Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 28 TEMMUZ 2010 ÇARŞAMBA TURİZM C 160 yaşında bir kültürel miras: Değirmenci Konak HAYRİ ARSLAN hayri@cumhuriyet.com.tr okakları, mahalleleriyle, tarihi yüzyıllara dayanan konakları, çeşmeleri, kalesi, saat kulesi, camileri, han ve hamamları ve köprüleriyle barındırdığı eserler Safranbolu’yu görülmesi ve yaşanması gereken bir yer haline getiriyor. Yoksulluğun sarıp sarmaladığı eksik bir mektup gibiydi beton duvarların dışına çıkamamak. Size de olur mu bilmiyorum ama ahşap tahtanın kokusunu, kapılardaki oymaların büyüsünü yoğun çam ormanlarının kokusunu özlerim çoğu kez. Her mekânı diğerlerinden farklı kılan, mimari özelliklerinin yanında ona kimlik ve kişilik kazandıran olmazsa olmaz değerler; binlerce yılda oluşmuş, tarihin derinliklerinden süzülüp gelen yaşanmışlıklar, sevinçler, hüzünler ve ayrılık öykülerdir vardır. S Konak 3 kez el değiştirmiş Öykümüze konu olan Safranbolu’da bulunan Değirmenci Konak bunlardan biri. Değirmenci Konak 1800’lü yılların ikinci yarısında Rum ve Türk ustalar tarafından özenle yapılmış, UNESCO Dünya mirası tescilli bir kültür varlığı. Konağın restorasyon sürecinde mübadeleye kadar şehrin zanaat erbabından önemli bir kısmını oluşturan 2700 Rum, mübadele yıllarında Yunanistan’ın muhtelif kentlerine göç etmişler. 1926 yılına kadar değirmencilik ve kerestecilik ile uğraşan Testempasis ailesine ait olan konak daha sonra üç defa el değiştirip üzerine bir de yangın tehlikesi atlatmış, sağı solu örselenip, yaşama alanı olan hayatı, yıllardır araba garajı olarak bile kullanıldıktan sonra terk edilmiş, tamamen çökmek üzereyken 2003 yılında Servet Erkenez ailesince satın alınmış. Mübadele yıllarında Safranbolu’dan göç edip Yunanistan’ın Skidra şehrine yerleşen Testempasis ailesi Kıranköy’deki evlerinin bu günkü sahipleri tarafından satın alınması ve konağın tarihçesinin araştırılması sonucu birbirlerini hiç tanımasalar da Safranbolu’yla ve baba ocağıyla yeniden tanışıp kucaklaşmışlar. Daha sonra Skidra kasabasına yapılan karşılıklı ziyaretler sonrası yaşanan geçmişten gelen, kültürel mirastan doğan benzerlikler ve karşılıklı gelip gitmelerin artması her iki kasabanın sakinleri arasında sıcak ve kalıcı dostServet lukların kurulmasına sebep olErkenez. muş. afranbolu’yu ülkemizde ve dünyada ön plana çıkaran en önemli unsur geleneksel Türk mimarisi tarzındaki Safranbolu evleridir. Safranbolu evleri iki ayrı kesimde gruplanmış durumdadır. Birincisi “Pehir” diye bilinen ve kışlık olarak kullanılan, ikincisi “Bağlar” diye bilinen ve yazlık olarak kullanılan kesimi. Hemen hemen herkesin bir kışlık bir de yazlık evi var. Yöre halkı kışın şehirdeki evinde yaşar ve yazın havaların ısınmasıyla Bağlar’daki yazlık evlerine geri dönerler. Tüm evler bahçe içinde, çoğunlukla üç katlı, 68 odalı, insan ihtiyaçlarına göre tasarlanmış ve estetikle biçimlendirilmiş büyük konaklar göze çarpıyor. Evlerin yapımında taş, kerpiç, ahşap ve alaturka kiremit kullanılmış. Bahçeler sokaktan taş duvarlarla ayrılmıştır. Çift kanatlı büyükçe kapılarla bahçeye, bazen de doğrudan eve girilir. İhtişamı daha kapıda görmek mümkündür. otelde bulamayacağınız olağan üstü lezzetteki çeşit çeşit reçel, zahter, marmelatlar, bahçeden yeni toplanmış küçük küçük biberler ve her kahvaltıda taze kırılan cevizler, ikramları inanın insanın iştahını kabartıyor. Her mevsimde farklı doğal organik ürünlerden oluşan kallavi ve sadece Değirmenci Konak’a özgü kahvaltı, yöresel yemekler ve hepsinden önemlisi kaybolmaya yüz tutan değerleri bir arada bulmak mümkün. S Evler Vadiler ve kanyonlar Doğa 2003 yılında Servet Erkenez ailesince harabe bir şekilde satın alınan Değirmenci Konak (küçük resim) 45 yıl süren zorlu bir restorasyondan sonra (üste) şimdiki halini alıyor. Safranbolu, yoğun orman alanları, vadiler ve kanyonları ile ilginç özelliklere sahip. Derin ve uzun kanyonların yanında büyük mağaralar, dağ yamaçlarındaki mağara ağızlarından çıkan büyük çaplı sular bulunmaktadır. Hem geniş yapraklı hem ibreli ağaçların bir arada olduğu Safranbolu ormanları piknik yapmaya elverişli olduğu kadar yürüyüş, tırmanma ve dağ bisikleti gibi turistik etkinliklere de olanak sağlamaktadır. Konakları, Ebrulu Konak, Şehzade Konakları, Havuzlu Konak sayılabilir. Yemek Safranbolu mutfağının en özel ürünü ilçeye de adını veren Safran. Safranlı zerde tatlısı yöreye has yiyeceklerden birisi. Safranbolu’nun pidesi de meşhur, Safranbolu bükmesi adıyla sunulan pideden mutlaka tatmalısınız. Ve Safranbolu denilince ilk akla gelen şey Safranbolu lokumu. Restorasyon 5 yıl sürmüş Mübadeleye kadar değirmencilik ve kerestecilik ile uğraşan Testempasis ailesinin ikamet ettiği konak daha sonra üç defa el değiştirip yangın tehlikesi atlatıp, sağı solu örselenip, hayatı araba garajı olarak bile kullanıldıktan sonra terk edilmiş, tamamen çökmek üzereyken Değirmenci Işık ile Erkenez ailesi tarafından onlardan önceki atalarının mirasını ve kültürünü gelecek kuşaklara aktarmak amacıyla satın alınarak yaklaşık 45 yıl süren zorlu bir restorasyondan sonra koruma altına alınmış ve dünya mirasına kazandırılmıştır. Servet hanım bu harabe şekilde aldıkları konağı yaptırırken ömründen beş sene gittiğini ancak yaşanmışlığın devam etmesi açısından çok mutlu olduğunu söylüyor. Değirmenci Konak; fotoğrafçıların, kültür tarihi severlerin ve gezginlerin uğramadan geçmediği Safranbolu’da yeni ve farklı bir kültürel miras! Neler yok ki, 162 yıllık kilim, eski viski şişeleri, ütüler Türkiye’nin her tarafından bebekler, eski pikaplar, kumbaralar, fenerler vs. 2007 Koruma Onur Ödülü’ne layık görülen ‘Değirmenci Konak’ bilindik bir pansiyon ya da otel değil! Zengin fotoğraf makinesi koleksiyonu, sergileri, fotoğraf ve kültür gezileri ve korumacılığa yaklaşımıyla bu tanımların dışına çıkarak kültürümüze farklı soluk getirmiş. Geçmişe gitmek Biz de bu Değirmenci Konak’ın şimdiki sahibesi Servet Erkenez Hanım’ı ziyaret etmek için konağın kapısını çalıyoruz. Ev sahibesi Servet Hanım güleç yüzü ile bizi bekliyordu. Konağa akşam saatinde girdiğimiz için odalarımıza yerleşmeden önce konağın tüm odalarını tek tek gezmeyi de ihmal etmedik. Her birinde kendinizi sarayda hissedebileceğiniz büyüleyici bir ortamla göz gözeydik. Dünden günümüze özenle saklanmış antika yatak örtüleri, halı ve kilimleri yeni alınmış gibi göz kamaştırıcı. Fotoğraf makineleri, çini, şarap ve parfüm şişesi koleksiyonları vb. başlı başına bir müze olacak kadar çok etkileyici. Sabaha kadar güzel bir uykunun ardından kahvaltıya yapmak için bahçeye iniyoruz. Sabah kahvaltısı, hiç katkı maddesi kullanılmayan her şey organik şarküteri ve çok yıldızlı ? Safranbolu tam bir müze kent. Kültür varlıkları olduğu gibi korunuyor. Çünkü, 1994 yılında UNESCO’nun Türkiye’de İstanbul (tarihi yarımada) ile birlikte “Dünya Kültür Mirası Listesi”ne kabul edilen ikinci kenti olmuş. Sokak aralarında karşımıza çıkan görüntüler fotoğraf meraklılarını buraya çekecek türden. Safranbolu denilince insanın aklına hemen lokum ve safran geliyor doğal olarak. Lokum almak için meydandaki Safrantat a uğruyoruz. Aynı zamanda Çelik Palas Otel’in de sahibi olan Metin Çakır ve otel müdürü Mutlu Çiğdem bizi her zamanki gibi güler yüzle karşılıyor. Hoş sohbetin ardından Safranbolu’yu turluyoruz. Gezilecek yerler Safranbolu Kalesi’nden yani Hıdırlık tepesinden kenti kuşbakışı izleyebilirsiniz. Yemeniciler Arastası geleneksel elişi ürünlerin yer aldığı kentin tarihi çarşısı. Burası da Safranbolu’nun görülmesi gereken yerlerinden birisi. Demirciler ve Bakırcılar çarşısı ise kentin ayrı bir zenginliği, fotoğraf tutkunları için güzel kareler veren bir mekân. Üstelik elişi ürünleri de satın alabilirsiniz. Kent Tarihi Müzesi, ilçenin neresinden bakarsanız görebileceğiniz bir yer. Ulaşım Batı Karadeniz bölgesinde, Karabük’e bağlı en büyük ilçe olan Safranbolu, Ankara’ya 220 km (otobüsle 2.5 saat), İstanbul’a 390 km ve otobüs ile 4.5 saat uzaklıkta. İlçenin bağlı olduğu ilin şehir merkezine olan uzaklığı ise 8 km. Ankara ve İstanbul’dan gelenler için otoyolda Gerede çıkışından sonra KarabükSamsun yolunu takiben yaklaşık 35 km sonra yol İsmetpaşa mevkiinden sağa kıvrılarak bir üst geçişle Karabük karayoluna ayrılıyor. Karabük merkezindeki tabelaları izleyerek birkaç dakika içinde Safranbolu’ya ulaşmanız mümkün. http://www.degirmencikonak.com Tel: 90 370 725 50 45 Konaklama Tarihi konakları butik otellere dönüştürülmüş kentte konaklamak da ayrı bir keyif. Bunun için tercih edebileceğiniz yerler Kıranköy’de bulunan Çelik Palas Otel, Zalifre Otel, aşağı Safranbolu’da bulunan Kadıoğlu C MY B C MY B