02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

C SPOR FUTBOL 21 EKIM 2008 SALI Samuel Eto’o. K I L I Ç K R I U S U KÂB DI A L T HOR Campell için Eski Trabzonspor Başkanı M.Ali Yılmaz tarafından ‘yamyam’ benzetmesi yapılmıştı A.MadridMarsilya maçındaki olaylar ırkçılık tartışmalarını alevlendirdi. VOLKAN AĞIR A vrupa futbolununun kronikleşen sorunu bu kez Vicente Calderon’da kendini gösterdi. Atletico Madrid’le Marsilya arasında oynanan Şampiyonlar Ligi maçında Madridli taraftarların yaptığı tezahüratlar sonrası ırkçılık yine yeşil sahaların gündemine oturdu. Yaşananlardan sıkıntı duyan İspanyol Luis Garcia, “Artık herkes İspanyolların dünyadaki en kötü millet olduğunu düşünecek. Oturup düşünmek ve ülkenin imajını düzeltmekte yarar var” açıklamasını yapmak zorunda kaldı. Garcia endişelerinde oldukça haklı. Çünkü bu olay son birkaç yıldaki İspanyol tabanlı ırkçı sorunlardan sadece biri... Kamerunlu Samuel Eto’o, Real Zaragoza maçındaki ırkçı tezahüratlar sonrası sahayı terk etmek istemişti. Ancak Ronaldinho ve Larsson tarafından ikna edilen futbolcu oyundan çıkmadı, bir golün de asistini yaptı. Goller sonrası tüm futbolcuların Eto’o’ya gitmesi de ırkçılığa karşı omuz omuza verilmesi gerektiğine güzel bir örnekti. Birçok farklı etnik kökeni içinde barındıran İspanya’da Athletic Bilbao da Bask kökenli olmayan futbolcuları kadrosunda bulundurmayarak farklı ırklara kapalı bir tutum sergiliyor. Kökleri “Napolyon Savaşları” ve Darwinizm’e dek uzanan ırkçılık olgusunun spor ve futbolla tanışması faşist liderler Mussolini ve Hitler dönemlerine denk geliyor. Mussolini’nin desteklediği Lazio, ‘gestapo’ları anımsatan ‘SS’ (Societa Sportiva anlamına gelen) takısını değiştirmeyip kulüp politikasını açıkça gösterdi. Bu duruşunu devam ettirmekte olan kulüp, 2001’de kadrosuna babası İtalyan olan siyahi Liverani’yi katana dek takımda siyah tenli oyuncu bulundurmuyordu. Bu tutumları da “Tüm Lazio taraftarları ırkçı değildir ama tüm ırkçılar Lazio taraftarıdır” sözünün oluşmasına yol açtı. İtalyan Paolo Di Canio da 2005’te Lazio’da oynarken bir maçta gol sevincini faşist selamıyla kutlayarak yeşil sahalarda politik görüşünü açıklamaktan çekinmedi. Aynı yıl Messina’da forma giyen Fildişi Sahilli Marco Zoro, ırkçı tezahüratlara dayanamayarak Eto’o’nunkine benzer bir tepki göstermişti. Hitler Almanya’sının ‘saf ırk’ politikası ise günümüzde ütopik kaldı. Zira bugün Almanya Ulusal Futbol Takımı’nda ‘safkan’ bir Almana rastlamak pek mümkün değil. Polonya, Brezilya, Gana asıllı oyuncular çoğunlukta... Bu futbolculardan Gana asıllı Asamoah, Yeşil sahalarda Le Pen’e Paris Saint Germain (PSG) taraftarları ‘Sadece beyazlara ait’ pankartı açarak eşlik ediyor. Siyah beyaz ayrımcılığı dışında etnik kökenleri yüzünden ülkede sorunlar yaşayan futbolcular da var. ULUSAL MARŞ ISLIKLANDI Fransa Tunus maçında yaşanan olaylar ise ırkçılığı ülkede yeniden gündeme taşıdı. Kuzey Afrika kökenli taraftarların protesto amacıyla Fransa Ulusal Marşı ‘Le Marseillaise’i ıslıklamalarına kendisi de göçmen bir ailenin çocuğu olan Fransa Başbakanı Sarkozy, ırkçı söylemlerle tepki verdi. Fransa’nın 31 kazandığı maçta Kuzey Afrika ülkesi olan Cezayir asıllı Karim Benzema’nın 2 gole imza atmış olması, ‘futbolun ırkçıları’na güzel bir yanıt oldu. Günümüzde kadrolarında yerli futbolcudan çok yabancı oyuncu bulunduran İngiliz kulüpleri, 1970 ve 1980’lerde şimdiki kadar ‘açık’ değildi. İlk olarak West Bromwich Albion Kulübü, cesaret edip 3 siyahi oyuncuyu birden kadrosuna katmıştı. Birçok takım taraftar tepkisinden çekinerek uzun yıllar aynı davranışı gösteremedi. Tepkilere en iyi örnek ise Liverpool’un kadrosunda 198797 yılları arasında bulunan Jamaika doğumlu John Barnes’a yapılanlar... Siyahi oyuncu Arsenal deplasmanında maç öncesi ısınma hareketleri yaparken Liverpool taraftarları sahaya fıstık ve muz atarak kendi oyuncuları aleyhine tezahürat yapmıştı. Uzun süre futboldaki ırkçılıktan fazlasıyla nasibini alan İngiltere, şimdilerde bu konuda karşı propaganda üretmedeki en aktif ülke konumunda. 90’lı yılların başından itibaren kurulmaya başlanan kuruluşlar arasında öncü olarak göze çarpan ‘kick it out’, ırkçılığı yeşil sahalardan uzak tutmak için UEFA ve FIFA’yla ortak projeler yürütüyor. Bir spor firması da Thierry Henry, Rio Ferdinand gibi futbolcuların önderliğinde ‘Stand up, Speak up’ sloganıyla ırkçılık karşıtı bileklik promosyonuyla bir farkındalık yaratmıştı. Irkçı holiganlar olduğu sürece yeşil sahalarda ırkçı tezahüratların devam edeceği de bir gerçek... Ancak ırkçılığa karşı propagandada başı çeken İngiltere’nin bu olgunun kötü etkilerini azaltmak için futbol altyapı okullarında farklı etnik yapıdaki çocuklara bir arada eğitim veriyor. Bu uygulama ırkçılığın kötü etkilerini azaltma yolunda ileriye dönük en verimli çözüm olarak göze çarpıyor. Aragones, İspanya Teknik Direktörü döneminde Henry için ‘siyah pislik’ demişti. 2006’da oynanan Hansa Rostock (am.) sınavında ırkçı tezahüratlara uğrasa da 91 biten maçta 2 gol atıp 3 golün de asistini yaparak yanıtını sahada verdi. Ancak söylemlere dayanamayan Sachsen Leipzig’in Nijeryalı oyuncusu Adebowale Ogungbure ise tepkisini bir eliyle Hitler bıyığını yapıp diğer eliyle de faşist selamı vererek gösterdi. FRANSA LİDERİNDEN ÇİRKİN YORUM Sömürgeci devletler arasında başı çeken Fransa, bunun sonuçlarını sahada hem avantaj hem de dezavantaj olarak yaşıyor. Fransa’ya ilk ve tek Dünya Kupası’nı kazandıran kadronun birçoğunun Afrika asıllı olmasını sindiremeyen Fransız ırkçı lider Le Pen bu büyük zaferi, “Bu takım 5 para etmez” diyerek karalamaya çalışmıştı. 6
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle