Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 28 KASIM 2012 ÇARŞAMBA 3 Gül’den İksir Resort Town’a övgü Turizm Eki Uçsuz bucaksız bin bir ton yeşilin, sarının, turuncunun, mavinin tek karede olduğu Kastamonu Daday’daki İksir Resort Town Tatil & Yaşam Kasabası’nda, Cennet’ten bir köşe olarak ‘Yaşam İksiri’ sunuluyor. Bol oksijeniyle ciğerlerinizi, görselliğiyle ufkunuzu, 50’nin üzerinde aktivitesiyle yaşamınızı renklendiren İksir Resort Town, 5 duyuya hitap ediyor yetmiyor; bedeninizi ve ruhunuzu da besliyor. “Her gün yeniden İksir Resort Town Tatil & Yaşam Kasabası doğmak” sloganını benimseyen İksir Resort yeli bulunduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Town’da, aralarında Kapalı ve açık manejde Gül, yaptığı konuşmada şunları söyledi: binicilik eğitimi; doğada atlı safari; dağ bisik“Biliyorsunuz, ben Kayseriliyim. Orta Analetleri ile çevre turları; ATV ile gezi; Jeep sadolu’da birkaç ağaç görsek bir suyun başınfari; Off road; Fayton ile turlar; Trekking; Kada, ‘Amma yeşilmiş’ deriz. no; Soğucaovada yaban hayat gözlemciliği; Sonra yurtdışına gittiğimde, esas ormanın Kışın hediklerle doğa yürüyüşleri; Snow tube ne olduğunu orada gördüm ve çok hayıflanırile kar eğlencesinin bulunduğu 50’nin üzerindım, ‘Bizim memleketimiz, niye böyle değil’ de aktivite yapılıyor ve hayata renk katıyor. diye… Ama ne zaman siyasete katıldım, milletvekili oldum, o zaman beni ilk defa Kastamonu, Zonguldak, buraya gönderdiler MecGeçtigimiz günlerde Kastamonu’ya bir zilis’ten. O zaman gelince, doğrusu Türkiye’nin yaret gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Abdulzenginliğini, güzelliğini ilk defa Kastamolah Gül, 2 günlük yoğun programı sırasında nu’da, bu çevrede gördüm. Memleketimizin kentin tarihi noktalarını gezdi. Mimar Vedat ne kadar çeşitli, ne kadar yeşil, ne kadar zenTek’in eseri olan Valilik binasına, 1885 tarihli gin olduğunu o günlerde gördüm. Örneğin, Abdurrahmanpaşa Lisesi’ne, Nasrullah Cadünyanın ikinci en büyük kanyonunun Kastamii’ne, Şeyh Şabanı Veli Külliyesi’ne ve kenmonu’nun Pınarbaşı ilçesinde olduğunu söytin tarihi konaklarına hayran kaldı. lediler. İlin en büyük eksikliği havalimanı; o Uğurlu Konakları hakkında bilgi alan ve kentin tarihi merkezini yürüyerek gezen Cum da önümüzdeki günlerde açılacak ve havalimanı şehrin kaderini değiştirecek” dedi. hurbaşkanı, hâlâ kimliğini koruyan tarihi doTelefon: 0366 616 10 16 kuyu överek, Kastamonu’nun Türkiye’nin pek GSM: 0532 302 91 84 çok yerinde olmayan kentsel tarihi mirasa sainfo@iksirresorttown.com www.iksirrehip olduğunu söyledi ve bunların kıymetinin sorttown.com bilinmesini istedi. İksir Resort Town’da konaklayan Cumhurİstanbul’da yaşayıp, memleketlerine yapbaşkanı Abdullah Gül, konakların mimarisitıkları bu yatırımı takdir ettiğini söyleyen nin, günümüz mimarisinden daha estetik olCumhurbaşkanı Gül, İksir Aydın ve duğunu ifade etti. Gültekin Aydın’ı tebrik etti. Doğa harikası bir bölgede açıldığı günden beri konforla hizmet veren İksir Resort Town Tatil ve Yaşam Kasabası’nda Kastamonulu işadamlarıyla kahvaltı yaptı. Otelin farklı birimleri hakkında da bilgi alan Cumhurbaşkanı Gül, kısa bir yürüyüşün ardından İksir Binicilik Tesislerini gezdi. Binicilik sporu ve İksir Binicilik faaliyetleri hakkında tesis sahibi İksir ve Gültekin Aydın’dan bilgi aldı. Yeşil ve tarihi güzellikler bakımından Kastamonu’nun çok büyük potansi ‘Kent dönüşümü adil olmalı’ İki ülke, üç şehir Baştarafı 1. sayfada HARKİV İlk durağınız Ukrayna Harkiv. Pegasus Havayolları’ndan bu şehre çok uygun fiyatla gidişdönüş bileti bulmanız mümkün. Başkent Kiev’den sonra 1.5 milyon nüfusuyla ülkenin ikinci büyük kenti Harkiv’i merkez alıyoruz. Keyfinize göre isterseniz otelde kalabilir, isterseniz 25 dolardan başlayan daire kiralayabilirsiniz. Harkiv’de mutlaka görmeniz gereken yerlerin başında Özgürlük Meydanı geliyor. Burada sizi büyük bir Lenin heykeli karşılıyor. Şehri baştan başa kuşatan metronun merkezi Universitet Metrosu. Bu metro istasyonundan şehrin 5 ayrı bölgesine gidebilirsiniz. Pokrovsky Manastırı’nı, Blagoveçinsky, Uslenksiy katedrallerini mutlaka görmelisiniz. KİEV Ukrayna’nın başkenti ve içinden Dinyeper Nehri geçen Kiev’e geldiniz. Tren istasyonunda indiğinizde sizi ilk olarak taksi şoförleri ve pansiyoncular karşılıyor. Eğer birkaç gün geçirmek istiyorsanız hemen pansiyoncularla anlaşın. Dünyanın en büyük metrolarından biri olan Kiev metrosu da istasyonun hemen yanında. Bu masal şehrini doya doya gezmenizi ve cumartesipazar günleri trafiğe kapatılan Khresvhatyk Caddesi’ndeki eğlencelere katılmanızı öneriyoruz. Kiev’in sizi büyüleyen güzel kızlarının yanı sıra yine sizi büyüleyecek katedraller, kiliseler, heykeller de var tabi. Görkem Parkı (Park Slavy) içinde bulunan devasa Rodina Mat heykeli ve hemen altındaki 2. Dünya Savaşı Müzesi ilk hedefiniz olmalı. Aziz Mihayil, KiyevoPeçerskaya Lavra, Aziz Volodimir, Aziz Sofiya katedrallerini, Aziz Andriy, Bogoroditsya Pirogoşça kiliselerini, Prenses Olga ve Kreşçatik Caddesi’nde bulunan Lenin heykelini, Zoloti Vorota Altın Kapısı’nı görmenizi tavsiye ederiz. Kiev’de, heykellere ‘ucube’ denmediği için, şehir heykellerle bezenmiş. Bu masalımsı şehre veda edip, yeniden Harkiv’e dönüyoruz ve bu kez ver elini Belgorod. BELGOROD Belgorod, Harkiv merkeze 80 km uzaklığında küçük, güzel, düzenli ve pırıl pırıl bir Rusya şehri. Harkiv Tren İstasyonu’nun tam karşısında doldukça kalkan minibüsler ve taksiler var. Başka bir ülkeye gittiğinizi, gümrüğe gelince anlıyorsunuz. Belgorod’u bir günde gezebilirsiniz. Bunun için sabah biraz erkenden yola koyulArkadaşımız Hakan Derman Kiev’li kızlarla. KENTLERİMİZİ YIKARAK NEYİ DÖNÜŞTÜRECEĞİZ? AYHAN EMEKLİ İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı “Afet riski altındaki alanların dönüştürülmesi hakkındaki 6306 sayılı yasa”, 31 Mayıs 2012’de yürürlüğe girdi. Kanunla, “Kentsel Dönüşüm” olarak adlandırılan uygulamaların yapılması amaçlanıyor. Ülkemiz topraklarının yüzde 92’si deprem bölgesi iken nüfusumuzun ise yüzde 95’i deprem bölgelerinde yaşamaktadır. Türkiye’nin bu gerçeği ile yasadaki “Afet riski altındaki alanlar” tanımına göre yalnızca deprem nedeniyle ülkemizin tamamındaki binalar kapsam altına alınmaktadır. Başbakan, Çevre ve Şehircilik Bakanı ve yetkililer, kentsel dönüşümün bu yasa ve yönetmeliklerine göre uygulanacağını açıkladılar. Düzenlemeler konutlar, işyerleri vb. binalar açısından tüm toplumu ilgilendirmektedir. Kent düzenini etkileyecek köklü değişiklikler getirmekte ve insanların yaşamlarında önemli yükümlülüklere neden olacak aşağıdaki hükümleri içermektedir. 1) Yapı stoğunun envanterinin çıkarılmasıyla deprem açısından daha riskli binaların ve bölgelerin önceliklerinin tespitini sağlayacak bilimsel temelli çalışma gözardı edilmektedir. Bu haliyle mevcut yapıların tamamı kapsam içine alınmaktadır. 2) Yasa; “Riskli alan”, “Riskli yapı” ve “Rezerv yapı alanı” tanımlarıyla bu kavramlara ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na üstün yetkiler vermektedir. 3) “Riskli alan” belirlenmesine dair somut bir kıstas konmamıştır. Kentin merkezinde ya da herhangi bir bölgesinde ranta açık alanların üzerindeki yapılar “sağlıksız” oldukları gerekçe gösterilerek bakanlıkça riskli alan ilan edilebilecektir. 4) Yasadaki ikinci tanım “Riskli yapı”dır. Riskli alanların dışındaki tüm mevcut binalar için uygulanacaktır. Riskli yapı tespiti daha sonraki süreçte belli olmamakla birlikte şu an için başlangıçta zorlama olmaksızın gönüllülük esasına dayalı olarak bina sahiplerin isteğine bırakılmıştır. 5) Üçüncü tanım ise “Rezerv yapı alanı”dır. Yeni yerleşim alanı olarak kullanılmak üzere TOKİ veya bakanlıkça belirlenecek alanlardır. Hiçbir bilimsel, teknik ve idari kriter olmaksızın yetki kullanılarak belirlenmesi öngörülmüştür. 6) “Kentsel Dönüşüm” düzenlemeleri kamunun yararını gözeten mühendislik ve mimarlık alanlarında yapıların meslek odalarınca kamusal denetimi uygulamasının dışında tutulmuştur. Bu anlayış vatandaşların afetler ve de özellikle deprem karşısında “can güvenliği”ni sağlamakla yükümlü devlet sorumluluğuyla çelişmektedir. Bu yasada yer alan “Bu kanunun uygulanmasını engelleyici hükümleri ve diğer kanunların bu kanuna aykırı hükümleri uygulanmaz” hükmüyle yürürlükteki diğer yasaların üstünde imtiyazlarla uygulayıcısı bakanlığa özel yetkiler sağlamaktadır. Uygulamadan doğan tüm maliyetleri ve sorumlulukları yasanın muhatabı olan vatandaş üzerine yüklemesine karşın hukuki haklarını ortadan kaldıran ve gerektiğinde zor kullanarak binaların “yıkım”ını öngören anlayışta hazırlanmıştır. Bu yaklaşımıyla kentsel dönüşüm; kentleşme adına uydu kentler, rezidanslar, AVM’ler, devasa iş merkezleri, kentlerin yalnızca bloklardan oluşan TOKİ binaları anlayışıyla yapılanmasına, altyapının çözümsüz hale gelmesine yol açacaktır. Sonuçta toplumsal yapımızın parçalanarak dönüştürülmesine, sosyal yapımızda onarılmaz hasarlara yol açmasına, topluma ait kamu alanlarının yok olmasına, kentlerimizin kimliksizleştirilmesine neden olacaktır. İksir Resort Town’a övgü İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)Kent dönüşümünün başarısının adaletli olmasına bağlı olduğunu vurgulayan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, “Kent dönüşümünde işin sosyal ve kültürel boyutunu asla göz ardı etmemeliyiz. Çünkü insanı insan yapan değerlerin yaşamadığı bir kent, cansız bina yığınlarından başka bir şey değildir” dedi. Nazım İmar Planı’nda belirlediği 470 hektarlık yenileme/ sağlıklaştırma program alanları kapsamında, öz kaynaklarını kullanarak çalışmaya başlayan İzmir Büyükşehir Belediyesi, Kadifekale heyelan bölgesindeki kentsel dönüşüm çalışmalarında sona yaklaştı. Büyükşehir şimdi de ilçe belediyelerle birlikte yürüttüğü tespit çalışmalarını tamamlayarak, “dönüşüm” uyguAziz Kocaoğlu lamasını İzmir’in her yerine yaymaya hazırlanıyor. Kent ekonomisini büyütmek için yerelde kalkınma çalışmalarına önem verdiklerini vurgulayan Kocaoğlu, “Biz planlı ve programlı bir şekilde; kentini, insanını bilerek, kimin nerede yaşayabileceğini, toplumla nasıl bağ kuracağını, yaşamlarını nasıl geliştirip iyileştireceğini, yaşam standartlarını nasıl artırarak sürdüreceğini bilerek kentsel dönüşüm projeleri uyguluyoruz” diye konuştu. Geleceğin İzmir’ini planlama konu sunda kentsel dönüşüm çalışmalarının özel bir yere sahip olduğunu kaydeden Kocaoğlu, hem mal sahibinin hem de müteahhidin arasında, iki tarafın da hakkını koruyacak “adil bir el”in bulunması gerektiğini vurguladı. Heyelan bölgesinde bulunan Kadifekale’de 1963 konuttan 1939’unu, Gürçeşme’de ise 90 binayı kamulaştırarak yıkan İzmir Büyükşehir Belediyesi, Yeşildere’de yer alan 153 yapıdan 85’ini yıkarak çalışmalarına devam ediyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi, Bakanlar Kurulu’nda onay bekleyen projelerin hayata geçmesiyle birlikte İzmir’de 30 bin adet sağlıklı ve dayanıklı konut üretilmesini planlıyor. Büyükşehir belediyesinin, Bayındır Torbalı, Gaziemir Aktepe Emrez, Uzundere, Ballıkuyu, KarşıyakaÖrnekköy, Bayraklı kentsel dönüşüm projeleri, Bakanlar Kurulu’ndan onay aldı ve çalışmalara başlandı. Kurulun onayını bekleyen projeler ise, 8 hektarlık Menemen Ahıhıdır Mahalesi, 7 hektarlık Ege Mahallesi ve 47.6 hektarlık Cennetçeşme projeleri. HASAN TOPAL Mimarlar Odası İzmir Şubesi Başkanı İnsanlık ve uygarlık tarihi boyunca yaratılmış olan kültürün günümüze yansıtılmasında öncelikli araçlardan biri mimarlık eserleridir. İçinde bulunduğumuz dönemin kültürünü geleceğe iletecek olan da mimarlık olacaktır. Bir başka ifadeyle mimarlık kültürün bir ifadesidir. Mimarlık eserleri her yönüyle, bulunduğu ülke ve kentler için de bir temsil aracı olmaktadırlar. Sahip olunan doğal, kültürel çevre ve mimarlık, turizm rotalarının belirlenmesinde ve turizm yoğunluğunun tercihlerinde de ilk etkenlerdendir. Kentlerde yaşam kalitesine doğrudan olumlu katkı yapan iyi tasarlanmış, nitelikli mimarlıklardan oluşan kent dokuları ve kentsel çevre, turizm alanını da doğrudan destekleyen unsurlardır. İkinci Dünya Savaşı sonrası yaygınlaşmaya başlayan ve zamanla giderek artan turizm etkinliklerinin oluşturduğu dünya turizm pazarından, ülkeler ve Mimarlık ve Turizm... kentler daha çok pay alabilmek için sürekli bir yarış içindedirler. Bu yarış mimarlık alanında çoğunlukla iki farklı anlayışla gerçekleştirilen uygulamalar üzerinden mekâna yansımaktadır. Bir yanda kültürel düzeyi ileri toplumlarda, yapıldığı yere ve çevreye duyarlı, yaratıcı, yenilikçi, araştırmaya dayalı tasarım süreçleriyle elde edilen mimarlıklarla, gelişmişliğin toplumlara yansıtıldığı uygulamalar yer alırken, diğer yanda, eski dönemlerin özgün mimarlık örneklerinin kopyalarını, yapıldıkları yere ilişkin bir kaygı duyulmadan popüler kültürün beğeni değerlerine sunan anlayışların egemenliği izlenmektedir. İkinci anlayış ülkemizin sahip olduğu yapı kültürü ve mimarlık birikimi açısından kabul edilebilir değildir. Turizm ve kentsel gelişme politikalarında, sahip olunan doğal, kültürel değerlerin duyarlıkla ve titizlikle korunarak yaşatılması, onları destekleyecek yaratıcı, yenilikçi tasarımlarla gerçekleştirilecek mimarlıkların hedeflenmesi benimsenmelidir. Avrupa Kentsel Şartı’nın mimarlığa dair çok önemli politika önerileri bulunmaktadır. “Kentsel peyzajlarımızın son elli yılda çoğu kez üst düzeyde bir mimari kalite endişesi duyulmadan geliştiğinin farkındayız. Kent çevresindeki peyzajların pek çoğunu ihmal ettik ve kentlerimizin kasabalarımızın çevresini ruhsuz ve yaratıcılıktan uzak bir ticari kentsel planlamaya terk ettik. Bu nedenle mekânsal gelişmemizde mimarlık boyutunu daha fazla dikkate almak, karar vericilerde ve kentlilerde canlı bir mimari kültürün gelişmesini teşvik etmek istiyoruz. Kentlerimizle, manız gerekiyor. Çünkü Ukrayna sınırından çıkıp Rusya’ya giriyorsunuz. Akşama da bunun tam tersi oluyor. Birkaç saatiniz gümrükte geçiyor. Belgorad’a geldiğinizde tren istasyonunun önünde düzenli aralıklarla kalkan otobüs için hemen dönüş biletinizi alın, çünkü belli saatten sonra çalışmıyorlar. Sonra başlayın şehri turlamaya. İlk olarak Lenin Meydanı, Tiyatro Müzesi, onun tam karşısında bulunan partizan heykelleriyle bezenmiş parklar ilginizi çekecektir. Belgorod’da mutlaka Savaş Müzesi’ni gezin ve faşizmin ne kadar acımasız olduğunu bir kez daha görün. derman2002@gmail.com kasabalarımızla ve onların kültürü ile olduğu kadar mimarileri ile de gurur duymak arzusundayız” ifadeleri, bu politikanın örneklerindendir. Günümüzde, antik çağın tapınaklarının, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinin başyapıtları olan ve her biri yapıldığı dönemin özgün örneklerini oluşturan, hanların, sarayların, kervansarayların, camilerin birer kopyası olmaktan öteye geçemeyen, başarısız yapıları yapmakla ve bunları topluma mimarlık olarak sunup toplumu eski yapılara özendirerek estetik algısının eskiye yönlendirilmesi, ülke mimarlığı ve turizmi açısından olumsuz, kaygı verici gelişmelerdir. Özetle; mimarlıklarına ve mimarlıklarının düzeyine önem vermeyen, mimarlık alanına dair bir politikası da olmayan ülkelerin ve kentlerin turizm alanında da istenen düzeye ulaşmaları olanaklı değildir. Bu bağlamda kıyılarını, doğal değerlerini, tarih havzalarını, kültür mirasını kısaca kendi kaynaklarını yok eden, tüketen bir turizm anlayışı sürdürülebilir olamayacaktır. C M Y B