü kapatırcasına daŞılan bu zavallı kadının acısını sormak istercesine onun incecik saçlarını a\luçladı. Büyük bir korkuyla başmı kaldıran kadm etraîı morar mış iri mavı gözlerır.i açmaya uğraşarak başmı siddetle yana çevirdi İşte o an gerçekten deliye döndu Ahmet; yerinden kıpırdıyamıyacak, pek takatsiz olan bu genoecık kadın onun karısıydı, Ayşesıydi tncecik bacaklanndakı çünıkleri göstermekten sakmırcasma eteklerini çekiştirirken gözlerindeki yasları vutmaya çalışıyordu altlarını ılâçhyabılmeğı bile bir şans sayıyordu, doktor. Bugune dek h a s t a l ı k l a n n çe • şıtlısinı görerek, salık vermeğe ahşmış olduğu halde, bugün kendı de yardıma muhtaçtı. t n • sanları ıyıleştirirken, t i t r e m e z dı Fakat bugün tıtriyordu.. însan ruhundakı y a r a l a n İyi leştırme zorluğunu anlıyor. hastaların acılarını kendi b e n h ğ ı n de duyuyordu. Onların y a r a l a n , benlığine sıçrayıp, orada çıbanlar açar gıbiydi.. cSavas» sadece v ü c u t l a n yıralamak ve yok etmekle kalmıyor, yarası olmıyanlann ruhlarında da sonsuz acılar veren ılâcı bulunmıvan y a r a l a r açıyordu, d e rr.ek!» Doktor, endışe içinde kıvranan Ahmede b a k t ı : «Yaşayacak, dedi; ayılmasını beklıvecek misin oğlum?» Bu sözle, cgitmen gerek... onun benzerleri senın genç k o l l a n n d a n yardım beklivor» der gibiydi. Doktorun sözünü, incecik, t e lâşlı bir ses kestı: «Ahmet sen mısin? Yatan Ayse mi voksa 1 Kamyonla kaçırılanlardan biri de o m u y d u ' Araaa Allahım sen eve yetişmemıs mıydın o gece?» Ahmet, kansına heyecanla sokulan bu narin kızı, beyîz b i r önlük içinde görünce güvenç duyguları arttı. «Bır kiç gece evvel. bakışlannı kendini begenenlerden bıle esirgemivecek k a dar gururlu bir kız olan Akile, şimdi v a t a n d a s l a n n m yardımma kosan bır hastabakıcıvdı Acı çeken sadece Avsesı deÇiltli. o gururlu kızın gözlerinin etrafı d a onun gibi mnrarmış, bakışlan uy ku<;uzluktan küçülmüstü Herkeçin derdi bölunmüs, kalbl^ri birlesmıstı, demek 1 » Aküe. dili tutulmuşcasına b a kan Ahmede buraya nasıl geldiğini anlatmadan sıcak bir se«'e: «Avseyı bana emanet sdebilırsin Ahmet, Hedi. Tosunu da ge • tirsevdin keşke.. ona da b a k a r dım.» Ahmet, gözlerindeki vaşlardan utanırcasına v u t k u n d u • Tosun öldü. dedi.. i h t ı y a r l a n da onu da öldürdüler. Yetisemedim onlara.. Avse o l a n l a n d u y mamalı simdilik.» «Ah 1 «Ço6umu7, «evdiklerımi • ze yetısemeıiık. sahretmeğe çalıs Ahmet Ayşe ivileşır ıvileşmez onu bızım eve götüreceğım. Derdlen bırbirinden üstün i n sanlar arasında. basına çelenleri k«ndiliğinden anlıyarak katlan maya alısacak.» Sonra, birini sormak isterresine aradıŞı kelimeleri bulma^a çalıstı Fakat. onun konuşma'îinı rloktorun görev hat'rlatirı ciddî sesi ke«ti • «Ölüler. saglardan daha mutludurlar oğlum Onlar Allahın kucaginda. eüvençlı uykurt.jiır'ar. SaB k a l a n l a n n görevı onlara rieSil. vasıvanlara vardım etmek, içlerindeki sopsuz gürültüleri dindirmektir: fenalara ivi davra nışlannı g ö s t e r e r e k . zayıflara, kuvvetli k o l l a n n ı uzatarak.» (Devamı v a r ) Sayuı Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel'in devam etmekte olan rahatsızlığı dolayısiyle Türkiye radyoları norraal programlannı yaymlayamamaktadırlar. Normal programlara dönülünceve kadar radyo prog^amlanmız yavmlanmıvacaktır. İS SAATLERİ DSIKAYSERİ XII. BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜNDEN 1 DSI XII. Bölge Müdürlüğü mmtıkasında bulunan 1.100 000. TL. muhammen keşif bedelli ıKayseri Tomarza Şeyhbarak sulaması ve bendi inşaatı» işi birim fiat esası üzerinden eksiltmeye çıkarılmıştır. 