Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
KITAP ‘Yaklaşan Küresel İklim Krizi’ Yeni İnsan Yayınevi’nden çıkan “Yaklaşan Küresel İklim Krizi”, H. Murat Filinte imzalı bir kitap. Grönland buzul araştırmalarında çalışan ilk Türk araştırmacı olan Filinte, son yirmi yılda yapılan üç binden fazla iklimbilim araştırma özetini bir araya getirerek küresel ısınmanın ana nedenlerini ve muhtemel sonuçlarını sade bir dil ile anlatıyor. Filinte kitabının önsözünde küresel iklim krizini şöyle özetliyor: “İnsanın son 2 bin yılda meydana getirdiği uygarlık, son iki yüz yılda doğayı ele geçirmek ve onu dizginlemek bencilliğine dönüşünce, dünya bu zararlı varlığı haklı olarak ona verdiklerini geri alarak cezalandırılacaktır.” Bakkaloğlu Hayata Arti genc¸lik programi c¸evreye odaklaniyor kındalık yaratma ve öğrencilerin katılımıyla kirliliğin durdurulmasına yönelik bir girişim başlatıldı.Bakkaloğlu “Gediz için toplumdan kamu kuruluşlarına, sivil toplumdan yerel yönetimlere herkesin umutlarını kaybettiği bir zamanda Manisa’lı liseli ve dersaneli genç bir topluluk, Ege Derneği’nin bünyesinde yürüttükleri “Temiz Gediz” kampanyası ile herkesi kartpostallarda kalan Gediz görüntülerini gerçek kılmaya çağırıyor. Proje ekibi “Ben de Gediz’de balık tutmak, piknik yapmak istiyorum” imzalı 10.000 kartpostalı Çevre Bakanı‘na göndererek Gediz’i kurtarma konusunda kararlılığını ortaya koydu. Şimdilerde Manisa’daki tüm okullarda Gediz konusunda farkındalık yaratma kampanyası yürüten proje ekibi, gelecek dönemde faaliyetlerini Gediz’in geçtiği tüm topraklara yaygınlaştırma çabasında. Projenin bütçesi yaklaşık 17.000 dolar” diye anlattı. İkinci proje ise “Bir Damla Bin Verim” projesi. Burada amaç, Marmara Bölgesi’nde sulu tarımda damla sulama sisteminin tanıtımı ve teşvikiyle su israfının önlenmesi ve toprak kaybının azaltılması. Bakkaloğlu bu konu da “Gençlerin projelerinin çıkış noktası Türkiye’de her yıl kullanılan tatlı su kaynaklarının % 75’inin tarımsal sulamada tüketiliyor olması ve tarımda kullanılan bazı sulama yöntemlerinin de su kaynaklarını tüketmenin yanı sıra toprağı verimsizleştirmesi. Bu proje ile, gençler tarımda damla sulama uygulamalarını yaygınlaştırma amacıyla 3 dönümlük arazide pilot uygulamalar yaparak, sonuçlarını çiftçilerle ve çiftçilere destek sağlayan kamu ve sivil toplum kuruluşlarıyla paylaşmayı amaçlıyorlar. Bu kapsamda, projenin final etkinliği yaz sonunda gerçekleşecek ve projenin sonuçlarının açıklanacağı “hasat şenliği” olacak. Projenin bütçesi 11.000 dolar” dedi. ‘Sağlık Politikası Reformu, Yanlış Yolda mı Gidiyoruz?’ “Sağlık Politikası Reformu, Yanlış Yolda mı Gidiyoruz?”, John Lister imzalı, İnsev Yayınevi’nden çıkan bir kitap. Londra Acil Sağlık’ta (London Health Emergency) enformasyon direktörü ve başaraştırmacı olarak çalışan Lister’in bu kitabı beş yıllık bir araştırmaya dayanır ve piyasa tarzı reformların ve özelleştirmenin bedellerine ve çelişkilerine ilişkin bir eleştiri niteliği taşır. Lister kitabının Türkçe baskısı için yazdığı önsözde şöyle diyor: “Yetkin çalışmalar özel sektörün kamu sektöründen daha verimli olduğu ‘mit’ini çürütmüş ve sosyal sağlık sigortasının şişirilmiş masraflarını ve zayıflıklarını ifşa etmiş ve ücretsiz yararlanılabilecek, evrensel ve kamu tarafından fonlanan sağlık sistemlerinin yoksullara bakım sağlama konusunda en etkili sistem olduğu sonucuna varılmıştır.” CocaCola Türkiye ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) işbirliğinde yürütülen “Hayata Artı” Gençlik Programı artık tümüyle “çevre”ye odaklanacak. CocaCola Kurumsal İletişim Müdürü Ebru Bakkaloğlu’nun verdiği bilgiye göre program kapsamında gençler, çevre sorunlarını düşünmeye, çözüm için projeler geliştirmeye ve projelerini yerel sivil toplum kuruluşları bünyesinde katılımcı bir tarzda hayata geçirmeye davet ediliyor. Çözümlerini projelere dönüştüren 1626 yaş grubundaki gençler, “Hayata Artı”dan, projeleri için, 5 50 bin dolar arasında değişen finansal desteğin yanı sıra proje tasarımı, uygulaması ve etkilerinin sürdürülebilirliğinin sağlanması aşamalarında danışmanlık desteği alıyor. “Hayata Artı” Gençlik Programı’nın 2008 yılında desteklediği projeler arasında gençler tarafından tasarlanan iki çevre projesi bulunuyor. “Temiz Gediz” projesinde, Gediz Nehri’ndeki kirlilik hakkında far GAP’ta Ne Oldu? Ulusal Sanayici ve İşadamları Derneği tarafından yayımlanan “GAP’ta Ne Oldu?” kitabında GAP’ın gelişimi, bölgedeki ekonomik, stratejik ve siyasal gelişmeler ışığında anlatılıyor. GAP’taki ilerlemenin daha hızlı ve rasyonel olabilmesi için ulusal bölgesel ve uluslararası gelişmeler, bölge üzerindeki küresel niyetler tarihsel geçmişiyle birlikte analiz ediyor. Önsözünde kitabın temel amacı, “Bölge ve ülke kalkınmasında kilit bir rol üstlenen, sosyoekonomik, stratejik ve ulusal bütünlük ve güvenliğimiz açısından büyük önem taşıyan GAP’ın canlandırılması için başlatılan atağa destek olmak” şeklinde özetleniyor. STK ler c¸evreyi yeni kes¸fediyor Çevresel sorunlar konusunda toplumda farkındalık yaratma ve çevre politikaları geliştirmede son yıllarda sivil toplum kuruluşlarının (STK) giderek daha önemli roller üstlendikleri ve bu kuruluşların sayılarının giderek arttığı bildirildi. Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hande Paker ile araştırmacı Barış Gençer Baykan‘ın yaptığı ‘’Türkiye’de Çevre ve Sivil Toplum: Örgütlenme ve Son Eğilimler’’ adlı araştırmanın sonuçları açıklandı. Araştırmada, Türkiye’nin ‘’çevreci sivil toplumu’’ dernek, vakıf, platform, kent konseyi, bölgesel platform, yerel gündem, üniversite çevre kulübü, yurttaş inisiyatifi, koalisyon gibi farklı biçimlerde ve enerjiden atığa, madenlerden iklim değişikliğine uzanan geniş bir yelpazede çalıştığı ve 3’de birinin Ankara, İstanbul ve İzmir’de faaliyet gösterdiği belirtildi. Türkiye’de 19952007 yılları arasında çevre üzerine kurulan STK’ların sayısının 19241995 arasında kurulanlardan 3 kat fazla olduğu ve günümüzde çevre üzerine faaliyet gösteren STK’ların yüzde 76’sının son 12 yılda kurulduğu belirtilen araştırmada, çevre üzerine çalışmalar yürüten STK’ların tüm STK’lara oranının yüzde 0,7 civarında olduğu ve bu kuruluşların ağırlıklı doğa koruma, biyoçeşitlilik, orman, erozyon, deniz ve kıyılar gibi konularda faaliyet gösterdiğinin tespit edildiği ifade edildi. Türkiye’de 19241980 yılları arasında 19, 19811990 arasında 35, 19911995 arasında 82 çevreyle ilgili STK’nın oluşturulduğu, Sivil Toplum Geliştirme Merkezi’nin (STGM) son oluşturduğu veritabanında çevre başlığı altında sınıflandırılan STK’ların toplam sayısının ise 575 olduğuna dikkat çekilen araştırmada, buna göre 19952007 yılları arasında çevre üzerine 439 adet STK’nın faaliyete geçtiği, 19952007 arası kurulan çevre STK’ların sayısının 19241995 arasında kurulanların 3 katından fazla olduğu kaydedildi. 13