26 Haziran 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHtFE ÎKİ S Mart 1966 CUMHURÎYET ÇOCUKLUK ve HAYAT DRAMI Halis ÖZGÜ Bunlardan biri olan Moloney, Okinava adasında yaşıyan insan • lan örnek olarak göstermektedir. Ona göre bu adada yaşıyan kadmlar dünyaya getirdikleri çocuklardan bir süre hiç ayrılmamaktadırlar. Doğuşlannı izliyen ilk zajnanlarda çocuklarımn bütün isteklerini yerine getirmektedirler. Moloney, bu eğitim sisteminin etkisiyle bu adada yaşıyan yetişkinlerin iyi bir duygusal dengeye sahip bulunduklarının, bu adadaki 250,000 insandan sadece 250 sinin akıl hastalığına tutulduğunu bildirmektedir. Kültüralistlerin bu konu ile ilgili olarak dünyanın bir çok yer lerinde yaptıklan incelemeler, aşağı yukan aynı görüşün ortaya çıkmasma yol açmışlardır. Bebeklik çağından itibaren an ne ile çocuğu arasmda kurulan ilişkilerin kişilik, karakter ö • zelliklerinin meydana gelmelerinde geniş ölçüde rol oynadıklarını göstermişlerdir. Annenin çocuk için taşıdığı büyük önemi, annenin yokluğu halinde meydana gelen sonuçlar daha iyi anlatmaktadırlar. Gerçekten, annelerinden uzak kalan çocuklarda ortaya çıkan sonuç ları belirtmek amaciyle yapılan incelemeler, ayrılığı izliyen üçüncü ayın bitiminden »onra arormal belirtilere rastlandığını, ine aynı psikanalistlere naza çocukta ilgi ve tepki kapasitesinin zayıfladığmı, çocuğun ya ran, insanın, böyle tam bir bancılar karşısında fazla ecdiş* mutluluk sağlıyan, insanda, Cennetin varhğı inancını yara duyduğunu, korktuğunu, meydatan Altın çağdan, soğuk, çeşitli na çıkarmışlardır. Aynı araştırmalara göre, ilk üç sıkıntılar, acılar ile dolu bir dün yaya geçişi güç olmaktadır. Do hayat yılı, özellikle, 6 ile 15 ay arasındaki ayrılık çok daha zağuş bu yüzden insanda bir şok anlamını taşımaktadır. Bu güç rarlı olmaktadır. Annenin yoklük, doğuştan sonra insanm kar luğu çocuk yaşça küçük oldaŞu şılaştığı hayat zorluklan, çevre ölçüde tehlik^li bir mahiyet kanin ilgisizlıkleri, doğuştan son • zanmaktadır. Avusturyada ya"pı lan bir araştırma 6 aydan fazla raki dünyamn do.ğuştan önceki annesinden uzak, bir müessesedünyadan farkhlığı ölçüsünde de kalan çocuklann gelişme kat artmaktadır. Bütün bunlarm da sayılarının evlerinde bulunan ay etkileriyle, bir defa yaşanan, bir daha geri dönmesi mümkün ol nı yaştaki çocuklannkinden 10 mıyan mutlu hayat, bir defa gö puanhk bir gerilik gösterdiklerini meydana çıkarmıştır. Diğer rülen ve bir daha görülemiyecek olan güzel rüya özlemi sürüp git bir araştırma ise evlerinde bulumektedir. Bu özlem, insanın i nan çocuklara evlerinden uzakta olanlann gelişme kat »ayıları çinde yaşamak zorunda olduğu gerçek dünyaya alışmasını, ısırı arasında 38 puanhk bir ayrılık masını zorlaştırmaktadır. İnsan olduğunu göstermiştir. Fransada da, özellikle, sıkıntılarla üzün yapılan benzer bir araştırma da 1 ile 4 yaş arasmda bulunan ve tülerle, yaşâma güçlükhsrıyle kar iki yıldan fazla evlerinden başka şılaştığı,* bilinç altında yankıları devam eden Altın çağını hatırla bir yerde, bir müessesede kalan dığı zaman gerçek dünyadan u çocuklarda gelişme kat sayısının zaklaşmak, gerçek olmıyan ve 59, buna karşılık, kontrol grugerçek dünyanın yarattığı hu pundaki çocuklannkinin 95 olduzursuzluklan unutturacak, başka ğunu açıklamıştır. bir deyişle, geçmişteki mutlu yaAnnelerinden uzak kalan ço sayışım andıran başka bir dün cuklar dil bakımından da gerekyaya, hayaller dünyasına sığın tiği gibi gelişemezler. Spitz, 2 ile mak eğilimini meydana getirmek 4 yaş arasında ve evlerinden utedir. Hepimiz uykuyu severiz. zakta, bir müessesede bulunan Severiz; çünkü, uyku bir yan 21 çocuktan yalnız birinin cümdan günlük yorgunluğumuzu gi le yapabildiğini, bir başkasının dermek olanağını (imkânını) ve» 12.8 çocuğun 3,5 çocuğun 2 kelirir. Öte yandan da, doğuştan ön nre bildiğini, 6 çocuğun, bir tek ceki mutluluğumuza ait anıları kelime bile söyliyemediğini bilmızın etkisiyle kolay kolay alı dirmektedir. Yine Spitz tarafınşamadığımız, kendimizin yapa dan incelenen bu 21 çocuktan 20 madığımız, bütünlüğümüzle bağ sinin kendi başına giyinemediği, lanamadığımız bir dünyadan bir 12 sinin keadi kendine yemek yisüre olsun uzak kalmamıza yar yemediği, 6 smda hiç bir temizdım eder. Karanlık, sıcaklık, gü lik fikri bulunmadığı, yalnız bivenlik gibi bazı özellikleriyle do rinin kimsenin yardımı olmadan, .Şuştan önceki mutlu hayata ben 8 inin başkalannın yardımı ile zer. Dış dünya baskıları yüzün yürüyebildiği görüldü. Bu 21 çoden geçmişte bilinç altımıza at cuktan sadece 3 ünün 2 yaşın • mak zorunda kaldığımız istekle daki normal bir çocuğun ağırlırimizin, arzulanmızın olduklan ğına, 2 sinin iki yaşındaki normal gibi veya değişik sekillerle ger bir çocuğun boyuna sahip olduk çekleşmelerini kolaylaştınr. lan anlaşıldı. " nsan var olmak isteğini duymadan, varlığının nedenini, başlangıcını ve sonunu bilmeden, varhk esrarı hakkında en küçük bir fikre sahip olmadan var olur. Varlığından önceki ve tonraki iki «onsuzluk arasmda durmadan akıp giden ebedî hayat seline küçücük bir damla, bir kabarcık halinde, tam bir mutluluk sağlıyan ana karnında katılır. Bir çok değişikliklere uğradıktan ve hayat seline ayak uyduramıyacak bir hale geldikten sonra bu selin dalgaları arasında varlığından önceki lonsuzlukta kaybolur. Kimi psikanalistlere göre in tan ana karmndaki hayat devresinde büyük bir mutluluk içinde yaşar. Burada bütün nimetlere kavuşur. Çağiyle ilgili bütün isteklerini, arzulannı, dileklerini zamanmda ve olduklan gibi gerçekleştirir. Yorulmadan, hiç bir çaba göstermeden yiyece ğini sağlar. Sıcak, rahat, sakin, her bakımdan güvenlik veren, insanların çekişmelerinden, yarattıklan sayısız zorluklardan, tabiat olaylarınm olumsuz etkilerinden uzak bir yerde, tek kişilik bir dünyada yaşar. Hayatının altın çağını idrak eder. Once birinci gerçek Urfa Hilvan ilçesinin Suluca köylüleri ile Hâşin köylülerl loprak Dğrvna birbirlerine girmişler. Devlet hastanesine kaldınlan yaralılardan çoğu yer olmadığından koridorlarda yatmakta imişler. Koskoca bir meydan muharebesi âdeta... Ama bizlere Temen •avası gibi uzak çeliyor. Nitekim gazetelerimizde olaya ya çok az yer verilmiş, ya da hiç verilmemiş. O köylüler bir ayn dünyada yasayıp ölüyorlar. Bizler bir ayn dünyada yaşayıp ölüyorua. O kadar ayrıyız birbirimizden . Istanbnlnn gözde ailelerinden bir tek kişinin yaralarunası, yüıe yakın köylünün muharebesinden daha çok ilgilendiriyor bizleri... Garip köylü bir avuç toprak için ölmüş kalmış, kimin nmnrnnda ! Hilvan Uçesinden gelen haberi gazetelerde oknynnc» Diyarbakır'ın Çaytepe köyündcn gelen mektnbn da hatırladım. Mnhtarın imzası mühürü, köy heyetinin üyeleri halktan kişilerin imzaları var mektubun altında... Ne derler köylü kardeşler? Beraberce oknyalım : Sayın Ilhan Selçuk; Memleketin bütün dertlerine eğilen yazılarmızın hepsini okumak bizim için nasip olmuyor. Çünkü kentlerden uzağız ve gazeteleri tâkibetmek imkânmdan mahrumuz. Fakat ara sıra elimize geçen yazılarınızı zevkle okuyoruz, Daha doğrusu hepimiz okuma yazma ve Türkçe bilmiyoruz, ama bilenlerimiz okuyup bizlere de anlatıyorlar. Sizi çok seviyoruz ve destekliyoruz. tebrik ediyoruz. Bu yazılarmızdan cesaret alarak bizim de çok mühim olan bir derdımizi size anlatmak istiyoruz. Bizim de bu derdimize yer vermenili çok rica ediyoruz. Doğunun her tarafında olduğu gibi bizim tarafta da bütün topraklar ağalann elindedir. Biz köylüler de boğaz tokluğuna bu topraklarda köleler gibi çalışıyoruz. Biz çalışıyoruz, çocuklarımız ve kanlarımız çahşıyor, ama yine de âciz ve sefiliz. ÜsteUk ağanm keyfi istedi mi bizi köyden de atıyor. Bazan bütün köyün arazisini traktörle ekiyor, bize bir şey bırakmıyor, hayvanlanmızı otlatacak yer vermiyor bizlere. Halbuki köylerde binlerce dönümlük hazine arazisi var. Bunlan da ağalar ellerine geçirmişler. Memurlarla birlik ohnuşlar ve bu arazinin üzerinde oturmuşlar. Devlet de bizim halimize acımıyor ve bizlere bakmıyor. Halbuki devlete ait olan hazine arazisinin topraksız köylülere verilmesi lâzımdır. Çünkü ağalann toprağı zaten vardır. Devletin arazisi de onlara veriliyor, bizi kimse düjünmüyor. Bu halimiz kimsenin umurunda değildir. Bundan bir iki yü evvel hükumetin toprak reformu yapacağını ve toprakları köylülere dağıtacağını duyduk ve çok sevindik. Gayri biz de vatandaş olacaktık, biz de ağalann köleliğinden kurtulacakük, biz de kendi toprağırmzda çahşıp kendi emeğimizle geçinecektik. Allah, hükumetten razı olsun dedik, nihayet bizi de hatırladı ve bizim de dertlerimize çare buldu, dedik ve dört gözle bekledik. Fakat umudumuz söndü. Hükumet yine bizi unuttu ve toprak reformundan vazgeçti. Seçimden önce politikacılar oylanmızı almak için bize her türlü vaadleri yaptılar ve söz verdiler. Ama oyumuzu alıp Meclise gittikten sonra yine bizi unuttular ve birbirleriyle çekişmeye başladılar. Gayri anladık ki bu adamların da bize hayn yoktur. Onlara da ümit bağlamak boşunadır. Sayın İlhan bey, siz söylejân. Şimdi biz ne yapahm, bu derdimizi kime ve nasıl anlatalım. Toprağımız yok, paramız yok, diplonamemiz yok, okuma ve yazmamız yok, dilimiz, yâni konuşmamız da yok. Bizim halimiz ne olacak. Bu açhğımız, bu sefaletimiz ne zamana kadar devam edecek. Bizi bu halimizden kim ve ne zaman kurtaracak. Her kime ümidimizi bağladıksa ümidimiz boşa çıktı, canımızı alması ve bizi bu halden kurtarması için Allaha yalvanyoruz, o da duamızı kabul etmiyor. Bütün ümidimiz bu sefer sizdedir, siz bize bir yol gösterin. • Türkiye gibi fakir köylülerin ço|nnlakta olduğu bir ülkeyi ?enginler idare ettiler mi, o ülke iflâh olmaz. Türkiyenin bngün:=i: idaresi zengini daha zengin, fakiri daha fakir etmek üstüne düzen lenmiştir. Fakirler oylarını zenginlere verdikçe de ve iktidar böyle sürdükçe de dnrnm değişmez. Bntrünku Başbakan Bay Süleyman Demirel milyoner mütaahhit ve yabancı «engin şirketlerin temsilcisi idi. Köylü kardeşler bunlara oy verdikçe toprak reformu yapılmıyacaktır. Tapılması için bir sebep yoktur. Büyük toprak sahipleri siyasi iktidara da sahip olup Ankarada koltuğa kuruldukça niçin ellerindeki topraklan fakir fıkaraya dafıtsınlar? Niçin seform yapsınlar? Diyarbakır'm Çaytepe köylüleri bu dediklerimi anlarlar. Okumalan yazmalan yok, ama gene de anlarlar. Ama gelin görün ki, Türkiyedeki 40.000 köyün köyjülerine bütün yazdıklanmızı teker teker anlatmak için ömür yeter mi? Bakahm, göreceğia. Çaytepe köylüleıi de. görccekler, l'mudumuz büyük bizim. Şimdilik iyi bilsinler şnnu köylü kardeşler: OnIar orada toprak için birbirlerini yeseler de Istanbulun, Ankaranın ve nice büyük kentin kodamanlarına vızgeliyor. Çaytepe köylüleri mektup yazmışiar, ben yayınlamışım; Urfalı köylüler birbirlerini öldürüyor da dönüp bakan yok. önce bu gerçeği bir iyice bilsinler, çünkü her şey bu gerçek üstüne kurulacaktır. I Bu kadar dolambaçlı yollardan gitmenize lüzum yok Işte fırsat karşımzda Bu yılın ilk çekilijinde t MfUrON I APARTMAN DAİRESİ 1 kişiye 1 0 0 . 0 0 0 TL 1 kişiye 50 000 TL 2 kişiye 25.000 er TL, 5 kişiye 10.000 er TL Ayrıca 575 kişîye çeşitli ve zengin para ikramiyeleri Son para yatırma tarihi : 11 Mart 1966 Çekili; : 3OMayıs 1966 yarım Doğuş şoku Nişantaşında tam konforlu Y GARANTİ BANKASI Reklâmcıhk 840/2259 GAYRÎ MENKUL SATIŞ ÎLANI Üsküdar Sulh Hukuk Hâkimliğinden Istepan Gasparyan vesairenin şayi hissedarı bulundukları Üsküdar, Selâmi Ali Mahallesi Gümümce sokak 4 ve 6 kapı sayılı gayri menkullerin 548 M2. miktarında bahçeli ahşap evlerin 12 His. Mardiros ve 4/8 hissesi Sürp Haç Ermeni ruhbanı okulu adına kayıtlı olup hissedarlar arasında taksirai kabil olmadığmdan şuyuun giderilmesine karar verilmiş ve işbu karar kesinleşmesi üzerine açık arttırmaya çıkarılmıştır. Mahammen kıymetleri : E. kişi tarafından verilen rapora göre gayri menkullerin heyeti umumiyesinin 70,145 liraya mütehammil bulunduğu açıklanmıştır. Halihazır durumları : Bina kısmen kârgir, kısmen ahşap, yapıdır. Dış dıvarları zemin kat seviyesine kadar olan terael üst yapısı kâgirdir. Tek bir yapı olmakla beraber kâgir olan bir duvarla ortadan ikiye bölünmüştür. Evlerin taksimatı birinci kat sokak kstından 115 cm. kadar yukarıdadır. 1,60 genişliğinde bir hol, korıdorla girilmektedir. Bu koridorun sağında, 2,40X4JO0 M2. lik bir oda, karşıda 3.00/3,00 M2. lik bir mutfak ve 1,00X3,00 M2. lik bir alaturka helâ mevcuttur. Odanın yanmda ahşap yarım döner bir merdivenle ikinci kata çıkılmaktadır. Bu katta 1,80X3,00 boyunda bir hol, bunun üzerine açılan cadde tarafın cumbalı 4,00X4.00 M2. lik, arka bahçeye bakan, 3,00X4,00 M2. lik 2 oda mevcuttur. Ahşap merdivenle ikinci katı çekme kata bağlamaktadır. Çekme kat ise 16 112. lik L. şekilli bir odadan müteşekkildir. Birbirinden ayrı olan iki evin bir tanesi daha bakımlı, diğeri ise bılhassa üst katlarda haraptır. Her iki evin altmda bulunan bodrum. odun, kömürlük olarak kullanılmaktadır. Binada kat irtifaı 3.25 olup havagazı, eiektrik tesisatı vardır, su tesisatı yoktur. Bahçede kuru bir sarnıç ve 14 muhtelif ağac ile üç leylâk, bir taflan vardır. Imar durumu : Bitişik nizarr.. 