29 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

22 M C S akedonya’da ‘devlete güven’ zayıflıyor... şadığı bölgelerin aynı anlaşmanın kimi koşullarının sağlanabilmesi amacıyla hazırlanan bölgesel örgütlenme yasası ile Arnavut kontrolünde olacak belediyelere bağlanması, Makedonların tepkisini çekmişse de yeni çatışmaların çıkmasından duyulan korku halkı sessizliğe itmişti. Yeni bir terör dalgasının ülkeyi sarmasından korkulması, Arnavut azınlığa Makedonlar aleyhine olacak şekilde verilen haklarda dahi sessiz kalınmasını doğurmuş; korku, siyasi davranışı etkilemiştir. Kaldı ki, korkutarak yönetme stratejisini izleyen terörizmin, insanlar bir defa korktuktan sonra bir daha şiddet kullanmasına da gerek olmayacaktır. Bu nedenle de Krasniki’nin doğrudan şiddet içermeyen şiddet tehditleri esasen zaten amacına ulaşmıştır. Makedonlar, bir azınlık grubuna verdikleri onca ödüne ve hakka rağmen şiddet olaylarının tekrarlanması riskini ortadan kaldıramamış olan hükümete karşı inancını yitirmiştir. Arnavutlar ise ayrılıkçı olsunlar ya da olmasınlar, devlet güçlerinin 25 yaşındaki bir Arnavut’un çetesini küçük bir yerleşim biriminde aylarca ele geçirememiş olmasını, şiddet olaylarına girişme potansiyeli taşıyan gruplar için cesaret verici buldular. Bu, sisteme entegre olması muhtemel grupların da engellenmesi anlamına geliyor. Böylece toplumsal bütünleşme imkansızlaştırılmış oluyor. Hükümetin silahlı suçlularla pazarlığa oturduğu ve teslim olduktan sonra çıkarıldığı mahkemece Krasniki hakkındaki tüm tutuklama kararlarının siyasi baskı nedeniyle kaldırıldığı iddiaları da çarpan etkisi yaratmıştır. Teröre çifte standart ükümeti son olaylarla ilgili aldığı kararlar bazında eleştirenlerin başında Başbakan Vlado Buckovski’nin partisinin eski lideri olan Cumhurbaşkanı Branko Zrevenkovski geliyor. Gerçekten de olayların hemen başında görüşme gerçekleştiren Başbakan, Cumhurbaşkanı ve İçişleri Bakanı, sorunun hiçbir ödünün vermeden ve hiçbir to TRATEJİ Siyasal çözüm ve terör Gözde KILIÇ YAŞIN TUSAM Balkan Araştırmaları Masası [email protected] akedonya, geçtiğimiz üç ay boyunca Temmuz ayında gerçekleşen patlamaları ve bombalamalardan sorumlu tutulan ayrılıkçı Arnavut Agim Krasniki’nin bir türlü ele geçirilememesini konuştu. Krasniki, 80 (kimi kaynaklara göre 200) kişilik ağır silahlı çetesiyle başkent Üsküp civarındaki Kondova’yı işgal etmiş, hükümetin operasyon düzenlemesi halinde Üsküp’ü bombalayacağı tehdidini savurmuştu. Kondovo, 2001’deki ayrılıkçı etnik Arnavut isyanının merkezi olması bakımından önemli bir yerleşim birimi. Bu nedenle de halkta uyandırdığı 2001 benzeri şiddet olaylarının tekrarlaması korkusu ve güvenlik güçlerinin aylarca bölgeye girememesi esasen Makedon hükümeti adına ciddi bir kriz anlamına geliyor. Aslında herhangi bir can ve önemli bir mal kaybı yaşanmamıştı ancak devlete duyulan güven önemli ölçüde zedelendi. Hobbes’cu yaklaşımla, insanlar, sonsuz özgürlük ve yetkiden vazgeçip bunları devlete devrettiklerinde can ve mal güvenliğini de devletin sağlamasını bekleyecektir. Meşru baskı ve zor tekelini bünyesinde toplayamadığı ortaya çıkan bir devletin de iç güvenliği sağlama görevini başaramayacağı inancı yaygınlaşacaktır. Makedonya’daki güven kaybı hem kendilerine verilen onca haktan sonra devletle ve toplumun tamamıyla entegrasyona girmesi umulan Arnavutlarda hem de verilen imtiyazlar sonucunda hiç değilse artık huzurlu bir ülkeye kavuşabilecekleri hayalini kuran Makedonlarda derin bir şekilde kendini gösterdi. akedonya’da birçok bombalama olayının faili olarak M aranan bir Arnavut grup Üsküp yakınlarında bir kasabayı işgal etti. Grubun lideri affedilip serbest kalınca, sorun çözülmüş sayıldı. Makedonya Hükümeti’ni sadece siyasal yaklaşımla sorunu çözmeye zorlayan Batı, kurallara uygun yaşayanların mağduriyetine yanıt veremiyor. Terörü kaçtığı delikte kovalayan Batı’nın, diğerlerine siyasal çözüm önermesi çifte standardını da gözler önüne seriyor. M lerans göstermeden çözülmesi konusunda fikir birliğine varmıştı. Ne var ki anlaşılan, hükümet Makedonya Anayasasının ‘devlet başkanının ülkedeki güvenlik durumundan haberdar edilmesi’ni düzenleyen maddesini de ihlal ederek anlaştıklarından farklı bir çözüm arayışına girmiştir. Böylelikle devletin başı ile hükümet arasındaki anlaşmazlık da basına yansıyarak tırmanmıştır. Makedonya Cumhurbaşkanı Zrevenkovski’nin olaylara ilişkin olarak dile getirdiği "Hukuk Makedonya’yı ya yönetecek ya da yönetmeyecek. Yasalar ya herkes için geçerli olacak ya da kuralsızlığı yayacağız" (1) sözleri gerçekten de manidardır. "Hukuk Devleti" ilkesi, devletin eylemlerinin hukuk kurallarına bağlı olduğu konusunda vatandaşların devlete güven duyabilmesini gerektirir. Bu anlamda suçlunun cezalandırılmaması hem toplum vicdanını yaralayacak hem de yasalara uygun davrananları rencide edecektir. Makedonya Hükümeti’ni güvenlik güçlerini kullanmadan sadece siyasal yaklaşımla sorunu çözmeye zorlayan demokrasi simsarı Batı, terör eylemine gösterilecek müsamahanın demokratik kurallara uygun yaşamaya niyetli diğer vatandaşları ikinci kez mağdur ettiğini fark etmek Arnavutlar eylemde. Korkutarak yöneten terör atılı devletlerin zorlaması ile ortaya çıkan Ohri Anlaşması’nın şartları, Arnavut azınlığın anayasal haklarının arttırılmasını, anadillerini okullarında ve parlamentoda kullanabilmelerini gerektiriyordu. Anlaşma, sonraki aşamalarında yerel yönetimlerin güçlendirilmesi vasıtasıyla bazı bölgelerde eğitim, sağlık ve finansal planlamanın Arnavut kontrolüne geçmesini, hatta buralarda Arnavutça’nın ikinci resmi dil olarak ilan edilmesini, nihayetinde de bayrak ve etnik simgelerin kullanılabilmesini sağlamıştır. Yoğun olarak Makedon unsurların ya B H
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle