Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 29 KASIM 2019 CUMA Haber Karabük’ü zehirliyorlarKARADENİZ’DE TEK Marzinc demir çelik şirketi Karabük’te tehlikeli atık depolamaya devam ediyor 2019’da OMÜ’de 23 karaciğer nakli Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Rektörü Prof. Dr. Sait Bilgiç, “Karadeniz Bölgesi’nde yalnızca Hastanemizde bulunan Karaciğer Nakli Ünitesi’nde 2019 yılında 23 karaciğer nakli gerçekleştirildi. Kemik iliği nakli son beş yılda 8’den, 18’e çıktı. Kornea nakli 36 ve böbrek nakli de 45’e ulaştı” dedi. Üniversitede yapılan çalışmalar konusunda basın toplantısı düzenleyen Rektör Prof. Dr. Sait Bilgiç şunları söyledi: “Bu dönemde üniversitemizin teknolojik gelişmeler ve fiziki altyapıyı iyileştirme yatırımları ile hastanemizin bölge hastanesi olma özelliği pekiştirildi. Erişkin hastanesinde Algoloji Bilim Dalı içerisine ameliyathane ortamında müdahale birimi kurularak, Türkiye’de sadece 3 üniversitede (Ege Üniversitesi, Akdeniz Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi) bulunan ameliyathane ortamında hastaya ağrı ile ilgili müdahale etme imkânı Samsun halkına sunuldu. Türkiye’de sadece 10 merkezde bulunan ve ameliyat esnasında hastada gelişebilecek ataklara karşı anjiyo, balon anjiyo vb. enstrümanlarla hastaya acil müdahale edebilme imkânı sağlayan hibrit ameliyathane odası, üniversitemizin çabasıyla şehrimize ve bölgemize kazandırılmış oldu. Benzer şekilde prostat kanseri ve nöroendokrin tümör teşhisinde kullanılan Galyum 68 ve Galyum 68 ile teşhis edilen türlerin tedavisinde kullanılan Lutesyum 177, Karadeniz Bölgesi’nde sadece üniversitemiz erişkin hastanesinde hizmete sunuldu. Tiroid kanseri hastalarının tedavisinde kullanılmakta olan iyot odası ise Karadeniz Bölgesi’nde aktif olarak sadece hastanemiz bünyesinde hizmete geçti.” l SAMSUN SAMSUN ATAKUM Atakum Belediye Başkanı Cemil Deveci, üreticilerle bir araya geldi. ‘Üreticinin hayatı kolaylaşacak’ Atakum Belediye Başkanı Cemil Deveci Atakum’daki üreciticilere seslenerek “Çalışmalarımızın sonucunda daha kurumsal, daha doğal, hayatınızı kolaylaştıracak ve birlikte yaşama kültürünü geliştirecek bir model oluşturacağız” dedi. Başkan Deveci ile Atakum Belediyesi Kırsal Hizmetler Müdürlüğü personeli ziraat mühendisleri, veteriner hekimleri ve mahalle muhtarları, Atakum’un kırsal bölgelerindeki Çakırlar ve Kayagüney mahallelerindeki üreticilerle bir araya geldi. Burada konuşan Deveci, Kırsal Hizmetler Daire Müdürlüğü kurma amaçlarının üretici çalışmaları ile ilgilenmek olduğunu anımsattı. Deveci, “Bu müdürlüğü kurmamız, bu işi ciddiye aldığımızı ve omuzladığımızı gösterir. Kırsal bölgelerimizde sağlayacağımız güç birliği ile kalkınmayı da hızlandıracağız ve Atakum’da herkes kazanacak. Müdürlüğümüz, bu yerleşik alanda, hızlı üretim sağlayabilecek, sağlıklı iletişim kurabilecek ve ürünleri en yakın pazara en verimli şekilde ulaştırabilecek” dedi. Üreticilere seslenen Deveci, şunları kaydetti: “Ziraat mühendislerimiz ve veterinerler hekimlerimiz, sizlere hizmet etmek için buradalar. Mahallelerinizde düne kadar ne yaptıysanız daha iyisi olacağı çok kesin. Bu çalışmalarla, daha kurumsal, daha doğal, sizin hayatınızı daha kolaylaştıracak ve birlikte yaşama kültürünü geliştirecek bir model oluşturacağız. Bölgenizdeki tarımı geliştirmeyi ve ürettiğiniz ürünlerin Atakum ve Samsun’da bilinmesini sağlamayı amaçlıyoruz. Pazara gelen bir tüketici, alacağı sebze ve meyvenin hangi köyün, hangi çiftçinin ürünü sorabilecek kadar bilinçli olması lazım. Eğer bunu sağlayabilirsek ürünlerinizin pazar sorunu kalmaz ve şehirdeki tüketici nereden ne alacağını bilir.” l SAMSUN 1.5 km uzunluktaki şehri açığa çıkaran ekipteki Prof. Dr. Özsoy, Cumhuriyet Anadolu’ya konuştu Kayseri’de yeraltı şehri Kayseri’de, yaklaşık 1.5 kilometre (km.) uzunluğun berrak olmayan bir kavram var. Bölge insanının, ‘sit ala da, 26 girişi olan yeraltı şeh nı olarak kabul edilirse imar ri ortaya çıkarıldı. Türkiye’nin da, alışkanlıklarımızda deği en büyüğü olduğu düşünü şikliğe gidilir’ önyargısı var len yeraltı şehrini açığa çıka dı” dedi. Yeraltı şehrinin böl ran ekipte yer alan Çevre ve ge halkı ile ikili ilişkilerin ge Kültür Değerlerini Koruma ve liştirilmesi ve güvenin kaza Tanıtma Vakfı (ÇEKÜL) Kay nılması neticesinde ortaya seri Temsilcisi Prof. Dr. Os çıkarıldığını söyleyen Özsoy, man Özsoy, “Yeraltı şehrinde, Roma dönemi ve sonraki Osman Özsoy “Bölge halkı ‘Bizim de yeraltı şehrimiz var, isterseniz yeral döneme ait ufak bulgular var ama eş tı şehrini size gösterelim’ demeye baş ya ya da duvar resmi henüz bulunama ladı. Başta çekingen olanlar ön plana dı. Kapanmış, çökmüş kısımlara ulaşıl çıkmaya, çocuklar insanların önüne dü dığında belki bir bu kadarlık daha şehir şüp yer göstermeye başladı. Bu sevin çıkabilir” dedi. dirici” ifadelerini kullandı. ‘Bölge halkı istemedi’ Yeraltı şehirlerinin savunma, barınma, dini ibadetlerin gizlice yerine geti Bölgedeki çalışmaların 2013’te, Kay rilmesi ve kiler olarak kullanılması gi seri Büyükşehir Belediyesi, ÇEKÜL ve bi çeşitli amaçlarla yapıldığını anlatan Obruk Mağara Çalışma Grubu arasında Özsoy, yeraltı şehrinin kaç yıllık oldu Kayseri’nin yeraltı envanterinin çıka ğunun tespiti için çalışmaların devam rılması amacıyla imzalanan protokolle ettiğini belirtti. Özsoy, “Roma dönemi başladığını söyleyen Özsoy, Büyük Bü ve sonraki döneme ait ufak bulgular rüngüz’deki yeraltı şehrinin ise ancak var ama eşya ya da duvar resmi he 2018’in sonunda bulunduğunu belirtti. nüz bulunamadı. Bu yüzden net bir ta Özsoy, çalışma ekibinin 20132015 yıl rih söyleme şansımız şu an için yok” ları arasında Büyük Bürüngüz’e yeraltı dedi. Yeraltı şehrinde 30 civarı koru şehri çalışmaları kapsamında 3 kez git ma amaçlı kullanılan, 3050 santimet tiğini ancak bölge halkının yeraltı şeh re kalınlığında ve yaklaşık 1.5 met rinin açığa çıkmasını istemediğini ve re çapında devasa taşlar bulunduğunu ekibe “Burada yeraltı şehri yok” dediği kaydeden Özsoy, “Bu taşlar, kilit ta ni ifade etti. Özsoy, “Sit alanı gibi çok şı dediğimiz, savunma amaçlı koridoru bir yönde kapatan, diğer yönden geçişe izin vermeyen büyük taşlar. Bu taşlar genellikle iç duvarlardan, aynı zeminden ve mekândan kesilerek oluşturulur. Bu yeraltı şehrinin doğal yapısı ise tanecikli ve kumlu yapıda fakat kilit taşlarının yapısı yekpare taş. Bu nedenle bir şekilde dışarıdan getirilmiş” dedi. ‘Koridor ve odalar var’ Açığa çıkarılan yeraltı şehrinin, Büyük Bürüngüz Mahallesi’nin neredeyse tamamının altını kapladığını ifade eden Özsoy, “Yeraltı şehrinde koridorlar, yaşam alanları, odalar var. Bunların birleşimleri var. Yeraltı şehrinin uzunluğu son ölçümlerle, 800900 metreden yaklaşık 1.5 km’ye ulaştı. Kapanmış, çökmüş kısımlara ulaşıldığında belki bu kadar uzunlukta bir şehir çıkabilir” dedi. UNESCO’ya başvuruldu Büyük Büründüz’ün bir vadinin başlangıcında olduğunu ve vadide başka bölgelerin de yer aldığını kaydeden Özsoy, “Bu sene, vadideki kültürel değerlerin önemli olduğunu düşünerek, Büyükşehir Belediyesi üzerinden UNESCO’ya başvuruda bulunduk. Tescili olmayan yeraltı şehirlerinin tescillenmesi, temizliği, aydınlatılması gibi tüm vadiyi ilgilendiren bir çalışma planı var” ifadelerini kullandı. Neşet Ertaş’ın memleketi Kırşehir’e saz yapım atölyesi açıldı Türkü diyarına saz atölyesi Saz yapım ustası Levent İnce, Neşet Ertaş’ın memleketi olan Kırşehir’e saz yapım atölyesi açtı. İnce, saz yapımını öğrenmek isteyen herkese kapısının açık olduğunu belirterek “Herkes öğrenirse atölyeler çoğalır. Bu işteki ustaçırak ilişkisinin yaşatılması için çabalıyoruz. Kırşehir, ‘ozanlar diyarı’ fakat yeterince saz atölyesi yok” dedi. Saz yapım ustası İnce, Kırşehir’de ilk kez saz yapım atölyesi açtı. Atölyede, saz ve bağlama yapımının yanı sıra tamir ve bakımlarının da yapıldığını belirten İnce, saz ustalığının inceliklerini ve Kırşehir için sazın önemini Cumhuriyet Anadolu’ya anlattı. Atölyeye yoğun ilginin olduğunu dile getiren İnce, “Neşet Ertaş’ın memleketinde ilk saz atölyesini açmanın gururunu yaşıyorum” ifadelerini kullandı. ‘27 yıldır atölyedeyim’ Mesleğe 27 yıl önce başladığını ve bir dahada bırakamadığını ifade eden İnce, “Saz atölyesinin içine ilk kez 27 yıl önce İzmir’de girdim ve bir daha çıkmadım. Yurtdışında çeşitli ülkelerde mızraplı, yaylı, telli enstrümanlar yaptım. Daha sonra Türkiye’ye döndüm, başka illerde atölye açtım. Kırşehir dışında da sırf memleketimden dolayı saz yaptırdılar. Bağlama, saz, türkü, bozlak denildiği zaman Neşet Ertaş ve Kırşehir akla geliyor. Nereye gitsek ‘Kırşehirliyiz’ dediğimizde ‘Sen güzel saz çalıyorsun’ diyorlar” dedi. İnce, saz yapan kişinin “ünlü” olmasının değil, “sazın iyi olmasının” önemli ol duğuna da dikkat çekti. Neşet Ertaş’a da bir saz yaptığını kaydeden İnce, “Bizim için saz yaptığımız kişinin ünlü, ünsüz, amatör ya da profesyonel olması önemli değil. Yaptığımız sazları her birini bir öncekinden daha iyi yapmak için çalışıyoruz” diye konuştu. ‘Türkü fabrikası ama...’ Saz yapımını merak eden, öğrenmek isteyen herkese kapısının açık olduğunu belirten İnce, “Herkes öğrenirse atölyeler çoğalır ve bu işlerle uğraşan insan sayısı da artar” diye konuştu. Atölyesinin, Kırşehir’de bu zamana dek açılmış ilk atölye olduğunu dile getiren İnce, “Bura sı ozanlar diyarı, ‘türkü fabrikası’ bir şehir ama bugüne kadar saz yapımı ve tamir atölyeleri açısından ciddi bir girişim olmamış. Kırşehir’de daha çok atölye olsun isterim. Atölyelerin yanı sıra, ‘Sazcılar Sokağı’ ya da ‘Sazcılar Çarşısı’ olsun isteriz. Kırşehir, Türkiye’nin her iline bağlama gönderen bir şehir haline gelsin. ‘Kırşehir’in bağlaması’ bir marka olsun. Yaklaşık 1015 atölye bu işi ustalıkla yapsın ve öncü olalım istiyoruz” dedi. Saz yapımını öğrenmek isteyen herkese yardımcı olacaklarını belirten İnce, Ahilik kültüründeki usta çırak ilişkisinin yaşatılması için çabaladıklarına da dikkat çekti. l KIRŞEHİR MAHALLE ÖĞRETMENLERİ BULUŞTU Semt sakinlerinin yaşam kalitesini artırmak, giderek unutulmaya yüz tutan komşuluk ilişkilerini güçlendirmek için çalışan Çiğdemim Derneği, 24 Kasım Öğretmenler Gününde mahallesinde çalışan ve emekli öğretmenleri bir araya getirdi. Çiğdem Çankaya Evi Hasan Ali Yücel Etkinlik Salonu’nda gerçekleştirilen etkinlikte, emekli öğretmen ler anılarını tazelerlerken, genç öğretmenler de tecrübelerini dinledi. Etkinlikte, Köy Enstitülerinin kurucusu Hasan Ali Yücel’i anlatan belgesel gösterimi yapıldı. Gösterimin ardından Andımız okundu. Dernek gönüllülerinden Cemil Turan’ın okuduğu şiirden sonra, Aslı Bilge gitar dinletisi yaptı. Etkinlik düzenlenen kokteyl ile sona erdi. l ANKARA TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Baran Bozoğlu, tehlikeli atıklarını yasalara aykırı biçimde üstü açık ortamda depolamasıyla gündeme gelen Karabük’teki Marzinc demir çelik firmasının, atıklarını Karabük sanayi bölgesinde depolamaya devam ettiğini dile getirdi. Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Bozoğlu, İç Anadolu Bölgesi ve civarında bulunan nüfusu yoğun olan bazı ille rin çevre sorunlarını Cumhuriyet Anadolu’ya anlattı. Ankara’nın atıklarının Sakarya Nehri’ne karıştığına, Karabük’te bulunan SENA Marzinc şirketinin tehlikeli YAŞAR atıklarının sanayi bölgesinde depolanarak tehlike yarattığına dikkat çeken Bozoğlu, Eskişehir’deki çevre sorunlarının ise Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla çözüme kavuşturulduğunu belirtti. Bozoğlu’nun değerlendirmelerinden dikkat çeken başlıklar şöyle: Ankara’nın pisliği Sakarya’ya: Ankara’nın en önemli çevre sorunlarının başında Ankara Çayı’ndaki kirlilik ve Eymir, Mogan göllerindeki kirlilik geliyor. Yani Ankara’nın yüzey sularında ciddi bir kirlilik var. Bu kirliliğin kaynağı hem sanayi atıkları hem de kentsel atık sular. Bu su, Ankara Çayı’na karışıyor ve çay üzerinden Sakarya Nehri’ne bağlanıyor. Nehrin suyu ise, bölgedeki bütün tarımsal alanlarda ne yazık ki sulamada kullanılıyor. Öte yandan Ankara, hava kirliliğinin yoğun olduğu kentlerin başında geliyor. Özellikle Sıhhiye bölgesinde, kentin merkezlerinde yoğun bir kirlilik var ve bu kirlilik sürekli artıyor. Tehlikeli atıklar depolanıyor: Karabük’teki en önemli sorunlardan birisi, sanayi bölgesinde Marzinc adlı firmanın tesisine ait tehlikeli atıklar. Söz konusu atıklar, o bölgede kontrolsüz bir şekilde düzensiz depolama alanında depolanmaya devam ediyor. Geçen yıllarda da bu atıklar, Ankara’ya ve İstanbul’a sevk ediliyordu. Bunun basına yansıması üzerine sevkıyat durduruldu. Sevk edilen bölgelerde de ilçe ve şehircilik müdürlüğü tarafından cezalar kesildi. Karabük’teki en önemli sorun, tehlikeli atıkların hâlâ sanayi bölgesinde depolanıyor olması. Bunlar demir çelik sanayiinden kaynaklı çinko oksit üreten Marzinc tesisinin atıkları. Buna hâlâ da bir çözüm bulunamadı. Ayrıca, Karabük’te sanayi kaynaklı önemli bir hava kirliliği de mevcut. Denizde “tıbbi atık” tehlikesi: Zonguldak’taki en önemli çevre sorunlarının başında Çatalağzı’ndaki termik santrallardan kaynaklı hava kirliliği ve atık problemi geliyor. Ayrıca Zonguldak bölgesinde ve Karadeniz’in o bölgedeki sahil şeridinde de tıbbi atıkların denize atıldığını da görmüştük. Dolayısıyla bir atık yönetimi problemi olduğunu da söyleyebiliriz. Tıbbi atıkların denize karışması önemli bir problem. Çatalağzı’ndaki termik santrallardan kaynaklı hava kirliliği Çevre Bakanlığı’nın ölçüm raporunda da tespit edilmişti. Sivas “gürültü” şehri: Sivas’taki önemli problemlerden birisi gürültü kirliliği. Özellikle korna kullanımı, asker uğurlama ve çeşitli düğün aktivitelerinden kaynaklı olarak Sivas’ta yoğun bir gürültü kirliliği var. Kızılırmak’ta da önemli derecede yüzey suyu kirliliği olduğunu söyleyebiliriz. Tabii bu tek başına Sivas’ın kaynağı değil, başka kentlerden de geçtiği için bütün sanayinin atıklarını taşıyıp devam ediyor. Kömür Anadolu’yu kirletiyor: Bütün bu kentlerin ortak problemleri de var. Bunların başında hava kirliliği geliyor. İç Anadolu bölgesinde hava kirliliği sıkıntısı yaşanıyor. Bunun temel nedenlerinden bir tanesi hem sanayi kaynaklı hava kirliliğinin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yeterince denetlenmemesi, hem de ısınma kaynaklı kullanılan “kömür”. Kömürün bu kirliği yaratmasının sebebi ise, yeterince denetlenmediği için kalorifik değeri düşük, kükürt oranı ve kül değeri yüksek ve daha da kirli olan kömürün kullanılıyor ve dağıtılıyor olması. Bunun temel nedenlerinden bir tanesi de ekonomik kaynaklı tabii. Vatandaşlar, maddi koşulları düştükçe doğalgaz gibi pahalı bir ısınma aracından, kömür gibi ucuz bir araca doğru dönüştürülüyor. Yalnızca Porsuk temiz: Diğer ortak problem ise, yüzey suları. Bu kentlerin hepsinin içerisinden geçen dereler ve göllerin tamamı kirli. Yalnızca, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin anlamlı çalışmalarıyla Porsuk Çayı’nın kentin içinden geçen kısmı temizlenmiş durumda. Atık yönetimi yok: Diğer bir ortak sorun ise bu kentlerin tamamında doğru bir atık yönetim sistemi olmaması. Yani kaynağında atıklarını doğru toplayan ambalaj atıklarını, evlerinde ve işyerlerinde ayrı toplayıp bunları geri dönüşüme kazandıran bir yapı yok. Organik atıklar da doğru yönetilemiyor.