20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

HABER 3 11 MART 2020 ÇARŞAMBA KÜLTÜRSANAT REHBERİ ‘Basit bir Ev Kazası’ NESLİHAN ve Songül’ün hayatı Hazırlayan: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK YİĞİT “Basit Bir Ev Kazası” 14 Mart’ta saat 20.00’de Kocaeli Sabancı Kültür Merkezi’nde sahnelenecek. Murat İpek’in yazdığı ve yönettiği oyunda Günay Karacaoğlu rol alıyor. Oyunun konusu kısaca şöyle: Eğer kocanız on beş yıldır kapıdan hep aynı şekilde giriyor, hep aynı yere çantasını bırakıp klozetin kapağını on beş yıldır açık bırakıp fermuarını koridorda çekiyorsa, hele bir de evliliğinizi “Eh! Artık zamanıdır...” diyerek yapmışsanız emin olun siz de ziyan olmuş kadınlar kulübüne üyesiniz. Aslında Songül herkes kadar cesur, ama bir o kadar da ürkek... O, en az bizim kadar gerçekçiyken, Merzifon Saat Kulesi’nin dibinde romantik bir buluşma hayal edecek kadar da ayakları yerden kesik... Doğal olarak aşksız bir hayatı yaşanmış saymayan Songül, savrulduğu Brezilya dizilerinden, sizi, yazmaya çalıştığı romanın kıyılarında dolaştırıp, kara mizah bir kahkaha tu fanına götürüyor. Onun kendini aşma serüveni aslında toplumun kendini aşma serüveninden çok da farklı değil. Bu nedenle Songül hayatına komik bir pencere açarken, aşk romanında genç ve güzel kadın kırılan gu rurunu ve onurunu bir kenara bırakıp İspanya’dan Merzifon’a uzanan çileli dans hayatını düşündü. Hayal ettiklerini hatırladı ve kendi kendine dedi ki: “Artık ben iyi ve muhteşem sevgililer hayal etmeyeceğim. Çünkü bu hayaller sonra hayalete dönüşüyor.” Bir kadın, bir erkek, bir ilişki... İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, Tuncer Cücenoğlu’nun yazdığı, Bora Seçkin’in yönettiği “Matruşka”, 16 Mart’ta saat 20.30’da Beylikdüzü Atatürk Kültür ve Sanat Merkezi’nde sahnelenecek. Bir kadın... bir erkek... bir ilişki... kavgalar, çatışmalar, ayrılıp barışmalar, kopamayışlar... Varoluştan bugüne değişmeyen rutine, iki insanın birbirini tanıma, anlama, bir arada yaşama mücadelesine yeniden ve farklı bir yorumla yaklaşan Matruşka, ilişkilerde ideali arama uğraşını mercek altına alıyor. Oyunda Cem Karakaya, Derya Yıldırım rol alıyor. Evgeny Grinko konseri Kocaeli’nde Evgeny Grinko 12 Mart’ta saat 20.00’de Kocaeli Kongre Merkezi’nde konser verecek. “Valse” adlı şarkısı ile tanına genç piyanist Grinko, büyüdüğü ülke ve kültürden büyük izler taşıyor ve bunları bestelerine aktarıyor. Evgeny’nin Zhukovsky’de bestelediği ve tek başına kaydedip mixlediği Cinematic Melodies EP’sinin (2009) kapanış şarkısı Morning in Pripyat, Kuzey Ukrayna’da bulunan Pripyat şehrini anlatıyor. Pripyat 1970‘de Çernobil Nükleer Santrali çalışanları için inşa edildi. Son olarak kayıtlarını İstanbul’da gerçekleştirdiği Silent Like Water adlı kısa albüm yayımlayan sanatçı bu kısa albümde Lev Knipper’in Polyushko Polye eserini Field adıyla yorumlamıştı. Dinleyenleri düşsel yolculuklara çıkaran tarzı ve duygusal bestelerle dolu iki albümü “Cinematic Melodies” ve “Winter Sunshine” ile kazandığı ünü, “Valse” adlı şarkısıyla pekiştiren sanatçı, bu şarkısıyla YouTube’da 10.000.000’dan fazla görüntülenme rekoru kırıyor. Moskova’nın yakınında Zhukovsky adlı küçük bir kasabadan çıkan fakat kısa sürede adını tüm dünyaya duyuran genç piyanist, geniş bir keman ailesi ve akordeoncu 5 müzisyen ile sahne alıyor. Evgeny Grinko, konserlerinde piyano haricinde gitarda ve davulda da hünerlerini gösteriyor. Çocuklar için Perküsyon Atölyesi MİAM’da (Müzik İleri Araştırma Merkezi) perküsyon eğitimi veren Amy Salsgiver ile müzikal yolculuğuna Okay Temiz Ritim Atölyesi’nde Afrika ritimleri ile başlayan davulcu ve müzisyen Nihal Saruhanlı, Arter’de çocuklara yönelik bir Perküsyon Atölyesi gerçekleştiriyor. Amy Salsgiver ve Nihal Saruhanlı’nın 14 Mart Cumartesi günü saat 11.30’da gerçekleştireceği Perküsyon Atölyesi’nde çocuklar, Arter’de sergilenen yapıtlara enstrümanları ve beden perküsyonuyla ses verecekler. ‘Çingeneler Zamanı Müzikali’ Emir Kusturica, Gordan Mihic’in yazdığı, Vural Bingöl’ün yönettiği “Çingeler Zamanı” bugün saat 20.30’da Bursa Tayyare Kültür Merkezi’nde sahnelenecek. 1988 yılında Emir Kusturica’nın yönetmenliğini ve senaristliğini yaptığı “Çingeneler Zamanı” filminin uyarlaması niteliği taşıyan ve Kumbara Görsel Sanatlar Tiyatrosu’nun prodüksiyonunu üstlendiği oyunda Bilal Çatalçekiç, Şehmuz Kartal, Vural Bingöl ve Andrea Primavera, Gamze Metin, Tuvana Ceylan, Özden Uslusoy, Seymur Alakbarov, Nilüfer Ömürlü, Ayça Ergün, Murat Yaşar Özdemir, Kamala Mustafayeva rol alıyor. 1980’lerin Yugoslavya sında her daim neşe ile yaşayan ancak yüzlerine baktığımızda herbir çizgide hüzünlerini görebildiğimiz çingenelerin aşkları, ayrılıkları, neşeleri, acılarıdır; zaman zaman güldürüp zaman zaman da hüzünlendiren... Kızını kaybetmiş, iki torununa hayatını adamış bir büyükanne ve başından bela eksik olmayan oğluyla yaşayan bir annedir Hatica... Tüm saflığıyla aşık olan ancak büyükannesinin kararıyla kardeşi için yollara düşen, zengin olmak hayaliyle kalbindeki beyazı siyaha çeviren bir torun olan Perhan ve hayallerindeki Hollywood’a ulaşmak isterken sahip olduğu saf aşkı kaybeden genç bir çingene kız olan Azra’nın hikâyesidir anlatılan. Yıldız Tilbe Bursa’da Yıldız Tilbe, Bursa Jolly Joker’de bugün saat 21.00’de konser verecek. Şarkıcı sevilen şarkılarını hayranları için seslendirecek. BsüevleenntleOrriytaleçgbiul luşuyor Bülent Ortaçgil, 13 Mart’ta saat 22.00’de Holly Pikap Performance Hall Çorlu sahnesinde hayranlarıyla buluşuyor. Badminton’un mucize kızı ARİF KIZILYALIN Badminton sporu “bir tür tenis” diye bilinse de tarihçesi M.Ö. 5. yüzyıllara, Çin’e kadar dayanıyor. İki raket ve kaz tüyü topla oynanan bir tür oyun olan Badminton 1988 Seul Olimpiyat Oyunları’ndan bu yana en fazla ilgi gören branşlardan. Ve bu branşın Türkiye’de tarihe geçen bir ismi var; o da Neslihan Yiğit. 2012 Londra Olimpiyat Oyunları’na katılıp badminton branşında “ilk olimpik sporcu” unvanını alan ilk isim aynı zamanda. Şimdilerde eğer koronavirüs bir azizlik yapmazsa Tokyo Olimpiyat Oyunları’nda madalya kovalayacak İBBSK’li sporcu kimliğiyle. Türkiye’nin en başarılı badmintoncusu olarak gösterilen Neslihan’ın hayatı ise roman gibi. Özellikle de spora başlayışı ve devamı gerçek bir özveri hikâyesi. Örneğin küçücük bir kız çocuğuyken Bursa’daki hocası Çağatay Taşdemir, “Çok başarılı bir sporcu olacaksın, sakın bırakma” demese, babası, kapanan işyeri nedeniyle memleketi Adana’ya göç etse, annesi antrenman, okul arasında kızı ile mekik dokumasa, belki bugün Neslihan Yiğit çok farklı bir kimlikle toplumun içinde yer bulacaktı kendine. Hikayesini sorduk anlattı: “Bugünlere gelebilmemde çok çalışmak kadar ailemin ve antrenörümün büyük desteği de var. Eğer badminonda başarılı olmaya başladığım ilk günlerde Çağatay Taşdemir Hocam beni teşvik etmese, ailem zorlukları göze alıp spor hayatımı sürdürdüğüm Bursa’ya yerleşmese ve Adana’ya dönsek başka birhayatım olacaktı. Babam benim için işsiz kalmayı, başka işlerde çalışmayı göze aldı. Annem de her türlü desteği verdi. En büyük avantajım spora başladığımdan beri aynı antrenörle çalışmam. Antrenörüm, en başta eğer benim badmintona olan ilgimi görüp beni teşvik etmese, ailemi buna inandırmasa olimpik sporcu olamazdım. Hayatını spora, spor eğitmenliğine adayan antrenörler sayesinde ülkemizde sporcu yetişiyor. Şimdi bizler ailelerin kız çocuklarını spora başlatması konusunda ikna edici olmalıyız. Şu günlerde sporcuyum ancak aynı zamanda beden eğitimi antrenörüyüm. Yaşadığım bilgi birikimi, genç sporcu kardeşlerimle öğrencilerimle paylaşıyorum. Olimpiyatta yarışmış ve yarışacak bir sporcu olarak spora yeni başlayanlara rol model olmaya çalışıyorum.” Neslihan Yiğit Bursa’da beden eğitimi öğretmeni. Şimdi kendisinin izindeki minik spor tutkunu çocukları yarının şampiyonları olarak yetiştirmek için uğraşıyor. Aynı zamanda da İstanbul Büyükşehir Belediyespor Kulübü’nün olimpiyat kotası alan 14 yıldız sporcusundan biri. Peki hedefleri ne Neslihan’ın? “Elbette olimpiyatta başarılı olmak. Yıllardır kulübümden çok destek gördüm. Milli takım hocalarım, federasyon, hepsi başarılı olmamızı istiyor. Buralara çok çalışarak geldiğimi biliyorum. Bence devamlılığı sağlamak sporda temel prensip. Bir hedefiniz olmalı ve planlı çalışmalısınız. Emin olun ki ça lışmalarınızın karşılığını elbet bir gün alırsınız. İstemekten ve çalışmaktan vazgeçmeyenler başarılı olacaktır. Sporcu yaptığı işi sevmeli. Sporcu kimliğimle ayaklarımın üzerinde duruyorum. Bu bilince küçük yaşta eriştim ve spor yaşam biçimim oldu. Şimdi yeni nesillere bunu aşılamaya çalışıyorum.” Bu yarışta erkek yok! İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraki Spor İstanbul’un yol yarışlarını yaygınlaştırmak ve katılımcılara alternatif yarışlar sunmak amacıyla 2016 yılından beri düzenlediği “İstanbul’u Koşuyorum” etkinliğinin Kadınlar Günü Etabı, 1000 kadın ve 1 erkek atletin katılımıyla Kadıköy’deki 10 km’lik özel parkurda gerçekleşti. Anlam dolu rotadan oluşan parkurda seçilen noktalar; kadınların vatandaş, yazar, aktivist, tiyatrocu, yönetici, sporcu ve hayırsever olarak toplumsal hayatı dönüştürdükleri yerlerden seçildi. Kadınlar Günü’ne özel düzenlenen çipli koşunun startını Kadıköy İskele Meydanı’nda; İsper Genel Müdürü Ayşe Banu Saraçlar, İBB Spor Kulübü Genel Sekreteri ve Spor İstanbul Yönetim Kurulu üyesi Erdem Aslanoğlu eşi Aslı Aslanoğlu ve Spor İstanbul’un kadın yöneticileri verdi. Yarışta ge nel klasman kategorisinde 41.12 dakikalık derecesi ile Damla Çelik bitiş çizgisine ilk ulaşan kadın koşucu oldu. 42.26 dakikalık derecesi ile Gamze Altunbaş ikincilik kürsüsüne çıkarken, 45.34 dakikalık derecesi ile Müge Daştan yarışı üçüncü olarak tamamladı. Yarışa sosyal sorumluluk kapsamında destek veren Vodafone’un Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Engin Aksoy, İstanbul Maratonu, İstanbul Yarı Maratonu ve İstanbul’u Koşuyorum etkinlikleri ile halka dokunduklarını söyledi. Aksoy şöyle konuştu: “Vodafone olarak, yaptığımız her işin bir amaca hizmet etmesi, bir amaca dokunması gerektiğine inanıyoruz. Bu inançla, halkımızı spora ve sağlıklı yaşama teşvik etmek bizim için önemli. Vodafone İstanbul Maratonu’na 2012, Vodafone İstanbul Yarı Maratonu’na ise 2014 yılından bu yana sponsor oluyoruz. Ayrıca, ‘İstanbul’u Koşuyorum Hazırlık Koşuları’nın da ana sponsoruyuz. Bu yılın ilk koşusu Dünya Kadınlar Günü’nde yapılmış olması açısından ayrıca anlamlı. Toplumda yerleşik olan ve spora da yansıyan cinsiyetçi yapının değişmesi gerektiğini düşünüyoruz. Toplumun genelinde erkeklere biçilmiş rol tanımlarında kadınların da yerinin olduğuna ve bunun cesaretle ön plana çıkarılması gerektiğine inanıyoruz. Sporda #BenVarım diyen kadınları destekliyoruz. Tüm katılımcıları tebrik ediyoruz.” Bu yıl “İstanbul’u Koşuyorum” serisi 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne özel Kadınlar Günü koşusu ile başlarken seri koşular Caddebostan Etabı, Üsküdar Etabı, Bakırköy Etabı, Tarihi Yarımada Etabı ve Kent Ormanı Etabı Gazi Koşusu ile devam edecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle