23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

2 24 ARALIK 2009 PERŞEMBE ABD POLONYA 24 ARALIK 2009 PERŞEMBE 3 Yazı ve fotoğraflar Lütfi ÖZGÜNAYDIN şıl, ışıl bir kent New York... Yılbaşı yaklaşınca, kentin dört bir yanı süsleniyor. Işıklarla renklerle, sembollerle, bambaşka bir kent oluyor... Caddelerde gökyüzünü görmek için başınızı iyice yukarıya kaldırmanız gerekiyor, öylesine yüksek binalar var ki. Kenti görmek için “Empire” binasına çıkmak gerek. Dünyanın en yüksek binalarından olan Empire 102 katlı. Asansörlerle seyir katına çıkıp New York’u daha iyi görüyor insan. Kentin dört bir yanını Empire binasının üstünden izleyebilirsiniz. Yüksek binalar önünüzde kalıyor. Hele akşam ışığında pırıl pırıl yanıyor kent. New York’a gidenlerin hemen çoğunluğu Central Park’ı gezer. Kar yağdığında New Yorklular bu parka koşuyor ve yürüyüş yapıyor. Central Park’ta faytonlarla geziyor insanlar. Süslenmiş renk renk faytonları iri atlar çekiyor. Modern kentin yüksek binaları arasındaki, Central Park’ta, faytonlar gün boyu dolaşıp duruyorlar. Faytoncuların içinde çokça Türk var. Türkçe konuşunca, sohbet başlıyor, onların hayat hikayeleri insanı şaşırtıyor... New York’u gezerken Özgürlük Anıtını es geçmemelisiniz. Özgürlük Anıtı, Liberty adasında, kırk beş metre yüksekliğinde. Vapurla adaya giderken, New York’un yüksek I New York’a gidenlerin hemen çoğunluğu Central Park’ı gezer. Kar yağdığında New Yorklular bu parka koşuyor ve yürüyüş yapıyor. Central Park’ta faytonlarla geziyor insanlar. Süslenmiş renk renk faytonları iri atlar çekiyor. Modern kentin yüksek binaları arasındaki, Central Park’ta, faytonlar gün boyu dolaşıp duruyorlar. Faytoncuların içinde çokça Türk var. Türkçe konuşunca, sohbet başlıyor, onların hayat hikayeleri insanı şaşırtıyor... Kardelen çiçeği New York’un sönmeyen ışıkları binalarının oluşturduğu panoramayı izliyorsunuz. Özgürlük Anıtı‘ndan dönerken Göçmen Müzesi’ni de gezebilirsiniz. New York’un en önemli köprüsü Brooklyn. Manhattan’ı Brooklyn’e bağlıyor. Akşam ışığında ışıl ışıl. Köprünün üzerinden yürüyüp iki yönü de görmek mümkün. İki yönden de yüksek binalar arasındaki köprü muhteşem gözüküyor. New York’un bilinen caddelerinde yürürken iki müzeyi görmeden dönmemeli insan. Metropolitan Müzesi dünyanın en büyük müzelerinden birisi. Bir günde ancak gezilebiliyor. Moma Müzesi ise daha çok modern alandaki eserlere yer veriyor. Tiyatrolarda her zaman önemli oyunlar var. New York’ta sanatın her alanında etkinlik var. Galeriler her adım başı önünüze çıkıyor. New York’ta noel, Times Squre Meydanı‘nda kutlanıyor. Bu meydan kentin sembollerinden sayılıyor. Her yılbaşı değişik programlar uygulanıyor ve havai fişek gösterileri yapılıyor. New York’ta gezilecek o kadar yer var ki. Hele yılbaşında gidenler için, çok değişik sahnelerle karşılaşabiliyorlar. Kenti yılda yaklaşık 40 milyon turist ziyaret ediyor Genellikle gidilen yerler Empire State Building, Times Square, Brooklyn Köprüsü, Broadway, Metropolitan Museum of Art, MoMa, Bronx Hayvanat Bahçesi ve Madison Avenue’da bulunan alışveriş merkezleridir. Ayrıca Halloween Parade ve Tribeca Film Festivali turistlerin ve Amerikalıların ilgisini çeken kültür etkinlikleri. New York’un yemek kültürü çok geniş. Özellikle bagel ve New York stili pizza en ünlü yiyecekleri. Orta Doğu yemeklerini bulmak da oldukça kolay. Yılbaşında New York gerçekten bambaşka... VARŞOVA Yazı ve fotoğraflar Şeref PINARCI ç küçük Batlık başkentinden sonra nüfusu milyonu geçen ve alışkın olduğum kalabalık bir başkent olan Varşova’ya sabahın beşinde ulaştım. Bizimkinden başka otobüs, hatta bekleyen taksiler bile yok otogarda. Karanlıkta, aynı otobüste seyahat ettiğim İzlandalı genç ile binanın önüne geçip taksilerden birine atlayarak rehber kitapta seçtiğimiz Oki Toki hostele vardık. Polonya devletinin kuruluşu 966 yılında kral 1. Mieszko’nun Hristiyanlığı kabulü ile başlar. Polonya’nın tekrar bir devlet kurması 1918 yılında mümkün olur. Ama 1939 yılında II. Dünya Savaşı‘nın başlamasına neden olacak Nazi işgali de bu ülkenin başına gelir. Ve de dünyanın en çirkin ölüm makinesi de Krakow yakınındaki Auschwitz kasabasında kurulur. AuschwitzBirkenau toplama kampında bir milyon insan Yahudi oldukları için katledilir. İkinci Dünya Savaşı‘nda nüfusunun yarısını, sahip olduğu binaların yüzde 85’ini kaybeden Varşova’yı tarihi, sanatı ve günlük hayatı görmeye “Old City” eski şehirden başladım. Çok etkilendiğim kilise, kale, katedral ve tüm tarihi binalarının tamamı, bir tanesi kalmamacasına 1944 yılında “UprisingBaşkaldırı” adı verilen Nazilere karşı konulması nedeniyle yerle bir edilmiş, bu aylar süren bombardımanda 200 bin Ü Polonya devletinin kuruluşu 966 yılında kral 1.Mieszko’nun Hristiyanlığı kabulü ile başlar. Polonya’nın tekrar bir devlet kurması 1918 yılında mümkün olur. Ama 1939 yılında II. Dünya Savaşı‘nın başlamasına neden olacak Nazi işgali de bu ülkenin başına gelir. Ve dünyanın en çirkin ölüm makinesi de Krakow yakınındaki Auschwitz kasabasında kurulur... Polonyalı hayatını kaybetmişti. Sonraki yıllarda tüm bu binalar aslına uygun olarak büyük bir emekle ayağa kaldırılmış. Krallık Yolu; Krakowski Przedmiescie Caddesi’nde bulunan 1454 yılına ait gotik tarzlı St Anna Kilisesi, günümüze 18. yüzyıldaki değişiklikle neoklasik tarz olarak ulaşmış. Polonyalılar başkentlerini el birliği ile yeniden inşa etmelerini gururla anlatıyorlar. Kısa bir yürüyüş yolu sizi “Old Town MarketEski Kasaba Marketi”ne, dört tarafı bitişik olan renkli evlerle çevrili meydana, küçük sokaklardan geçirerek ulaştıracak, Varşova Tarih Müzesi, kafeteryaların meydana doğru uzanan masaları ile renkli kalabalığı, şık hediyelik eşya ve galerileri, ortada deniz kızı heykeli elinde kılıç ve kalkanı ile karşılayacak. Bu zaman tünelinden geçerken, 1415. yüzyıllarda panayır ve idamların yapıldığı meydan da olduğumu sandım bir an. Tarih müzesinin bulunduğu köşeden çıkıp kent surlarının”Barbican” ve kulelerinin en görkemli köşesine varıyorum. Yolumun üstünde Holy Spirit Kilisesi, St Jack’s Kilisesi, Maria SklodowskaCurie Muzesi, Sapieha Sarayı, Raczynski Sarayı, Polanya Kraliçesi Kilisesi, Varşova Başkaldırı Anıtı, Krasinski Sarayı gibi değerli mimari örnekler sıralanıyor. Teatralny Meydanı ve Senatorska Sokağı’ndaki bir başka yürüyüş yolunda; yine müzeler, saraylar, parklar, bahçeler heykeller ve galeriler var ki ne saymakla ne de gezmekle biteceğe benziyor. Kentin modern yüzünün sergilendiği, otogar ve merkez tren istasyonunun da bulunduğu bölgede bir bina var ki Polonyalılar bağımsızlıklarına kavuştukları 1989 yılında bu binadan kurtulmak istemişler, yıkmak istemişler ama içinde bulundukları ekonomik zorluklar bu dileklerinin gerçekleşmesine engel olmuş. Diğer bir yürüyüş parkurunda ise Polonyalıların en ünlü bestecisi Frederic Chopin’in evi ve müzesi bulunuyor.. Tüm bu yürüyüş parkurlarını renkli harita ve fotoğraflarla gösteren kitapçığı, İstanbul’u ziyaret etmiş genç Polanyalı‘dan aldım. Tavsiyeleri ve Krakov hakkındaki bilgilerine Kapadokya ile karşılık verdim. Bu güzel değişim ve sohbet sonrası yağmurlu sokaklara attım kendimi. serefpinarci@hotmail.com C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle