Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 MART 2011 CUMA SAYFA 5 Sökmen’in ölümünün 31. yılında düzenlenen anma etkinliğinde önce Atatürk Anıtı’na çelenk bırakan Vali Lekesiz daha sonra Sökmen’in büstüne çicek bırakıp saygı duruşunda bulundu. KONUK YAZAR FETHİ KARADUMAN EMPERYALİZM GERİCİLİKLE EL ELE Aynı din etrafında toplanma düşüncesi Ortaçağ'da ortaya çıkmasına karşın, aynı din içinde kanlı mezhep çatışmaları da en çok bu dönemde görüldü. Tarih boyunca din olgusu, sömürgeciler, emperyalizm ve bunların güdümündeki ülke yöneticileri tarafından sürekli olarak kullanıldı. Osmanlı devletinde 18. yüzyılda başlayan yenileşme çabalarının en büyük engelleyicisi gerici (irtica), yobaz hareketler olmuştur. Osmanlı devletinin gerileme döneminde yaşanan gerici Patrona Halil, Kabakçı Mustafa, 31 Mart Derviş Vahdeti ayaklanmaların çıkış noktasını “şeriatla davamız var”, “şeriat isteriz” söylemi oluşturmuştur. Dine dayandırılan bağnazlık, gericilik, yobazlık örnekleri tarihte sayılamayacak kadar çoktur. Padişah IV. Murat döneminde ulemadan Kadızadeler, Peygamber zamanında iç donu olmadığı için bunun kaldırılmasını, Peygamber zamanında camiler tek minareli oldukları için İstanbul camilerindeki fazla minarelerin yıkılmasını istediler. Gerek Osmanlı döneminde, gerekse Ulusal Kurtuluş Savaşı ve çağdaş Türkiye Cumhuriyeti'nin yapılanması dönemlerinde, gerici ayaklanmalarda aynı söylemler kullanılarak yıllar boyu dinsel inançlar kötü amaçlara payanda yapılmıştır. Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın başlarında, İngiltere Büyükelçisi Baş Tercümanı Ryan; “Milliyetçiler (Ulusalcılar) şimdi iki yol kullanıyorlar. Milliyetçi ol, çünkü İslam'ı kurtaracak tek yol odur. İslam'a bağlı ol. Çünkü senin milli varlığını kurtaracak tek yol budur” değerlendirmesiyle milliyetçilerin kararlılığını ve duyduğu rahatsızlığı dile getirirken, 25 Aralık 1919 günlü raporuyla da, Hükümeti'ne amaçlarını ve bu doğrultuda uygulanacak yöntemi önerirken din olgusunu kullanmayı temel unsur görür: “Biz, gerçek ideali din imiş gibi davranacak çıkarcı bir grubu yönetici olarak sunmaya çalışacağız… Bizim şimdiki hedefimiz, bilmek, arkadaş gibi davranıp kazanmak ve sonra hükmetmek olmalıdır.” İngiliz diplomatlarından Stokes ise, o günlerde Irak'ta uygulayacakları ayrıştırma yöntemini açıklaması, emperyalizmin 'böl yönet' taktiğinin geçmişten günümüze dek uzandığını gösterir: “Sünniler ve Şiiler arasındaki karşıtlık büyüktür, biz bu karşıtlığı daha da geliştirebiliriz.” (İngiliz Belgelerinde Türkiye, Erol Ulubelen) İstanbul'da İngilizlerin isteği doğrultusunda Vahdettin ve Damat Ferit tarafından kurulan özel yetkili düzmece 1. Örfi İdare Divanı Harbi de (1. Sıkıyönetim Mahkemesi) yurdu ve ulusu için işgalci düşmana karşı savaşan M. Kemal ve arkadaşları için idam cezası çıkarmıştır. Ulusal Kurtuluş ve Bağımsızlık Savaşı sırasında, emperyalist işgalcilerle işbirliği yapan gericiler (irtica), Türk Ulusu'nun varlığına doğrudan saldırıda bulunmuşlardır. Cumhuriyet'in kuruluşu sırasında da gericiler, bölücüler ve işbirlikçi hainler emperyalist güçlerin kışkırtmaları, desteği ve amaçları doğrultusunda Türk Devrimi'nin önünde engel oluşturmuşlardır. Bilimin ve aklın yoluna, Aydınlanmaya karşı çıkmışlardır. Türk Devrimi bu ve benzeri birçok engelleri aşarak çağdaş Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni dünyaya örnek olacak biçimde yapılandırmıştır. www.atatürkdevrimi.com Hatay Devleti’nin ilk ve tek cumhurbaşkanı için tören düzenlendi Tayfur Sökmen anıldı AKIN BODUR MALATYA İSKENDERUN Hatay’ın Türkiye’ye katılmadan önceki ilk ve tek cumhurbaşkanı Tayfur Sökmen, ölümünün 31. yılında törenle anıldı. Hatay Valiliği bahçesinde düzenlenen törende, Atatürk ve Tayfur Sökmen’in anıtına çelenk konuldu, saygı duruşunda bulunuldu. Hatay Valisi M. Celalettin Lekesiz, Antakya Belediye Başkanı Doç.Dr.Lütfü Savaş, Cumhuriyet Başsavcısı Enis Yavuz Yıldırım, MKÜ Rektörü Prof. Dr. Hüsnü Salih Güder, İl Jandarma Komutanı Albay Vedat Çolak, İl Emniyet Müdürü Ragıp Kılıç ile çok sayıda davetli ve Tayfur Sökmen’in oğlu eski TBMM Başkanvekili Murat Sökmenoğlu, torunları Can ve Ali Mursaloğlu, Mustafa Sökmenoğlu ile kurum müdürleri katıldı. Törende Sökmen’in torunu Mehmet Mursaloğlu, Vali Lekesiz’e Hatay Devleti Bayrağını simgeleyen plaket sundu. Özbuğday Lisesi tarih öğretmeni Mehmet Atılgan’ın, “Tayfur Sökmen’in Hayatı ve Kişiliği” konulu sunumu ve bir öğrencinin şiir okumasıyla sonlanan tören Valilik Brifing Salonu’nda devam etti. Burada konuşan Vali Lekesiz, Tayfur Sökmen’in mücadeleci, ilkelerinden taviz vermeyen, kalbi Hatay ve Hataylılar için çarpan bir kişi olduğunu ifade etti, restorasyonu yapılan valilik binasındaki Hatay Devleti Müzesi’nde Tayfur Sökmen’in bal mumundan yapılmış heykeline yer verileceğini belirtti. Valiliğin restore edilen binasının, hem cumhurbaşkanlığı, hem başbakanlık, hem de 10 ay 21 gün süren Hatay Devleti’nin Parlamento Binası olarak kulla nıldığını anımsatan Lekesiz, restorasyonun 20 gün sonra tamamlanacağını açıkladı, “Binanın içi, siyasi tarihimizdeki önemi göz önüne alınarak yeniden düzenlenecek. Daha önce de yapılmış bulunan Hatay Devleti Müzesi iyileştirilmek suretiyle o günün anı değerini yaşatmak üzere Hatay Devleti Müzesi haline getirilecek” dedi. Tayfur Sökmen’in torunu Mehmet Mursaloğlu da, dedesinin Hatay Millet Meclisi’nin son toplantısındaki konuşmasını aktardı ve ders kitaplarında yaşam ve mücadelesine yer verilmesini istedi. TEMA’den öğrencilere “Yeşil Yaprak” rozeti Hatay’a, “Teknoloji Fakültesi” çabası İSKENDERUN (Cumhuriyet) İskenderun yöresinde kurulması planlanan, “Teknoloji Fakültesi” için altyapı oluşturmak, sanayiye eleman yetiştirmek ve fakültenin geliştirilmesi amacıyla bölge sanayicileriyle görüşmelere başlayan Mustafa Kemal Üniversitesi (MKÜ) Rektörü Prof. Dr. Hüsnü Salih Güder, yardımcıları Prof. Dr. Ali Koç, Prof. Dr. Mehmet Dalkız, Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ertuğrul Baltacıoğlu ve baş danışman Mustafa Özdemir, Ekinciler Demirçelik Entegre Tesislerini ziyaret etti, Ekinciler Holding Eş Başkanı Faruk Ekinci ile görüştü. Sanayinin kendi teknolojisini üretebilmesi için teknolojiyi üretebilecek bilgiye kolayca ulaşabilmesi gerektiğini vurgulayan MKÜ Rektörü Güder, ziyarette yaptığı açıklamada, “Bu da ancak güçlü bir üniversitesanayi işbirliği ile mümkündür. Bölgemizin can damarı olan demir çelik sektörüne yetişmiş insan gücü ve teknolojilerine destek olmak amacıyla ziyaretler gerçekleştiriyoruz. İstihdama katkı sağlayan iş adamlarımıza, ‘SanayiÜniversite İşbirliği’ için destek olmak istiyoruz” dedi. Ekinciler Holding Eş Başkanı Ekinci de, kalkınmanın temelini teknoloji üretebilen ve bilgiye sahip olan yüksek seviyede eğitilmiş toplumlar oluşturduğunu belirtti, “Bilgiye sahip olmak ve bu bilgiyi teknolojik üretime dönüştürebilmek için de üniversitelere ve sanayiye önemli görevler düşmektedir. Üniversiteler bir yandan yaptıkları eğitimöğretim faaliyetleri ile sanayinin ihtiyaç duydukları AraştırmaGeliştirme personelini yetiştirmekte, diğer yandan da araştırma yaparak sanayinin ihtiyaç duyacağı alanlarda bilgi üretmeye çalışmaktadır. Üniversitenin sanayiye, sanayinin de üniversiteye sunacağı girdiler diğerinin gelişmesinde ve güçlenmesinde çok önemli katkılar sağlayacaktır” diye konuştu. MKÜ Rektörü Güder ile Ekinci, üniversite ve sanayici işbirliğinin yöre ve ülke ekonomisine vereceği katkının büyük olacağından emin olduklarını söyledi. MALATYA (Cumhuriyet) TEMA Vakfı’nın, eğitim ve uygulama çalışmaları kapsamında yer alan öğrencileri gönüllü çevreci yapma projesiyle bir okulun bazı sınıflarında öğrencilere, “Yeşil Yaprak” rozeti takıldı. TEMA Vakfı ile Milli Eğitim Bakanlığı arasında imzalanan protokoller kapsamında Malatya TEMA Temsilciliği’nin öğrencilerin yaş gruplarına bağlı olarak, ‘Minik TEMA’, ‘Yavru TEMA’ ve ‘Genç TEMA’ olarak tanımlanan eğitim ve uygulama projeleri kapsamında Atatürk İlköğretim Okulu’nda başlatılan ‘Yavru TEMA’ projesine 2C Sınıfı öğrencileri bir ilki gerçekleştirerek üye oldu. Sınıf Öğretmeni Şengül Korkut ve tüm öğrencilerin gönüllü olduğu törende küçüklere Yeşil Yaprak rozetleri takıldı, kimlik kartı verildi ÇYDD Mersin’de Uluğ yeniden MERSİN (Cumhuriyet) Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Mersin Şubesi’nin tek listeyle gidilen 13. olağan genel kurulunda Sacide Uluğ yeniden başkan seçilerek güven tazeledi. Dr. Nedim İnce başkanlığında, Hanife Sözen ve M. Şükrü Altunova’dan oluşan divan heyetinin yönettiği genel kurulun açılış konuşmasını yapan Dr. Nedim İnce, ÇYDD’nin Mustafa Kemal Atatürk’ün yaktığı aydınlanma meşalesini tüm yurda yaymayı amaçlamış bir dernek olduğunu anımsattı. Genel kurulda güven tazeleyen Sacide Uluğ da, “Türkiye’nin geçtiği bu zor süreçte, Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti ile ilgili kaygıları olan insanların dernek üyesi olmaları ve yönetimde görev almaları, gönüllü olarak bu işi üstlenmeleri bizleri çok mutlu ediyor”diye konuştu. ÇYDD’nin yeni yönetim kurulunda Sacide Uluğ’un yanı sıra, Maryet Tanlı, A. Güzin Gölgelioğlu, Deniz Ayas, Hüsniye Kayadelen, Mediha Erkurt ve Hatice İlbasmış da görev aldılar. GAZ ANTEP Teknoloji Fakultesi için yapılan alt yapı çalışmalarıyla ilgili bilgi verildi. “ÇEKÜL Kültür Elçileri” sertifikalarını aldı Son kıyıyı da yok ettiler Baştarafı 1. Sayfada Sabancı Camii'nin yanından girerek, Seyhan nehri kıyısına paralel uzanıp Galleria Alışveriş Merkezi'nin önünden geçtikten sonra Eski Baraja dek sürecek bulvar kent peyzajına büyük darbe vurdu; Merkez Park ve Mimar Sinan güzergahında büyük bir yeşil alanın yok edilmesine neden oldu. Söz konusu bulvarın, son yıllarda üzerinde çok konuşulan Galleria Alışveriş Merkezi'nin rantını arttırmak için yapıldığı savlandı. Adana Anakent Belediyesi Başkan Vekili Zihni Aldırmaz'ın konuyla ilgili açıklaması bu savı doğrular nitelikte bulundu. Kentin Seyhan nehri üzerindeki son kıyısını da yok edeceği belirtilen bulvar, Şehir Plancıları Odası ve Peyzaj Mimarları Odası'nın tepkisini çekti. "Cinayetten daha vahim" Peyzaj Mimarları Odası (PMO) Adana Şube Başkanı Ramazan Doğru, bir kentin ortasından nehir geçmesinin çok önemli olduğunu, ancak bunun kıymetinin bilinmediğini, gerekli düzenlemelerin bir türlü yapılmadığını anımsattı. Bu durumda, insanların Seyhan nehri ile temasının kesilmesine neden olacak bir çalışmayı anlamakta zorlandıklarını belirten Doğru, "Nehir kıyısında araç trafiğinin ne işi var?" diye sordu. Yaşananların cinayet kadar vahim olduğunu bildiren Doğru, "Nehir ve göl kıyıları halkın kullanımına açılabilir, ama araç trafiğine açılmamalı. Çok yanlış örneklerini Adana'da gördüğümüz bu yanlıştan dönülmeli" dedi. "Kaçak olabilir" Şehir Plancıları Odası (ŞPO) Adana Şube Başkanı Ulaş Çetinkaya da bulvar çalışmalarına tepki gösterdi. Baktıkları kadarıyla imar planlarında böyle bulvarın varlığından haberlerinin olmadığını söyleyen Çetinkaya, "Bu bulvarın imar planında bulunduğunu sanmıyorum. Park ve dinlenme alanları trafikten arındırılmalı. Merkez Park, Fuzuli Caddesi ile yeni yapılacak olan bulvar arasında sıkışıp kalacak. Bu yanlış bir adımdır ve geri dönülmelidir" açıklamasında bulundu. Aldırmaz'dan açıklama Yeni bulvarın Galleria Alışveriş Merkezi önünden geçmesinin, buradaki işyerleri adına yararlı olacağını açıklayan Anakent Belediyesi Başkanvekili Zihni Aldırmaz ise şunları söyledi: “Merkez Camii yanından giriş yapılacak bulvar, Seyhan Nehri kıyısını takiben Galeria'nın önünden geçerek, Demirköprü ile Mustafa Kemal Paşa Köprüsü'nün altından devamla Eski Baraj önüne, dönüşle de Fuzuli Caddesi'ne ulaşacak. Yeni açılan bulvar sayesinde Galleria daha da canlanacak ve Merkez Park'ın ikinci önemli parçası olacak. Galeria'nın eski prestijine kavuşması için çevresinde yeni düzenlemeler yapıyoruz. Artık Fuzuli Caddesi'nden Galleria rahat görülebilecek. Bulvar ve yanındaki yürüyüş parkuru ile bisiklet yolu çalışmaları sürüyor. Merkez Park'ta başlayan bulvarın bir kolu Mimar Sinan Amfi Tiyatrosu önünden, diğer kolu ise Eski Baraj'dan çıkacak. Daha önce atıl durumda olan bu bölgeler, halkımızın hizmetine açılmış olacak.” C MY B C MY B GAZİANTEP (Cumhuriyet) Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı ‘nın (ÇEKÜL) Şahinbey ilçe Belediyesi işbirliğiyle yaşama geçirdiği, “Kültürel Miras Eğitimi” projesi kapsamında, “Kültürel Mirasımızı Çocuklarımızla Koruyoruz” sloganıyla sürdürdüğü eğitim çalışmalarına katılan öğrencilere, “ÇEKÜL Kültür Elçisi” sertifikaları verildi. Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından belirlenen Şehit Adem Yavuz İlköğretim Okulu öğrencileri arasından seçilen 24 öğrenciye sertifikalarının verilmesi için Gaziantep Savaş Müzesi avlusunda düzenlenen törende konuşan ÇEKÜL Temsilcisi Zafer Okutucu, “Vakıf olarak yıllardır tarihimizi ve kültürel mirasımızı korumak, gelecek kuşaklara aktarmak amacıyla öğrencilerimiz ve gençlerimizle birlikte çalışıyoruz. Ülke genelinde bugüne kadar 77 kentte 5 bin öğrencimize kültür elçisi eğitimi ve sertifikası verildi” dedi. ÇEKÜL Kültür Elçisi sertifikası alan öğrencilerin Haziran ayında gerçekleşecek, “İstanbul Buluşması”na katılacakları bildirildi.