19 Kasım 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

4 7 ŞUBAT 2020 CUMA haber GÖRÜNÜM A. CELAL BİNZET Bir galeri, dört sergi Ankara’nın en sıcak yanlarından biri sanatla ilgisi olanlar için kısa sürede birçok galeriye ulaşabilme kolaylığıdır. Artık galeriler semti diye adlandırabileceğimiz Yıldız’a yolunuz düştüğünde birbirine yakın konuşlanmış yerleri görmeniz işten değil. Biliyorum, “konuşlanmak” askercil bir terim ama bu duruma da çok iyi uyduğunu söylemekte sakınca yok. Buralarda peş peşe açılan sergiler sizi günlük yaşamın sorunlarından uzağa taşıyıp ayrı bir dünyaya bırakır. Kimin, hangi gerekçelerle ele aldığı bir sorunu nasıl çözümlediği konusu bir iç hesaplaşmayı da beraberinde getirir. (Her sanat yapıtının bir çözüm olduğunu unutmayalım bu arada.) Çelişki ve yansıtmalarıyla kurgulanan dünya sanatçı bilincini yansıttığı kadar, izleyicinin içindeki kuşkuları dürtükler. Kısacası iki yönlü bir eylemle karşı karşıya kalırız. Aynı galeride dört sergiyi birden izleyince yukarıdaki düşüncelerin varlığını duyurması son derece doğal. Halil Coşkun “Paletten Yansıyanlar” adı altında bildik imgesini yeni dokunuşlarla ve daha da soyutlaşan bir anlatım diliyle ortaya koymuş. Adıyla örtüşen bir anlamda palet üzerine çalışılmış resimleri ilginç. Lütfü Kaplanoğlu’nun çalışmaları “Rem Uykusu” başlığı altında toplanmış. Geniş tuvallere dokunulmuş renk lekeleri ve boya katmanlarının ortaya koyduğu izlenim boşluk duygusunu çağrıştırmakta. Daha doğrusu boşluğun içinde yuvarlanma anının karmaşasını yer yer karamsar bir etki eşliğinde duyumsatıyor. Adı konulmamış bir duygunun izleri sürülüyor orada. Duygu Aydoğan, birbirini çağrıştıran ama asla tekdüzelik etkisi yaratmayan figürleriyle ritmik bir düzenleme çabası içinde. “Başka Yer” adını taşıyan çalışmalarında kalabalık kent ortamlarında kimliksizleşme kaygısı taşıyan bireyleri yakalamış sanki. Fidan Tonza, seramiklerini “Şeylerin Dönüşümü” adı altında sergiliyor. Ortak bir nesnenin hangi durumlarda düşünebileceğinin kaygısını izlemek ayrı bir coşku. Sanatta aynı temanın bir sanatçıda hangi çağrışımlarla zenginleşeceğine ilişkin çok sayıda örneği bulunduğu bilinmez mi! Galeri Soyut’un salonlarında birbirlerinden tümüyle ayrı dünyaların izlerini bu dört sanatçı üzerinden sürmek farklı çağrışımlara neden olabilir. Beşir Göğüş Ödülleri verilecek Marmara depreminde yaşamını yitiren yazar Beşir Göğüş’ün adına verilen “Dil Derneği Beşir Göğüş Türk Dilini ve Çocuk Edebiyatını Geliştirme Ödülü”, 12 Şubat Çarşamba akşamı sahibini bulacak. Açılış konuşmasını Beşir Göğüş’ün kızı Dilek Göğüş Ulgüray, Dil Derneği Başkanı Sevgi Özel ve Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen’in yapacağı törene, CHP Genel Başkan Yardımcısı Yıldırım Kaya da “Okullar Olmasa” başlıklı bir konuşma yapacak. Opera sanatçısı Ali Yılmaz’ın dinleti sunacağı tören, saat 18.00’de, Çankaya Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde düzenlenecek. l ANKARA Müzik festivalinin afişleri belli oldu SevdaAnd Vakfı’nın 428 Nisan tarihleri arasında düzenlediği 37. Uluslararası Ankara Müzik Festivali Afişi’ni belirlemek üzere yapılan yarışma sonuçlandı. 60 kişinin 116 tasarımla katıldığı yarışmada, jürinin değerlendirmeleri sonucu Kayahan Kaya oybirliği ile birinciliğe layık görüldü. Yarışmanın ikincilik ödülünü Rıdvan Şimşek, üçüncülük ödülünü ise Ahmet Ünsal aldı. Mansiyon ödüllerine ise Hazal Kardeş, Kübra Canlı ve Tuğba Yazıcı Kılıç uygun görüldü. Yarışmada ilk 20 tasarım, festival sırasında And Sanat’ta sanatseverlerin beğenisine sunulacak. l ANKARA ‘Sanatın Oyuncakları’ Ankara’da Şair ve yazar Sunay Akın’ın İstanbul Oyuncak Müzesi’nden getirdiği oyuncaklardan oluşan “Sanatın Oyuncakları Koleksiyonu’ndan Bir Seçki” sergisi, Ankara Erimtan Müzesi’nin en alt katında ziyaretçilerini bekliyor. Küratörlüğünü Marcus Graf’ın üstlendiği sergi, 1 Mart’a kadar görülebiliyor. Leonardo da Vinci’den Oscar Wilde’a, Willam Shakespeare’den Can Yücel’e, Beethoven’den Mozart’a pek çok sanatçı, şair ve yazarın oyuncaklarının yer aldığı sergiyi, Cumhuriyet Anadolu ekibi, okurları için gezdi. Ünlü tablolardan Barbie Serginin girişinde, ziyaretçileri ressam Rembrandt Van Rijn’in “Gece Devriyesi” tablosundan karakterlerin yer aldığı oyuncaklar karşılıyor. Bu oyuncakların hemen yanında ünlü ressamların tablolarından esinlenerek yapılan Barbie bebekleri yer alıyor. Bu bölümde kıyafetlerinin tasarımı ve rengi, ressam Van Gogh’un “Ayçiçekli Vazo” tablosundan esinlenerek yapılan Barbie bebeği gibi dikkat çeken oyuncaklar bulunuyor. Barbie’lerin hemen yanında ise yazar Ju ‘Peluş Şarlo’ Serginin ikinci bölümünde ise tiyatro ve film dünyasından sanatçıların oyuncaklarına yer veriliyor. Burada John Travolta ve Marilyn Monroe gibi yıldızların oyuncakları bulunuyor. Hemen yanlarında ise bastonu ve şapkasıyla “Şarlo” karakterini canlandıran Charli Chaplin’in peluşu görülüyor. Film makinelerinin bulunduğu vitrinden, serginin son bölümü olan “Baskı” bölümüne geçiliyor. Burada da, 1960 yılında Almanya’da yapılmış bir baskı makinesi oyuncağının başında duran Guttenberg peluşu, ziyaretçileri keyifli bir yolcuğun sonunda sergiden uğurluyor. les Verne’in “80 Günde Devriâlem” kitabından esinlenerek yapılmış bir kutu oyunu görülüyor. Masal kahramanları Kutu oyununun yanındaki bölümde, sevilen masal kahramanlarının oyuncaklarının yer aldığı vitrin bulunuyor. Burada devasa bir “Küçük Prens” peluşu, 1943 yılına ait bir Küçük Prens kitabı eşliğinde sergilenirken, roman ka rakterlerinden Don Kişot, Sanço Panço, Sherlock Holmes ve Oz Büyücüsü’nün oyuncakları da vitrindeki yerini alıyor. Hepsinin yanında da kocaman bir Marry Poppins peluşu, elinde uçmasını sağlayan sihirli şemsiyesi ve bavuluyla ziyaretçileri selamlıyor. Peluştan Can Yücel Masal kahramanlarının karşısında, sanatçıların temsil edildiği oyun caklar yer alıyor. Burada Charles Dickens, Edgar Allan Poe, Emily Dickonson ve Can Yücel gibi yazarların peluş oyuncaklarının yanı sıra, daktilosunun başında oturan peluş bir Virginia Wolf oyuncağı da görülebiliyor. Bu bölümde ayrıca, Edvard Munch’un ünlü “Çığlık” tablosundan esinlenerek yapılmış bir peluş oyuncak, 90’ların unutulmaz televizyon programı “Resim Sevinci” programından tanınan ressam Bob Ross’un peluştan bir oyuncağıyla birlikte sergileniyor. Mercury, Jackson, Presley Bu bölümün karşısında ise, müzisyenlere ait oyuncakların yer aldığı vitrin bulunuyor. Burada Freddie Mercury, Micheal Jackson, Elvis Presley ve Frank Sinatra gibi müzisyenlerin temsili oyuncakları görülüyor. Müzisyenlerin hemen üstünde ise, 1890 yılından ahşap bir piyano, 1920 yılına ait Alman yapımı trompetler, 30’lara ait saksafonlar, 70’li yıllardan gitarlar ve daha pek çok müzik aleti sergileniyor. l ANKARA Burası ‘girilir ama çıkılmaz’: Sinop Cezaevi CEMİL CİĞERİM Burası; “girilir, ama çıkılmaz” denilen, nemden kibritin bile yanmadığı söylenen, mahkumların çürümek veya ceza sürelerini tamamlayamadan ölmekle karşı karşıya kaldıkları Sinop Cezaevi... 1997 yılına kadar Karadeniz’in deli dalgalarına göğüs geren bu cezaevi, toplumdan tecrit edilmek istenen şair, yazar, sanatçı ve politikacılara yaptığı ev sahipliği ile biliniyor. Refik Halit Karay, Mustafa Suphi, Ahmet Bedevi Kuran, Refi Cevat, Burhan Felek, Hüseyin Hilmi, Osman Cemal Kaygılı, Zekeriya Sertel gibi isimlere zincir vurmuş hapishanenin esirleri arasında en ünlüsü ise, Sabahattin Ali... Tarihi Sinop Cezaevi’nin girişinde “Eşkıya Dünyaya Şiirinin Öyküsü” yer alıyor. Öyküde Rizeli Sandıkçı Şükrü’nün hayatı anlatılıyor. Öyküyü dinleyen cezaevi esirlerinden Sabahattin Ali de, “Sene 1341 nefsime uydum/Sebep oldu şeytan bir cana kıydım/Katil defterine adımı koydum/Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz” diye başlayan “Eşkıya Dünyaya” şarkısını bu öyküden esinlenerek yazıyor. Sabahattin Ali, 1932 yılında girdiği Sinop Cezaevi’nden Cumhuriyetin 10. yılı nedeniyle gelen afla faydalanıp çıkıyor. Ancak burada geçirdiği bir yıl bile, ona birçok eser yazdırtacak kadar derin acılar çektiriyor. “Kuyucaklı Yusuf” romanı, “Aldırma Gönül Aldırma” ve daha niceleri şimdilerde hapishanenin duvarlarını süslüyor. Sabahattin Ali, “Duvar” adlı öyküsünde Sinop Cezaevi’ni şu sözlerle anlatıyor: “Uzun zamanlar deniz kenarında ve surlar içindeki bir hapishanede kaldım. Ka lın duvarlara vuran suların sesi taş oralarda çınlar ve uzak yolculuklara çağırırdı. Tüylerinden sular damlayarak surların arkasında yükseliveren deniz kuşları demir parmaklıklara hayretle gözlerini kırparak bakarlar ve hemen uzaklaşırlardı.” Evliya Çelebi ise, 1640 yılında Sinop ziyareti sonrasında Sinop zindanlarına dair yazdığı notlarında şöyle diyor: “Dev gibi gardiyanlar kolları demir parmaklıklara bağlı ve her birinin bıyığından 10 adam asılır nice azılı mahkumlar vardır. Burçları da gardiyanlar ejderha gibi dolaşır. Tanrı korusun, değil mahkum kaçırtmak kuş bile uçurtmazlar.” Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca müze statüsüne çevrilen Tarihi Sinop Cezaevi’ni ziyaret edenler, çocuk ıslah evi, kadınlar koğuşu, metrelerce yükseklikte taş surlar, gözetleme kuleleri, tarihe meydan okuyan demir kapılar, ürpertici zindanlarla karşılaşıyor. Cezaevinin girişinde zindan bulunuyor. İçerisi karanlık, dev zincirler, el, ayak ve boğaz için demir kelepçeler tarihi hatırasıyla insanları ürpertiyor. İlerlediğinizde zindanlar, hücreler, koğuşlar, atölyeler, bahçeler, gözetleme kuleleri, idari bina, çok eski bir mahkum nakil aracı, revir, muhasebe, savcı odası gibi odalar, eski yataklar görülüyor. ‘Aldırma Gönül Aldırma’ Sabahattin Ali’nin şiirlerinin ve öykülerini yazdığı koğuş ise yürek burkuyor. Koğuşun paslanmış demir kapsındaki küçük pencereden “Aldırma Gönül Aldırma” şiiri, sazı ve yattığı yatak görünüyor. Koğuşun bulunduğu koridordaki panoda da şiirleri sergileniyor. l SİNOP Atakum’da ‘Karma Fotoğraf Sergisi’ Atakum Yalı Kafe 100. Yıl Salonu’nda, 70 farklı fotoğrafçının eserlerinden oluşan “Karma Fotoğraf Sergisi” düzenlendi. Atakum’da “Karma Fotoğraf Sergisi” düzenlendi. Serginin açılışına CHP Samsun Milletvekili Neslihan Hancıoğlu, İYİ Parti Samsun Milletvekili Bedri Yaşar, Atakum Belediyesi Başkan Yardımcıları Şeref Aydın ile Atilla Küçükala, Ekolojik Yaşam Bisiklet Derneği üyeleri ve vatandaşlar katıldı. Atakum Yalı Kafe 100. Yıl Salonu’nda, 9 Şubat’a dek ziyarete açık kalacak sergide, 70 farklı fotoğrafçının ölümsüzleştirdiği 100’den fazla kareler yer aldı. İlk günden yoğun ilgi gören serginin fotoğrafları, daha sonra albümleşecek. l SAMSUN Ahmet Erhan Hatıra Evi’nde anılacak Şair Ahmet Erhan doğum tarihi olan 8 Şubat’ta Ankara Hatay Sokak’taki Ahmet Erhan Hatıra Evi’nde anılacak. Saat 18.18’de başlayacak etkinlikte arkadaşları Özcan Karabulut, Halim Şafak, Ahmet Telli ve C. Hakkı Zariç şair hakkında anılarını ve şiiri hakkında düşüncelerini anlatacak. Aynı günde Ahmet Erhan’ın kimi kişisel eşyaları, kitapları ve hakkında yazı ve değerlendirmelerin yer aldığı dergi, gazete ve kitaplar sergilenecek. l ANKARA SERGİ ANKARA 4 Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde, “Mutluluk Resimlerimiz” adlı sergi 16 Şubat’a dek gezilebilecek. (0 312 468 21 05) 4 Bilkent Üniversitesi Kütüphane Sanat Galerisi’nde, “Esin E. Zorkun ve Nazan P. Cenkayoğlu’nun Suluboya Resim Sergisi” 10 Şubat’a dek görülebilecek. (0 312 290 12 44) 4 Nurol Sanat Galerisi’nde, “Güzin Atıl Akdemir Resim Sergisi”, 15 Şubat’a dek görülebilecek. (0 312 468 86 70) 4 Galeri Siyah Beyaz’da, Ardan Özmenoğlu’nun “Tanrılar ve Tanrıçalar” adlı sergisi 17 Şubat’a dek görülebilecek. (0 312 428 26 41) 4 Sevgi Sanat Galerisi’nde, “Svetlana İnaç Resim Sergisi” 15 Şubat’a dek görülebilecek. (0 312 441 26 34) 4 Cermodern’de, “Ekin Kılıç Ezer: Varım” adlı sergi 16 Şubat’a dek görülebilecek. (0 312 310 00 00) 4 Kuğulu Sanat Galerisi’nde, “Muteber Burun kültür sanat çizelgesi suz Resim ve Desen Sergisi” 21 Şubat’a dek görülebilecek. ( 0 312 466 05 40) 4 Goethe Institut’de, Fotoğraf Sanatçıları Derneği Sosyal Belgesel Fotoğraf Atölyesi’nin “Şehir Hikayeleri” adlı fotoğraf sergisi 19 Şubat’a dek görülebilecek. (0 312 471 41 41) ESKİŞEHİR 4 Odunpazarı Modern Müzesi’nde, “Vuslat” adlı sergi 28 Mart’a dek görülebilecek. (0 222 221 27 37) TİYATRO ANKARA 4 Büyük Tiyatro’da, “Cimri” ad lı oyun bugün ve 11 Şubat’ta saat 20.00’de, 9 Şubat’ta saat 15.00’te. (0 312 324 22 10) 4 Cüneyt Gökçer Sahnesi’nde, “Suç ve Ceza” adlı oyun bugün saat 20.00’de ve yarın 15.00’te ve 20.00’de. “Lüküs Hayat” adlı oyun 1113 Şubat arasında 20.00’de. (0 312 240 00 91) 4 Şinasi Sahnesi’nde, “Temiz Ev” adlı oyun bugün saat 20.00’de, yarın saat 15.00’te ve 20.00’de. “Karmakarışık” adlı oyun 1113 Şubat arasında saat 20.00’de. (0 312 467 17 44) 4 Küçük Tiyatro’da, “Gidiş Dönüş” adlı oyun bugün saat 20.00’de yarın saat 15.00’te ve 20.00’de. “Leyla ile Mecnun” adlı oyun 1113 Şubat arasında saat 20.00’de. (0 312 324 22 10) 4 Akün Sahnesi’nde, “Kapan” adlı oyun bugün saat 20.00’de, yarın saat 15.00’te ve 20.00’de. “Radyo’yu Hümayun” adlı oyun 1113 Şubat arasında 20.00’de. (0 312 427 19 71) 4 Altındağ Tiyatrosu’nda, “Gulyabani” adlı oyun adlı oyun bugün saat 20.00’de yarın saat 15.00’te ve 20.00’de. “Düdüklüde Kıymalı Bamya” adlı oyun 1113 Şubat arasında saat 20.00’de. (0 312 316 59 02) 4 İrfan Şahinbaş Sahnesi’nde, “Divane Ağaç Yunus Emre” adlı oyun 9 Şubat’ta saat 15.00’te. “Açık Denizde” adlı oyun 1213 Şubat’ta saat 20.00’de. (0 312 397 30 24) 4 Stüdyo Sahne’de, “Terörist” adlı oyun bu gün saat 20.00’de, 9 Şubat’ta saat 15.00’te. “Gidion’un Düğümü” adlı oyun 11 Şubat’ta saat 20.00’de. (0 312 397 30 24) 4 Oda Tiyatrosu’nda, “Vatan Yahut Namık Kemal” adlı oyun bugün ve yarın saat 18.30’da. “Hüzzam” adlı oyun 1113 Şubat tarihleri arasında saat 18.30’da. (0 312 311 11 69) 4 Ziraat Sahnesi’nde, “Satranç” adlı oyun bugün saat 20.00’de, yarın saat 15.00’te ve 20.00’de. “Maskeliler” 1113 Şubat arasında saat 20.00’de. (0 312 311 75 53) 4 Cermodern Sahnesi’nde, “Mikadonun Çöpleri” adlı oyun bu akşam saat 20.00’de, yarın saat 15.00’te ve 20.00’de, 9 Şubat’ta saat 15.00’te. (0 312 310 00 00) KONSER ANKARA 4 CSO Konser Salonu’nda, Şef İbra him Yazıcı yönetiminde Bethooven’in “5. senfonisi” konseri, bugün 20.00’de. (0 312 309 13 43) 4 Opera Sahnesi’nde, “Ben Geldim Mevlana” konseri 9 Şubat’ta 20.00’de. (0 312 229 76 25) OPERA VE BALE ANKARA 4 Opera Sahnesi’nde, “Aida” adlı opera yarın saat 20.00’de. “Ayşe Opereti” adlı opera 10 Şubat’ta saat 20.00’de. “Sevil Berberi” adlı opera 12 Şubat’ta saat 20.00’de. “Fındıkkıran” balesi 13Şubat’ta saat 20.00’de (0 312 229 76 25) BİLKENT MÜZİK GÜNLERİ 4 12 Şubat tarihindeki ikinci konserde Yağızcan Keskin (klarnet), Ferec Necef (viyolonsel) ve Tayfun İlhan’dan (piyano) oluşan Aden Trio, Mozart’ın “Kegelstatt” başlıklı Triosu ile Beethoven’in Op.11, Triosunu seslendirecek. Konsere katılacak diğer grup Hande Dalkılıç ile Nemeth Quartet. Gülen Ege Serter (keman), Şeniz Aybulus (keman), Elena Ünaldı (viyola) ve Mutlu Varlık Kocaili’den (viyolonsel) oluşan topluluk, piyanist Hande Dalkılıç ile birlikte Dvorak’ın Op.81, Piyanolu Beşlisini yorumlayacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle