Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Aylar
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5 HAZİRAN 2012 SALI 5 HAZİRAN DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ 1972 yılında İsveç’in Stockholm kentinde Birleşmiş Milletler Çevre Konferansı’nda, 5 Haziran Dünya Çevre Günü ilan edildi. Her yıl farklı temaların işlendiği günün bu yılki sloganı “Yeşil Ekonomi: Siz Dahil misiniz?” olarak belirlendi. Dünya nüfusunun 2050 yılına kadar 9 milyarı aşacağı tahmin ediliyor. Kutlama değil mücadele günü ÖZLEM GÜVEMLİ 5 Haziran Dünya Çevre Günü artık bir kutlama değil mücadele günü. Sayısız felaket, afet ve krizle karşı karşıya olan yaşlı gezegenin insan eliyle yok edilen havası, suyu, toprağı uzun süredir her şeye karşın direniyor. Artık gezegenin geleceğini tehdit edecek boyutlara ulaşan doğal kaynaklar üzerindeki baskıyı azaltmak için dünyayı yönetenlerin somut adımlar atması, bireylerin de yaşam biçimini değiştirmesi gerekiyor. Mevcut yaşam tarzı ve tüketim alışkanlıklarının bu şekilde devam etmesi halinde insanlığın 1.5 gezegene daha ihtiyacı olacak. Yaşayan Gezegen Endeksi, son 40 yılda biyolojik çeşitliliğin küresel ölçekte yüzde 30 azaldığını gözler önüne seriyor. Artan nüfus, daha fazla kaynak ihtiyacının ortaya çıkması ve kaynakların fütursuzca sömürülmesi anlamına geliyor. Sömürülen kaynakların başında da su ve ormanlar geliyor. Dünyada bulunan tüm suyun sadece yüzde 2.5’i tatlı su. Bunun yüzde 70’i buz ve kar halinde. İnsanoğlu sadece 200 bin kilometreküp tatlı suya erişebiliyor. Yani tatlı su talebi, arzdan çok daha fazla. Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) 2025 yılına kadar 1.8 milyar insanın sudan tamamen yoksun bölgelerde yaşayacağını öngörüyor. Türkiye de artık su zengini bir ülke değil. Coğrafyamıza düşen yağışın üçte biri akışa geçmekte, akışa geçenin ise ancak yarısı kullanılabiliyor. Ülkemizde kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı yaklaşık 3 bin 500 metreküp/yıl ile dünya ortalamasının yarısı düzeyinde. Şu an yılda 1500 metreküp düzeyinde olan kişi başına kullanılabilir su miktarı, 100 milyonluk bir Türkiye’de 100 metreküpe düşecek. Daha kötüsü, dünyada su kıtlığıyla yüz yüze olan insan sayısı bu dönemde 3 milyarı geçecek. Sanatçıların çevre YAŞAYAN gezegen raporu WWF tarafından gezegenin durumunu belgelemek için yayımlanan Yaşayan Gezegen 2012 Raporu da doğal kaynaklar üzerinde insan baskısının yıllar içinde geldiği boyutu çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor. Rapor, 1950’lerden beri nüfusun iki kat arttığını, daha iyi seçimler yapılmadığı takdirde artan nüfusa ve tüketime bağlı olarak Ekolojik Ayak İzi’nin daha da artacağına dikkat çekiyor. Ekolojik Ayak İzi’nin farklı gelir gruplarına göre incelendiği raporda zengin ve yoksul ülkeler arasındaki fark açık bir şekilde ortaya çıkıyor. Yüksek gelirli ülkelerin Ekolojik Ayak İzi, düşük gelirli ülkelerin Ayak İzi’nin neredeyse beş katı. duyarlılığı Karikatürcüler Derneği “5 Haziran Dünya Çevre Günü” nedeni ile dernek üyelerinin çavre sorunlarıyla ilgili 60 adet karikatürünü Yerebatan Sarnıcı çıkışındaki Dünya Karikatür Galerisi’nde sergileyecek. Bugün başlayacak sergi saat 10.0018.00 saatleri arasında 20 Haziran’a kadar gezilebilir. 5 Haziran Dünya Çevre Günü nedeniyle bir açıklama yapan Karikatürcüler Derneği Başkanı Metin Peker, çevre sorunlarının doğal yaşamı ve insanlığı tehdit eder noktaya gelmesinin sorunun yaşamsal önemini ortaya koyduğunu belirterek “Daha güzel ve yaşanabilir bir dünya için ekolojik krizin nedenlerini tartışmak ve köklü çözümler oluşturmak gereği her zamankinden daha çok önem kazanmış görünüyor” dedi. Türkiye’nin durumu Yaşayan Gezegen Raporu’na göre Türkiye, kişi başına düşen Ekolojik Ayak İzi sıralamasında 150 ülke arasında 68. sırada yer alıyor. Kişi başına düşen Ekolojik Ayak İzi en yüksek olan ülkeler Katar, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri, Danimarka, Amerika Birleşik Devletleri, Belçika, Avustralya, Kanada, Hollanda ve İrlanda olarak sıralanıyor. HES’ler en sıcak konu Türkiye’nin su kaynaklı sorunlarından biri de HES’ler. Özellikle Karadeniz bölgesinde yoğunlaşan ve mahkeme kararlarına karşın uygulanmak istenen HES projelerine karşı yöre halkının en başından beri gösterdiği direniş günvenlik güçlerinin sert müdahaleleri ile sonuçlanıyor. HES sorunu sadece çevre değil toplumsal açıdan da bir tartışma konusu. Sinop Gerze’de termik santrala, Akkuyu’da nükleer santrale karşı halkın tepkisi de her geçen gün artıyor. Ancak hükümet artık bütün dünyanın vazgeçmeye başladığı termik ve nükleer santrallerden vazgeçecek gibi görünmüyor. Türkiye’nin su yasası yok TEMA Vakfı da Dünya Çevre Günü’nde, suyu varlık olarak tanıyan, yaşam için vazgeçilmez bir hak olduğunu kabul eden ve tek elden katılımcı yaklaşımla yönetecek bir su yasasının çıkarılması çağrısında bulunuyor. Gerekli önlemler alınmazsa suyun bir “varlık” değil “darlık” kaynağı olacağına dikkat çeken vakıf, uzmanlarla birlikte bir Su Kanunu Tasarı Taslağı da hazırladı. Taslakta şu maddeler öne çıkıyor: “Suya erişim hakkı temel ve yaşamsal bir haktır, ayrıcalık veya öncelik tanınamaz. Su, doğal varlıktır, ticari bir mal olarak görülemez. Sularımız üstün ekosistem yararı gözetilerek tek bir yasa ile ama katılımcı bir yaklaşımla yönetilmelidir. Su aynı toprak gibi yaşamın kaynağı ve temelidir. Bu nedenle yerüstü ve yer altı suyumuz korunmalı, verimli ekonomik kullanımı sağlanmalı ve geliştirilmelidir. Yönetilmesi zor bir varlık olan suya hayathakvarlık üçgeninde odaklanılmalıdır.” TEMA, şu an su ile doğrudan ilgili 37 mevzuat, dolaylı 21 mevzuat olmak üzere toplam 58 adet mevzuat bulunduğuna dikkat çekerek bu alandaki görev ve yetki çatışmasına da vurgu yapıyor. ALİ ŞUR 400 bin ton ambalaj geri döndü İstanbul Haber Servisi ÇEVKO Vakfı, 2011 yılında 147 bin ton kâğıt/karton, 105 bin ton cam, 109 bin ton plastik, 27 bin ton metal, 13 bin 500 ton kompozit malzemenin yani yaklaşık 400 bin ton ambalajın geri dönüşümünü sağladı. Geri kazanım sonucu sağlanan toplam tasarrufun maddi karşılığı ise 1 milyar 52 milyon 424 bin TL. 5 Haziran Haftası Dünya Çevre Günü nedeniyle geri kazanım konusunda duyarlığı arttırmak için ünlü isimlerle birlik TV ve radyolar için kamu spotu hazırladı. Kampanyaya Ayhan Sicimoğlu, Toprak Sergen, Jülide Ateş, Irmak Ünal’ın da aralında bulunduğu ünlü isimler destek oldu. ÇEVKO’nun verilerine göre geri kazanılan 147 bin ton kâğıt/karton ambalaj atığı ile 2.5 milyon yetişkin ağacın kesilmesi önlendi. 4 milyar litre su, 600 milyon kilovatt elektrik tasarrufu sağlandı. 105 bin ton cam ambalajın geri dönüşümü, 65 bin varil petrol tasarrufu anlamına geliyor. Cam ambalajların geri kazanımı ile yaklaşık 33 bin ton karbondioksit emisyonunun açığa çıkması da engellendi. Geri kazanımı sağlanan 109.000 ton plastik ambalaj atığı ile 1.74 milyon varil petrol tasarrufu sağlandı. Bu da 6 milyon aracın bir depo benzin miktarına denk. Sağlanan 629 milyon kilovattlık elektrik tasarrufu ise yaklaşık 228 bin ailenin yıllık elektrik tüketim miktarına eşit. 27.000 ton metal ambalajın geri dönüşümünün sağlanması sonucu da 7.9 milyon litre benzin tasarruf edildi. 80 bin metreküp düzenli depolama alanından tasarruf sağlandı. C MY B C MY B