Katalog

27 EYLÜL 2008 CUMARTESİ 3 TURİZMCİLER NE DİYOR? Tek hedefimiz sürdürülebilir turizm ŞERİF YENEN TUREB Başkanı Çevre ve turizm BAŞARAN ULUSOY TÜRSAB Başkanı ünyamız özellikle 20. yüzyılda ivme kazanarak büyük boyutlara ulaşan kentleşme, yapılaşma, sanayileşme, tüketim toplumuna dönüşüm sürecinde, son derece ciddi çevre sorunlarına neden olan hızlı bir değişime uğradı. Çevre ve sürdürülebilir gelişim konuları, özellikle dünyamızın geleceğini tehdit eden ve felaket senaryolarını karşımıza çıkartan küresel iklim değişikliği, bir sürpriz değil, beklenen bir sonuçtu. Ancak dünya ülkeleri, bütün bu uyarılara rağmen geleceklerini tehdit eden bu konularda gereken duyarlılığı gösteremediler. Ülkemizde de hızlı, çarpık kentleşmenin yanı sıra, kırsal alana, bakir kıyılarımıza yayılan, korunması gereken doğa alanlarını, doğal dengeleri bozan olumsuz gelişmeler, çevre ve kaynak kullanımı açısından ciddi sorunlara neden olarak, kritik sınırlara geldi. Bu süreçte hızlı yapılaşma, son derece değerli tarım arazilerinin, korunması gereken pek çok doğa alanlarının, turizm açısından değerli arazilerin büyük kayıplara uğramasına neden oldu. Sürekli yeşil alanlar aleyhine gelişen çarpık yapılaşma, betonlaşma, başta İstanbul Ege ve Akdeniz’in olağanüstü güzellikteki dengelerini bozdu. Bu olumsuz gelişmelerden Kuşadası, Bodrum, Marmaris ve diğer çeşitli turistik yöre ve merkezlerimiz büyük ölçüde nasibini aldı. Bugün Antalya dahi, artık gerek yatak kapasitesi, arz ve talep denge D ünya Turizm Örgütü, 2008 yılı boyunca Davos Deklarasyonu çerçevesinde turizm sektörü, kamu ve özel sektör kuruluşlarıyla halkı, iklim ve yoksulluk konusundaki gereksinimleri karşılayacak değişiklikleri yapmak üzere işbirliğine davet etti. Her yıl 27 Eylül’de kutlanan Dünya Turizm Günü’nün bu yılki teması da turizmin iklim değişikliği tartışmalarına yanıtı olacak. Ülkemizin de dünyamızın geleceği açısından çok önemli olan bu çalışmalara yalnızca izleyici olarak değil aktif olarak katılması, yetkililerin ve turizm sektörümüzün gelecek kuşaklara yaşanabilir bir Türkiye bırakmak için gerekli önlemleri alması gerekir. D Yüzen kentlerle tam eğlence HAKAN AKSUNGUR Main Tur Genel Müdürü emi (kruvaziyer) turizmi nitelikleri açısından son yıllarda gelişen önemli bir alternatif turizm çeşidi. Daha ziyade üst gelir gruplarının ilgi gösterdiği gemi turizmi, son yıllarda çeşitli promosyon ve taksitli satışlarla Türkiye’de de alternatif turizm alanına girdi. Beş yıldızlı otel konforu ile birlikte her gün bir başka limanda uyanmanın keyfini ve heyecanını yaşamak isteyenlerin tercihi olan gemi turizmi ülkemizde de gelişiyor. Örneğin Kuşadası limanına 2006’da 499 gemi ve 425 bin yolcu gelirken bu sayı geçen yıl 650 gemi ve 650 bin yolcuya yükseldi. İzmir Alsancak ve İstanbul limanına gelen turist ve gemi sayısının da her yıl yüzde 10 artış gösterdiği istatistiklerle sabit. Kuşadası’nın gemi turizminde önde olmasının en önemli nedeni gelen turistlerin Efes ve Meryem Ana’yı ziyaret ederek hacı olmaları. Gemilere göre sapa bir yerde olmasına karşın İstanbul’un avantajı ise kültür zenginliği. 2 bin 500 yolcu kapasiteli dev gemilerle gelen turistlerin kum, güneş, deniz tu Dünyanın en hızlı gelişen sektörü TİMUR BAYINDIR TUROB Başkanı G D ünyanın en hızlı gelişen endüstrilerinden biri turizm. Dünyada, 800 binin üzerinde kişi seyahat ediyor. Bu rakam, önümüzdeki yıllarda bir milyarı bulacak. Turizm, bütün dünya istihdamına, uluslararası siyasal, sosyal ve ekonomik bütün gelişmelere, uluslararası kültürel ve toplumsal iletişime büyük katkı sağlamaktadır. Dünya Turizm Günü’nü kutluyorum. Turizm sektörüne emek veren herkese teşekkür ederek, başarılar diliyorum. rizmine gelenlere göre çok daha fazla döviz bırakıyorlar. Gemi ile gelen bir turistin, İstanbul’da sadece gezmek için harcadığı para 200 dolar civarında. Kuyumcu ve halıcalardan yapılan alış verişler ise işin artısı. 2008’de gemi turizminde önemli mesafe kaydedildi. Farklı ülkelerde farklı kültürlerle tanışmanın ayrıcalıklı bir tatilde, belki de maceralı günler yaşamanın sıradışılığı bir çok tatilciye ilginç gelmesi bir yana, gemide tur boyunca dünyanın çeşitli mutfağı ile tanışarak değişik damak tadı ile karşılaşmak isteyenler tercihlerini yüzen kentlere yapıyorlar. Bu sezon dörtsekiz günlük turlarla Eğe ve Akdeniz sularını turlayan tatilciler önümüzdeki sezon büyük olasılıkla Cebelitarık’tan dışarıya da ulaşacak ve yeni limanlar keşfedecekler.Bütün bunlar turizm açısından güzel ama ne yazık ki başta Kuşadası olmak üzere İzmir ve hatta İstanbul limanlarının alt yapısının uluslararası standartlara uygun olmaması oldukça düşündürücü. si ve gerekse koruma kullanma dengeleri açısından son derece hassas bir sınıra gelmiştir. Sanayi ve madencilik faaliyetlerinin genellikle, turizmi, doğal dengeleri, yaşam çevresinin kalitesini olumsuz etkilediği bir gerçektir. Kaz Dağlarında Altın aramaları kamuoyu gündeminde baş sıralarda yer alan konulardan biri oldu. Kazdağları; morfolojisi, kendine özgü florası, faunası, su kaynakları, pınarları, Alp’lerden sonra en yüksek düzeyde oksijen oranına sahip olması ve olağanüstü doğal güzellikleri ve son derece ilginç bir kültür çevresi oluşturuyor. Kazdağları altının maddi değerinden hareket edilerek feda edilemez. Muğla ili Fethiye ilçesinde Koru Köyü, İncirliköy ve Üzümlü köyü arasındaki yörede, zeytin ağaçlarının bulunduğu, faunasında nesli tükenmekte olan kara semenderinin yaşadığı alanda çimento fabrikası girişimini yadırgamamak mümkün mü? Artık dile getirilmekten usandığım balık çiftlikleri. 324 adet su ürünleri yetiştirici işletmenin 205 adedi, ülkemizin en önemli deniz, güneş, kum, doğa ve doğa turizmi destinasyonu Muğla kıyılarında; değerli, dingin koyları işgal etmiş durumda. Bir balık çiftliği ile, turizm aynı koyda, aynı çevrede yan yana karşı karşıya olur mu? Yitirilen, doğal kaynak ve değerlerin yeniden yaratılması mümkün değildir. 21. yüzyıl bütün dünyada çevre odaklıdır. Turizm geleceğimizdir. Çevre ise turizmin geleceğidir. Çevreye sahip çıkmak hepimizin görevidir. C MY B C MY B