26 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

SAYFA 2 17 EYLÜL 2010 CUMA N e d o rel e ğ r re u Toroslar’da HES ve traverten kirliliği Beşaltı yıl önce, kendi adını taşıyan boğazın içinde Toroslar'ı kuzeyden güneye biçip geçen Çakıt çayındaki suyun bozulan ekolojik düzen ve yeni modamız HES'ler marifetiyle, bugünlerde, bir arık durumuna düştüğünü duyunca gidip bakma ihtiyacı duyduk. Önce Adana'nın Karaisalı ilçesine yakın Kapıkaya köyü yakınındaki Kapız'a gittik. Kapız, bütün Toroslar'ı, sırtında bir ceket gibi taşıdığı ak köpüklerle geçen Çakıt çayının, dağların içinden çıkar çıkmaz, o köpükten ceketini, altına saklayıp geçtiği köprü, şimdi yalnızca susuzluğu anlatıyor. Çünkü az yukarıda Alman köprüsünün alt yanında boğazına bir halka geçirilip, son bir kez daha ümüğü sıkılmış Çakıt'ın. Kurulan HES suyu borulara alıp köprünün karşısından trübünlere doğru savurmakta… Çakıt'ın kimbilir kaç milyon yıllık emekle kurduğu ekolojik düzen, düşüncesizce yok edilmekte. HES ... ve emperyalizm... Yabancılaşmayı öğrenirken okumuştum. Emekçi, kol ya da, beyin emeğini, belli bir sürede kullanmak, belli bir iş ya da görevi yerine getirmek üzere sermaye sahibine satar. Karşılığında ücret ya da baştan anlaştığı malı alır. Artık emekçi emeğini satmıştır. O ücretini ya da karşılığını aldığı emek artık onun değildir. Emekçi artık o emeğe yabancıdır. Yabancılaşmıştır… “Emeği satın alan, sermaye sahibi de parasına yabancılaşmıştır” diyesiniz var ama çook feci yanılıyorsunuz. O parasına yabancılaşıp, emekçinin yaptığı gibi hakkını helal edip işine bakmıyor… Emekçiye verdiği parayı ille de kurtarmalı. Alemikallemi geç, akla gelmedik düzen ve dümenlerle, o parasını emekçinin cebinden geri almazsa uykuları kaçıyor. Ürettiği malı emekçiye geri satabilmek için; reklam, dedikodu, moda, ‘revacı muteber yaratıcı kamu mühendisliği’ yaratıcı imajlar, savaş ne varsa kullanıyor. Burada ukalalığı bırakıp duyduğum olayı anlatayım. Toroslar’dan aşan demiryolunu ‘Alamanlar’ yapmış. Yaptırmış. Demiryolu inşaatının geçtiği çizginin on kilometre sağında, on kilometre solunda, toprak içinde ve üstündeki her türlü cevher ve kaynak kendilerinin olmak üzere inşaatı bedava yapmayı teklif ettiklerinde rahmetli padişahımız iyi bir şeyler yapıyorum sanarak, kabul etmiş. İyi bir şey diyorum, Tebaasından, şu kadar ameleye iş, beleşine bir ulaşım yapısı. Devletlü’müz ne bilsin. O demiryolunu, Alamanın, o topraklarımızdan söktüğü zenginlikleri denizin kıyıcığına indirip gemilere yüklemek için yaptığını. O’na; “yol için inşaat malzemesi kullanacağız, Hicaz’dan petrol getireceğiz” demiş Almanlar… Uzun etmeyelim. Tanımlama doğru mudur bilmem ama, Bu demiryolunun Toroslar’ı delip geçtiği tünelin bir Şantiye yolu var. Katırlar için yapılmış olmalı. Ama yazgımıza dahilmiş, biz de geçtik. Kuş uçmaz kervan geçmez olmuş, bir viran yolda bile çevreyi nasıl kirletmiş olabileceğimize şaşıra şaşıra da olsa yolun öteki ucuna varabildik… Erişebildiğim bazı eski fotoğraflarda, bu kesme yolun, uçurum tarafına çok güzel korkuluklar yapılmış olduğunu gördüm. Rehberimiz yoktu ama Karaisalı’dan, Kuşçular köyüne kadar, her bilen tarafından bilgilendirildik. “Su deposunu geç… demir direkleri takip et… uçurumlara dikkat et… ‘Taşdurmaz’ derler doğrudur, dikkatli olun… akşama ancak varırsınız… İdare binasının berisinde… ‘Alaman Hastanesi’ne varmadan… ‘Alamanların kaldığı binaların şurasında… ‘Alaman kerhanesinin üst yanında…” gibi tanımlar art arda sıralanırken, Laf, tam kerhaneli yere gelince, “dur hele” dedim. O da ne?’ adam büyük bir bilgelikle anlatıyor. “Almanlar, bu tünel inşaatında çalışan amelelere çok para veriyormuş. Ama parayı Osmanlı toprağında, Türk işçisine verse de ülkesinin kasasından çıkarmak istemiyor. Düşünüyor, gündüz verdiği parayı akşam nasıl geri alacak… Bir kerhane yaptırıyor, ‘Alamanya’dan, karılar getiriyor, Rusya’dan kaçanlar çoğunlukta… bizim dedeler, akşama kadar kayaları delip tünel açıyor, sabaha kadar başka tünellerin içine dalıp ‘Alaman’ ekonomisinin dengesini sağlamaya çalışıyor anlayacağın….” “Ulan bu sömürücü güçler hakkaten pezevenk yahu!..” diyor, anlatıcı köylüyle muhabbetimizi izleyen arkadaşlardan biri… Nedense bu aşağılık tezgahı yapanlara yakıştırılmayacak kadar saf anlamları var pezevengin, örneğin Azeri dilinde rehber anlamına geldiği söylenir. Genç arkadaşı uyarma gereği duydum… “pezevenk sözcüğünü kirletmeyecek şekilde bir ün bulabilirdin.” Güldü arkadaşım… “iyi abi o zaman ‘Gavat’ diyelim…” Muhammet Güzel Gitmek dönmektir bazen, hem yurduna, hem kendine Toroslar’ın insanıyız diye övünmek kolay. Toroslar’ın kendi yurdun olduğunu duyumsayabilmek için gereğini yapmak, Toroslar’ın sahibi olmak yalnızca övünmekten ibaret olmasa gerek. Şu dağların taşını kuşunu, ormanını yolunu bilmeden biraz zor gibi görünüyor, Toroslar’ın sahibi olmak. Toroslar’dan bir kaya kopsa; vadiye düşene kadar, toplayıp yanı sıra aşağıya yuvarladığı taşlarla bir ürkek tavşanı ezse, örneğin… için titremiyorsa... nasıl sahibisin o dağların. Bir ‘yürü ya yandaşım!’ nidasıyla yola düşmüş şirket varıp, dayasa dozeri, HES yapacağım, maden çıkaracağım diye, söküp atsa güzelim ağaçları, Toroslar’ın kanına daldırdığı tırnaklarıyla; için sızlamıyorsa ve dur deme ihtiyacı duymuyorsan, bu dağlar sana yabancı. Görmemişsin çünkü… bir ardıcın kırtışık tenine burnunu dayayıp reçinesini koklamamışsın… oralardaki terk edilip unutturulmaya çalışılan, hangi taşı kim, neden oraya koymuş bilmemiş, bilmek istememişsin… Sevmek için çaban olmamış ki, yaşatmak için kaygın olsun… Bir dalın Toroslar’ın içine… Karaisalı’nın hemen batı yanındaki Kapıkaya Kapızı’ndan yürüyün dağların karnına doğru… Yerköprü’ye, Varda (Alman) köprüsüne gidin. Çakıt vadisini boydan boya geçin. Taşdurmaz’a neden öyle dediklerini kendi gözlerinizle görerek anlayın. Dilerseniz, sıvayıp paçalarınızı dereboyu gidin, Dilerseniz demiryolu ve tünelleri izleyen kesme yolu kullanarak gidin, yaya, bisiklet, arazi aracı, traktör, patpat… bulun bir uygun yolculuk şekli, düşün yola, Belemedik’i geçince Alman Pınarı’nda mataralarınızdaki suyu yenileyin. İsterseniz dağı aşın isterseniz, Pozantı, Tekir üzeri gidin, Karboğazı’nda konaklayın. Koca bir düşman birliğinin 400 kişisini orada devirip, kalan 673 kişisini esir alan,12 si Aydınlı aşiretinden, 44 (evet kırkdört) köylünün destanını kalbinize ezberletip, cesaretinizi tazeleyin. “Bu dağ, bu ova, bu yurt benim!” derken, üçüncü göz olup, az beriden kendinize bir de o zaman bakın, ne kadar artmış sevginiz ve haklılığınız… Almanlar tarafından yaptırılan tarihi Belemedik Tren İstasyonu şimdilerde harap bir görünümde. Yerköprü'de suyun battığı yerde, su yüzünde kümelenmiş çöpler, insana “nereden düştüm buralara!” dedirtecek kadar yoğun ve pis. Birkaç yıl önce piknikçilerin çocuklarının sesleriyle şenlenen park, viraneye dönmüş. Yerköprü'de Orman İşletmesi'nden sanların suyu ve çevresini tahrip edip, kirletme konusundaki yeteneklerinden yakınıyor. “Şuraya varınca bizim burayı görebilirsiniz” diyerek gösterdiği tepeyi geçip, Hacıkırı köyündeki Varda (Alman) köprüsüne varılabiliyor. Yahya Aslan; “Bu köp Yerköprü çevresinde Almanların yaptırdığı ve yeldeğirmeni şimdilik korumaya alınmış. için borulara alınan suyun bir yere götürülmediği, köprünün biraz altında Çakıt'a geri verileceği, söylenmekte. Ancak borulara su aktarma bentleri bölgesinde ve aşağısında meydana gelecek doğal denge değişiklikleri ile ilgili şimdilik kimsenin bir bilgisi yok gibi görünüyor. Ya da bilmezden gelmek, şimdilik sağlayacağı geçici avantajların rehavetiyle olup bitenleri görmezden gelmek, en iyisi diye düşünülmekte. Doğa sevgisinin, insanlarımızın gönüllerinde yerlerini başka şeylere terk etmekte olduğunun belirgin örneklerinden biri Kapız'dan yukarıdaki Yerköprü'ye varılınca anlaşılıyor. Yerköprü; kendini hatırlayan birkaç piknikçi kalmış olmasına karşın tam bir terk edilmişlik içinde. Ne o gürül gürül akan suyu var, ne de kalan suda temiz bir görüntü. ADANA (0322) ASKİ TEDAŞ Ruh Sağ. H. Devlet H. SSK H. Numune H. Balcalı H. Doğum H. SSK Doğum. H. Göğüs Has.t H. Asker H. kiraladığı restoranı işleten, Yahya Aslan, Çakıt vadisi boyunca bildiklerini anlattıktan sonra yol tarif ederken, in rü ve Çakıt vadisi Alman gezginler tarafından hala ziyaret edilip geziliyor” diyor. Bir köylüden de, köprünün bölge halkınca hâlâ gezilip görülmekte olduğunu duyduk. “Köprü, Karaisalı'ya 17 Km. uzaklıkta. 1912 yılında, o zamanlar Osmanlı ile müttefik olan Almanlar tarafından yaptırılmış. Köprünün bayan mimarı ise köprü inşaatı bittiği sıralarda, köprüyü kontrol ederken düşüp ölmüş.” 1905 sonrasında Almanlar tarafından yaptırılan demiryolu tünellerinin belli aralıklarla konulmuş tahliye kapıları var. Bu kapılar, bir kaza ya da benzeri olumsuzluklarda kullanılması düşünülerek yapılmış olmasına karşın, Devlet Demiryolları işletmesi, görüntüye göre, buraları hurda travertenleri tahliye etme kapıları olarak kullanmış. Kesme yolun uçurumdan tarafına yolu berkitmek, korkuluk oluşturmak için kullanılmak yerine, kapıların önüne gelişi güzel savrulmuş traverten ve tonozlar. Belemedik Tren İstasyonu çevresindeki, düzenlice kaldırılıp istiflenmiş travertenler, oradan asla kaldırılmamak üzere terk edilmiş gibi görünüyor. DDY yöneticilerinin, demiryolu taşımacılığına bakışı Belemedik Tren İstasyonu ve çevresinde ayna gibi görülüyor denebilir. Belemedik'in Kuzey çıkışında ve güney çıkışında inşaatı süren HES'in kullanım alanındaki tahrip edilmiş ormanların görüntüsü, kimseyi pek rahatsız etmemiş ya da etmiyor olmalı ki, orada durup iş makinelerinin söktüğü ağaçlardan açılan alanlara kilim serip dozer manzaralı piknik yapanlara rastladık. Hacıkırı demiryolu viyadük köprüsüde yol üzerindeki ender tarihi eserlerden biri olarak ayakta duruyor. 25 Aralık Dev. H. 338 17 31 75. Yıl Kadın Doğ. 338 51 01 Çocuk H. 230 78 00 Şehit Kamil Dev. H 324 67 67 OSMANİYE (0328) Devlet H. 826 12 01 Doğum ve Çoc. H. 813 57 01 Elektrik Arıza 814 12 10 HATAY (0326) Devlet H. 227 15 15 Antakya Doğumevi 214 61 10 Elektrik Arıza 214 92 21 VAN (0432) Devlet H. 216 47 40 YYÜ Eğitim H. 216 10 64 İpekyolu Dev. H. 217 16 2 Kadın Doğum H. 217 16 35 Elektrik Arıza 216 10 58 DİYARBAKIR (0412) Devlet H. 228 54 30 SSK H. 228 91 93 Üniversite Tıp 248 80 01 TEDAŞ 251 21 42 ŞANLIURFA (0414) Eğitim Araş. H. 313 12 20 B.Göl Devlet H. 351 25 62 Harran Ü.Tıp F. 314 11 70 Şanlıurfa Çocuk H.351 38 84 Kadın Doğ. H. 351 32 90 TEDAŞ 247 24 56 MALATYA (0422) Devlet H. 326 15 69 Yangın 322 79 98 TEDAŞ 377 17 23 KİLİS (0348) Devlet H. 813 52 04 ELAZIĞ (0424) SSK H. 218 19 08 Devlet H. 237 85 10 Tıp Fak. H. 238 80 80 K.MARAŞ (0344) K.Maraş Dev. H. 223 53 30 Yenişehir Dev.H. 223 64 50 KSÜ.Arş.Ugy.H. 215 48 00 Su Arıza 223 50 72 ŞIRNAK (0486) Dev. H. 216 13 61 110 111 112 155 156 154 121 186 İ L R EM LA 185 N 118 N Ö FO 169 LE 188 TE Yangın Orman Yangını İlk Yardım Polis İmdat Jandarma İmdat Alo Trafik Telefon Arıza Elektrik Arıza Su Arıza Telefon Danışma Alo Posta Cenaze Hizmetleri 454 20 346 09 239 04 321 57 225 93 226 03 338 60 365 49 435 07 227 20 227 27 36 51 74 52 29 31 60 50 76 06 90 Kızılay 454 26 08 MERSİN (0324) MESKİ 337 08 41 TEDAŞ 327 71 76 Kızılay Tıp Merk. 231 19 90 Toros Devlet H. 336 39 50 SSK H. 233 71 80 Mersin Tıp F. H. 337 43 00 Kadın Doğ. H. 223 07 01 GAZİANTEP (0342) C. Gökçek Dev. H. 221 07 00 C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle