28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

22 ŞUBAT 2012 ÇARŞAMBA DOĞA VE TARİH ZENGİNİ: Niğde ili tarihöncesi dönemlerden günümüze yaşamın olduğu bilimsel olarak araştırmalarla da kanıtlanmış önemli bir merkez. Bu bağlamda Prof. Dr. Nur Balkan Atlı, başkanlık ettiği çalışmalarda geç (aşağı) paleolitik dönemden erken (yukarı) paleolitik döneme (günümüzden 160.000 – 1 milyon yıl öncesine) uzanan Kaletepe Obsidiyen Atölye buluntuları, Niğde tarihi ile ilgili bilinen en eski dönem izleri oldu. MÖ 600 bin yıl öncesine dayanan Göllüdağ Kömürcü bölgesi, Kalatepe Obsidiyen Atölyesi’nde yoğun buluntulara erildi. Ayrıca Bahçeli Köşk Höyük, ÇiftlikTepecik Höyük, Pınarbaşı Höyük ve ÇamardıKestel ortaya çıkarılan kalay maden ocağı ile Madenci köyü, Göltepe bulguları Niğde yerleşik yaşamın günümüzden on bin yıl öncesine kadar uzadığı belgelendi. Bor Pınarbaşı, Ulukışla Porsuk, Kemerhisar Tyana, Göllüdağ Hitit şehri gibi bilimsel kazı çalışmalarında da bulgulara ulaşıldı. Niğde Müzesi’nde birebir örnekleme ile Bahçeli Köşk kazılarında açığa çıkan yaşam alanı canlandırıldı. NİĞDE 3 ÖMER FETHİ GÜRER Agrigento... Prof.Dr. OYA AYTEMİZ SEYMEN Bir Sicilya gezisinde olmazsa olmaz bir gezi noktası, Agrigento. Kente tepeden bakan muhteşem tapınakları kadar, bir dönemler siyasetin, felsefenin ve sanatın merkezi olması ile de ünlü. Sicilya’nın güneybatı kıyısındaki en önemli limanı olan Agrigento, tarımsal zenginliği ve kükürt işlemeciliği ile de biliniyor. Ama elbette akşamları sahil boyu lokantalarında size sunduğu lezzetleri ile Akdenizli kimliğini de hiç saklamayan bir ada kenti. Ancak Agrigento bir liman kenti olmasının yanı sıra, denize olan uzaklığıyla şaşırtacaktır sizi. Gerçekten de çok ilginç olan, kent merkezi ile deniz arasındaki büyük uzaklık; öyle ki insana sanki arada başka bir kentin daha var olduğunu duyumsatıyor. Yoğun yerleşim noktalarından ve kentin girişinde yer alan yüksek bina gruplarından denize ulaşmaya çalıştıkça kilometreler geçiyor ve anlıyorsunuz ki denize uzak yapılanmış bir ada kentindesiniz. 1927 yılına kadar adı Girgenti olan, Yunanca Akragas, Latince ise Agrigentum olarak bilinen Agrigento, Sicilya’nın güney kıyısı yakınlarında, Drago ile San Biagio ırmaklarının birleştiği noktaya bakan, alçak yarlarla çevrili bir platoda yer alıyor. MÖ 581’de Yunan sömürgecilerinin kurduğu kent, tarih boyunca çok çalkantılı dönemler yaşamış: Bir dönem, insanları tunçtan bir boğa içinde diri diri yakmasıyla bilinen tiran Phalaris’in; sonra bir başka tiran Theron’un egemenliğine girmiş. MÖ 470 yılında tiranlığın yerini demokrasi alsa da sonra sırasıyla Kartacalıların saldırısına uğramış; ardından Yunan ve Roma dönemleri gelmiş. Agrigento, Romalıların egemenliğindeyken tarımsal zenginliği ve yakınındaki külar Vadisi olarak adlandırılan ve antik çağ Yunan uygarlığına ait Dor düzenindeki yedi tapınaktan oluşan ören bölgesinden alıyor. Agrigento’ya bizim gibi akşamüstü günbatımına yakın bir vakitte varırsanız dosdoğru tapınaklara gitmeli ve bu muhteşem tarihi anıtların üzerinden kenti kıpkırmızı görebilmelisiniz. Akdeniz’in filozofu Ören yeri mutlaka gezilmeli Niksar turizm geliriyle göçü önleyecek Baştarafı 1. sayfada Bu proje, tasarım, üretim, satış, üretim eğitimi, sipariş alma, pazarlama gibi çok sayıda faaliyeti kapsıyor. Sokak atölyelerine belediyemizce lojistik destek sağlanıyor. Hedefimiz Niksar’da yaşayan 10 bin ev kadınının projeye dahil olmasını sağlayarak, Niksar ekonomisini ikiye katlamak. Şu anda sokaklarda 10 atölye faaliyete geçti. Finansman ve pazarlama problemi çözüldüğü takdirde hedefe ulaşmamız mümkün olacak. Kadın istihdamı; ekonomik, sosyal ve psikolojik yönü olan bir durum” dedi. Üreten insan mutlu olur prensibinden hareket ettiklerini anlatan Yadigar, “Bu proje, bir mutlu Niksar yaratma projesidir” diyor. Niksar Be Antik Roma havuzu yanında tepede Bahçeli Köşk kazılarında MÖ 80005000 yılları neolitik çağ (yeni cilalı taş) dönemi aydınlandı. Prof. Uğur Silistre ile başlayan ve Prof. Dr. Aliye Öztan ile devam eden kazı dışında, Çiftlik kazısı Doç. Dr Erhan Bıçakçı, Göllüdağ ilk ticaret Obsidiyen ile kazı Prof. Dr. Balkan Nur Atlı bilimsel başkanlığında devam etmektedir. Ayrıca GöltepeÇamardı, Celaller köyü sınırları içinde eski tunç devri (MÖ 3200–2000) ile izlerine erildiği yerdir. Kendisi ile çağdaş bir kalay madeni olan Kestel kalay madeni ile 2 km uzaklıkta tepenin üzerinde yer alan bulgular da bölge tarihi açısından önemlidir. Darboğaz kasabası yakınlarında (MÖ 25002300) dönemine ait metalik kaplar, töresel semboller de bu dönemde bölgedeki yerleşmelerle ilgili bulgulardır. MÖ 3’te Niğde ili Hitit yerleşim alanları içinde önemli bir yere sahiptir. Fırtına tanrısı Taru, onun karısı Güneş tanrıçası Vuruşemu, bunların oğulları bereket tanrısı Telipişu heykelleri ile izlerine Tyana, Aktaş, Göllüdağ, Yayla yolu, Keşlik, Köşk, Gökbez, Porsuk gibi bölgelerde rastlamak olasıdır. Niğde Selçuklu, İlhanlı, Karamanoğlu ve Osmanlı döneminde de önemli bir merkezdir. Bu dönemlere ait eserin bir kısmı günümüze kadar ulaşmış. Hepsini yerinde görüp ayrıntıları ile “Niğde Kapadokya’nın Başkenti” kitabında görmek olası. Ayrıca Çiftehan kaplıcaları, Nar Göl Vadisi ve şifalı suyu, İçmeli kasabası İçmeli sağlık merkezleri olarak öne çıkan yerler. kürt madeninin işletilmesiyle refaha kavuşmuş. Antik Çağın sonlarında kentin sakinleri tepe üzerinde olduğu için daha güvenli buldukları Ortaçağ kenti Girgenti’ye yerleşmişler ve burası Agrigento’nun çekirdeğini oluşturmuş. Girgenti, 1087’de Sicilya’yı fetheden Norman kontu I. Roger tarafından ele geçirildikten sonra kentte bir Latin piskoposluğu kurulmuş. Agrigento, siyaset adamı ve filozof Empedokles’in doğum yeri olmasıyla ünlü. Aynı zamanda yazın dalında Nobel almış ve İtalya yazınını evrenselliğe taşımış olan Pirandelli de burada doğmuş. Kent, tiranlıkla yönetildiği dönemde bile önemli bir sanat merkezi olmayı başarmış. Ancak kent, asıl önemini ve çekiciliğini, Tapınak Tapınaklar içinde altı sütunlu iki tanesi çok iyi korunmuş durumda; ancak bütün olarak korunmuş olan Concordia Tapınağı, şimdiye dek gördüğümüz en muhteşem Yunan tapınağı. 597’de kiliseye dönüştürülmüş olduğundan olsa gerek, çok daha iyi korunmuş. Bugün küçük bir bölümü ayakta duran Zeus Tapınağı, önündeki büyük sunakla birlikte bütün Dor yapıtlarının en büyük ve özgün olanlarından biri ve MÖ 406’da yapımının henüz tamamlanamadığı biliniyor. Bu tapınağın taşları, 17491763 arasında Porto Empedocle dalgakıranının yapımında kullanılmış. Önceleri Kastor ve Polluks Tapınağı olarak bilinen Demeter ve Persephone Tapınağı, eski kült yapılarına özgü birçok kalıntı ile dikkat çekiyor. S. Biagio Kilisesi’nin altındaki Demeter Tapınağı’nın bulunduğu kayalığın ucunda Helenistik dönem öncesi bir mağaratapınak bulunuyor. Agrigento’ya veda ederken, farklı bir Sicilya kentini ziyaret etmenin, öte yandan tarihle ve nefis bir mutfakla dolu zamanlar geçirmenin keyfini duyacaksınız. Eğer kentte kalmayı düşünürseniz, yüksek taş duvarların gerisindeki otantik avlulu otellerden birini seçerek Akdeniz çiçekleriyle bezeli bir bahçede yolculuğunuza renk katmak da var. seymenoy@yahoo.com Fuarda zenginliği ile göz doldurdu ganizatörlüğünü yaptığı tanıtım çalışmaları meyvelerini vermeye başladı. Her yıl çoğalan Niksar ilgisini çok sevindirici ve motive edici buluyorum.” dedi. 3K Turizm seyahat acentesi geçen aylarda Niksar’a çıkarma yapmıştı. Niksar Belediye Başkanı Duran Yadigar lediyesi, On Dokuz Mayıs Üniversitesi ve Niksar Rehberlik ve Araştırma Merkezi’nden destek alarak geliştirdiği evlilik ehliyeti projesi ile de evli ve nişanlı çiftlere 30 saat eğitim veriyor. Bu eğitimi bitirenlere; iki alyans bir altın yastık hediye ediliyor. “Burada hedef mutlu ailelerle mutlu Niksar” diyen Yadigar, “Katıldığımız düğünlerde çiftlere bir altın yastık hediye ediyoruz. Bir yastıkta yaşayın diyoruz. Yastığın önemini hatırlatarak küstüm yastığından uzak tutmaya çalışıyoruz.” Niksar’da arkeolojik, etnografik ve yakın zamana ait eserlerin sergileneceği ‘3 zaman dilimi’ne ait bir müze yapılacağının da altını çizen Yadigar, turizm rehberliği eğitimleri ile bölgede turizmin sahiplenilmesini, kalıcılaşmasını sağlayarak Niksar’da istihdam yaratarak göçü önlemeye çalıştıklarını da vurguladı. Yadigar, “Şair Cahit KÜLEBİ’nin “ardıçları, gürgenleri, dereleri ile benim yurdumdur orası” diyerek dizelerinde yansıttığı Tokat Niksar’ı turizmde hak ettiği yere getirmek için elimizden geleni yapıyoruz. Bu konuda 3K Turizmin or Ankara Standı tüm belediye başkanları, ilçe kaymakamlıkları ve yerel ürünleri ile Emitt Turizm Fuarı‘ndaydı. Ankara İl Kültür ve Turizm Müdürü Doğan Acar, “Ankara Valisi Alaattin Yüksel’in göreve başlamasıyla Ankara’da bir turizm hamlesi başlatıldı. Turizm ve Tanıtma Konseyi kuruldu. Ankara’nın simesi olan Ankara Kalesi için bir eylem planı hazırlandı. Hacı Bayram Camisi ve çevresi ile Altındağ Belediyesi Hamamönü ve arkası restore edildi. Ankara, özellikle termal turizmde var olduğunu ispat etmeye çalışıyor. Ayaş, Beypazarı, Çubuk, Kızılcahamam, Güdül, Haymana ve Polatlı termal su kaynakları açısından zengin ilçelerimizdir. Bu fuarda Ankara tek vücut olarak temsil edildi.” dedi. Kongre turizminde de öne çıkmak için çalışmalarını hızlandıran Ankara; tarihi, doğal zenginlikleri ve 49 müzesi ile kültür turu yapmak isteyen ziyaretçilerini bekliyor. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle