02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

SAYFA 2 4 ŞUBAT 2011 CUMA N e d o rel e ğ r re u İSK ile Susanoğlu ve Korasion kentine gezi İçel Sanat Kulübü, ‘Yakın Tarihimiz, Çevre ve Doğa Yürüyüşü’ adlı gezide doğaseverleri bu kez, Susanoğlu’nun (Atakent) bilinmeyen yerlerine götürecek. Pazar günü Kültür Merkezi önünden başlayacak olan gezide Erdemli ve Narlıkuyu‘ya gidilecek. Antik Korasion kentinin görkemli Doğu Kapısı ve çevresinin gezilmesinin ardından Kapızlı’ya geçilecek. Harnup Kahvesi’nden sonraki yürüyüşün ardından dönüş başlayacak. İSK gezi yetkilileri, yürüyüşe katılanlara, iyi bir yürüyüş ayakkabısı giymelerini ve yanlarında yeterince kumanya almalarını öneriyor, (0324 2381088) Tarsus Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz’ın ilgi gösterip toprak altından çıkartılması için talimat verdiği eski bent, yapılan çalışmalarla birlikte gün yüzüne çıkmaya başladı. ANAMUR MAĞARALARI Anamur ve çevresindeki zengin mağara sistemi gerçekten görülmesi gerekli bir yer. Kentin kuzey batısındaki Çamurlu yaylasından sonra 4 saatlik bir yürüyüşle 1890 m. yükseklikteki Çukurpınar adlı düden mağaranın ağzına gelirsiniz. Çukurpınar mağarası dünyanın en derin mağarası olan Fransa’daki mağaradan sonra ikinci sırayı alır. Bu doğa harikasının keşfedilmesinden sonra özellikleri dikkate alınarak bölümlerine, Işıltılı, Kurnalı, Zümrüt, Sarkaçlı, Derin Göl, Basamaklı, Sanat Gölü gibi adları konulmuş. Çukurpınar mağarasında biriken sular duru pınar olarak Sugözü’nde ortaya çıkar ve Dragon çayına karışır. Abanoz yaylasındaki suyun gözü olarak bilinen Bicikli mağarası da sarkıt ve dikitlerden oluşur. ANIT AĞAÇLARIMIZI TANIYALIM... Döfler Efendi’nin kurduğu elektrik bendi kurtarılıyor TARSUS (Cumhuriyet)Türkiye’de ilk kent elektriğinin üretildiği bendin kurtarılması için Tarsus Belediyesi girişim başlattı. Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz’ın talimatıyla başlatılan kazı, hafriyat ve temizlik çalışmaları sonucu ortaya çıkarılacak bendin turizme kazandırılması için de bir dizi proje düşünüldüğü belirtildi. Tarsuslu gazeteci yazar Uğur Pişmanlık’ın, ilk elektriğin Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti İstanbul’dan önce 1902 yılında Tarsus’ta üretildiğini ortaya koyan araştırma ve yazılarının Cumhuriyet’te de yayınlanmasının ardından Tarsus Belediyesi konuyla ilgili ilk adımı attı. Osmanlı İmparatorluğu’nun son yıllarında halk arasında “Döfler Efendi” olarak anılan Avusturyalı mühendisin çabalarıyla Tarsus’ta Berdan Çayı’nın küçük bir kolu üzerine kurulan bentde 2 Kw saatlik elektrik üretimi gerçekleştirildiğinin saptandığını belirten Pişmanlık konu ve gelişmelerle ilgili şunları söyledi: “Burası halk arasında Avanye Bendi ya da Bent Başı adıyla bilinen ve şimdiki şelalenin birkaç yüz metre üstünde bir bölge. Cumhuriyetten sonra yeni barajların kurulması ve daha modern elektrik dağıtım sistemine geçilmesi üzerine işlevini yitiren bu eski elektrik bendinin dinamoları ve mekanik aksamları sökülüp satılmış, iki kemerli bir yapı olan bent ise kaderine terk edilmişti. Yaptığımız girişimler sonucu Türkiye’nin ilk kent elektriği üretilen bendinin kurtarılması tarih ve turizm adına güzel bir şey. Keşke, bent orijinal aksamlarıyla kalmış olsaydı. Yakın zamana dek kaderine terk edilmiş ve toprağa gömülmüş olan bendin gün yüzüne çıkarılmış olması Tarsus adına gerçekten güzel bir olay.” Bendin toprak altından çıkarılıp kurtarılmasından sonra, tescillenerek korumaya alınması ve çevre düzenlemesiyle turizme kazandırılması yönünde yaptığı girişimlerin özellikle Tarsus Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz tarafından dikkate alınmasının çok önemli olduğunu irdeleyen Pişmanlık, “Bendin bulunduğu, ‘Elektrik Ocağı’ olarak anılan yerde incelemelerde bulunan Başkan Kocamaz, belediyenin ilgili birimlerine toprağa gömülmüş olan bendin açığa çıkartılması yönünde gerekli talimatları verdi. Aynı gün belediye ekipleri kepçe ve dozerlerle özen göstererek elektrik bendini topraktan çıkarma çalışmalarına başladı. Tarihi elektrik bendi aydınlanmanın bir aracı olarak şimdi kültür mirası niteliğiyle kent belleğindeki hak ettiği yeri alacak” dedi. Türkiye’nin ilk elektriği Tarsus’taki bu bentde üretilmişti Yerel Adı: Çınar, Hıdırbey Çınarı Latince Adı: Platanus orientalis L. Yaşı: 1000 (2000–3000) Boyu: 17 m. Taç Genişliği: 35 m. Yaşadığı Yer: Hatay’ın Samandağ ilçesi, Hıdırbey Köyü. Deveci’nin “Kent Müfredatı”beğenildi ADANA (Cumhuriyet Bürosu) Ressam Arzu Aydın Deveci’nin, “Kent Müfredatı” adını verdiği yağlıboya resim sergisi sanatseverlerden büyük beğeni aldı. Geçtiğimiz Salı günü 75. Yıl Sanat Galerisi’nde açılan sergisiyle ilgili bilgi veren Deveci, “Bir kentteki yaşamın bütününü oluşturan görüntü ve düşünceleri yansıtmaya çalıştığım 70 yağlıboya tablo ile 3. kişisel sergimi açmış oldum. Gördüğüm ilgi ve aldığım övgüler beni mutlu ettiği gibi teşvik edici oldu.” Adanalı olmasına karşın ilk kişisel sergisi olduğunu da anımsatan Deveci, “Adana’da sergi açmanın heyecanını da yaşıyorum. Bir kentin sanatta gelişmişliği sadece orada yaşanan sanat etkinlikleri, yaratılan sanat ortamları ile değil o kentteki sanatçıların diğer sanat kentleriyle alışverişleriyle yani ulusal sanatta yer alışlarıyla, paylaşma ve bütünleşmeleriyle bağlantılıdır. İsmimin, sanatın her dalında yetiştirdiği değerli isimlerle bilinen Adana şemsiyesi altında bulunması benim için büyük bir mutluluk” diye konuştu. Bugüne dek ulusal ve uluslararası alanda toplam 23 karma sergide yer alan Deveci’nin sergisi 1 Şubat Salı gününe dek sanatseverlerin izlenimine açık olacak. HZ. MUSA ÇINARI Çevre ve Orman Bakanlığı’nın tescil etmiş olduğu bir anıt ağaç olan Hz. Musa Çınarı, inanışa göre, Hz. Musa’nın asasının canlıları ölümsüzleştiren su (abıhayat) sayesinde filizlenip kök salarak ortaya çıkmış halidir. Kaynaklarda Hz. Hızır daha çok Hz. İlyas’la birlikte anılır. Ancak burada asası nedeniyle olsa gerek, Hz. Musa ile birlikte anılmaktadır. Bu arada Hızır ve Hıdır sözcüklerinin aynı sözcükler olduğunu belirtmekte yarar var. Anlatılara göre, Hz. Hızır ve Hz. Musa denizden çıkarlar ve Hıdırbey Köyü’ne gelirler. Hz. Hızır yoluna devam ederek Musa Dağı’na çıkar. Hz. Musa da asasını su kenarına koyar ve su içer. Eğilip almak istediğinde ise asasının yeşerdiğini görür. Halk arasında yeşeren asanın bu ağaç olduğu anlatılagelir. Hz. Musa Çınarı’nın normalde bin yaşlarında olduğu söylenegelir. Ancak yöredeki halk, iki ile üç bin yaşlarında olduğunu ileri sürmektedir. Şimdilerde ağacı korumak için gövde içi tamamen boşaltılmış. Ağacın ikiye ayrılmasını önlemek ve meydanda bulunan kahvehanenin yenilenmesi için ağacın tabanı da yaklaşık 5 metre kadar betonla örtülmüş. Buna karşın görünen gövde oyuğu bu gün bile 10 kişiyi barındırabilecek genişlikte. 500 yıllık ağaca koruma NİĞDE (Cumhuriyet) Bor ilçesinin Balcı (Cücü) Köyündeki kestane ağacının, “Anıt Ağaç” kapsamına alınması için girişimler başlatıldı. İl Kültür ve Turizm Müdürü Mehmet Öncel Koç ve İl Müze Müdürü Fazlı Açıkgöz ile Niğde ve çevresindeki tarihi yapıları araştıran ve bu konuda da, “Niğde Kapadokya’nın Başkenti” adlı kitabı yayınlanan Ömer Fethi Gürer’in Balcı’daki ağacı yerinde görmeleri, atılan ilk adım oldu. En az 500 yıllık olduğu sanılan ağacın tescili için başlatılan çalışmalarla ilgili bilgi veren Gürer, “Niğde ve çevresinde kestane ağacına ender rastlanır. Bor’un Balcı köyündeki tek kestane ağacı nazar boncuğu gibi. Bölgede ceviz, armut ağaçlarının çoğu da eski ağaçlardır ama Cücü Beyi’nin memleketindeki kestane ağacının 500 yıllık olduğu söylenegelir” dedi. Ağaç ile ilgili bir de efsane olduğunu anımsatan Gürer bu konuda şu bilgileri verdi: “Deniliyordu ki; Cücü Beyi’nin yanına ak sakallı bir dede Tanrı misafiri olarak gelir. Bu konuğu Cücü Beyi oldukça iyi ağırlar. Dede, konukseverlik karşılığında köyün bir yerine tohum ekmek istediğini söyler. Ve Köyde bir kaya üzerine kestane tohumunu bırakır. Görenler, ‘Orada kestane değil normal ağaç bile yetişmez’ derler ama zamanla o kaya üzerindeki fidan büyür, büyür koca bir ağaç olur. Akıllara durgunluk veren görünümüyle kestane ağacı günümüze kadar yaşar.” Köylülerin bazılarına göre, en az 500 yıllık olan kestane ağacıyla ilgili İl Kültür ve Turizm Müdürü Mehmet Öncel Koç ile Müze Müdürü Fazlı Açıkgöz’ün girişim başlattığını irdeleyen Gürer, anıt ağaç kapsamına alınması için büyük çaba gösterildiğini sözlerine ekledi. C MY B C MY B ADANA (Cumhuriyet Bürosu) Ressam Murat Kalaoğlu’nun kişisel resim sergisi Adana Çimento Sanat Galerisi’nde sanatseverlerle buluştu. Adana’da Mustafa Dulda Atölyesi’nde resim eğitimi aldıktan sonra, Mustafa Kemal Üniversitesi Eğitim Fakültesi Görsel Sanatlar Eğitimi bölümünden mezun olan sanatçı Kalaoğlu, kişisel sergilerinin yanısıra, Ankara, İstanbul, Hatay, İskenderun, Kahramanmaraş, Mersin ve Raqqa/Suriye gibi kentlerde karma sergilere katıldı. Sanatçı Kalaoğlu’nun AÇS’de sergilenen ve beğeni gören kişisel yağlıboya resim sergisi 9 Şubat’a dek sanatseverlerin izlenenimine açık olacak. Kalaoğlu’nun sergisi AÇS’de sürüyor
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle