29 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 Şubat 1965 CUMHURÎYET SAHÎFE BE9 3OO den fazla piyeete oynayan Bedia Muvahhit anlatıyor =1111111 'UcU ııınıııııımmıııuımınııııınııiHiııuıuııııııııııııııııııııııııış Sevdiğim herşeye aşkla bağlamyorum, mesleğim... Oğlum... Torunlanm... Bundan büyük aşk olamax RÖPORTAJ . IÇIM GENÇ BENIM = = = denır, tamam. Muvahhit mer = hum olurken bana: «Umutsuz ko E can, bak metın ol» demelere kalk = tılar. «Ondan sonra yaşamam kı, = o acıyı bıleyım » dedım, ama oğ E lum daha uç yaşındaydı, onun E büyumesı içın sen lâzımsın de = dım, kendıme ve yaşadım. Evlen dım de. Bilıyorsunuz, Avusturya E lı bir piyanistle. Müsluman oldu, E onsekız yıl da beraber yaşadık, E baktım yiırümüyor evhlik, ayrı lacaksın, dedım kendıme. Bu pi n yanonun sesi bu evden eksılırse E ne yaparım, diye düşünurdum. = Her sene arabayla Avrupaya gı E derdık birhkte, alışkanlıktı bü E tun bunlar. Ama bitti, dedim, E bır araba aldım, kendım kullan = mayı öğrendim; dostça aynldım. E E Böyledır bu » = Kolay kolay unutulmayan E bir sesinız var, size bunu aşkta E soylemedıler rm? E Hayır, dıyor usulca, ama ka z: rakteristik diyorlar. Meselâ elek E tnk idaresine telefon etsem, he E men «Pekı Bedıa hanım» der = ler, tanıyıverirler. Galiba genç E lıkten de yalnız sesim kaldı?.. E Turk tıyatrosunun gıdışıni E ~ nasıl buluyorsunuz? Tiyatro ılerhyor. Biz alaylı E yetıştik, şimdıkıler mektepll. E Ben, Dame de Sıon'dan çıktım, = iki dil bıliyorum diye kendimı E bır şey zannederdim. Şımdı ba E kıyorum; kuçucuk hanımlar unıversıte bıtırmışler; dıller bıliyor E lar. Yalnız . gençken, güzelken şohret kolaydır, ınşaallah devam ederler, kendılerinı harcamazlar. Yeni arkadaşlarıma bır sözum var: Bıraz çekıngen davransalar ıyi ederler. Halk artistm pek hu susıyetini bılmemeli. Bır gun ben tiyatrodan çıkarken Muhsin bey durdurmuştu: «Daha bir kaç kışı \ar, seni kapıda gormemelıler. Seyırcı bır hayâl kurar sanatçı içın, o hayâlı kırmaya hak kınız yok.» Ben de onun gıbı du şunurum Bir telâşm esası Yarışmaya biz de giriyoruz Bin taneden bir lanesi Hasis bir baba Asıl önemli tarafı Bir telâşm esası A lışamıyoruz .. Şu demokrasiye bir tflrlfl alı*»samıyor, bir türlü ayak uyduramıyonız, ve»selâm. Son olarak, hükünıetin düsnıesiyle, ba hakikat bir defa daha ortaya çıktı. Meclisten bütçesini geçiremiyen hükümet tstifa edince, hepimiz, allak bullak oluverdik. Yeni hükümeti kim kuracak? Nasıl kuracak? Basbakan herhangi bir partiden mi olacak: yoksa bağımsızlardan mı seçilecek? Hangi partiye kaç Bakanlık verüecek? Velhasıl, birdenbire, cevabını bulamadığımız, yahut da, her kafadan bir başka cevap bulduğumuz, bir sürü sualle karşılaştık. (Bu yazı çıktığı zaman, ihtimal, patırtı gürültü daha devam ediyor olacaktır.) Halbuki, demokrasiyi biz icat etmediğimiz için, bu meseleleri de halledecek biı değüiz. Bunlar senelerdenberi gelmiş geçtniş, olmuş bitmiş işler. Batıda binbir misali var. Üstelik, bir hükümet nasıl düşer, yenisi nasıl kurulur, o da, Anayasamızda yazılı. Öyleyse, bu telâş neye? Başbakan, veya, Bakan olmak istiyen bunca hevesli varken, koskoca mcmleket, hükümetsiz kalacak değil ya. Durun bakalım. Elbette biri çıkar, kurar. Ama, iş öyle değil. Bizim telâsımızın asıl sebebi, hükümet değişmesinde değil, devletle hükümeti birbirinden ayıramamış olmamızda. Her >erde hükümetler gider gelir, devlet olduğu yerde kalır. Bizde, hükümetie beraber, devlet de ortadan kayboluyor. Artık ne iş, ne güç, ne imza, ne makamında memur. Çünkü, her şey yeni gelecek Bakana bağlı. Müdürlcrin bile yerlerinde oturup oturmıyacaklan belli değil. Biri devamlı, biri her zaman için geçici olan bu iki müesseseyi birbirinden ayırabilsek, birinciyi yerli yerine bir oturtabilsek, hükümet değişmelerine öyle kolay alısacağız ki. Belki, baberimiz bile olmıyacak. Nasrettin Hoca, uçurumun kenannda, eseğine bakmış bakmış da «Lçmasına uçtun ama, konmasmı beceremedin» demiş ya... bu halimiz, biraz, ona benziyor. Hele, durun bakalım. Şimdilik başlamasına başlıyoruz. Bu da hiç fena değil. Zamanla bitirmesini de beceririz, inşallah! *** NEYYIRE KOÇER Hasis bir baba sene, mevsimde, Herhaberinbudoğrusu çıktı:gazetelerde daima tersl yazılırdı. Bu sene ilk defa olarak, çok şükür, Onümüzdeki yaz, su 0 KISKANÇLIKLAR... SEYGİLİYİ KISKANMALAR... HASETLER VE ÜZÜNTÜLER YOK MU? ONLAR MAHYEDİYOR KADINLARI!... ecemavisi elbısesi; kocaman halka kupelerı, sıyah saçlarıyla şaşırtıcı bir genç havaEI vardı Bedıa Muvahhıdın. Bırden bır merak, sormaya hazırlandığım, butun soruları kenara ittı: Sizln bir gençlık kürünüz mü var yoksa Bedıa hanımefendı?. Şaşalıyor : Yoooo . Öyleyse bu canlılığın sırrı'. Içim genç, dıye guluyor, ben sevdiğim her şeye aşkla bağ lanıyorum. Mesleğım Oğlum, torunlanm Bundan buyuk aşk olmaz. Daıma bır gaye guderım, kendımi bırakmam Bıraktınız mı bıttinız.. Tamam Sonra o kıskançlıklar, sevgıhyı kıskannıa lar, hasetler, uzüntüler yok mu, onlar mahvediyor kadınları. Hıç bır şeyı kendıme dert etmem ben, olum başka (Bıraz dalgın bunu soylerken, sonradan anlıyo rum neden') Bana hep oyle gelır kı, sız çocukken bıle oyun yerıne tıyat G Bugünkü ve dünkü Bedia Muvahhit roculuk oynamış olmalısınız? Hayırrrr, hiç değıl, rahıbelerın mektebinde okudum. Akiımdan bıle geçmezdi öyle şey. Yahya Kemal, Yakup Kadri beyler aile dostlarımızdı, bana Iransızca çoook pıyesler verirlerdi okuyayım diye, o kadar . Sonra Muvahhıtle seviştık, evlendlk. 1923 mühım sene benlm içın. Aılem aktor dıye ona bile vermek istemezken beni, kendim sahneye çıktım. Atattırk bır gün İzmır tumesinde Muvahhide dijor ki: «Hanımın neden sahneye çıkmıyor, (Ateşten Gomlek) te gordum, ovnuyor pekâlâ, bu ge ceki piyeste çıksın, sahneye» Vasfı Rıza, Behzat, Muvahhit ko şarak geldıler, «Haydı!» diye. Ba na akşama kadar ezberlettıler ro lumu, o gece sahneye çıktım. Dunyanın acemısı ben, sahnede nasıl duracagımı, ellerımi ne yapacağımı bıle bilmemmm .. Ama îzmir matbuatı bır doşendıler, bır goklere uçurdular beni. Bugun sahnedeysem o günku yazıların payı buyuktur bunda. Ilk Turk kadın artıstı değılım ben. Benden once de yapanlar olmuş bu tecrübeyı. Karakollara süruk lenmemışler. Vayyy Sahneye çıktın, dıye. Bana ılişmedıler. Atatürk izin vermiştl. Yalnız başı açık çıkamazdım sahneye, ılle de elbısemın renginde bır turban saracaktım.» Tıyatroya gırmeseydınız?. Dıisunemiyorum ki, boyle bir şey, soyliyeyim. Tiyatro benım hayatımın bir devamı. Nasıl anlatayım, hayatımın parçası tiyatro benim. Yasamama dahıl. Rolüm olmadı mı koşarım Muhsin beye, aman bir rol bana, dıye. Filmlerde de oynadınız. Tiyatro mu, sınema mı?. Tiyatro devamhdır, film kopuk kopuk bır şey. Sondan bir sahne .. Sonra baştan bır sahne.. Tıyatroda bır başladınız mı, o yaratmak istediğinîz ınsansmız sonuna kadar. Ayni heyecam ver mıyor sinema. Mesleğinizl bu kadar seviyorsunuz, uğruna büyük bir fedakârlığı göze alabılir misıniz? Alınm, diyor. Dalgın dalgın, aldım. Canımdan çok severdım Muvahhidi. Merhum oldu, aynı piyesı bırkaç gun sonra baş ka bır arkadaşla oynadım. Sahne bu. Kuliste ağlarsınız, seyırcinın karşısında komedi oynarsv "mz. TTastâ "bıle oTsânfz. Ben derim kı, sahnenin Allahı vardır. Ne hasta . Ne hasta .. 39 derecelerle oynamışımdır. Dalar, unutursunuz hasta oldugunuzu. Sanat mı, aşk mı?.. Ben sanatı her şeye tercih ederim. Aşkın, devamlı askın mevcut olduğuna lnanmıyorum bir kere. Ya Muvahhit beyle aşkmız' Telâşlanıyor Muvahhıtle seviştık, seviştık evlendık. öyle aşk umitsizlıklerıni aklım almıyor benim. Bunlara üzulen hanımlara tavsıye ederim: Boyle şeyin üstünde durulmaz. Bıttı .. *** Yarışmaya biz de giriyoruz r Vıllaruı sanatkarı liedıa Muvanhit arkadaşunız Neyyire Koçer ile... ALOOOO! ...akşam üstü işın Amerikan barında bulusalım. Istersen yemeği de orada yer, sonra aşağı gece klübüne ineriz. Yok canım, cok ucuz... Casino ORiENTAL RÖTİSSERİE •£ CAFEPATİSSERlE S? AMERÎCAN BAR # NİGHT CLUB ADRES : Cumhuriyet caddesi No. 4 (OİVAN OTEL bitişiği) Telefon : 47 38 30 47 38 31 \liilıiııi' Yfili. llıi'iıılKi Aranıvor Büyük bır smaî şırket devamlı olarak ıstıhdam etmek üzere Makine Yuk. Mühendisi aramaktadır. ARANAN VASIFLAR : 1) Askerlik hizmetini ifa etmiş oLmak, 2) Bir yabancı dil bılmek, İngilizce bilenler tercih edilir. 3) 56 senelik tecrübe sahibi olmak. 4) 35 yaşını geçmemiş olmak, TEKLİF EDİLEN VAZİFE : 1) Namzetler aıasmdan seçilecek kimse, muayyen bir intıbak devresi içınde yetıştırılmek üzere, stajyer olarak çalıştırılacaktır. 2) Maaş, namzetlerin haiz olduğu vasıflara gore tâyin edilecektir. Taliplerin ıstedıkleri ücreti ve resimlerini havı tercumei hallerini bıldırır bır mektupla, PK. 101, Şişliİstanbul, adresine oMakine Müh=ndisı» rümuzu ile müracaatları rica olunur İlâncılık: 5198/2012 KİRALIK DEPO ARANIYOR Asgarî 5 sene muddetle kıralanmak üzere takriben 600 ilâ 800 metrekarelik zemin kat ve tercıhan arabalar içın park sahfcsı olan bir depo aranmaktadır. Deponun, Samatya Yenikapı arasında ve Florya sahıl yoluna bağlı bulunması veya Gureba bolgesinde olup Vatan Caddesine irtibath olması şarttır. Tafsılâth tekbflerin P. K 191ŞİŞLİİSTANBUL adresine gönderilmesi rica olunur. Seyırcıyl nasıl buluyorsunuz? Sızce tıyatroya bır sanat değerı verdiği içın mi geliyor, joksa değışık bır eğlence dıye mi?. Öylesi de var, oylesi de. Ama ıyı piyesı sevıyor, seziyor seyırci. Bır gece oynuyorsunuz, bakıyorsunuz ıkincı akşam bir akın Yenılerden en çok beğendık lerınız? Yıldız Kenter, Aylâ Algan Hayata yeniden başlasaydınız, yıne tiyatro sanatçısı olur muydunuz? Muhakkak, dıyor heyecanla. Hıç tereddütsüz .. Tiyatro en başta tehlıkeli bir mevzu: ya mu vaffak olamazsam?.. Ben muvaffak oldum demıyorum ama devam edebıliyorum ya. Çekılır mi *l* *P V ^J sin dıye sorsamz, asla, düşüneBin taneden bir tanesl Haftanın (yabancı) karikatürü E mem. Tiyatrosuz ben Aklım al mıyor bunu. Maddıyatla hıç bır ılgısı yok bu sevgının. oğrusu, memlekette, bir takım işlere, özellikle bina yapımı işlerine başlanmıyor değil. 25 ncı yıl jübilesınde lıste çıPekâlâ başlanıyor. Hattâ, güzel midir, değıl mi, kanyorlar, tam 300 piyeste oyna münasip midir, değil mi, yeri midir, değil mi mış o gune kadar. Operet; vodtarafma pek aldınş edilmeden başlanıyor. Başvıl, dram her çeşıdınde. lanmasma başlanıyor da bitirilmiyor. Kaç pıyes bugıine kadar Tasavvur edemezsıniz. Avrupalı Hafta içinde, gazetelerde çıkan haberi, belki, artıstler sorarlar da bazan hansiz de görmüşsünüzdür. Tarabyada yapılmakta ogi pıyeslerde oynadınız dıye?.. lan meşhur otel bu yıl da açüamıyacakmış. ÜsHangi birinı sayayım?. Bütun telik, yalnız, bu yıl da değil, üstelik gelecek yıl rollerimı severim, pıyes biterda değil de, daha öteki yıl, yani 1967 de, açılken bir Uzüntü alır beni ması bekleniyormus. Ne zaman başlandı bu otele? Mimarı Kadri Ama «en sevdiğı» bir tek rol Eroğan arkadaşımtz çok daha iyi bilir ama, bivar: «Delı saraylı». zim hesabımıza göre, şöyle, bol bol, bir 15 se Size bir soru daha, belki de nevi tjeçti. son Bedia hanımefendı. Kime Avrupaya, hele Amerikaya gitmiş olanlar, bu «ıdeal kadın» dersiniz.? seyahatlerine iki üç sene de ara vermişlerse, oraGülümsuyor, sağ elini ensesın Dur. Hepsini söndürme de, şu yemekleri larda, bizim Tarabyadaki otelden çok daha geniş den sol kulağına götüruyor: ısıtalım! ve çok daha yükşek binaların, âdeta mantar gi Kıme sorsanız böyle, donüp (Le HĞrisson) dolaşıp kendine getirır sözu. Ş bi, eıkmış olduğuna dikkat etmişlerdir. Âletse, âlet. Işçiyse işçi. Taş, toprak, kum, Ben donüp dolaşmadan söylıye E çakıl, velhasıl her neyse, bizdeki de o. Gelgeleceğım: tdeal kadın benim. Ömrii s billah yalnız oturunım şurada. E lim. oradaki bitiyor, buradaki duruyor. Mısafirlığe gıtmem, gelmezler, FllMIİIIIIIIIIMIIIIIIIMIIIIIIIIMIIIIIIIIIMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIllllllllinillllMlllllillllllllllllllllir; kendı kendime kâfi gelen bir in sanım. Yalnız mıyım dıye duşünmem. Tiyatroya gitmedıgım vakitler evde çalışınm, boş durmam, okurum, yazarım, tercüma GRİP. NEZLE ler yaparım fransızcadan, yunan DİŞ AĞRISI cadan. Yalnız Yalnız, o yogurt YANIKLAR ' çuların geçtiği saat yok mu, o GÜNEŞ YANIĞI saatte .. Bunu birıne daha söyARIBÖCEK SOKMASI lemiştim de yazmış. Kapıya geADALE ROMATIZMASI len yoğurtçu kızıyordu; «Bizden YARALAR. KESİK Seyir ve Hıdroğrafı Dalresl Başkamıgından midırllmlştır: şikâyet etmişsin abla.» dıye. OyPİŞİK. KAŞINTI •a...» DENİZCİLERE VE HAVAClLARA 15 EKZEMA, ERGENLİK Oysa, onunki başkaydı. O ak DONUK SAYILI BİLDİRİ OERİ ÇATLAKLAşam saatlerinde içini bir garibRINDA VE lik alıyordu. «Belki de alışkan22 Şubat 1965 tarılunde 09.00 ile 17.00 saatleri arasında TRAŞTAN SONRA lıktandı.» Çocukken diyor; baEl ^şağıda siDirlan bildırilen saha içinde seyretme, demlrleme, KULLANIL1R ban gelecek şimdi derler, gelir. avlanma ve bu sahanın 1600 metreye kadar olan vüksekliği Sonra kocanı beklersin, süslenir can ve maJ emnıyetı bakımıcdan tehlıkelıdir sin, heyecanlanırsın, gelir. Sonnâncılık: 4750/2115 KARADENİZ ŞtLE VE KEFKEN AÇ1KLAR1 ra, bir gün bakarsın ne gelen 1 nci nokta: E 5832 No lu ŞUe fenerlnden 349 var, ne giden...» derece ve 12 mil mesaledeld enleİçini gariplik sardı mı soluğu ml 41 derece 22 dakıkafeuzeyboyf çocuklarda çocuklar: oğlu, gelamı 29 derece 34 dakıka Dogu lıni torunlan • alıyorum. Kapıolan nokta dan girerken: Sakın, diyordu, 2 nci nokta: Enlemı 41 derece 33 dakıka kuzey bıkmayın, yoğurtçulann saatini boylamı 29 derece 34 dakika doğu. geçirmeye geldim. 3 ncü nokta: Enlemi 41 derece 33 dakıka kuzey boylamı 30 derece 03 dakıka dogu. *** 4 ncü nokta: Enlemi 4J derece 22 dakıka kuzey Dışarda yağmur başlamıştı. boylamı 30 derece 03 dakıka dogu TOKKIYE UIUÎ Bedia Muvahhid'in penceresindo DENtZCÎLERE VE HAVAClLARA ÖNEMLE DÜYT!RIXÜR. ANKARA GENEL ışıklar yalnız yalnız pınldıyorIK154 SATtCISI TİC LTD. JTİ lardı. (Basm 1951/2092) rışmaya katılı>or. Şahsen, palavra (atmasım değil de) dinlemesini pek severim. Hele, Akbaba'ya gönderilen yazılar arasında, âdeta, bir «Acem palavrası kasidesi» çıktı ki hayıldım. Ve, haddim ohnıyarak, ben de bu müsabakaya girmeye karar verdim. Ama, gunlerdir düşünüyor, taşınıyor, münasip bir palavra bulamıyorum. Tesadüfen, çeçen gün, bulur gibi oldum. Yahut. daha doğrusu, öyle zannediyorum. Bu palavranın bir hususiyeti var: Ivdurma değil, havadis. Hafta içinde Associated Press Ajansının günlük bültenlerinden birinde çıktı. Buyurun, bir de, beraber okuyalım: «Şam (AP.) Suriye radyosunun, ve resml El Baas gazetesinin bıldirdiğıne göre, hükümet zincırleme bir casus teşkilâtını meydana çıkarmıştır. Bu teşkılâtı Şamdaki Amerika Sefareti tkınci Kâtibi idare ediyordu. Swandon admdaki ıkınci kâtip, Suriye ordusunda kullanılan gızlı sılâhlar hakkında malumat almak için, ısmı açıklanmıyan, Surıyelı bır subaya 2 milyon dolar vermıştır » iki milyon dolar, yani, yirmi milyon Türk lirası. Peh, peh, peh . Suriye ordusunun, kimselerce bilinmivcn (!) gizli (!) ve müthiş (!) silâhlan hakkında. bir parça olsun, malumat alabilmek için değer ya, doğrusu! Yalnız, oldu olacak, bu silâhların hanfi Suriyeli âlimler tarafmdan keşfolunduğunu, ve hanui fabrikalarda imal edildiğini de oğrenseydiler, bari! *** Ziya Ortaç dostumuz Akbaba'sında Yusuf müsabaka açtı: bir hikâyecik yazıp,şirin bir Palavra yarışması. Herkes, palavra etrafında, ya lar, hem daha sık, hem de daha uzun süreli, kesilecekmiş. Hah, şöyle. Şimdiye kadar hep «bu sene sular kesilmiyecek, bu sene sular bol verilecek, bu sene şu bend doldu, bu bend taştı» gibi teranelerle, güya, avutulurduk. Bu haber, şüphesiz iyl değil ama, hiç olmazsa doğru. Bir zaman önce, Sular Idaresinden, tstanbulun su meselesini etraflı bir şekilde izah eden, son derece nazik, bir mektup aldıktı. Bu bahiste Idare elinden geleni yapmış. Plânlar, haritalar, proframlar, ve bunlar icin zaruri olan paranın hesabı. hepsi hazır. Hattâ paranın menbaım bile bulmuş, faizlerini bile besaplamış Idare. Fakat, anlıyabildiğim kadar, o Bakanlıktan bu Bakanlığa, bermutat, bir takım «mevzuat hazretleri» ile karşılaşmış. Simdi ne haldedir, bilmem. Ama, pek bir şeyler yapılabildiğini, zannetmiyorum. Böyledir, bu Istanbulun kaderi. Vergi dersiniz, Bütçenin neredeyse yarısmı bnrası öder. Turizm dersiniz, gözbebeği burası. Istanbula her türlü yardımı esirgeyen Devlet büyükleri dahil, fırsat buldukça, milletçe nefes aldığımu yer burası. Ama, yine de, üvey evlât muamelesi görür, bu Istanbul. Meselâ, su meselesi diyorduk. Bunun halli için 540 milyon lira lâzımmış. Bu da, yalnız, su. Daha bir sürü ana derdimiz var. Ne Belediye, ne Vilâyet. boğazlanna kadar borca girmiş bütçeleriyle, bunlann hiç birinin altmdan kalkamaz. Dediğimiz gibi, devlet baba da, kesesinin bizden tarafa olan deliğini sıkı sıkıya düğümledikçc, anlaşılan, bu işler olduğu yerde duracak. Kime, ne diyelim? *** Asıl önemli tarafı rastlıyamazdım Nihayet, geçen gun «Trafik Ka E zalarını Önleme Cemijeti» nin toplantısında o E kunan idare heyeti raporunda, o da meydana E çıktı: Trafik tıkamklığı yüzünden, yalnız İstan = bulun, yalnız iki caddesinde (Keıneraltı ve Istik E lâl caddelerinde) birinde 6 milyon, diğerinde 16 E milyon liralık benzin havaya gidiyormuş. Ş Şimdi, bu rakamları bütün büyük şehirleri E mize yayın, bir sürü baska rakamlara vurun. E Elde edilecek, kaybolan (yani tam mânasiyle E havaya giden) benzin parası karşısında akıl du = rur. Bu yüzden bozulan motörler, parçalar, bo E şuna giden iş saatleri de caba. E Bir Batılı kafa bütün bu ziyanları derler, to = parlar, yekun tutar ve terazinin bir kefesine ko ^ yar. Obür kefesinde de cadde mi açacak, köprü E mü yapacak, alttan üstten vollar mı geçirecek, E ne yapacaksa, onlann tuUmpı t«parlar. Ve, iki S kefenin ağırhğını gösteren .jüKre, o«a yere gelip E duruncaya kadar ne lâzınisa^yapa?^**" S Türkiyemizde her iş, birbirinden haberi ol Ş mıyan, ayrı ayrı müdürlüklerin elinde. Trafik de E öyle. Eğer arada bir koordinasyon heyeti olsa, E bunun, bizim umumiyetle zannettiğimiz gibi, E yolda çekilen basit bir sıkmtı olmaktan çok H fazla, bir millî ekonomi meselesi olduğunu an E lamak, daha kolay olurdu. E Trafik çıkmazının buda,tarafını, ne zamandır, = düşünür dururdum bir hesabını yapana = D DENİZ KUVVETLERI KOMUTANLIĞI nenifa ectü6esi HALI SüPüRGESI BüR Heria 312/2097 J Dr. Zivaettin Maktav gnlak Bnrnn Bofaı Bastalıklan Afn Çene Şlıurjlıl Mötelumn Taksim Receppa?» C İA 48 30 » üahlllye Mflteli; I M o b İ l 1 Adres değ ş i k Mği L^5^J Mobil O il Tu rk A . ş. lşletme MüdOrlüğa (Baş rnühendislik. Idarî İşler, MubayaatTesisler Md.) Cumhuriyet Caddesi 279 • 281 P.K. 660 (eskisi gibi) Yeni Telefon Numaraları 4 7 Dr. Kâmran Şenel Takslm Sırmtelrtleı Csd Ul/ft (Almao BIIUDMI r»nı) ıo 80 (Dört Hat) 5202/2UJ 5229/2111 r«ı. u u u
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle