02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

İskenderun Körfezi’nden Mersin’e dek uzanan bölgede narenciyeyi çürüttü İskenderun Demir Çelik Fabrikası üzerinde oluşan asidik ve ağır metal içeren kahverengi, gri ve sarı renklerin hakim olduğu toz bulutu içindeki katmanlar, yağışlar sonucu aşağı inince önce narenciye bahçelerinde felaket yaşandı. Katman içindeki zehirli maddelerin özellikle Dilovası’nda yaşanan felaketin nedeni olduğunu belirten çevre kuruluşları yetkilileri, Mustafa Kemal Üniversitesi tarafından İskenderun Körfezi’ndeki fabrikalar çevresinde yapılan ölçümlerde ağır metal kirliliğinin saptandığını belirttiler. ERZİN (Cumhuriyet) Aralık ayındaki yağışlardan sonra Erzin bölgesinde, özellikle mandalina türü ağaçların meyvelerinde yüzde 80’e varan çürüme ve dökülme yaşandığı belirtildi. 1. Uluslararası Erzin Narenciye Kültür ve Sanat Festivali’nde konuyla ilgili panelde de, büyük kaygı içinde olan üreticinin, asit yağmurunun verdiği ekonomik kayıp nedeniyle gelecek yıla daha umutsuz baktığı vurgulandı. Festival kapsamında gerçekleşen panelde, çürümekte olan meyvelerden örneklerin gösterilmesinden sonra soruları yanıtlayan MKÜ Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kaplankıran, şunları söyledi: “Çevresel ve iklimsel faktörleri iyi araştırmak gerekiyor. Örneğin bu yıl kış yağışları gecikti. Bu arada bölgedeki kirletici sanayinin etkisi ile oluşan hava kirliliği atmosferde yoğunlaştı ve ilk yağmurlarla beraber meyveler üzerinde görülen bu etkiyi oluşturdu. Yani asit yağmurlarının etkisi göz ardı edilemez.” Mersin Turunçgil Üreticileri Birliği Başkanı Cemalettin Kurt’un, son dönemde ihracat yapmak istedikleri ürünlerde çürüme miktarında artış gözlemlediklerini belirtmesi, Erzin Turunçgil Üreticileri Birliği Başkanı Bestami Özmen’in de, tetkikler yapılarak bu felaketin raporlarla belgelenmesini isteyip, “Yeterince kirli olduğu bilinen Erzin’in havasının, yeni kirleticilere yani termik santrallere tahammülü kalmamıştır” demesininardından söz alan bölgenin ilk narenciye ki sonucu olarak bölgede bulunan Sugözü Termik Santrali, İskenderun Demir Çelik Fabrikası ve kömür kullanan diğer fabrikaların oluşturduğu kirlilik ve bunun sonucu oluşan asit yağmurları bu etkiyi yaratmıştır. Yağışlar üreticiyi vurdu ADANA (Cumhuriyet Bürosu) Çukurova bölgesinde Aralık sonu ve Ocak ayı başlarında dolu ile birlikte düşen aşırı yağış özellikle narenciye bahçeleri, sebze ekili alanlar ile seralarda büyük hasara yol açtı. Ziraat odaları ve çiftçi kuruluşları yetkilileri ile üreticilerin, milyon liralarla ifade ettiği zararın daha da büyük olmasından korkuluyor. MERSİN Silifke İlçe Tarım Müdürü Yusuf Gün ise Atayurt beldesi Esenbel mahallesi, Silifke Atik mahallesi Dervişli mevki ile Çeltikçi köyünde dolunun etkili olduğunu söyledi. Dolu afetinin ardından teknik ekiplerin hasar tespiti çalışmalarına başladığını vurgulayan Gün, ilk belirlemelere göre yağan dolu nedeniyle yaklaşık 650 dönüm arazideki limon ve çilek bahçelerinin zarar gördüğünü söyledi. Üreticilere mahsullerini doğal afetlere karşı tarım sigortası yaptırmaları önerisinde bulunan Gün, “Çiftçilerimiz hiçbir zaman afet olmaz diye düşünmesin ve mutlaka ürünlerini sigortalatsın. Sigorta parasının da yarısını zaten devletimiz karşılıyor” dedi. HATAY Hatay’ın Samandağ ilçesinde etkili olan yağış ve dolu organik üretim yapan çiftçileri mağdur etti. Yağış nedeniyle narenciye bahçelerinde görülen dökülmenin ardından başlayan üründeki çürümenin de büyük zarar verdiği saptandı. CEYHAN Ceyhan Ziraat Odası Başkanı Yavuz Tezcan, ilçe genelinde geçen yıl 500 bin dekar alanda buğday ekimi yapılırken, bu yıl rakamın 400 bin dekara düştüğünü anımsattı. Aşırı yağışlar nedeniyle yaklaşık 150 bin dekar alandaki ekili buğday tohumlarının çürüdüğünü ifade eden Tezcan, “Ceyhan genelinde buğday üreticisinin zararı 5060 milyon lira arasında tahmin ediliyor” dedi. Zarar gören buğday üreticilerinin tarlalarını sürerek başka ürünlere yöneleceğini belirten Tezcan, şunları kaydetti: “100 dekar alanda buğday eken bir çiftçi, dekar başına 3 ton tohumluk buğday atar ve bunun maliyeti ortalama 5 bin liradır. Yine 3 ton gübre ile mazot parası da yaklaşık 5 bin lira tutar. Bunlara yaklaşık 1617 bin lira kira ile bin lira da işçilik eklerseniz 100 dekarlık buğday ekili alanda 2728 bin lira zararı olur. Bu durumdaki çiftçilerin tarlalarına yeniden buğday ekme gibi bir lüksü bulunmadığından, işleyecekleri tarlalarına birinci ürün mısır ekmek zorunda kalacaklardır. TARSUS Tarsus’un bazı köylerine yağan şiddetli yağış özellikle denize yakın köylerdeki tarım alanlarını olumsuz etkiledi. Bahşiş Belediye Başkanı Mustafa Sarı ile Kulak köyü muhtarı Orhan Ercan, Kaymakam vekili, Mersin Vali yardımcısı Ahmet Hikmet Şahin’i ziyaret ederek, yaklaşık 20 bin dönüm arazinin bulunduğu bölgede yaklaşık 4 bin dönüm ekili arazinin sular altında kaldığını ve suyun tahliye edilmesi ve elektriklerin kesilmemesi için yardım talebinde bulundu. Başkan Sarı, belediye olarak iş makinalarını akaryakıt sıkıntısı çektikleri için çalıştıramadıklarını ve bu nedenle akaryakıt talebinde bulunduklarını belirterek, sular altında kalan arazilerdeki maddi zararın yaklaşık 2 milyon lira dolayında olduğunu ifade etti. Kaymakam vekili Şahin, şiddetli yağıştan etkilenen köylerdeki arazide suların tahliyesi için Aynaz Pompası’nın yanına seyyar pompalar kurulması ve su tahliyelerinin hızlandırılması için DSİ’den seyyar pompa istediklerini söyledi. Şahin, “Görevli ekiplerimiz Kulak, Bahşiş ve Köselerli köyleri ile diğer köylerimizi sürekli dolaşıyor. Ancak hasar tesbiti için suların çekilmesi gerekiyor. Ancak özellikle çiftçilerimizin doğal afetlere karşı sigorta yaptırıp, yaptırmadıklarını da henüz bilmiyoruz. İnşallah yaptırmışlardır. Çünkü doğal afetlere karşı sigorta yaptırmış olanların zararının yarısını sigorta karşılıyor” dedi. Kaymakam vekili Şahin, değişik köylerde çadırlarda yaşayan vatandaşların su baskınından etkilenmediklerini söyledi. Çadırların bulunduğu bölgeleri dolaştıklarını kaydeden Şahin, “Herşeye rağmen Jandarma ekipleri ve muhtarlarımız çadırlarda yaşayanlarla sürekli irtibat halinde. Olası bir tehlikeye karşı gerekli önlemleri almış durumdayız. Herhangi bir olumsuzlukta onları uygun yerlere alabiliriz” diye konuştu Yağışlardan sonra narenciye bahçelerinde görülen çürüme kaygı verdi. üreticilerinden Lutfi Bölükbaşı ise tepkilerini şöyle dile gğetirdi: “60 yıldır bu ürünlerin yetiştirildiği bölgemizde benzer bir olay daha önce hiç yaşanmadı. Birleşik et Cumhuriyet'e ÇETKO'dan ödül ADANA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhuriyet Gazetesi'ne bir ödül de Çevre ve Tüketicileri Koruma Derneği (ÇETKO)'nden geldi. ÇETKO'nun düzenlediği gecede, Gazetemizin Temsilcisi Çetin Yiğenoğlu'na, üzerinde, “Erzin halkının termik santrallere karşı verdiği mücadelede göstermiş olduğunuz, duyarlılık ve katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz. Erzin Termik Santral Karşıtı Çevre Platformu” yazılı plaketi sunan ÇETKO Başkanı Sadun Bölükbaşı, “Hükümetlerin yanlış enerji politikaları sonucu hızla artan çevre kirliliğine karşı mücadele verenlerin yanında olduğunuz için teşekkür ederiz” dedi. Yiğenoğlu da, yapılanların bir gazetecilik görevi olduğunu belirterek, “Cumhuriyet'in bugüne kadar gösterdiği duyarlılık, bundan böyle de sürecektir” dedi. Bu olumsuzluklar sonucu bahçelerimizde daha hassas olan mandalina ağaçlarının üzerindeki meyvelerin tamamı çürüdü. Ağacın iç kısmında yaprakların korumasında kalan az miktardaki meyve sağlam kalabilmiş. Ancak yağmurun değdiği tüm ürünler çürüdü. Bizler, yetkili kurumların yaşanan bu felakete açıklık getirmelerini ve tekrar yaşanmaması için önlem almalarını istiyoruz.” Erzin’de yaşananları “felaket” olarak değerlendiren Yeşilkent Sulama Kooperatifi Başkanı Mustafa Vural da, önlemler alınmazsa olumsuzlukların katlanarak artacağını, özellikle asit yağmurlarının yol açtığı bu durumun, yapılması düşünülen yeni termik santrallerin narenciyeyi nasıl bitireceğinin göstergesi olduğunu kaydetti. Adana Çevre Tüketici Koruma Derneği (ÇETKO) Başkanı Dr. Sadun Bölükbaşı, asit yağmurlarının verdiği zararı şöyle açıkladı: “Yaşanan meyve çürümelerinin asit yağmurları sonucu olduğu açıktır. 50 yılı aşkın süredir olmayan şeyler bugün oluyorsa, çevreye bir bakmak gerekir. Son 10 yıl içinde İskenderun Körfezi’nde kirletici sanayi yoğunlaşmıştır. İSDEMİR ve Sugözü Termik Santrali yılda 7 milyon tona yakın kömür yakıyor. Bunlardan ve diğer kirleticilerden çıkan binlerce ton asidik madde atmosfere yayılıp ilk yağmurla beraber asit yağmuru olarak bitkilere ulaşıyor. Asit etkisi ile meyvelerin kabuklarında zedelenmeye, böylece de çürüme, mantarlaşma ve dökülmeye yol açıyor. Yaşanan facianın sebebi ortadadır. Çukurovanın ve Körfez’in havası fazlasıyla kirlenmiştir. Bu gerçeklere rağmen Doğu Akdeniz’e 16 yeni termik santral yapılmak istenmesi bilim dışı olduğu kadar, öldürücüdür.” Çukurova bölgesindeki dolu ve aşırı yağmur ürünü dökerken ağaç üstünde kalanların da bozulmasına yol açtı. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle