02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

4 Kuş gribi turizmi etkilemedi İstanbul Haber Servisi Kuş gribi virüsünün ülkemizde ölümlere neden olmasının ardından, bazı turizm acenteleri Türkiye’ye seyahat eden turistleri, kuş gribi virüsüne karşı uyaran bildiriler dağıtıyor. Bildirilerde, Avrupa Birliği’ne (AB) bir dizi üçüncü ülkelerden kanatlı hayvan ile bunların etinin, yumurtasının, tüyünün ve av hatıralarının getirilmesinin yasak olduğu ve turistlerin virüse karşı bazı önlemler almaları konusunda öneriler bulunuyor. Turizmciler özellikle deniz, doğa, kongre turizm alanlarında dünyada önde gelen ülkeleri arasında bulunan Türkiye turizminin henüz zarar görmediğini ve bunun için de gerekli önlemleri aldıklarını söylediler. da seyahat acentelerle ilgili kuruluşların bilgilendirilmesi yönünde çalışmalara devam ediyoruz’’ dedi. Türkiye’ye yapılan seyahatlerde ise herhangi bir azalmanın söz konusu olmadığını dile getiren Ulusoy, ülkemizin hastalıkla mücadele ettiğini ve hastalığı kontrol altına almada geniş yönlü tedbirlerin alındığını kaydetti. C SAĞLIK 3 ŞUBAT 2006 CUMA 300 MİLYON YILDIR YAŞIYOR Tüberküloz bitmeyen savaş İstanbul Haber Servisi Tüberküloz (verem) etkeni ‘‘Mycobacterium tuberculosis’’ en az 300 milyon yıldır doğada toprakta, sularda, çimenlerde petrol atıklarında yaşıyor. İlk insan topluluklarında bile varlığına rastlanan verem hastalığı, dünyada MÖ 1500750 yılları arasında Nil bölgesinde, 150050 arasında Eski Yunan’da, 2501500 arasında Amerika’da büyük salgınlar halinde görüldü. Bu eski düşmanın tarihini anlatan Bahçelievler Medicana Hastanesi’nden Dr. Osman El Jundi, 1882’de Dr. Robert Koch’un verem basilini bulduğunu ve hastalığın bulaşıcı olduğunu belirlediğini açıkladı. Verem basilinin solunum yolu ile bulaştığını anımsatan Jundi, hapşırma, öksürme, konuşma ve hatta şarkı söylerken bile ortam havasına yayılan damlacıkların hastanın soluması ile akciğerlerin alveollerine (hava keseleri) kadar ulaşabileceğini söyledi. Her bir damlacığın 12 basil taşıdığını ifade eden Jundi, ‘‘Bir hapşırmada yaklaşık 30 bin damlacık ortama yayılabiliyor ve bu damlacıklar uzun sürede havada asılı halde kalabiliyor’’ dedi. Verem mikrobu alan ki şilerin, taşıyıcı olduğunu ancak hemen hastalanmadığını belirten Jundi, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘‘Verem mikrobu kaptıktan sonra 2 yıl içinde, şeker hastalığı olanlarda, bağışıklığı baskılayan tedavi görenlerde (örneğin uzun dönem kortizon tedavisi alanlarda), 05 yaş arası veya çok yaşlı olanlarda, sigara içenlerde, vücut ağırlığı olması gereken vücut ağırlığına göre yüzde 5’ten daha düşük olanlarda, kanser hastalığı veya organ nakli olanlarda, yetersiz beslenenlerde ve mide ameliyatı olanlarda verem hastalığının gelişme riski daha fazla.’’ ‘Uzun sürmez’ Türkiye’nin kuş gribi ile ortaya çıkan durumdan etkilenmesinin çok uzun sürmeyeceğini belirten Ulusoy, ‘‘Bu sene Türkiye turizmindeki yükseliş trendini yakalayacak’’ açıklamasını yaptı. Turistik Otelciler Birliği (TUROB) Başkanı Timur Yıldırım, bazı seyahat acentelerinin ülkemize gelen turistleri önlem almak adına uyarıcı bildiriler dağıtmasının doğru olduğunu bildirdi. Bayındır, kuş gribinin çıkmasının ardından acentelerden yaklaşık 100 kişinin seyahatini ertelendiğini, bunun dışında büyük ertelemeler olmadığını söyleyerek ‘‘Gelen turist sayısına baktığımız zaman iptal edilen bu sayı normal, şu an için ülkemize gelen turistlerin sayısında azalma vardır diyemeyiz’’ Acenteler bildiri dağıtıyor Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkanı Başaran Ulusoy, ülkemize sıçrayan kuş gribinin, potansiyel turistlerin seyahat kararlarında tereddütlere yol açması ve olumsuz etkiler yaratmasına neden olduğunu söyledi. Ulusoy, ‘‘Bazı seyahat acenteleri turistleri uyarmak için bildiriler dağıtıyor. TÜRSAB olarak U Z M A N L A R U YA R I Y O R : TÜRSAB Yönetim Kurulu Başkanı Başaran Ulusoy: ‘Kuş gribi nedeniyle ülkemize gelen turistler bazı tereddütler yaşıyor.’ Uykusuz gecelerin nedeni: Apne İstanbul Haber Servisi Uyku apnesi olanlar sağlıklı bir uyku uyuyamıyor, yeterli oksijen alamıyor, asabi ve yorgun uyanıyorlar. Uykuda solunumun kısa süreli durması ve kandaki oksijen düzeyinin belirli seviyelerin altına inmesi olan uyku apnesi, toplumda yüzde 5 gibi ciddi bir oranda görülmesine karşın, yeterince tanınmayan hastalığın varlığı, genellikle uyku sırasında hastanın yakınları tarafından fark ediliyor. Tedavi edilmemesi durumunda, birkaç yıl içinde kalp ve akciğer hastalıklarının da aralarında bulunduğu çok sayıda rahatsızlığa yol açan uyku apnesi, hemen her yaş grubunda ortaya çıkmakla birlikte orta yaş üzerinde daha Risk faktörleri sık rastlanıyor. Çocuklarda, ? Kilo fazlalığı. uyku apnesinin ? Özellikle çocuklarda erken teşhisi büyümüş bademcik ve çok büyük geniz etinin varlığı. önem kazanı? Boğazın doğuştan dar yor. Çünkü, ihyapıda olması. mal edilen uy? Uyku apnesi, erkekku apnesi çolerde kadınlara oranla 2 cuklarda, ‘‘bükat daha fazla ortaya çıyümegelişme kıyor. geriliği, beynin ? Orta yaş üzerindeki oksijensiz kalerişkinlerde gençlere göması gibi çok re 23 kat daha fazla göciddi problemrülüyor. lere veya uzun ? Alkol, sakinleştirici vadede akciğer ve uyku ilaçları kulve kalp rahatlanımı. sızlıklarına’’ yol açarken ‘‘okul başarısında azalma, öğrenme güçlüğü, sosyal izolasyon, çekingenlik, sinirlilik’’ gibi sosyal problemlerin de ortaya çıkmasına neden olabiliyor. Anadolu Sağlık Merkezi Uyku Laboratuvarı’ndan KBB uzmanı Op. Dr. Anıl Güngör, ‘‘Santral’’ ve ‘‘Periferik (Obstrüktif)’’ uyku apnesi olmak üzere ikişe ayrıldığını belirterek Santral uyku apnesinin, beyindeki solunum merkezinin yetersiz ve uyumsuz çalışması sebebiyle ortaya çıktığını, Periferik uyku apnesinin ise boğazda solunum yolunu açık tutan kasların gevşemeleri ile havanın geçeceği alanın kapanması, daralması sonucunda oluştuğunu söyledi. Anadolu Sağlık Merkezi’nin uyku laboratuvarından Nöroloji Uzmanı Dr. Levent Üçkardeşler ise uyku apnesinin çeşidini ve şiddetini ölçmenin önemine değinerek ‘‘penis sertleşme sorunu şiddetini ölçmekte de kullanılan polisomnografi yöntemi’’nin kullanıldığını söyledi. Gittiğiniz kuaföre dikkat edin İstanbul Haber Servisi Kadınların güzellik tutkusu ile gittikleri güzellik merkezleri, kuaför salonları, hijyen kurallarına uymamaları durumunda hastalıklara davetiye çıkarıyor. Hijyen kurallarına uymayan kuaförlerden geçebilecek hastalıkların sayısının fazlalığına dikkat çeken cilt hastalıkları uzmanları, buralardan uzak durulmasını öneriyor. Halk arasındaki en önemli korku ise HIV , sarılık gibi baş edilemeyecek hastalıkların bulaşması, ancak Türkiye Berberler ve Kuaförler Federasyonu Başkanı Bayram Karakaş, bugüne kadar kuaför ve berberlerden HIV ve sarılık gibi hastalıkların bulaştığının görülmediğini savunuyor. Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Deniz Duman, berberler ve kuaförlerde saç, tırnak ve deriye yapılan uygulamalarda, bakteriler, virüs ve mantarlar ile bit ve parazit gibi asalakların bulaşabileceğini belirterek bulaşmanın hasta kişi ile direkt temasla değil, yapılan uygulamalarda ortak kullanılan malzeme ve aletler yolu ile olduğunu söyledi. Erkeklerde saç ve sakal tıraşında kullanılan aletlerin hijyenik olmaması nedeniyle mantar enfeksiyonunun geçebileceğini ifade eden Deniz Duman, ‘‘Çocuklarda ise saç mantar enfeksiyonları ve saç bitlerinin bu yolla bulaşabildiğini biliyoruz. Ancak bunlar nispeten daha nadir karşılaştığımız olgular’’ dedi. Karşılaşılan cilt hastalıklarında hekime başvurmak gerektiğini vurguladı. DERNEK KAMPANYA BAŞLATTI Cüzamla Savaş Derneği kaynak arıyor İstanbul Haber Servisi Cüzam hastalığının Türkiye’den silinmesinde en önemli katkıyı sağlayan Cüzamla Savaş Derneği, kaynak sıkıntısı yaşıyor. Türkiye’deki 2 bin 500 cüzam hastasının tedavilerini sağlayan ve çalışma ortamları hazırlayarak onları sosyal izolasyondan kurtaran dernek, kaynak sıkıntısından kurtulmak için kampanya başlattı. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan ve arkadaşları, 1976 yılında Cüzamla Savaş Derneği’ni kurdukları zaman, Cumhuriyet’in kuruluşundan o güne kadar kaydedilmiş yaklaşık 10 bin cüzam hastasına ulaşmaya çalıştı. Anadolu’nun dört bir yanına giden Cüzamla Savaş Derneği gönüllüleri, hayatta kalan 2 bin 500’den fazla cüzamlı hastaya ulaştı. Dernek gönüllüleri, o günden bugüne uzanan zaman diliminde göreve gelen sağlık bakanları ile yürüttükleri proje kapsamında, tek tek evlerine giderek ulaştıkları hastalara cüzam tedavisi başladı ve yeni hastaları takip programına aldı. (Bilgi için tel: 0 212 252 44 334) CUMHURİYET 04 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle