Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Ortadoğu’nun ikinci Dubai’si: ERBİL Baştarafı 1. Sayfada Ulaşım oldukça rahat. THY uçaklarının iniş ve kalkış saatleri biraz zamansız olduğu için Atlasjet’le götürüldüğümüzü öğreniyoruz. Bölgeye daha önce birçok kez gelmiş Beymen Genel Müdürü Elif Çapçı ve A&B’den Meltem... Artık bir rehber kadar bilgi sahibiler Erbil hakkında. Kente indiğimiz andan itibaren, Erbil’de tarihi eserlerin restorasyonundan beş yıldızlı otellere, lüks villa inşaatlarından dünya markalarının sunulduğu alışveriş merkezleri ve kente yeşil alanların kazandırılmasına uzanan tarihi bir dönüşüme tanıklık etmeye başlıyoruz neredeyse. Aslında sıkı bir güvenliği olan havaalanında neredeyse kalabalık ve tek bir aramanın dışında sıkıntı yaşamıyoruz. Çünkü uçuş biletlerinden ayrı olarak satın alınan yer hizmeti içinde böyle bir olanak söz konusu. Oldukça temiz bir havaalanı ve sıcaksoğuk içecek, atıştırmalık ikramı bulunan salonda, bavulların çıkmasını ve pasaport kontrolünü bekliyor, işler tamamlanınca havaalanından ayrılıyorsunuz. Ancak bu şekilde bir hizmet almadıysanız havaalanı içinde ayrı bir ulaşım, dışında da ayrı bir ulaşım olduğunu söylemekte yarar var. 4 30 MAYIS 2012 ÇARŞAMBA Yuvarlak form hâkim Kürdistan parlamento binası, resmi devlet binaları ve üniversite binalarını geçerken, kentte ulaşımın çok kolay olduğunu, tüm yolların yuvarlak formdaki Erbil Kalesi’nin etrafından dolandığını öğreniyoruz. Türkçe bilen şoförümüz, özellikle resmi binaların önündeki bayrakları gösterip “Bakın artık her yer herde Kürdistan bayrağı dalgalanıyor” diyor. Kentte doktorlar bir caddede, elektronikçiler, tekstilciler bir caddede toplanmış. Erbil, elektronik alışverişi için avantajlı. Kürt Dubaisi olarak adlandırılan Erbil’de lüks araç bolluğu dikkatlerden kaçmıyor. Kürt bölgesindeki petrol rezervinin 4045 milyar varil olduğu tahmin ediliyor. Yani bugünkü rakamlarla bölgedeki petrolün mali değeri 3 trilyon dolar. Böylesine bir rezerv, dünyadaki tüm yatırımcıların iştahını kabartıyor. Şu anda bölgede 30’a yakın petrol şirketi faaliyet gösteriyor. Yollar kalabalık Türk şirketler yerini alıyor Erbil, 90’ların başından bu yana giderek gelişen ve zenginleşen bir seyir izliyor. Kentin nüfusunun 1.3 milyon olduğu söyleniyor. İnşaat sektörünün yüzde 75’ini, enerji sektörünün de yaklaşık yüzde 10’unu Türk firmaları oluşturuyor. Sokaklarda Beko, Arçelik, Vestel ilanlarına sıkça rastlamak mümkün. Vakko, Atasay, YKM, LC Waikiki ve Koton, Erbil’de mağaza açan şirketler arasında. Irak’ın en büyük adliye sarayı inşaatını ve Erbil’de 60. Cadde üzerindeki yeni valilik binasını Eksen İnşaat yapıyor. Erbil’de sekiz yıldır faaliyet gösteren Eksen İnşaat’ın üstlendiği projelerin toplam değeri 250 milyon doları aşmış bulunuyor. Erbil’de Divan’ın ardından Dedeman, Greenpark, Rixos, Marriott, Swissotel ve Sheraton, otel yapmaya hazırlanıyor. Erbil Kalesi UNESCO korumasında Erbil Kalesi, kentin merkezinde. UNESCO’nun kaleyi ve içindeki yapıları “Dünya Mirası” listesine almasının ardından, Kürt hükümeti bölgede yaşayan aileleri başka bir yere naklederek restorasyon çalışmalarına başlamış. Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesud Barzani, restorasyonları çeşitli ülkelere ihale etmiş. Erbil’de çalışmak yaygın değil Erbilliler saat 14.0015.00 civarı çalışmıyor. Cuma günleri tüm resmi daireler ve işyerleri kapalı. Cumartesi günü resmi daireler kapalı, diğer işyerleri açık. Pazar günü tekrar mesai başlıyor. Elif Çapçı, en çok sorunu çalışanlar konusunda yaşadıklarını söyleyerek bir anısını paylaşınca durumu biraz anladık. Mağazada çalışacak eleman aranırken başvurular inceleniyor. Görüşecekleri bir elemanın başka bir mağazadan ayrıldığını öğreniyorlar. Niçin ayrıldığı sorulduğunda ‘Hep ayakta durmam gerekiyordu’ yanıtını veriyor, ‘Ama burada da ayakta duracaksın’ denilince eleman bu kez ‘Oturarak yapılacak bir iş yok mu’ diye soruyor. Ancak değişen koşulların, insanları da değiştirdiği, bu anlatılanların hoş bir anı olduğu da özellikle belirtiliyor. Erbil’de 70 bin civarı Türkiyeli Kürt’ün işçi olarak çalıştığı da verilen bilgiler arasında. Sokaklarda hem araç hem yaya trafiği oldukça kalabalık. Kentteki ulaşım taksilerle sağlanıyor. Erbil’de çalışmayan herkesin işsizlik ücreti, aile yardımı gibi aylık ortalama 400600 dolar arasında değişen bir geliri olduğunu, çalışanların ağırlıklı olarak kamuda çalıştığını öğreniyoruz. Sanırım en çok kazananlar peşmergeler. Anlatıldığına göre, Güney Irak’ın istemediği ama Mesud Barzani’nin güvenlik gücü olarak muhafaza ettiği peşmergeler, aylık en az bin dolar ücret alıyor ama bu ücret peşmergenin yeteneği ve deneyimine göre 20 bin dolara kadar çıkıyormuş. Sokakta kapalı, eğlencede açık Sokakta gördüğümüz kadınların çok büyük bir kısmı kapalı. Ama kimsenin kimseye karışmadığı özellikle belirtiliyor. Ancak, akşam gittiğimiz Marina isimli oldukça büyük restorandaki manzara tam tersi bir görünüm arz ediyor. 46 kişilik kadın gruplarının yanı sıra eşleriyle gelen kadınların büyük bir kısmı açık ve bakımlı... Yeni bir Afrika ülkesi : RUANDA ÖZCAN YAŞAR Ruanda’nın Afraika Kıtası’nda olduğunu hemen herkes bilir. Ancak bu ülkenin, kıtanın neresinde yer aldığı konusunda ise çoğumuz zorlanırız. Bu bilgi eksikliğini hızlı şekilde gidermek için bir arama motoruna “Ruanda” yazmak ve gelen bilgileri üzerinde biraz dolaşmak işin en kolay yolu. Biz de öyle yaptık ve küçük bir bilgilenme turuyla bu gizemli ülke hakkında kısa kısa da olsa, ziyaretimiz sırasında işimize yarayacak bilgilere ulaşıverdik. Oysa, o ana kadar Ruanda denildiğinde aklımıza ilk gelen 1974 yılında bu ülkede yaşanan ve yaklaşık 1 milyon kişinin katledilmesiyle sonuçlanan soykırımdı. El değmemiş ormanlarından, yemyeşil doğal ortamlarından, temizlik seferberliğine girmiş halkından, çay ve kahve üretimi gibi bu ülkeye özgü birçok bilgiden yoksunduk. Ruanda ziyareti öncesinde geziye katılan hemen herkesin durumu az çok birbirine yakındı. Bu ülkeye ilk kez sefer başlatan Türk Hava Yolları’nın (THY) uçağı, 6 saatlik bir uçuş sonrası, Başkent Tigali Havalimanı’na inişe geçtiğinde havadan gördüğümüz manzara bizleri bir hayli heyecanlandırdı. Yemyeşil bir coğrafya üzerindeki tek katlı evler dikkat çekiciydi. İlk uçuş olması nedeniyle apronda hazırlanan coşkulu tören, gece yolculuğuyla biraz yorgun düşen heyeti kendine getirmeye yetti. Ruanda’nın yöresel halkoyunları ekiplerinin sıcak ve aynı zamanda canlı gösterileri atmosferi bir anda ısıttı. THY Genel Müdürü Temel Kotil’in de yer aldığı heyeti karşılamaya gelen Ruanda Dışışleri Bakanı Louisa Moushikiwabo ve öteki yetkililerin ilgisi, Ruandalıların, Türklere gösterdiği yakınlığın kanıtı gibiydi. Ruanda yaklaşık 8 milyon nügüvenli ülkesi konumunda. Yaşananların üzerinde adeta sünger çekilmiş. Geçmişi kimse hatırlamak bile istemiyor. Eski olaylardan geriye kalan “Kigali’de oluşturulan “Soykırım anıtı”. Yeşil ve temiz Ruanda için Orta Afrkia’nın en yeşil ve en temiz ülkesi denilebilir. Türkiye’den bugüne kadar birkaç işadamı ve az sayıda meraklı gezgin turist ziyaret etmiş bu ülkeyi. Ruanda’nın Ekvator’a yakın olması mevsimleri ve zamanı biraz olsun rutinleştirmiş. Gün, saat 6’da ağarmaya başlıyor, akşam 6 da ise güneş yavaş yavaş ülke üzerinden kayboluyor. Mevsim sıcaklık ortalaması ise 1820 derece civarında. En soğuk aylarda ısı 1016 derece. Sıcak zamanların ısısı ise 2830 derece. Her tür canlı yaşamı için için ideal bir ortam var. Soba ve klimaya gerek duyulmadan hayatı sürdürmek mümkün burada. fuslu bir ülke. Başkent Kigali’de 800 bin kişi yaşıyor. Konuşulan başlıca dil Kinyarwanda. Fransızca yaygın dil. Çoğu yerde İn ka Kıtası denildiğinde genelde susuz, ağaç ve bitki örtüsü, kısacası yeşillikten yoksun bir bölge gözümüzün önünde şekillenir çoğu kez. Ruanda’nın, öteki ülkelere benzemediği yolunda bil Uganda, doğusunda Tanzanya, güneyinde Burindi ve batısında Demokratik Kongo Cumhuriyeti ve Kivu Gölü ile çevrili bir bölgede yer alan cumhuriyet diye özetleyebiliriz. Bu yeşil ve bakir ülke, Maval ne güzel şeymiş meğer Hani çok konuşur da birileri, biz de ‘Yeter artık maval okuma’ deriz ya, ben zannederdim ki bu maval can sıkıcı kötü bir şey. Marina dediğim, Erbil’in özel mekânlarından olduğunu sandığım yerde canlı müzik yapan bir grup vardı. O da Erbil’in önemli gruplarından biri imiş... Güzel ama biraz hüzünlü parçalar birbiri ardına söylendi. Daha çok Arap müziğini andıran parçaların ağırlıklı olarak savaş ve özgürlük temalı olduğunu öğrendikten sonra çok sevdiğimiz bir parça için de “İşte bu da bir maval” demezler mi... Meğer ne güzel, ne etkili bir şeymiş bu maval... Müzik ve dans tüm Ruanda halkının en büyük tutkuları arasında geliyor. Geleneklerine göre, dinamik ve canlı müziklerle gerçekleştirilen dans gösterileri, cesaret gösteren eylemler, destanlar, esprili olay anlatımı ve avcılık üzerine yorumlanıyor genelde... El sanatları çok çeşitli ve renkli. Seramik, tahta oymacılık ve tablolar dikkat çekiyor. El ürünlerinin ortalama fiyatı 1520 dolardan başlıyor. Pazarlık limitleri sınırlı denilebilir. ne yazık ki adını, 1994’te meydana gelen ve çoğunluğu Tutsi ve Hutu olmak üzere, yaklaşık 1 milyon insanın katledilmesi sonrasında adını dünyaya duyurmuş. Ancak, şimdilerde Afrika’nın en Müzik ve dans en büyük tutku... Naylon poşet yasak Ruanda’da dikkatimiz çeken en önemli konuların başında da temizlik geliyor. Ruanda Hükümeti, doğasına ve çevresine öylesine sahip çıkmaya başlamış ki, naylon poşet kullanımına yasak getirmiş. Bırakın bizi, Avrupa ülkelerini bile kıskandıran bir uygulamaya, ülkeye gelen yabancılar da uymak zorunda. Çok göç alıyor Erbil’de yoğun bir iş merkezi, toplu konut inşaat faaliyeti sürüyor. Bazılarına ‘İngiliz köyü’, ‘İtalyan köyü’ denilen villa tipi toplu konut alanları güvenlik nedeniyle kapış kapış gidiyor. Özellikle Güney Irak’tan çok göç alındığı söyleniyor. gilizce de anlaşabilirsiniz. Para birimi Ruanda Frangı. Arazi yapısı derin vadi, dağlık ve yaylalardan oluşuyor. İklim ılıman... Afri giler edinmiş olsak da bu kadar yeşil ve bakir kalmış bu ülkeyle karşılaşacağımız aklımızın ucundan bile geçmiyordu açıkçası. Ruanda’nın kıtadaki yerini belirtmeye çalışırsak, kuzeyinde Çay ve kahve ihraç ediyor Ruanda’da halk genelde tarımla uğraşıyor. En önemli gelir kaynakları çay ve kahve üretimi. 45 bin metre yükseklikte üretilen çayları çok tutuluyor. Bunun yanında tarla ve bahçelerde mısır, buğday, muz üretimi ilk sıralarda geliyor. Ruanda, hızla kalkınan ülkelerden biri aynı zamanda. Kayseri Çarşısı uğrak yeri Erbil’de görülecek yerler arasında tarihi Kayseri Pazarı sayılabilir. Özellikle yabancı turistler ile kente gelen protokolün uğramadan geçemediği çarşının 10 kapısı olduğu anlatıldı. Biz özellikle çayhaneyi ve lifçilerin olduğu bölümleri gezdik. Çay da ikram etmek istediler ancak ne yalan söyleyelim pek içilecek gibi değildi. Motosikletli taksiciler Kentlerdeki yaşam oldukça hareketli. Araç sayısı ülke nüfusuna oranla bir hayli düşük. Kent içi taksi hizmeti motsikletlerle sağlanıyor. Cadde ve sokak köşelerinde müşteri bekleyen onlarca motorize ekibi görmek mümkün. Eğer bir grup halinde bir yere gitmek isterseniz, ayrı ayrı motorlara dağılıp konvoy halinde seyahat edebiliyorsunuz. Ruandalılar ulaşımı işini çözmekte pek zorlanmamışlar. Halk, ulaşım sorununu genelde yürüyerek gideriyor. Kent içi ve dışı yol kenarlarında gecegündüz bir yerden bir yere yürüyerek giden insanları önce yadırgadık, sonra hemen alıştık. Ruanda halkı, çok uzak mesafeleri bile bıkmadan usanmadan adım adım katediyorlar. THY’den yeni bir hat Doğal, eşsiz güzellikleriyle göz kamaştıran Ruanda yeni bir Afrika ülkesi arayışında olanların gezi planlarına almaları gereken bir ülke olarak dikkat çekiyor. THY, yeni hat açılışı nedeniyle kısa bir süre uygulayacağı 349 Avro tanıtım bilet fiyatı, Ruanda’yı keşfetmek isteyenlere fırsat gibi... Gidiş geliş çok kolay Erbil’e THY, Atlasjet, Pegasus havayolları ile direkt uçuşların yanı sıra karayolu ile de ulaşılıyor. İstanbul, Adana, Ankara, Mardin, Gaziantep’ten otobüsle Erbil’e geçiliyor. Mardin ya da Silopi’den sınıra kadar dolmuş taksilerle, sınırdan sonra da yine dolmuş taksilerle geçiş yapılıyor. Kuzey Irak’a Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları 10 günlük ücretsiz vizeyle giriş yapabiliyorlar. C MY B C MY B