2 Eksiltme 14/3/1966 pazartesi gıinü saat 15.00 de Kayseri Bolge Merkezind», Bölge Eksiltme Komisyonu Odasında kapalı zarf usulü ile yapılacaktır. 3 Eksiltme tasansı ve ekleri 75. TL. bedel mukabilinde Bölge Müdürlüğünden temin edilebilir. 4 Eksiltmeye girmek isteyen şahıs ve şirketlerin DSI XH. Bölge Müdürlüğü veznesine 46.750. TL. geçici teminat yatırmalan ve 9/3'1966 çarşamba günü saat 17.00 ya Kadar dilekçe ile DSİ XII. Bölge Müdürlüğüne müracaat ederck ihaleye iştirak belgesi almalan gerektir. Bu tarihten evvel, eksiltme tasansı ve eklerini almamtş olanlara belge verilmez, İstekliler iştirak belgesi alıp almadıklarını 11.3.966 cuma günü saat 9.00 dan itibaren Bölge Müdürlüğünden ögrenebilirler. 5 İsteklilerin yeterlik belgesi almak üzere verecekleri dilekçelerine, Bayındırlık Bakanhğının bu husustaki yönetmenliğinde belirtilen bütün belgelerle, Bayındırlık Bakanlığından almmış ve asgar! 1.100 000 TL. hk iş yaptıklarını gösteren CB) grupu müteahhitlik kamelerini eklemeleri gerektir. Sizi Joseph mi getirdiT Hemcn yalan söylemeğe yeltendi: Kim söjiedi bnnu? Boutigues biraz azakta dnrn yordn. Maigret, kalabahğı yaramıyan ve bn yüzden de sokağın köşesinde duraklıyan bir taksiyi görmüstü. Taksiden inen iki kadın, herkesin dikkatini çekti. Zira biiyük matem kıyafetiyle gelmislerdi. Yerlere kadar inen krepten peçeleri vardı yüzlerinde. Bu güneşte, bu cıvıldasan hayat »iimbüşü içerisinde böyle bfr manzara beklenilmedik bir o • laydı. Maigret Jaja'ya yavaşea: Müsaadenizle, dedi. Boutigues'in canı sıkılmıştı. Geç kalmadık ya!. diye sordu ibtiyar kadın. Bn taksi bizi zamanında gelip almadı da... Ve gözleri, birden Sylvie ile Jaja'ya ilisti: Kim bunlar? Bilmem!... Umarım ki kansmazlar bu. Ha iste bir taksi daha göründü. Araba henüz dnrraadan kapısı açıldı ve içinde Harry Brown indi. Siyahlar giymisti. Sarı saçları muntazam taranmıştı, cildi de tazecikii. Yanında sekreteri vardı. o da siyahlar çiyinmisti ve elinde tabii çiçeklerden yapılmıs bir buket 6. isteklilerin teklif mektuplarını 2. maddede yazılı saatten 15 dakika evveline kadar DSİ XII. Bölge Eksiltmo Komisyonu Başkanlığma makbuz mukabilinde teslim etmeleri şarttır. Postada vâki gecikmeler kabul edilmez. (Basm 9178 A. 1679/2245) ©King Feıtnrc. S5rd1c.1t Int , 1964 Wo>ld . *>,!. Bu havada şemsiyesîz çıkmak... akıl alır iş değil... Sandviçi ısmarladığıma da, ısmarlayacağuna da pişman ettin beni. Allah bilir haraura dönmüştür bu yağmurda... / LA N SÜMERBANK EREGLİ PAMUKLU SANAYİİ MÜESSESESİ MÜDÜRLÜĞÜNDEN: EREOÜ/SC0KYA 1 Müesse=emiz imalârmdan 36 k a î e m d e 14.001 m e t r e tecrflbelık m a m u l ve 5^50 adet 37 Kgr. hatalı sarımlı dikig ipliği ile, 2 Parça bez, tâli hasılat, h u r d a malzemenin 7 Mart 1966 Pazartesi p ü r ü saat 10 da Müessesemizde açık pazarlıkla satışı yapılacaktır. 3 Bu satışla ilgili şartnameler ve teminat m l k t a n n a ait llsteler Istanbul, Izmir, Konya, Kayseri, Samsun, A d a n s Süm e r b a n k Satış mağazalarmda ve a y n c a tstanbul / Bahçekapı ^fimerbank Alım ve Satım Müessesesinde v e Müessesemİ7de görülebilir. 4 Müesse^PTîb Arrtırma, Eksiltme v e thale K a n u n u n a tâbi olmadıŞmdan satışı yapıp yapmamakta veya dilediğine yapmakta t a m a m e n aerbesttir. ( B a s m 9124/2248) Georges SİMENON Çeviren: SEMİBAMİS \ardı. Tam bn sırada Maigret bir de bakıyor ki Sylvie ortalarda yok. Hemen aramıya koyulnyor, ve oııu pazarda, bir çiçekciden çiçek alırken yakalıyor. Tekrar tnera sim yerine geldiği zaman kızın elinde Niccs menekşelerinden yapılmıs maazzam bir bnket var dı. Her halde bn maazzam çiçek bnketinden ilham almış olacaklar ki, matem kıyafetli öteki iki kadın da ortadan kaybolnverdiler birden bire. Satıeınm yanında bn iki kadının münakaşaya tutuldüklarım tahmin etmek o kadar güç değildi Maigret Için. Bu hayalî sahnede, ihtiyar kadın paralan savıyor, çenci de mimozaları seçiyortiu. Brown cenaze arabasının biraz otesinde durdu ve Maigret ile Bontignes'e birer selâm sundu. Routignes içini çekerek şöyle dedi Maigret'ye: Af duası için yapmış olduğum bazırlıklara dair ona tnalumat vermek lâzım. Pazarın en yakın olan taratın da gürültü durmuş, herkes, olnp bitenleri gözleriyle takip edivordu. Fakat yirmi metre ötede. her zamanki gürfiltu, patırdı, gülmeler, bağınp çagırmalar devam ediyordn. Güneşin altındaki çiçekleriyle, yemisleriyle, *erzevatlanyla, sarmısak ve mimo za kokulanyla, tabtrtn dört tnemnr taşıyordu. Boutigues geri dö nerek: Knlak astıği bile yok, omsz larını silkti, dedi. Ralk dağılıyorda. Atlar yola koynldn. Harry Brown, şapkası elinde hırçın hırçın yürÜTordn. Bir taraftan da cilâlı papuçlannın bnrnnnn sevredip dnruyordn. Kadınların dördü birden bir an dıırakladılar. Birhirlcrine bakıştılar. Sonra kalabalık sıkışmiya başiayınca, onlar da ister istemez aynı bizada olarak yfirflmiye koynldular. Tam oğnl Brown'un ve sekreterinin arkasında. Kapıları ardıca kadar açık olan kilisenin içerisi öylesine boş, ve Sylesine serlndi ki. Brown merdivenin başında bekledi. Merasimlere alışıktı. Bütün gBzlerin onnn üzerinde toplanması onn hiç bir snretle rahatsız etmiyordn. Cstelik şn dBrt kadını daha da iyi olarak tetkik edebiliyordn, ama fazla bir tecetnfls dnymuyordn. Son dakikada farkına vardılar ki orgcnya baber verilmemis. Papaz, Bontisrues"i çafırdı. alçak sesle bir şeyler sövledi. ve mü. fettis sen eeldiSI laman canı nkılmıstı Maigret'ya: (Arkası var) Alalörk Ornıan (il'liui lliidürlii|nden 1 Aşağıda cıns ve mıktarı gösterılen süt ve ayran, tel kasaları 4 mart 1966 Cuma günü saat 15,00 te kapalı zarf usulü ile teklif a h n a r a k ihalesi yapılacaktır. 2 Cinsi ve m i k t a n Mnhammen bedel T L . Mnvakkat teminat TL. K a t i Teml.TL. 10500 Ad. muhtelif tel kasa 241.000, 18.075, 26.600. 3 îhaleye iştirak edecekler böyle bir işi yapabileceklerine dair vesaikle 1965 1966 yılı Ticaret veya Sanayı Odası vesikalannı ibraz ederek ihaleye gırış belgesi alacaklar ve teminat akçelennı havi teklif m e k t u p l a n n ı ihale günü saat 15.00 le k a d a r Müdürlük muhaberat »erviane vermış olacaklardır. 4 Bu Işe ait şartname ve nümuneler, Müdürlüğün Ticaret ve Süt Fabrıkası Şeflığınden temin edilebilir. Postada vâki gecikmeleı kabul edilmez 5 Müdürlüğümüz 24<)fl sayılı kanuna tâbi olmayıp ıhaleyl yapıp yapmamakta veya riıledığıne verrrekte serbesttir (Basm 9016A 1519'2249) • •• Istanbu! Teknik Universitesi Rektörlüğünden: Üniversitemizin, İnşaat, Mimarlık, Makina, Elektrik, Maden ve Kimya Fakültelerinde mevcut bilim dallarmda Üniversite doçentliği imtihanı açüaeaktır. İsteklüerin, 31 Mart. 1966 Perşembe günO saat 17.00 ye kadar lüzumlu belgelerle ilgili Fakülte Dekanlıklann» müracaatlan rirı olunvr. (Basın 887S/2247)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle