Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 20 KASIM 2019 ÇARŞAMBA HABER Çocuklar ölmesin MOğlu 19 yaşında maganda kurşunuyla ölen gazeteci Çavuş platform kurdu ARMARA’DAN HABERLER SENA TUFAN Gazi Mahallesi’nde bir magandanın kurşunu sonucu 2015 yılında vurulan ve 2 yıl süren tedavinin ardından 19 yaşında yaşamını yitiren Ahmet Emre Çavuş’un babası gazeteci Bülent Çavuş, bireysel silahlanmaya karşı platform oluşturdu. Birçok sanatçı ve siyasetçi de çektiği videolarla platforma destek verirken, Bülent Çavuş, “Devlet silah almayı kolaylaştırmaktan vazgeçmeli. Yasaların caydırıcı olması gerekiyor” dedi. Ahmet Emre Çavuş, 2015 yılında Gazi Mahallesi’nde yolda yürürken maganda kurşununun ensesine isabet etmesi sonucu felç kaldı. Vurulduğunda 17 yaşında olan Çavuş, 2 yıl tedavinin ardından girdiği ameliyattan birkaç gün sonra yaşamını yitirdi. Oğlunun yaşamını yitirmesi üzerine bireysel silahlanmaya karşı mücadele başlatan gazeteci Bülent Çavuş ailesi ile birlikte “Bireysel Silahlanmaya Hayır Platformu”nu kurdu. Birçok sanatçı ve siyasetçi de çektiği videolarla Çavuş’un mücadelesine destek verdi. Oğlunun yaşamını yitirmesinin ardından insanların bireysel silahlarla yaşamını yitirmemesi için mücadele etmeye karar verdiklerini anlatan Bülent Çavuş, “İlk olarak sesimizi sosyal medya aracılığıyla duyurmaya çalıştık. Sosyal medya üzerinden yapmış olduğumuz kampanyalar sonucu olumlu dönüşler alınca ‘Çocuklar ölmesin, anneler ağlamasın’ sloganıyla platformu kurduk” dedi. Birçok noktaya kendi olanakları ile pankartlar ve tabelalar astığını anlatan Çavuş, “İnsanlarda bir farkındalık oluşturduk. Bizim kampanyalarımıza özellikle yurttaşlardan ve esnaftan olumlu dönüş aldık. Sanatçı ve siyasilerin çektikleri videoları da yayımlayarak bir farkındalık oluşturduk” ifadelerini kullandı. Silah varsa ölüm var Umut Vakfı’nın verilerine göre Türkiye’de kayıtlı ya da kayıtsız 27 milyon bireysel silah bulunduğunu belirten Bülent Çavuş, “Bir evde eğer bir silah varsa o evde ölüm de vardır. 81 milyonluk bir ülkede 27 milyon bireysel silah olması ürkütücü. Bununla ilgili devletin çalışma yapması gerekiyor. Hükümet ya da iktidar değil devlet diyorum. Bu işin çözüm yeri Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir” dedi. Mevcut yasaların bireysel silahlanmayı kolaylaştırdığını ve yasaların caydırıcı olmadığını vurguluyan Çavuş, “Şu anki yasalara göre silah almak çok kolay. Silah sadece devletin kolluk kuvvetlerinde bulun malı. Devlet vatandaşını koruyucu tedbirler almalı. Fakat şu an el altından, sokaktan, internetten silah satın alınabiliyor” diye konuştu. Bireysel silahlanmaya karşı siyasi parti ayrımı yapılmadan destek verilmesi gerektiğini anlatan ve yerel yönetimlerden bu konuda destek isteyen Bülent Çavuş, “İstanbul’da yaşadığımız için İBB ve 39 ilçenin kültür merkezleri var. Yerel yöneticiler bireysel silahlanmanın nelere mal olduğunu anlatan yazıları reklam panolarına assalar, her hafta bir belediye panel düzenleyerek bilinç oluştursa küçük de olsa katkı sunar. Biz maddi olarak bir talepte bulunmuyoruz. Sadece yeni Ahmet Emre’lerin ölmemesi için mücadele çağrısı yapıyoruz” ifadelerini kullandı. l İSTANBUL 19 yaşında ölen oğlunun mezarına Beşiktaş bayraklarıyla donattı. Kırkpınar Mahallesi’ndeki teleferik direnişine katılan Tantan: Hepimizin suçu var Yerli tohumlar toprakla buluştu Edirne’de düzenlenen Yerel Tohum Ekim Şenliği’nde yerli tohumların ekimi yapıldı. Edirne Belediyesi’nce hayata geçirilen “Tohum Bankası” projesi kapsamında çoğaltılan ata mirası 17 çeşit buğday ve arpa tohumu, Karaağaç Mahallesi’ndeki Cumhuriyet Çiftliği’nde düzenlenen etkinlikle, geleneksel yöntemlerle toprakla buluşturuldu. Belediye Başkanı Recep Gürkan, burada yaptığı konuşmada, Edirne’nin bereketli topraklarında yerli tohumları canlandırarak geleceğe taşıdıklarını söyledi. Başlattıkları yerel tohum çalışmalarının başarıyla sürdürüldüğünü anlatan Gürkan, şöyle konuştu: “Buğday geleneksel ama aynı zamanda stratejik bir ürünümüz. Yerli tohumun değerinin, öneminin ve stratejik anlamının farkına varılmasını istiyoruz. Tabii ki hibrit tohumlarla geniş alanlarda ekim yapılıyor ancak bunun yanında geleneksel yerli tohumları da ekerek çocuklarımızın daha sağlıklı beslenmesini amaçlıyoruz.” Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Adnan Tülek ise buğdayın kültürel bir miras olduğunu ifade etti. Tülek, “Buğday bereketin simgesidir. Buğdayın anavatanı Türkiye’dir. Her zaman buğdaya manevi bir değer verilmiştir. Yerel tohumlar hem gen bankalarında hem de yerinde gen kaynaklarının korunmasıyla yapılıyor. Bugün burada yerinde gen kaynaklarını koruma çalışması gerçekleştiriyoruz” dedi. Daha sonra, Gürkan, Tülek ve katılımcılar, altı dönümlük tarlaya geleneksel siyez ve karakılçık buğdayı ve Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü’nce geliştirilen yerli tohumları ekti. ZEYNEP ÇAM Sapanca, Kırkpınar Mahallesi’nde yapımına başlanan teleferik projesine karşı yurttaşların nöbeti sürerken, bölge sakinlerinden eski İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’ da direnişe destek verdi. Mahalle sakinleri ile görüşen Tantan, “Tepelere çıkmak için yaz kış kullanılabilen çok güzel yollar var. Sıkıntı, teleferik projesini kimin istediği. Sapanca mı yoksa tepeden biri mi istedi, ona bakmak lazım” dedi. Mahalle sakinlerinin avukatı Zafer Kazan da proje alanının kullanım amacı dışında kullanıldığını ve Sapanca Asliye Hukuk Mahkemesi’ne ihtiyati tedbir talepli tapu iptal ve tescil davası açacaklarını söyledi. Sapanca, Kırkpınar Mahallesi’nde başlayan teleferik inşaatına aylardır direnen yurttaşlar gece gündüz demeden nöbetlerini sürdürüyor. Eski İçişleri Bakanı Sadettin Tantan da teleferik yapılacak alana karşı direnişte bulunan yurttaşları ziyaret etti. Yurttaşlardan ve yetkililerden bilgi alan Tantan, projenin rant amaçlı olduğunu söyledi. Türkiye’de rant uğruna pek çok yeşil alanın yok edildiğini söyleyen Sadettin Tantan, “Bu konu ile ilgili Türkiye’de çok fazla problem var. Vakıf arazileri, orman arazileri, mera arazileri, hepsi yağmalama düzeni içerisinde. Atatürk Orman Çiftliği yağmalandı. Bu bir dönem. Bu süreç içinde hepimizin suçu var. Gerçekçi olmamız lazım. Sorgulamıyoruz, sorgulatmıyoruz” dedi. Türkiye’nin bağımlı bir ülke haline geldiğini ve Türkiye’nin iyi yönetilemediğini kaydeden Tantan, “Devletin temel altyapısı iktidara ait değil. Bizler gözlerimiz kapalı siyaseten tutsak insanların arkasından gidiyoruz. Kırkpınar için hem odalar hem de halk zemininde bir mücadele gerekiyor. Bu bölgede teleferiğe hiç ihtiyaç yok. Tepelere çıkmak için yaz kış kullanılabilen çok güzel yollar var. Sıkıntı teleferik projesini kimin istediği. Sapanca mı yoksa tepeden biri mi istedi? Bunun çözülmesi lazım. Sapanca adeta bir cennet. Doğanın kullanıma açılmasında büyük bir fayda var. Teleferik projesi ile iş alanı açılmayacak. Kırkpınar bu proje ile yükselmeyecek. Sapanca’yı yeniden kazanmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı. Tapu iptali talip edeceğiz Avukat Zafer Kazan da teleferik projesinin planlandığı alanın 1945 yılında dört aile tarafından köyün ortak kullanımı amacıyla bağışlandığını anımsatarak, “Tapu tescili yapılmamış. 1961 yılında bir kadastro çalışması yapılmış ve yine tapu tescili dışında bırakılmış. 20072008 yılları arasında Sapanca Belediyesi, ta pu müdürlüğüne başvurarak tapu tescili yaptırdı. Sonrasında ise bilindiği üzere belediye meclisinin aldığı karar ile söz konusu alan bir şirkete teleferik yapmak maksadıyla, bağış sözleşmesinin amacı dışında verildi. Söz konusu alan Türk Borçlar Kanunu’nun 290’ıncı maddesine göre koşullu olarak bağışlanmış. Dolayısıyla şartların dışına çıkılırsa, bağışlayan kişiler veya onların mirasçıları alanın amacı dışında kullanıldığını iddia ederek tapunun iptalini ve kendileri adına tapuyu yeniden tescilleme talebinde bulunma hakları var. Biz de bu hakkımızı kullanarak Sapanca Asliye Hukuk Mahkemesi’nde ihtiyati tedbir talepli tapu iptal ve tescil davası açacağız” diye konuştu. Kazan, Sapanca’ya yapılacak yatırımın teleferik projesi yerine çevresinin, gölünün ve tarihi dokusunun gelişmesine yönelik projelerin hayata geçirilmesi ile sağlanabileceğini belirtti. l SAPANCA Kara ağaçkakan fotokapanla görüntülendi Tekirdağ’ın Saray ilçesinde ormanlık alana kurulan fotokapana, kara ağaçkakanın görüntüsü yansıdı. Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü Tekirdağ Şubesi’nden yapılan açıklamada, teknik ekiplerce biyoçeşitlilik takibi, biyolojik kaçakçılığı önleme, koruma ve kontrol çalışmalarının sürdürüldüğü belirtildi. Bu kapsamda, yaban hayatının yoğun olduğu alanlara fotokapanların yerleştirildiği kaydedilen açıklamada, “Saray ilçesinde yaban hayatı gözlem amacıyla kurulan fotokapanla, kurumuş bir ağaç kökü üzerinde beslenen kara ağaçkakan görüntülenmiştir. Kara ağaçkakan, nadir görülen bir tür olup en büyük ağaçkakan cinsidir” ifadeleri kullanıldı. İşyerini müze haline getirdi Edirne’nin Keşan ilçesinde baba mesleği fotoğrafçılığı 64 yıldır teknolojiye de ayak uydurarak sürdüren Orhan Saatçioğlu (79), eski fotoğrafları ve fotoğraf makinelerini müze haline getirdiği işyerinde sergiliyor. Keşan’da 1927 yılında babası İsmail Saatçioğlu tarafından kurulan fotoğraf stüdyosunda 64 yıldır fotoğrafçılık yapan Orhan Saatçioğlu, ilerleyen yaşına rağmen mesleğini devam ettiriyor. Gelişen teknolojiye ayak uydurduğunu söyleyen Orhan Saatçioğlu, “Keşan’da çok eski esnafız. Müessesemiz oldukça saygındır. Zamanla teknoloji gelişti, ben de teknolojiyi öğrenmek zorunda kaldım. Şu an teknolojiyi kullanıyorum. Burası fotoğrafçıdan ziyade bir müze. Burada kimin istersen fotoğrafını görürsün. Ben de burada müzenin müdürü olarak duruyorum” dedi. Orhan Saatçioğlu, işyerinde çok sayıda fotoğrafın yanı sıra babasına ait 1894 yapımı siyah beyaz körüklü fotoğraf makinesi ile geçmişte kullandığı fotoğrafçılık malzemelerini de sergiliyor. Öğrencilerden anlamlı proje Çanakkale’nin Biga ilçesindeki Gümüşçay Atatürk İlkokulu ve Ortaokulu öğrencileri, Türkçe öğretmeni Duygu Özyörük rehberliğinde seslendirdikleri masallarla, görme engelli arkadaşları arasında ses köprüsü kurarak üstlendikleri bir sosyal sorumluluk projesini tamamlamanın heyecanını yaşıyor. “Sesimiz gözünüz olsun” sloganıyla adlandırdıkları bu sosyal sorumluluk projesi ile empati ve yardımlaşmanın önemini daha iyi kavrayan ve bu değerlere dikkat çeken öğrenciler, Dardanel Medya Grubu’nun seslendirme stüdyolarına girerek çocuk masalları yazarı Oya Fişek’e ait olan masalları bir seslendirme sanatçısı gibi seslendirdi. Ardından da bu masalları kaydettikleri taşınabilir bellekleri, Türkiye’de sayılı görme okullarından biri olan Gelibolu Yahya Çavuş Görme Engelliler İlkokulu ve Ortaokulu’nu ziyaret ederek buradaki görme engelli arkadaşlarına hediye ettiler. Bir deniz iki yaka kol kola dans etti Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde, “Bir deniz iki yaka kol kola” sloganıyla “Ege Dostluk Dansları” buluşması yapıldı. Ege’deki dostluğu dansla pekiştirme amacıyla 4’üncüsü düzenlenen etkinlikte, Bozcaada’dan Datça’ya, İstanbul’dan Ayvalık ve Midilli’ye dans toplulukları bir arada dans ederken, Ege’nin iki yakasının dans kültürlerinin benzerlikleri ve etkileşimi de gündeme getirildi. Ayvalık ilçesindeki 4’üncü Uluslararası Ayvalık Sirtaki Haftası, 16 Kasım Cumartesi günü başladı. Ayvalık Dans Akademi’den dans eğitmeni Can Çinte öncülüğünde gerçekleştirilen iki günlük etkinliğin açılışı, Cumhuriyet Meydanı’nda yapıldı. Etkinlik kapsamında dans atölyelerinin yanı sıra Evrim Ateşler’in konuşmacı olarak katıldığı “Rembetiko” konulu seminer düzenlendi. Grup Ezgi konserinin ardından topluluklar performanslarını sergiledi. Katılımcı dans gruplarına ödülleri verildi. İlk günkü etkinlikler, gala yemeğiyle sona erdi. Ege’nin iki yakasına ait kültürün ortak yönleri olan dans ve müziklerinin tartışıldığı etkinliğin bugünkü bölümünde ise Cunda Kültür Merkezi’nde “workshop” yapıldı. Ayvalık Dans Akademi’nin sirtaki ve zeybek gösterisinin ardından Çanakkale, Bursa, Bandırma, Dikili, İstanbul, Ankara, Muğla, Balıkesir, İzmir ve Midilli topluluklarının Cunda Pazaryeri’ndeki gösterileri halk tarafından ilgiyle izlendi.