Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 6 ARALIK 2019 CUMA GÖRÜNÜM A. CELAL BİNZET Yaşanan toprağı çizmek Kore doğumlu Hyeseung Lee ülkesindeki üniversite ve Yüksek Lisans eğitiminden sonra (1996) Saint Petersburg Üniversitesi’nde Moisei Kagan denetiminde doktorasını tamamlamış. Kagan, bizdeki sanat çevresinde Estetik üzerine yazdığı kitabıyla çok iyi biliniyor. Sanatçı, 200809 yıllarında Volgograd Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalışmış. Rus kültür ve felsefesi üzerine çok sayıda kitabı bulunuyor. Yine bir sanatçı olan eşi Arif Aşçı ile Lee Ayvalık’ta yaşıyorlar. Geçen hafta Kore Kültür Merkezi’nde “Keşfedilmemiş Topraklar” başlığı altında tekstil ağırlıklı işlerden oluşan bir sergi açtı. Hemen belirtmeli, buradaki çalışmaları klasik tekstil anlayışı içinde görmek yanlışlığına düşmeyelim. Keşfedilmemiş yerler kalmış mıdır bugün? Bilinmez. Ancak bilinen bir gerçek, insanın kendini tanımaya başladığı zamanlardan bugüne yaşadığı toprakları öğrenmek istediğidir. Bunu yalnızca kendi dar çevresiyle sınırlamayıp, uzak yerleri de katma merakı tarihin hiçbir döneminde değer yitirmemiştir. Örnek mi istersiniz? Öylesine çok ki... Sanatçının listesinde en eski İÖ 6. yüzyılda kil tablet üzerine çizilmiş bir Babil haritası var. Heredot “Tarih” kitabına dünya haritası yerleştirdiğinde takvimler İÖ 5. yüzyılı gösteriyordu. Sonra İS 2. Yüzyılda Batlamyus’un (Ptoleme) çizdiği dünya haritası sırada bekler. İspanyol keşişin biri 8. yüzyılda bir başka dünya haritası çizmiş... Tüm haritalarda hazırlayanların bulunduğu yeri merkez olarak göstermesi ilginç bir özellik. Örneğin İslam haritalarında Mekke merkeze yerleştirilirken, Hıristiyanların merkezi Kudüs kenti. Bizler tarafından en çok bilinen ise Piri Reis’in (15.16. yy.) çizdiği harita olsa gerek. Denizcilik kitabındaki kimi çizimlerinde dünyanın değişik yerlerini aktarmış. Güney Amerika haritası ise gerçekçi görünümüyle şaşırtıcı olmayı sürdürmekte. Bir ara not olarak bu denizcimizin başına geleni ekleyelim. Bilgisinden kuşkulanan Osmanlı Sultanı Kanuni’nin buyruğuyla Kahire’de sürgüne gönderilen Piri Reis’in başı vurulmuştur. Hyeseung Lee böylesine zengin bir tarih ve kültür birikiminden yola çıkarak yaptığı araştırmaların sonucunu tuvallerinde yansıtmış. Elbette bire bir kopya ederek değil ama onlardan aldığı izlenimler eşliğindeki sunumla. ADOB’un sahneye Yeni yılın ruhu:koyacağıve galasına günler kalan oyunda, paylaşım vurgusu Fındıkkıranyapılıyor. ADOB’un sahneye koyacağı bir dünya klasiği “Fındıkkıran Balesi”, 11 Aralık saat 20.00’de Opera Sahnesi’nde gala yapmak için gün sayıyor. Gala öncesinde, oyunun koreografı Mehmet Balkan ve ADOB’un baş koreografı Ebru Törüner “bir yeni yıl klasiği” haline gelen oyunu Cumhuriyet Anadolu’ya anlattı. Oyunun 200 yıla yakın bir geçmişi olduğunu, müziklerini Çaykovski’nin, koreografisini Marius Petipa’nın yaptığını anımsatan Balkan, “Ben, oyunu ‘Türkiye’de Fındıkkıran olsa ne olur?’ diyerek adapte ettim” diyerek, şunları anlatıyor: “Benim yaptığım Fındıkkıran, ‘yılbaşı’ döneminde geçiyor. Alman yazar E.T.A Hoffman’ın hikâyesinden esinlenerek yapıldı. Hikâyenin aslındaki ‘Peri’ karakteri, bizim oyunumuzda ‘Kestaneci Nine’ diye geçiyor. O bize daha uygun geldi. Kestaneci Nine’nin bir torunu var, ona bakıyor. Soğuk bir kış gününde, yılbaşına çok az kalmışken, ona hediye alabilmek için kestane satıyor. Bir şanssızlık eseri Kestaneci Nine’nin arabası devriliyor, kestaneler yere dağılıyor. Bunu Clara adında bir kız, camdan görüyor, çıkıyor yardımcı oluyor ve Kestaneci Nine’yi evine davet ediyor. Evde yeni yıl kutlamaları var. Dr. Drosselmeyer de bu kutlamalarda çocuklara hikâyeler anlatıp, hediyeler veriyor. Clara’ya da yeni yıl hediyesi olarak bir kurşun asker alıyor, yani bizim ‘Fındıkkıran’ olarak bildiğimiz şeyi hediye ediyor. Gece herkes uyumuşken, Clara salona inerek Fındıkkıran’ı almak istiyor. Almak için indiğinde Dr. Drosselmeyer ile birlikte farelerin saldırısına uğruyor. O sırada eve çağırdıkları kestaneci kadın bir periye dönüşüyor ve onları kurtarıyor. Peri, yapılan iyiliğin karşısında onlara bütün dünyayı gezdiriyor.” ‘Mesajı paylaşmak’ “Oyunu hazırlarken Petipa’nın yaptığı gibi yapmadık” diyen Balkan, oyunun aslındaki karakterlerde de bazı değişiklikler yaptıklarını dile getiriyor. Balkan, oyunda verilmek istenen mesajın “paylaşmak” olduğunu belirtirken, “Seyircinin hem iyi vakit geçirmesini, hem de oyunun içindeki mesajı almasını istiyoruz. Biz, bu oyunla şunu hatırlatıyoruz: Lütfen sevdiklerinize, tanıdıklarınıza, tanımadıklarınıza, ihtiyacı olan herkese yardım edin” diyor. Oyuncuyken de Fındıkkıran Balesi’ni oynadığını belirten Balkan, oyunun rejisi ve koreografisiyle ilgilenmenin yükünü “Oynarken bir tek kendinizden sorumlusunuz. Ama sahneye eser koyduğunuzda, hem eserde rol alan sanatçılarla ilgileniyorsunuz, hem de seyirciye mesajı ulaştırmak için emek sarf ediyorsunuz. Bunlar, oynamaktan daha yorucu” sözleriyle anlatıyor. ‘Yeni yıl ruhu’ Törüner ise Fındıkkıran’ın her yaştan izleyiciye hitap ettiğini söyleyerek “Fındıkkıran, konu itibarıyla çocuk eseri gibi görünse de, son derece teknik bir klasik bale” ifadelerini kullanıyor. Oyunun tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yeni yıl döneminde sahnelendiğinin altını çizen Törüner, oyunu izleyecek seyirciler için de “Fındıkkıran’ı izleyen seyirci, salondan tam bir yeni yıl ruhu ile ayrılacak” diyor. Ankara seyircisinin baleye ilgisinden memnun olduğunu dile getiren Törüner, seyircinin en büyük şikâyetinin ise “bilet bulamamak” olduğunu vurguluyor. l ANKARA Atakum Kitap Fuarı başladı Atakum Belediyesi’nin düzenlediği, Atakum Kitap Fuarı bugün Atakum Kent Meydanı’nda başladı. Çok sayıda yazarı kitapseverlerle buluşturacak fuar, 15 Aralık’a dek devam edecek. Atakum Belediyesi’nin bu yıl ilk kez düzenlediği Atakum Kitap Fuarı, bugün başladı. Atakum Kent Meydanı’nda 15 Aralık’a dek kitapseverleri ağırlayacak olan fuara, 50 yazar, 40 yayıncı ve 100 farklı marka katılacak. Fuar, 9 gün boyunca 10.0021.00 saatleri arasında ziyaretçilere açık olacak. Aynı zamanda imza günleri ve söyleşilerin de yer alacağı fuarda, kitapseverler takip ettikleri yazarlarla da bir araya gelecek. Çok sayıda yazarın Atakumlularla buluşacağı fuarda, Hulki Cevizoğlu, Sinan Meydan, Bekir Öztürk, Cemil Kılıç gibi yazarlar kitaplarını imzalayacak. l SAMSUN haber BİR ŞEHİR KURMAK: ANKARA 19231933 SAVAŞ SÖNMEZ 2002 sonlarında araştırmacı Ömer Türkoğlu bir müzayede ortamında 109 adet eski Ankara fotoğrafından oluşan bir albüm görüp Mimarlık Tarihçisi Prof. Dr. Ali Cengizkan’ı haberdar ediyor. Ankara’nın kuruluş yıllarına tanıklık eden, özgün kare ve pozlarla hazırlanmış ve de “Ankara Şehremaneti Mektupçusu Tahsin Beyefendi”ye ithaf edilen bu albüm, o zamanlar başkanı olan Timur Erkman’ın çabasıyla Ankara Enstitüsü Vakfı’na kazandırılıyor. Cengizkan 2000’lerden başlayarak Ankara’nın ilk planı ve ilk yıllarına ilişkin araştırmalarını kâğıda döküp, çevresindekilerin de katkı ve yardımlarıyla “ankara’nın 19231933 arasındaki gelişimini kartpostal ve fotokartlardan, ayrıca ‘Albüm’den destek alarak mimari model olarak yeniden kurmak” hedefine odaklanıyor. İşte 12 Kasım 2019 akşamı CERMODERN’in iki büyük salonunu hizmete açtığı, Vehbi Koç Vakfı ve Koç Üniversitesi VEKAM’ın düzenleyiciliğini, Ali ve Müge Cengizkan’ın küratörlüğünü, BAREK’in grafik tasarımcılığını üstlendikleri görkemli “Bir Şehir Kurmak: Ankara 19231933” sergisi böyle oluşuyor. Atila Cangır, Gökçe Günel, Uğur Kavas, Koray Özalp ve Ali Cengizkan’ın arşivlerindeki fotoğraflarla, yaklaşık 6000 kadar kartpostal arasından Yenişehir’e ilişkin 1300 kartpostal elden geçiriliyor, karşılaştırılıyor. 19231933 arasında Yenişehir’de inşa edilen, özel ve kamu kullanımında olan 350 yapının mimari olarak “duruşları” kayda alınıyor. Ne yazık ki “bilgisizlikgeçmişsizlikgörgüsüzlükhoyratlıkCumhuriyet düşmanlığıvandallık” gibi adlandırılabilecek vurdumduymazlıklar sonucunda 2019 itibarıyla 320 özel konutun sadece 10’u, 28 kamu konutunun ise 18’i ayakta kalabilmiş. Eski Ankara/Yeni Ankara ikilemi içinde yeni bir şehrin nasıl kurulduğunu anlatmaya çalışan sergide; üç boyutlu mimari ve kent modellemeleri ve videoları, dönem belgeselleri ve filmleri, şehir sakinlerinin gözlemleri, panolarafişlermaketler yardımıyla görselleştiriliyor. Sergiye okumalar ve yeni belgelerle derinlik katan aynı adlı kitap, ilgilenenlerin beğenisine sunulmuş. Büyük boy 482 sayfalık, metinleri Ali Cengizkan tarafından oluşturulan kitap, bence en az bir tam gün gezilmesi gereken sergiye, bu kadar zaman ayıramayıp okumayı yeğleyeceklere yardımcı olacak gibi. Kitabın başlardaki “Varolmayan Kartpostallar” bölümü hayli ilginç. “Panoramalar” bölümü Ali Cengizkan’ın dört yazısı ile, Ömer Türkoğlu, Günkut Akın ve Yener Baş’ın yazılarından oluşuyor. Ankara’nın o yıllarına çeşitli başlıklar altında eğilen “Kesitler” bölümünden sonra Atatürk’ten Bayar’a, Hermann Jansen’den Ernst Arnold Egli’ye, Nafiz Kotan’dan Şakir Zümre’ye kadar 38 kişilik “Enstantaneler:Şehrin Sakinleri” bölümü yer alıyor. Ayrıntılı bilgilerine “vekam.ku.edu.tr” adresinden ulaşabileceğiniz, kitabını Yapı Kredi yayınları satış mağazalarından edinebileceğiniz bu sergiyi “Ankaralı isenizAnkara’da yaşıyorsanızAnkara’yı her şeye karşın seviyorsanız” 12 Ocak 2020’ye kadar mutlaka gezmelisiniz. l ANKARA kültür sanat çizelgesiÖDÜL TÖRENİ Meb Şura Salonu’nda, SevdaCenap And Müzik Vakfı’nın Vakıf Onur Ödülü töreni bu akşam saat 20.00’de. kültesi Sergi Salonu’nda, “Güzel Sanatlar Fakültesi Öğrenci Sergisi” 23 Aralık’a dek gezilebilecek. ( 0 222 335 12 90) at 20.00’de, yarın saat 15.00’te ve 20.00’de. “Kantoncu” adlı oyun 1012 Aralık arasında saat 20.00’de. (0 312 467 17 44 45) 4 Ziraat Sahnesi’nde, “Gellert Tepesi’nde Düş ve Gerçek” adlı oyun bugün saat BELGESEL TİYATRO 20.00’de, yarın saat 15.00’te ve 20.00’de. “Çizmeli Kedi” adlı oyun 1012 Aralık arasında Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde, öğretmen Ra ANKARA 4 Oda Tiyatrosu’nda, “Vatan saat 11.00’de. “Şapka” adlı oyun 1012 Aralık sim Kaygusuz tarafından yaşam verilen ve bir Yahut Namık Kemal” adlı oyun bugün ve ya arasında saat 20.00’de. (0 312 311 14 36) çok kuşağın ilkokul yıllarının çocukluk arkadaşı Cin Ali’nin öyküsünü anlatan Cin Ali’nin Peşinde belgeseli, bugün saat 19.00’da Yaşar rın saat 18.30’da, 1012 aralık arasında saat 18.30’da. (0 312 311 11 69) 4 Küçük Tiyatro’da, “Gidiş Dönüş” adlı 4 Altındağ Tiyatrosu’nda, “Gulyabani” adlı oyun yarın saat 15.00’te ve 20.00’de. “Altın Kız” adlı oyun 8 Aralık’ta saat 20.00’de. “Buz Kemal Salonu’nda gösterilecek. (0 312 468 21 05) oyun bugün saat 20.00’de, yarın saat 15.00’te lar Çözülmeden” adlı oyun 1012 Aralık arasın ve 20.00’de. “Papağan Kaçtı” adlı oyun 8 da saat 20.00’de. (0 312 316 59 02) SERGİ Aralık’ta saat 11.00’de. “Keşanlı Ali Destanı” 4 Cermodern Sahnesi’nde, “Kontrabas” adlı oyun 1012 Aralık arasında saat 20.00’de. adlı oyun bugün saat 20.00’de, yarın sa ANKARA 4 Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde, Ankara Sinema Derneği’nin “25. Gezici Festival Behiç Ak Afişleri Sergisi” 9 Aralık’a dek ziyaret edilebilecek. “Empathy” isimli karma sergi 10 Aralık’a dek görülebilecek. Ankaralı Gezginler grubunun “13. Gele “Yedi Kapılı Kent” adlı oyun 1112 Aralık’ta saat 11.00’de. (0 312 311 11 69) 4 Büyük Tiyatro’da, “Reis Bey” adlı oyun bugün saat 20.00’de, 8 ve 10 Aralık’ta saat 20.00’de. (0 312 324 22 10) 4 Stüdyo Sahne’de, “Meraklısı İçin Öy at 15.00’te ve 20.00’de, 8 Aralık’ta saat 15.00’te. (0 312 310 00 00) 4 İrfan Şahinbaş Sahnesi’nde, “Divane Ağaç” adlı oyun yarın saat 15.00’te. “1919: Şafak” adlı oyun 1012 Aralık arasında saat 20.00’de. (0 312 397 30 24) neksel Fotoğraf Sergisi” 9 Aralık’a dek görülebilecek. Angela Burns’un “Ev Gibisi Yok” resimli tekstil tasarımları sergisi 9 Aralık’a dek le Bir Hikaye” adlı oyun bugün saat 20.00’de, 8 Aralık’ta saat 11.00’de. “Bir Nefes Dede Korkut” adlı oyun 1012 Aralık arasında saat OPERA VE BALE ANKARA 4 Opera Sahnesi’nde, “Turan görülebilecek. (0 312 468 21 05) 20.00’de. (0 312 397 30 24) dot” opereti yarın saat 20.00’de. “Fındıkkı 4 Sevgi Sanat Galerisi’nde, sanatçı Hüseyin 4 Cüneyt Gökçer Sahnesi’nde, “Suç ve Ce ran” balesi 11 Aralık’ta saat 20.00’de. (0 312 Şahbudak’ın son dönem işleri “Hüseyin Şah za” adlı oyun bugün saat 20.00’de, yarın sa 324 22 10) budak Resim Sergisi” ile yarına dek görülebile at 15.00’te ve 20.00’de. “Tembel Memiş” ad cek. (0 312 441 26 34) lı oyun 8 Aralık’ta saat 11.00’de. “Uçmak Ha KONSER 4 Cernmodern’de, “Bir Şehir Kurmak: Ankara 192333” sergisi 12 Aralık’a dek görülebilecek. (0 312 310 00 00) zerfen Çelebi ” adlı oyun 1012 Aralık arasında saat 20.00’de. (0 312 240 00 91) 4 Akün Sahnesi’nde, “Mavi Pullu Balık” ANKARA 4 Opera Sahnesi’nde, “Verdı Requıem” konseri 12 Aralık’ta saat 20.00’de. (0 312 324 22 10) 4 Galeri Siyah Beyaz’da, Bihrat Mavitan’ın adlı oyun bugün saat 11.00’de, 811 ve 12 4 Satranç Müzesi’nde, “Winter Holiday “Bikonalar’’ adlı sergisi 16 Aralık’a dek görüle Aralık’ta saat 11.00’de. “Kapan” adlı oyun bu Concert” bugün saat 18.30’da (0 312 312 13 bilecek. (0 312 428 2641) gün saat 20.00’de, yarın saat 15.00’te ve 0405) 4 Nurol Sanat Galerisi’nde, “Hatice Aras 20.00’de. “Amakı Hayal” adlı oyun 1012 Ara 4 CSO Konser Salonu’nda, Şef Nata Resim Sergisi” 21 Aralık’a dek görülebilecek. lık arasında saat 20.00’de. (0 312 427 19 71) lia Ponomarchuk yönetimindeki, Alexander (0 312 468 86 70) 4 75. yıl Sahnesi’nde, “Yedi Kapılı Kent” Boldachev’in arp dinletisi, Turgut Pöğün’ün 4 Kuğulu Sanat Galerisi’nde, Burak adlı oyun bugün ve yarın saat 10.30’da ve “Yol” adlı eseri, Albert Zabel, arp konçertosu, Boyraz’ın “Demans, SeriIII: Kırılmalar” isimli 13.00’te, yarın ve 8 Aralık’ta saat 10.30’da. Peter İlyiç Çaykovoski 5. Senfoni dinletisi bu resim sergisi 20 Aralık’a dek görülebilecek. ESKİŞEHİR 4 Atila Özer Karikatürlü “Papağan Kaçtı” adlı oyun 1012 Aralık arasında saat 10.30’da ve 13.00’te. (0 312 432 gün saat 20.00’de. (0 312 309 13 43) 4 Congresium Ankara’da, Candan Erçetin Ev’de, “Ceyhun Atuf Kansu 100 Yaşında Ba 27 46) konseri bugün saat 21.30’da. “Livaneli ile Sev ğımsızlık Gülü” sergisi 9 Aralık saat 18.30’da 4 Şinasi Sahnesi’nde,“Midas’ın Altınları” dalım Hayat” konseri yarın saat 20.00’de. ziyarete açılacak. adlı oyun bugün saat 11.00’de, 8 Aralık’ta sa SAMSUN 4 Zehra Yıldız Salonu’nda, “An 4 Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fa at 11.00’de. “Maskeliler” adlı oyun bugün sa ne Fısıltıları” konseri yarın saat 19.30’da. Uluslararası Ankara Tiyatro Festivali’nin bu yıl 24.’sü düzenlendi. Festival, ‘Dali’nin Kadınları’ ile final yaptı Uluslararası Ankara Tiyatro Festivali’nin kapanışı usta oyuncuları bir araya getiren “Dali’nin Kadınları” adlı oyunla yapıldı. Ankara Büyükşehir Belediyesi, Çankaya Belediyesi ve Yenimahalle Belediyesi’nin destekçileri arasında olduğu; bu yıl 24. kez düzenlenen ve 29 oyunun sahnelendiği Uluslararası Ankara Tiyatro Festivali sona erdi. Festivalin son gününde, Dali’nin Kadınları adlı oyun sahnelendi. Yılmaz Güney Sahnesi’nde usta oyuncuları bir araya getiren oyun, tiyatroseverlerden büyük ilgi gördü. Çolpan İlhanSadri Alışık Tiyatrosu bünyesinde sahnelenen oyunu Erdi Işık kaleme alırken oyunun yönetmenliğinde Ali Düşenkalkar’ın imzası bulunuyor. Dünya tarihinde büyük iz bırakmış kadınlar Marilyn Monroe, Virginia Woolf, Edith Piaf ve Frida Kahlo’yu bir araya getiren absürd komedi tarzındaki oyunda izleyiciler bir parça müzikal, biraz trajedi ve bir tutam gerilim unsurunu aynı anda yaşadı. Edith Piaf’ı Hatice Aslan’ın, Frida Kahlo’yu Hande Soral’ın, Marilyn Monroe’yu Gülin İyigün’ün ve Virginia Woolf’u da Açelya Devrim Yılhan’ın canlandırdığı oyunda Devrim Nas, Salvador Dali cinayetinde şüpheli konumda bulunan kadınlar üzerinden kendi iç dünyasını ve hayatını sorguluyor. Dünyada hiçbir zaman bir araya gelmemiş her biri ayrı bir renk olan efsaneleri bir araya getiren oyunda, usta sanatçılar performanslarıyla Yılmaz Güney Sahnesi’ni dolduran yüzlerce tiyatroseverin alkışını aldı. l ANKARA