19 Kasım 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

4 6 MART 2020 CUMA haber GÖRÜNÜM A. CELAL BİNZET ‘..Dönmeyecek Şans’ Ozan bir dize yazar, sonrasında o sözler döner dolaşır bir ressamın fırça ucunda biçimlenir. Devinen, kendi içinde harmanlanan lekeler bir ucundan yakalanıp tuvalin orta yerinde düğümlenir sanki. Söz dendi ya, onlar Stéphané Mallarmé’nin “Zarla Şans Dönmeyecek” şiir kitabından. Sanatçının içindeki yaratı dürtüsünü kıvılcımla tutuşturan sözcükler. Soyut bir duyguyu ete kemiğe büründürmenin serüveni başkadır. Görünmeyeni gösterir duruma getirmek örneğin. Beş duyunun kendi içindeki değişimlerini yakalayıp bir tuval üzerinde kalıcılaştırmanın yolu böyle mi olur? Sorunun yanıtı için tek seçenek bulunmadığı belli. Zaten tersi olsaydı sanatın mantığına aykırı düşeceği söylenirdi. Kuşku yok ki Cezmi Orhan, bu çeşitlilik içinde kendi çözüm yolunu üretmiş. Galeri Akdeniz’deki şiirle aynı adı taşıyan sergisinde ilk bakışta birbirinin devamı gibi algılanan bir dizi resminde faklı kurgulamalarla yinelemenin tuzağından uzakta bir görünüm sergiliyor. Elbette tek bir tema orta yerde. Sanatın öznesi olduğu denli nesnesi de olan insan gövdesi onun vazgeçilmezi. Kalın konturlarla çevrili bir evrenin içinde kopan dalgalanma ve iniş çıkışlar izleyici karşısında durmakta. Bir leke ve çizgi dokusunun sarmaş dolaş coşkusu var. Bu noktada sorular düşüveriyor insan aklına. Ozanın biçemiyle bizim sanatçıyı buluşturan anlayışı nerede aramak gerekir? Bunu bilmiyoruz. Ama bilinen bir şey var ki, bir resmi açığa vuran kimi kışkırtıcılıkların varoluşudur. Orhan, bedenin varlığını sorguluyor. Onu tümüyle görmese de bir ağacın gövdesi gibi algıladığı koca düğümü, içindeki kılcal dokularına ayrıştırırcasına irdelemiş. Buradaki yaklaşım resimsel bir kaygının dışavurumu. Kimi yerde boyanın doğal akışkanlığı içinde fırçanın hareketini onaylıyor. Kimi yerde de başkaldırır bir havayla kendi akışını bulmuş. Yavaşlayan, dağılan ve kesişen çizgilerin bir ana leke içindeki yolculuğuna ayna tutar gibidir sanatçı. Onun temel kaygısı tam da bu noktada toplanıyor. Tuvallerindeki boşluğa düşmüş bir büyük lekenin varlığı içinde sorununu çözmeyi seviyor. O nedenle her hareketin bağlandığı doğrultuyu izleyip gittiği yere değin götürmenin çabasında. Yakınımızda olduğu denli uzak da olan beden üzerindeki bitmeyen bir yolculuğun izleri var resimlerde. Belki “şans dönmeyecek” ama dönen bir gövdenin hareketleriyle bilinmezliğin kapılarını aralamak daha güzel. Varlık Lisesi’nden ‘Kadının Varlığı’ etkinliği Varlık Lisesi ve Felsefe Kültür Sanat Derneği, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ne özel “Kadının Varlığı” adlı bir etkinlik düzenleyecek. Etkinliğe, yazar Ayla Kutlu ile Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı Genel Kurul üyesi Narınç Ataman konuşmacı olarak katılacak. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Feryal Turan’ın yönetiminde düzenlenecek etkinlik, yarın saat 14.00’te, Varlık Lisesi Leylâ Erbil Konferans Salonu’nda gerçekleştirilecek. Etkinlik sonunda, yazar Ayla Kutlu, okurlarına kitaplarını da imzalayacak. l ANKARA ANKARA HATAY SOKAK’TA Anı, şiir ve öykülerle dolu bir ev Ahmet Erhan Hatıra Evi Şair Ahmet Erhan’ın anılarının, piposu, sırt çantası ve ceketi gibi kişisel eşyalarının ve şiirlerinin sergilendiği Ahmet Erhan Hatıra Evi, Ankara Hatay Sokak’ta şiirseverleri keyifli bir vakit geçirmeye davet ediyor. Aynı zamanda bir kafe olma özelliğini taşıyan hatıra evinin sahibi ve Erhan’ın yakını Murat Koçak, hatıra evinin öyküsünü “Ahmet Erhan’ın eşi bana ulaştı ve ‘Benim bir Ahmet Erhan Hatıra Evi hayalim var. Ahmet’e olan sevgini biliyorum ve buranın kurulması için eşyalarını sana veriyorum’ dedi. Ben de onun verdiği eşyalardan, hatıralardan bu hatıra evini kurdum” sözleriyle anlatıyor. Ahmet Erhan Hatıra Evi, Kızılay Hatay Sokak’ta, eski bir apartmanın 7. katında yer alıyor. Şairin yaşamından kesitleri ve kişisel eşyalarını barındıran ev, aynı zamanda bir “kafe” olma özelliğini taşıyor. Şairin ilk baskı kitaplarının, ceketinin, piposunun, sırt çantasının ve daha pek çok kişisel eşyasının sergilendiği kafeyi, Hatıra Evi’nin sahibi Murat Koçak, Cumhuriyet Anadolu’ya anlattı. Memurlukta şiir Kendisi de Erhan’ın yakını olan Koçak, her tarafı şiirlerle dolu hatıra evini anlatmaya “Ahmet Erhan’la şair Enver Gökçe’nin cenazesinde tanıştım. Ben de şiire meraklıydım. Şiirlerim yayımlanıyordu ama bir devlet dairesi hayatım da oldu. 7 yıla yakın memurluk yaptım” sözleriyle başlıyor. Memurluk yıllarında, çalışırken şiir de yazdığını aktaran Koçak, akıllara Orhan Veli’nin “Beni bu güzel havalar mahvetti / Böyle havada istifa ettim / Evkaftaki memuriyetimden” dizelerini getiriyor. Ancak Koçak, kendi söylediğine göre, memurluktan şiir tutkusu nedeniyle değil “siyasi nedenler yüzünden” ayrılmak zorunda kalıyor. Memurluktan atıldıktan sonra, Ahmet Erhan’ın 1990’da kurduğu A Kitabevi’ni devraldığını söyleyen Koçak, “Ben de 1995’te buradan ayrıldım ve Ankara Şiir Evi diye bir ‘ütopya’ kurdum. Ancak burası sadece 9 ay yaşadı. Sonra Ankara’dan ayrıldım ve İstanbul’a gittim. Ondan sonra ‘çılgınca’ şeyler yaptım” diyor. “Çılgınca şeyler”den kastettiğini ise gazetemiz Cumhuriyet’e verdiği bir ilan üzerinden şöyle anlatıyor: “Kitabevi batınca Cumhuriyet gazetesine bir ilan verdim. İlanda, ‘Borçları olup da ödeyemeyenler: Hepinize bana sahip çıkmadığınız için teşekkür ediyorum’ yazdım. Bu ilandan sonra da kapatıp İstanbul’a gittim.” İstanbul’da yıllarca sokaklarda yaşadığını anlatan Koçak, geçimini sağlamak için de kendi çıkardığı dergiyi sattığını söylüyor ve “Üzerime bir önlük yaptım. Bu önlüğü İstiklâl Caddesi’nde takıyordum ve çıkardığım dergiyi önlüğün ceplerine doldurarak satıyordum. 1998’den 2011’e kadar bu dergiyi çıkardım. Sivas Katliamı’nda katledilen şair Behçet Aysan’ın kızı olan Eren Aysan ile beraber çıkartıyorduk. Her anımı şiirce yaşıyordum” ifadelerini kullanıyor. İstanbul meydanlarında “şiir bağırarak” gezdiğini anlatan Koçak, sıra dışı öyküsünü şöyle anlatıyor: “Uzun yıllar sokaklarda şiir bağır dım. İstanbul’da elime aldığım şiir kitaplardan şiir seçer, bağıra bağıra okurdum. İlhan Erdost’un eşinin kardeşi de ben şiir okurken biri rahatsız etmesin diye başımda dikilir ve beni korurdu. En çok Ahmet Erhan’ın şiirlerini bağırırdım.” ‘Her yeri bir hatıra’ İstanbul macerasından sonra 2014’te tekrar Ankara’ya döndüğünü söyleyen Koçak, “Şiir evini yeniden oluşturdum. 2016’da önce A Şiir Evi olarak devam ettirdim. Sonra Ahmet Erhan’ın eşi bana ulaştı ve ‘Be nim bir Ahmet Erhan Hatıra Evi hayalim var. Ahmet’e olan sevgini biliyorum ve buranın kurulması için eşyalarını sana veriyorum’ dedi. Ben de onun verdiği eşyalardan, hatıralardan bu hatıra evini kurdum” diyor. Hatıra evinde Erhan’ın kitaplarının bütün baskılarının, ilk kitabı “Alacakaranlıktaki Ülke”nin ilk baskısının, fotoğraflarının, kendi özel kitaplığının yer aldığını söyleyen Koçak, “Buranın her yeri bir hatıra” ifadelerini kullandı. ‘Kokusu hâlâ ceketinde’ Hatıra evinde bir vitrinin ardında sergilenen Ahmet Erhan’ın saatleri, piposu, sırt çantası, ceketi gibi kişisel eşyalarının ise her birinin ayrı bir öyküsü bulunuyor. Bu öyküleri de şairin eşi şöyle anlatıyor: “Ceketini doğum gününde hediye etmiştim. Öyle sevmişti ki nereye gitse giyerdi. Kokusu bile hâlâ üzerinde duruyor. Sırt çantasına sığıp gezmelere gitmek isterdi ama sığamazdı. O bu duruma düşünce ‘Alışkanlıklarım bol / Kapsama alanım geniş’ dizeleri aklıma gelir. Bazen evde küsüştüğümüz zaman salondaki küçük eşyaları bu çantaya doldurur odasına giderdi. Piposuna gelince, hep pipo istiyordu. Onu da Silivri’deyken hediye etmiştim. Tütününü incir lokumu kutusunda saklardı. Sürekli sokak satıcılarından saat alırdı. Bozulunca pil alıp takmak yerine yenisini alırdı. Üstünde mutlaka fener, kibrit, çakmak taşırdı. Odasında da bunları hep masasının üstünde tutardı.” ‘Galatasaray’ı biliyorsun’ Koçak ayrıca, Ahmet Erhan’ın hayatında Galatasaray’ın da önemli bir yeri olduğuna dikkat çekiyor ve “Galatasaray maçı olduğu zaman dünyayla bütün ilişkisini keserdi” diyor. Hatıra Evi’nin içinde ise şaire ait devasa Galatasaray bayrağı ve sarı kırmızı kravatı, şairin “Cimbom” tutkusunu gözler önüne seriyor. Şairin eşi de Erhan’a ait eşyaları Koçak’a teslim ederken, Galatasaray logolu eşyaların üstüne “Galatasaray’ı anlatmıyorum, zaten biliyorsun” notunu düşüyor. l ANKARA ArtAnkara Uluslararası 6. Çağdaş Sanat Fuarı için geri sayım başladı ArtAnkara kapılarını açıyor SENA YAŞAR Atis Fuarcılık tarafından bu yıl 6.’sı düzenlenen, Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanındaki farklı sanat eserleri ile sanatçıları bir araya getiren ArtAnkara Uluslararası Çağdaş Sanat Fuarı, 12 Mart’ta ATO Congressium’da kapılarını ziyaretçilerine açmaya hazırlanıyor. 15 ülkeden yüzü aşkın galeri, müze, üniversite topluluğunun yer alacağı fuarda; bu yıl binden fazla sanatçı ağırlanacak. 15 Mart’a dek 4 bin 500’den fazla eserin sergileneceği ArtAnkara’yı, düzenleyici kurum olan Atis Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı Bilgin Aygül, Cumhuriyet Anadolu’ya anlattı. Aygül, Atis Fuarcılık olarak sanata özel bir değer verdiklerini belirterek “Fuarda her yıl 3 onur ödülü veriyoruz. Bu yıl ‘Sanatçı Onur Ödülümüzü’ heykeltıraş Metin Yurdanur’a, ‘Kurum Onur Ödülümüzü’ Hüsamettin Koçan’ın Bayburt’ta kurduğu Baksı Müzesi’ne, ‘Sanata Katkı Ödülümüzü’ ise Tepebaşı Belediyesi’ne vereceğiz” dedi. Fuarda birbirinden farklı projelerin yer Bilgin Aygül aldığına dikkat çeken Aygül, geçen yıl “Kadın” temasıyla hazırlanan fuarın bu yıl “Sahiplenme” temasıyla hazırlandığını dile getirdi. ArtAnkara’nın bu yılki buluşmasında genç çağdaş sanatçılar arasında düzenlenen yarışmanın temasının “Sahiplenme” olduğuna dikkat çeken Aygül, “Gençleri istediğimiz gibi değerlendiremiyoruz. İnsanların bir kaybın karşısında ülkesini, toprağını, ailesini, işini sahiplenmesini gençlerle beraber işleyeceğiz” diye ko nuştu. Fuara her yıl 50 binin üze rinde ziyaretçi geldiğini belirten Aygül, şunları kaydetti: “Bu bizim için çok gurur verici. Çünkü sanat lüks bir iştir ama çağdaş yaşamın önemli ihtiyaçlarından biridir. ‘Türkiye gelişen, sanayileşen bir ülke olmalıdır’ diyoruz ama burada inovatif düşüncenin kaynağı da çağdaş sanattan geçiyor. Bu yıl yüzde 1015, civarında bir sayısal artışla 60 bine yakın ziyaretçi bekliyoruz.” ArtAnkara’nın çağdaş sanat fuarının yanı sıra bir “kültür şenliği” olduğuna dikkat çeken Aygül, “Bu yıl birbirinden değerli 25 konuda farklı söyleşilerimiz var. Telif haklarından tutun, İngiltere’deki sanat anlayışına kadar söyleşiler gerçekleşecek. Çağdaş danstan, resim yapımına kadar farklı alanlarda etkinlikler de yer alacak. İmza günlerimiz ve resimheykel çalışmalarımız da olacak” dedi. ArtAnkara’nın amacının “yeni koleksi yonerler yaratmak” olduğuna dikkat çeken Aygül, fuara girişlerin öğrenciler için 15 TL, yetişkinler için ise 30 TL olduğunun bilgisini de verdi. Anadolu’daki farklı kitleleri sanat fuarına kazandırdıklarını dile getiren Aygül, “Diyarbakır’dan Hakkâri, Kars’a kadar talepler geliyor. Bunun nedenlerinden biri de 50’yi aşan güzel sanatlar fakültesinin, Türkiye’nin her tarafında açılmış olması. Oradaki öğrenci ve sanatçılar da yaptıklarını göstermek ve görmek istiyor” dedi. ‘Boya kokusunu koklayın’ Fuarların, 5 duyu organına hitap eden çalışmalar olduğuna dikkat çeken Aygül, ziyaretçilere şu çağrıda bulundu: “Fuarlarda sanatçıyla tanışabilir, resmi her boyutuyla değerlendirip tartışabilirsiniz. Boya kokusunu koklayıp, keyifli bir gün geçirebilirsiniz. Çünkü sanat her şeyin dışında birleştirici, yaratıcı ve insana mutluluk veren bir kaynaktır. Sanata ilgi duyan, sanattan bir parça pay almak isteyen herkesi ArtAnkara’ya bekliyoruz.” l ANKARA kültür sanat çizelgesi SERGİ ANKARA 4 Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde, “Lions Kadın Sanatçılar Resim Sergisi” 8 Mart’a dek gezilebilecek. (0 312 468 21 05) 4 Nurol Sanat Galerisi’nde, “Uğur Çalışkan Resim ve Heykel Sergisi”, 13 Mart’a dek görülebilecek. (0 312 468 86 70) 4 Galeri Siyah Beyaz’da, Bahadır Çolak’ın “Eksik Olan Ne?” adlı sergisi 23 Mart’a dek görülebilecek. (0 312 428 26 41) 4 Galeri Akdeniz’de, Elif Okur Tolur’un, “Huzursuz Coğrafyalar” adlı resim sergisi, bugün açılacak. (0312 231 45 43) 4 Sevgi Sanat Galerisi’nde, “Muharrem Pire Resim Sergisi” 7 Mart’a dek görülebilecek. (0 312 441 26 34) 4 Cermodern’de, “Enki Bilal & Moebius” adlı sergi 19 Nisan’a dek görülebilecek. (0 312 310 00 00) 4 Krişna Sanat Merkezi’nde, Murat Oğuz’un “Karakuş’un Çığlığı Sergisi”, 25 Mart’a dek görülebilecek. (0 312 418 02 53) 4 ADD Batıkent Şubesi’nde, Hamza Saykan’ın “Geldikleri Gibi Giderler Atatürk Resimleri Sergisi”, 8 Mart’tan 17 Mart’a dek görülebilecek. (0312 256 66 65) ESKİŞEHİR 4 Odunpazarı Modern Müzesi’nde, “Vuslat” adlı sergi 28 Mart’a dek görülebilecek. (0 222 221 27 37) TİYATRO ANKARA 4 Büyük Tiyatro’da, “Cimri” adlı oyun bugün saat 20.00’de, 8 Mart’ta saat 15.00’te. “Reis Bey” adlı oyun 10 Mart’ta saat 20.00’te. (0 312 324 22 10) 4 Cüneyt Gökçer Sahnesi’nde, “Lüküs Hayat” adlı oyun bugün saat 20.00’de, yarın 20.00’de, 1012 Mart arasında saat 20.00’de. (0 312 240 00 91) 4 Şinasi Sahnesi’nde, “Temiz Ev” adlı oyun bugün saat 20.00’de, yarın saat 15.00’te ve 20.00’de. “Gidion’un Düğümü” adlı oyun 1012 Mart arasında saat 20.00’de. (0 312 467 17 44) 4 Küçük Tiyatro’da, “Annemin Son Çılgınlıkları” adlı oyun bugün saat 20.00’de yarın saat 15.00’te ve 20.00’de.“Aşkımız Aksaray’ın En Büyük Yangını” adlı oyun 1012 Mart arasında saat 20.00’de. (0 312 324 22 10) 4 Akün Sahnesi’nde, “Açık Deniz de” adlı oyun bugün saat 20.00’de, yarın saat 15.00’te ve 20.00’de, 8 Mart’ta saat 20.00’de, 1012 Mart arasında saat 20.00’de. (0 312 427 19 71) 4 Altındağ Tiyatrosu’nda, “Gulyabani” adlı oyun adlı oyun bugün saat 20.00’de yarın saat 15.00’te ve 20.00’de. “İkinci Bölüm” adlı oyun 1012 Mart arasında saat 20.00’de. (0 312 316 59 02) 4 İrfan Şahinbaş Sahnesi’nde, “12 Öfkeli” adlı oyun yarın saat 15.00’te, 1112 Mart’ta saat 20.00’de. (0 312 397 30 24) 4 Stüdyo Sahne’de, “Meraklısı İçin Öyle Bir Hikâye” adlı oyun bugün saat 20.00’de, 8 Mart’ta saat 15.00’te, 10 Mart’ta saat 20.00’de. (0 312 397 30 24) 4 Oda Tiyatrosu’nda, “Satranç” adlı oyun bugün ve yarın saat 18.30’da. “Kontrabas” adlı oyun 1012 Mart tarihleri arasında saat 18.30’da. (0 312 311 11 69) 4 Ziraat Sahnesi’nde, “Maskeliler” adlı oyun bugün saat 20.00’de, yarın saat 15.00’te ve 20.00’de. “Lena, Leyla ve Diğerleri” adlı oyun 1012 Mart arasında saat 20.00’de. (0 312 311 75 53) 4 75. Yıl Sahnesi’nde, “Yedi Kapılı Kent” adlı oyun bugün ve yarın saat 11.00’de, 812 Mart arasında saat 11.00’de. (0 312 432 27 46) 4 Cermodern Sahnesi’nde, “Vatan Ya hut Namık Kemal” adlı oyun bu akşam saat 20.00’de, yarın saat 15.00’te ve 20.00’de, 8 Mart’ta saat 15.00’te. (0 312 310 00 00) KONSER ANKARA 4 CSO Konser Salonu’nda, Şef Rengin Gökmen yönetimindeki Kültür ve Turizm Bakanlığı Çok Sesli Korosunun Bethooven’in “9. senfonisi” konseri, bugün saat 20.00’de. (0 312 309 13 43) 4 Opera Sahnesi’nde, “Dünya Kadınlar Günü Konseri”, 8 Mart’ta saat 20.00’de. (0 312 229 76 25) OPERA VE BALE ANKARA 4 Opera Sahnesi’nde, “Aida” adlı opera yarın saat 20.00’de. “MDT Gangsteri” adlı bale 9 Mart’ta saat 20.00’de. “Kuğu Gölü” adlı bale 11 Mart’ta saat 20.00’de. “Sevil Berberi” adlı opera 12 Mart’ta saat 20.00’de. (0 312 229 76 25) SAMSUN 4 Aydın Gün Salonu’nda, “Kanlı Nigar” adlı müzikal yarın saat 20.00’de. ‘Geyik Muhabbetleri’ 30. yılında Ankara’da “Geyik Muhabbeti” tamlamasını 1980’li yıllarda mizah dergilerinde “köşe adı” olarak Türkçeye kazandıran mizah yazarı Cihan Demirci, uzun yıllar sonra klasikleşen “Geyik Muhabbetleri” tarzıyla yazın yaşamına geri döndü. Demirci’nin, 1990 yılında kitaplaştırdığı “Geyik Muhabbetleri”, 30 yıl aranın ardından yeni baskısını yaptı. 30. yılında, 30. yeni baskısını yapan “Geyik Muhabbetleri” kitabı, ilk kez 14. Ankara Kitap Fuarı’nda okurlarıyla buluşacak. Demirci, 678 Mart’ta 805A numaralı Yağmur Yayınları standında kitabını imzalayacak. Demirci, 7 Mart Cumartesi günü, saat 12.00’de “İsim Babasından 30. Yılında Geyik Muhabbetleri” başlıklı bir söyleşi de yapacak. l ANKARA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle