Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 13 TEMMUZ 2011 ÇARŞAMBA Muhteşem üçlü: Çıralı, Olimpos, Adrasan Çıralı Carettalar Olimpos Adrasan Sahilde yan yana dizilmiş üç tatil beldesi. Çıralı, Olimpos, Adrasan. Hepsi de doğayla baş başa, huzurlu bir tatil sunuyor konuklarına. Ama üçünün de ruhu bambaşka aslında. ÇIRALI Caretta carettalar, portakal ağaçları, kuş sesleri içinde bir tatil için Çıralı’da bulabilirsiniz kendinizi. Çıralı’da geniş alanlara kurulu pansiyonlarda, ağırlıklı olarak yarım pansiyon hizmet veriliyor. Çıralı’dan rahatlıkla ulaşabileceğiniz, hiç sönmeyen ateş Yanartaş, ilginç efsanelere kaynaklık etse de as lı; yeryüzüne çıkan gazın, oksijenle birleşerek, çok eski yıllardan bu yana yanmakta oluşudur. OLİMPOS Olimpos ise Çıralı sahilinden yürüyerek bile ulaşabileceğiniz mesafede. Olimpos’un şifreleri ise ‘özgürlük ve çılgınlık’. Ağaç evler, içinden geçen bir derenin ayırdığı iki yamaç, ağaçlar arasından geçilerek ulaşılan muhteşem bir sahil, Olimpos antik kenti kalıntıları… Konuklarına özgürlük vaat eden Olimpos’ta, ağaç evlerde konaklanıyor. Buradaki pansiyonlar da yarım pansiyon hizmet veriyor. Pansiyonları işletenlerin çoğu bölge halkı. Bütün aile ora da. Ailenin kadınları akşam yemeklerini hazırlıyor örneğin. Olimpos’ta tatilin belki bu yüzden kalıpları yok. Kuralsız ama aslında her şey olması gerektiği gibi. Ruhun bedenle buluşturulduğu nadir yerlerden biri. Olimpos’ta gündüz, biraz deniz, kum, güneş, fazlaca tembellik, kitap, gazeteyle geçen saatler, akşam olduğunda yerini harekete, eğlenceye bırakıyor. ADRASAN Adrasan’ın şifresi ise ‘huzurlu bir kaçış’. Hayat iki eliyle boğazınıza yapıştığında, köşeye sıkıştığınızda, kaçmak istediğinizde sizi saklayabilen bir yer Adrasan. Çevresi çam ağaçlarıyla kaplı, muh teşem bir koya sahip. Karşıda, Musa Dağı’na bağlı Eliğ tepesi, çökmüş bir deveyi andıran görüntüsüyle ilgi çekiyor. Adrasan’ın 2 kilometrelik kumsalı boyunca koyun sol başı Dere Mevkii olarak anılıyor. Tahtalı Dağları’ndan doğan kaynak suyunun üzerindeki restoranlar, ayrı bir güzellikte. Derenin üzerine kurulu köşklerde oturup, ayaklarınızı suya sokarken, lezzetli yemekler yemeniz mümkün. Çevreye ve yürüyüşe meraklı olanlar için treking alanları bulunuyor. Gelidonya Feneri, Oturak Koyu, Papaz İskelesi görülmesi gereken yerler. Şirin bir Akdeniz köyü Ulupınar... Tanrılar dağı Olimpos, Çıralı Plajı ve karları eksilmeyen zirvesiyle Tahtalı Dağı’nın oluşturduğu üçgenin ortasında yer alan şirin bir Akdeniz köyü: Adı gibi ulu pınarlarıyla, pınarlarından akan buz gibi sularıyla ünlü Ulupınar. Antalya’ya 70, Kemer’e yalnızca 30 kilometre uzaklıkta. Ama şaşılası bir farkı var. Bu iki turizm merkezi yanıp kavrulup, insanlar klima kuytuluklarına sığınırken; Ulupınar deresinin üzerindeki ahşap balkonlara kurulup yemek ya da kahvaltı sonrası kahvelerini yudumlayanlar, beraberlerinde götürdükleri yün şallara sarınmak zorunda kalabiliyorlar. Sözünü etiğimiz balkonlar Ulupınar deresi üzerine kurulmuş 15 restorana ait. AntalyaKumluca karayolu üzerinde seyredip, Kemer’i geçtikten sonra, Çıralı sapağına gelmeden 3 kilometre önce solda Ulupınar tabelası ve yol ayrımını görürsünüz. Buradan ilerlediğinizde karşınıza sık ve gür çınar, defne, kızılçam, katran ve ardıç ağaçlarıyla çevrelenmiş şirin Ulupınar Köyü çıkar. Derin nefesler alıp mis gibi çam kokusunu ciğerlerinize çektiğinizde enerjiyle dolduğunuzu hissedersiniz. Ulupınar’a gitmenin tek sakıncalı tarafı, kilo vermek için inatla sürdürdüğünüz diyet programında bir gedik açma olasılığı. Oksijen beyni canlandırmakla kalmıyor, iştahı da açıyor. C MY B C MY B