9.50 X 1 kat 12.50 metre yükseklikte bına yapmaya müsait, bina derinliği en çok 20,00 metre ve irnar istikametine göre çekileceği ve geriye kalan arka bahçe mesafesi olacağı bildirilmiştir. Birinci açık arttırması : 8/4/966 Cuma saat 11 den 12 ye kadar yapıhp muhammen kıymetinin °.i> 75 ini bulduğu takdirde 0 gün kat'i ihalesi icra kılınacaktır. Aksi takdirde en çok arttıranın taahhüdü baki kalıp 10 gün müddetie uzatılacak ikinci açık arttırmasınin 18 Nisan 966 Pazartesi günü saat 11 den 12 ye kadar yapılacajı ve o gün enfazla arttırana ihale edilecektir. Ipotek sahibi alacaklilarla diğer alâkadarlıların işbu gayri menkul üzerindeki haklar ve hususi ile faiz ve masrafa dahil bulunan iddiaları ve evrskı müspiteleri ile birlikte 15 gün içinde bildirmeleri lâzımdır. Aksi halde haklan tapu siciileri ile sabit olmadıkça satış bedelinin pa> laştınlmasmdan hariç bırakılacaklardır. Birikmiş vergiler, hişsedarlara, tapu harcı, ihale pulu, tellâliye resmi ile taviz bedeli müşteriye aittir. Satış peşin para ile îcra, Iflâs Kanunu ve Tapu kaydı mucibince yapıhr. Şartname ilân tarihinden itibaren mahkeme divanhanesine asılmıştır. Şartname örneğini almak istiyenlerin 250 kuruş suret harcı ile 100 kuruş posta pulu ki cem'an 350 kuruşluk pul gönderdiklerinde kendilerine şartname örneği gönderilecektir. îsteklilerin gelib okumaiarı ve fazla bilgi almak istiyenlerin 966/1 sayı ile mahkeme başkâtipliğine müracaatları ve alacaklıların yazılı gün ve saatte '•'» on pey akçeleri ile birlikte Üsküdar Sulh Hukuk Mahkemesi kaleminde hazır bulunmaları ilân olunur. 16/2/966 Satış Memuru (Bana U41/2244) BUYUK KAYBIMIZ Uzun seneler dürüstlük, çahşkanlık ve iyilikleriyle muhitine kendini sevdirmiş bulunan Defterdarlık Milli Emlâk Kontrol Memuru âni olarak getıç yaşında aramızdan ayrılmıştır. Bu zamansız ölümü dolayısiyle teessürümüz sonsuzdur. Merhuma Tanrıdan mağfiret diler, kederli ailesine derin teessürlerimizi arzederiz. Istanbul Defterdarüğı Millî Emlâk Müdürlüğü mensuplan Cumhuriyet 226* REŞAT GÖRGÜL Doğuştan sonraki hayat u görüşü benimseyen psikanalistlerin düşüncelerinin ger çeklik paylannı belırtmek kolay değildir. Bununla beraber, insanm dünyaya ana karnındaki yaşayışı ile ilgili bazı izlenimleri taşıyarak gelmesi, içine gırdiği evrenle yaptığı ilk sert ve çetin karşılaşmanın yankılarını daha sonraki hayatında bilinçsiz bir şekilde duyması mümkündür. Insan dünyaya geldiği zaman ve dünyaya geldikten sonra yıllarca kendisini tanıyamaz. Kendisini çevresindeki nesnelerden, insanlardan ayıramaz. Kendisini bir başkası, başkalarını da bir kendisi gibi görür. Buna rağmen. daha hayatının ilk aylarından itibaren yanmdan aynlmayan, kendisini besliyen, soğuktan, sıcaktan tehlikelerden koruyan varhğı, annesini başkalarmdan ayırır. Onun başka varhklara benzercediğini, değişik bır öz«l • lik taşıdığını, kendisine herkesten ve her şeyden ziyade sıcak, yakın geldiğini anlar. D&Şuştan önceki hayatında olduğu gibi an nesiyle bir bütünlük meydana getirir. Annesi yanmdan ayrıldığı, uzaklaştığı zaman varlığmda bir arçalanmanın, bölünmenin meydana geldiğini duyar. Annesi yanına geldiği zaman sevinir. Gülümser. Yeniden bütünlüğüne kavuşur. Annesinin bir başka çocukla ilgilendiğini görünce üzülür. Ağlamağa başlar. Yerinin annesi tarafından bir başka çocuğa verildiğini sanır. Kendisi için her şey olan annesiyle beraber her seyin» anlam kazandıran hayatını kaybedeceğini geziş yolu ile anlar. Bu durum aşağı yukarı bütün çocukluk çağı boyunca devam eder. Babanın rolü oğuşta en yüksek noktasına ulaşan annenin rolü çocuk yaşça ilerledikçe azahr. Yetişkinliğe doğru sona erer. Doğuşta çok zayıf olan babanın rolü ise annesinin rolü ile ters oran tıhdır. Çocuğun yaşı ile beraber önem kazanır. Genel olarak, ye B D di yaşına doğru annenin ve ba • banın çocuk üzerindeki etkileri eşitliğe ulaşırlar. Çocuk, her şeyden önce annesinden sevgi, babasından da otorite bekler. Bir aile ocağının mutluluğu aile bireyleri (fertleri) arasında kurulan ilişkilerin taşıdıkları ahenk ölçüsünde sağlanabilir. Bu çeşit ilişkiler, ahenkli ilişkiler ise anne sevgisi, baba otoritesi ile meydana gelebilirler. Yalnız, baba otoritesi, ötedenberi sanıldığı gibi, çocuklan yetişkinler halinde' yaşatmak amacını güden katı bir baskı değildir. Çocuğun istekleriyle sosyal dünyanın isteklerini ahenkli bir sekilde uzlaştırmağa yarıyan bir davranış seklidir. Güçlü ve zayıf iki bilinç arasındaki bir ilişki jekli defildir. Güçlü bilinç ha • line gelmek istiyen çocuğun güçlü bulduğu varhklara istiyerek benzemek arzusunu yaratan bir ilişkj tarzıdır. Çocuğa çocukluğunu yaşamak olanağını vermiyen, çocuğun varlığında yetişkin yaratmak amacmı güden ve baskı mahiyetini taşıyan hiç bir otorite, hiç bir zaman beklenen ionucu sağlıyamaz. Tersine olarak, çocukta yetişkini arıyanlar onun varlığında daima çocukla karşılaştılar. Tam bir yetişkini ık ancak tam bir çocukluk ve genç lik ile mümkün olabilir. Bütün çocuklar babalarının o toriter olmalannı arzu ederler. Ederler; çünkü, babalannın otoritesini güçlülüğünün bir ifadesı, sonucu gibi düşünürler. Babalarının güçlükleri ölçüsünde ken dilerini de güçlü bulurlar. Gü • venliğe ulaşırlar. Güçlü babaları gibi olmak isterler. Tersine olarak, hiç bir çocun, fazla yumuşak, gevşek, kararsız babayı sevmez. Bunun en önemli nedeni babasında gördüğü yumuşakhğı, her şekle ginne, etkilere açık olma, her an başkalarına göre başka bir varhk olma halini çocuğun, güçsüzlüğün en belirli özellikleri gibi sayması dır. Buna, lomut örneklerle i nanmasıdır. Çocuk, güçsüz bir varhk olarak tanıdığı babasının yanında kendisini güven içinde bulamaz. Bir eseri olduğunu düşündüŞü ve varhğım paylaştığı babasiyle övünemez. Güçsüzlüğünün yarattığı acılardan babasını sorumlu tutar. Babasmı, kendisini önem»izleştiren bir varlık seklinde tanır. Kendisinden olduğu kadar babasmdan da soğur. Kendisini onunla, onu da kendisiyle değerlendirir. Çocuk evde zayıf tanıdığı babasının yanında çeşitli zararlı denemelere gırişebilir. Onun ya nında gücünü denemek, babasiy g le boy ölçüşmek arzusunu duya • bilir. Zayıf insanlar özellikle, • , zayıf kimselerde kuvvetli görün. mek, egemen olmak isteğini mey dana getirirler. Yeryüzünde zayıf insanlar bulunmasaydı, güçlü görünmek istiyen insanların savıları bu kadar fazla olmazdı. Bütün bunlar, çocuğun gerektiği gibi gelisebilmesi, kişilik, ka rakter yapısma sahip olabilmesi için anne sevgisinin, baba otoritesinin gerekliliğini açık bir şekilde göstermekte, çocuklarına egemen olmak, çocuklannı kendilerine bağlamak için bazı kadınlann eşlerinin otoritelenni sarsacak şekilde hareket etmelerinin, bazı babaların da çocukları annelerinden soğutmak için uğraşmalannın ne kadar zararlı, hattâ tehlikeli olduğunu belirtmektedirler. !••••••••••••••»..•••••••••••••••••••••••••••••§•••••••••••• ASTRA ampulleri YARIN: Anne, Baba Arasındaki İlişkiler ve Çocuk Fındıkh, Meclisi Mebusan caddesi, Fmdıkh Handaki sirketimız merkezinin TELEFON NUMARALARI 7 .Mart 1966 pazartesi gününden itibaren T EŞEKKü R Esimin güç olan doğumuna müdahale ederek bizlere kızımız Fiigin'i kazandıra dcğerll, Op. DOKTOR (5 Hat) olarak defiştirilmiştir. ve güç mesaisinde kendisine hazakatla yardımcı olan değerli erdîısen Demirer, Ayşe Kurtuyok, Hatice Bulul'a ve doğumevinde gördüğümüz yakınlık ve sıcak alâkadan dolayı bütün Doğumevi personeline şük ranlarımızı sunarız. ÖZKIFER AİLESİ TARIK MAKTAVa İLİK LİMİTEO ŞİRKETİ DENİZCİLİK L İ İ PETROL NAKLİYAT LİMİTED SİRHTİ Reklâmcılık 838'2243 (Cumhuriyet 2265) ÜMİLEVER İŞ TİC. VE SAN, TÜRK LTD. ŞTİ (YİTASANA) Devamlı olarak Anadolu'nun tihdam edilmek Uzera muhtelif bölgelerinde is Tokatlıyan iş hanma gıt meyiniz, yazmayınız. Hıç şubemiz yoktur. Taşmdık. Yenı adreS: AMERÎKANCA ATLAS SİNEMASI YANI. BEYOĞLU llâncıhk 18752268 TARD1M SEVENLER DER.NEGI Istanbul Merkezinden : AMEHİKANCA SATIŞ MEMURLARI ARAMAKTADIR ARAMLAN VASIFLAK : 1) Asgarl lise mezunu olmak, 2) Askerlik gör^rini ifâ etmiş bulunmak, 3) Şirketin göstereceği bölgelerden birfaıe yerleşerek çalışmayı ve seyahat etmeyi kabul etmek, 4) Meslek itibariyle büro dısı görevlere llgl duymak, 5) 35 yaştnı geçmemls olmak. Taliplerin öz geçmlşlerinl blldirir mektuba bfr adet vesika resimlerini ekleyerek en geç 15/3/1966 günü ak}amına kadar PJC 191 Şişli adresine o SATIŞ» rümuzu ile müracaatları. Yukanda belirtilen vasıfları haiz olmayanların ve bu mevzuda evvelce müracaat etmij olanların yeniden müracaat etmemeleri rica olunur. Üâncılık: 1856/2260 Gözünüzün en iyi dostu ASTRA ampulleri Umum Mümessi!lik:Starel Kom. Şti. Bankalar Cad. No. 124 İstanbul Reklâmcı.iık 850/2258 Demeğimizm yılbk kongresi 18 Mart 1966 cuma günü saat 15'de Taksim'de Verem Savaş Derneğl Merkezinde yapılacaktır. Sayın delegelcrin teşrifleri rlca olunur. Annenin yeri ebeklık evresinden itibaren annesiyle kurduğu ilişkilerin insanın hayat dengesi ve yaşama kapasitesi üzerinde derin ve sürekli etkiler yaptıklarını söyliyen psikoloğlar vardır. B (Cumhuriyet 2251)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle