Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
şeriatçı bayrak alttnda başlattıklan ayaklanmaya kadar surdu. Merkezi Selanik'te bulunan 3. Ordu'nun kurduğu Hareket Ordusu, htanbuVu işgal ederek ayaklanmayı bastırdı, 11. AbdulhamiVi tahttan indiren Ittihat ve Terakki Cemiyeti ulkenin kaderine hakim oldu. 1908 Devrimiyle ulkemiz, kısa surecek de olsa, tarihinde o gune kadar yaşanmamış bir siyasal ozgurluk donemine girdi. Ulkemiz ozgurluk tnucadeleleri tarihinin onemli bir donemeci olan 1908 DevrimVnin 75. yıldonumunu kutlamak amacıyla, seçkin bir duşunce tarihçimiz olan Dr. Ziya Somarın (19061978), Meclisi Mabusan'm 4 Aralık 1908'de toplanışı ve Meclisin Abdulftanür'le ili^kileri uzerine Istanbul, Selanik ve tzmir basınmda çıkan yorumları inceleyen belgesel nitelikteki bir yazısını yayınhyoruz. Söz konusu yazı, Somar'ın Tevfik Nevzad: tzmır'ın tlk Fıkır ve Hürrıyet Kurbanı adlı, 1948'de çok az sayıda basılmıt olan kitabmdan alınan parçalardan oluşmaktadır. Dlli sadeleştirilerek yayınlanmaktadır. # kanlıkla, bu kez de sayfalarını renklı ve çıçeklı bir çcrçeve ıvınde suslemiştı Ancak, büyuk bir sayfa tutan "medhiyesım" bu defa Abdulhamid'e değıl Ittihad ve Terakki Cemiyeti'ne sunuyordu. Bu uzun med hıyenın sonunda fcşref'ın bir kıtası bulun maktaydı Yıne de, Abdulhamıd'ın tahta (.ıkışının 25 yıldönümü olan 1 Eylül 1900 tarıhlı Ahenk gazetcsı görülecek ve bir karşılaştırma yapılacak olıırsa şu gerçek hemen yakalanabılecektır Gayet süslü ve 10 Icmnıu/ ^crefıne olandan çok daha parlak ve ıtınalı bir kapakla çıkan bu gazete, "10 Temmuz İnkılâbına" karşı zorakı ve gayet soğuk bir mecburıyet duygusu ıle "saygı vazifesini" yerınc getınyordu Hep sı buydıı Çunku, esasen "1908 Jonturk tnkılfibından" sekız yıl önce kutlanan bu "culus" gununun basındakı yankıları zorla yerıne getırılmış bir "kutlama görevı" olmaktan vok, bir "ubııdiyet nıhunun", bünln bir kölece bağlılık ruhunun ortaklaşa ve yerleşmış bir ıtadesıydı İ7mır'de yayınlanan Hizmet gazetesinde M. Kâmil "Mlllet ve Padl*ah" başlıklı ınakalesınde, bugünün anlamı ve kapsamını, ulusla padışahın buluşmasında buluyordu"...Bugune kadar sultan ile millet birbirinden ayrı yaşamışlardı... thtimal padişah bııden zıyade i'sir idi... TesadUflerden yararlanarak padışahın sarayına sokulablİen hainler otuz uç sene durup dinlenmeksizin onu milletin fenalığından, kotu maksatlanndan bahsederek korkııttıılar. Bu lyilikscverlik ve dogruluk ortusu altında, padişahı kayıt ve esaret /incirine vurntak, lıııkümdaıiık nufuzunu ele alarak padişah namına her turlu melanet ve istibdadı icra ettirmek hırsı saklıydı. tşte on bir temmuz mukaddes inkılâbı evvela sarayı temizledi. Padişaha mukaddes ve kanuna uygun hurriyetini bahşetti." Fırkanın yayın organı o l a n t t l i h a d ısc Y a ş a alas'lardaki zrini aldüar dıyordır "... Perşembe gunu şehrimi/de Meclis'i Mcbusan'ın açılış toreni nedeniyle yapılan şenliklcrin parlaklığını, şaşaasını lâyıkiyle tasvirden acııiı. Bu milli bayramı, butun ahalimiz son derece sevinçle ve heyecanla kutlamıştır. Butun halk caddelere, insanların toplandıgı her yere dokulup, sabahtan akşama kadar sevincinı, ilan etmiştir." Yıne Selanik'te çıkan /aman gazctesı de "Millel ve Padişah" adlı bdşya/ısında gu nün önemıne ve buyukluğüne daır aynı duyguları 21 Aralık 1908 tarıhlı nüshasında şöyle tekrarlıyordıı "Meclisi Mebusan dairesine girıniş olanların kalbinde hâsıl olan ilk duygu şu olınuş idi: Milletin buyukluğıı ve yiğitlıgi... Padışalı yalnı/ Meclisi degil millelini de muınkun mertebe geniş olcude gormeye karar vererek en uzun guıergâhı secmiş ve bu suretle hemen butun tslanbul ıı gormeye muvaffak olmuştur..." Bu ba^ya/ıda Meclıs'tekı havaya da değınılıyordu "...O dakikada Mebusan salonunda derin bir sessi/lik htıkum surmekte idi. Milletvekillerinden hiçbiri pencereye koşup llumayun'un gelişini gormek merakına duşmemışli. Mebuslar vazife ile oturuyorlarmış gibi yerlcrinden asla kıpırdamadılar. O derece kıpırdanınadılar ki Zâtı Hıımayun'dan evvel localarına gelmi^ olan Şehzade Selim Efendi lla/retlerinin verdıği selaını bilc gormediler. Prens iade edilmeyen bu selamı ılı pek muşkul ve nazik bir me\kide kaldı." !/mır gd/.clclcrı de, Meclısı Mebusan'ın | a S 1 haberler.ne açl m yankllar sayfalarını oldukça cömert bir bıçımde ayırmışlardı Ahenk ga7etesi, eskı cülusıyc gunlcrının gorkem Iı "medhiyelerinden" kalan sadık bir dlış ' Yaşasın ittihad ve I erakki!" başlığını taşıyan yazısında bu zafe11 övuyordu Tabıı yıllar önce burada, aynı toprak üstunde, bu "hurriyet gunleri" ıçın dıdınıp yok olmuş, binbir ıstırap ve çılenın bınbır zehrinı yutmu$ ve nıhayet unutulup gıtmış ısımlerden habersizdı Sadece devletın merkezınde kahraman kıhnmış sımaları gö/önüne ahyordu. "...Malıımdıır ki ilk Meclisi Mebusan 1877 senesi martının yedisinde, Dolmabahçe Sarayında açılmış ve Tanıfı Eşrefi Padişahî'den bir nutuk irad edilmişti. Bu iki avıhş loreninin arası en can yakıcı kanlı hatıralarla doludur. Onları tekrar ederek sevincimize huzun karıştırmak, haz dolu kalplere sıkınlı getirmck istemeyiz. Lâkin bir halıra, evet, hurriyetimizin degerli bir yadigârını unulmak nasıl muınkun olur?" Mıthat Paşa, o millet şehidi gozumuı onunden gider mi? Keınal, o hurriyetin deli gibi flşıkı, kıymel bileıılcrin gozunden hiç uzak olur mu? Ahmet Kı/alar, Nazımlar, knverler, Niyaziler.. onların bedbaht geçen gunleri bugunku saadete donerek bu sevinç gunlerinı yarattı... Her yerde hurriyet kanla ve dehşetle elde edilmişken, fakat biz mukaddes İttihad ve Terrakkı cemiyeti sayesinde yuce bir farklılıkla hiçbir kavme nasip olmayan harışçı bir hareketle mcşruliyeli geri aldık, dunyaya kendimizi hayran eyledik." İTTtHAT VE TERAKKİ GENEL MERKEZİ 1908 Devrimi Ittihat ve Terakki Cemiyetl'nde toplanan ozgurlukcu asker ve sivil aydınlann eseriydi. On yıl süreyle iktidarı elinde bulunduracak olan İttihal ve Terakki Cemiyeti'nin Genel Merkezi, daha sonra gazetemizin idarehanesi olacak olan, fotografta gortilen binada bulunuyordu. Boyleee, bu ınesut gün, Tâcıdar ıl" Fırka (hükümdar ıle partı) arasında yeni bir "devlet" ve"ikbal"ın yolunu açı>ordu. Oysa, bu günde, şeref, guvenlık ve ınsanca yajamanın gerçek bir haberını g< Tnek ısteyen ulus, başı üzennde dolaşan felat "tlerın bütün çaresını bugünün tılsımında j r yor; kendıııi bütün safiığı ıle bu "vaad*dilmiş toprak"ın hayal ve umutların? ı>ırakıyordu. Fakat, sadece bir hükümdar ıle t.ı >enı "Rumelili dostlann" «ereflcrı aras J<ı bölustürulen zaferde, ulusun payı neıedeydı? Hıçbır "lutfu şihine",e (padişah lütfu Yeni "Rumelili dostlar" Milletvekillerinden hiçbiri pencereye koşup padişahın gelişini görme merakına düşmedi na), hıçbır "karart âli"ye (>uce bir karara) bağlı olmadan, ancak bir ınsan bırlığı oluşturmanın kendılığınden özgur ve onur lu kıldığı ulusun, bu zaferde payı yok muydu 9 Ona bu nıucadelede dü^en hak, hurriyet'ı de, musaval'ı da bıtmcycn bir ıııııınet ve şükran borcu gıbı odemek ıçın, durınadan "cemiyetı ebedi muddef'e (Ittıhdd ve Terakki) ve "omrıı afiyeti padişahî"ye dua etmektı Gelecek hafta: Abdülhamit Meclis'in açılışında. SAYFA 5 CUMHURtYET/SEÇlM 83