Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
25 HAZİRAN 2010 CUMA SAYFA 5 KONUK YAZAR ABİDİN YAĞMUR Göç alan kentte yaşamanın bedeli! Güneş tam yükselmeden, gökyüzü kırmızıya, laciverde boyanırken uyanır Mersin’in kenar mahalleleri. Pencereler uyanır; balkonlar, bahçeler, kahvaltı sofraları uyanır. Güneş başını gösterdiğinde Akdeniz üzerinden, kaldırımlarda birikmiş olur kızlı erkekli gençler. Servisi olan servise, olmayan belediye otobüsüne, dolmuşa… Binlerce insan, su akar gibi, akar bir yerden bir yere. En çok, kadınlar koşuşturur o saatlerde. Evlere temizliğe gidenler, çocuk bakıcıları, fabrika işçileri, sekreterler, lüks mağazaların tezgâhtarları, pastacı çığırtkanları, pazarlamacılar, hububat depolarında, bahçelerde, tarlalarda, marketlerde çalışanlar… Erkekler ya fabrika işçisi, ya sanayi sitesinde kalfa, ya bahçede gündelikçi, ya belediyede temizlikçi, ya limanda taşeron işçi ya da garson bir lokantada… İşbaşı yapılır tezgâhlarda, fabrikalarda, depolarda, marketlerde, pastacılarda, ofislerde, mağazalarda, lokantalarda, tamircilerde. Gün geçmez olur mesai başlayınca. Hele bir de sıcaksa, hele bir de güneş insan başı üstünde bir kor gibi dolanıyorsa, ne zaman geçer, ne ayakta ağrı, dizde sızı biter. Büyür hububat çuvalları. Portakal kasaları, biber kutuları büyür. İğneler ellerine değil yüreklerine batar Serbest Bölge’de genç kızların. Lüks mağazalarda ayaklarına karasular iner tezgâhtar kızların. Temizle temizle bitmez koca evler. Susmaz emanet edilen çocuklar. Erkeklerin terleri akar el arabası tekerleğinde, tamirci dükkânında, fabrika tezgâhında, hububat çuvalında, şeftali küfesinde, biber serasında, lokanta masasında, tantuni tepsisinde. Bir taşeron çalı süpürgesi, parkların gölgelik yerlerine süpürür alın terini. Bir taşeron hamal semeri denizaşırı memleketlere gönderir yorgunluğunu. Güneş batar, evli evine, köylü köyüne çekilir; çekilemez evine kenar mahalle sakinleri. Uzadıkça uzar mesai. Güzel evlerde, serin evlerde, huzurlu evlerde uykuya dalarken yetişkinler, duraklarda dolmuş bekler kızlı erkekli kenar mahalle sakinleri. Yorgunlukları, uykuları akar dolmuş durağına, sonra dolmuşun koltuklarına. Gün dönümünde, saat 24.00’te, peşlerinden sürüyerek yorgunluklarını, girerler evlerine. Dalarlar tatlı ve kısa uykulara. Her gün tekrarlanır bu tükeniş, varoluş, yeniden tükeniş döngüsü… Pazartesi, salı çarşamba, perşembe, cuma, cumartesi… Çoğunun yok pazarı da! Maaş dersen… Kimi 400 lira maaş alır, kimi 500, kimi 600 lira… Şanslıları vardır içlerinde, onlara 700 lira! Sigorta? Yok! Yemek? Yok! Yıllık izin, doğum izni, giyim yardımı, yakacak yardımı? Yok! Her şeyin bir bedeli vardır; Mersin’de yaşamanın bedeli de bu işte: Ucuz işçilik! Madem göç ettiler Mersin’e, madem bozdular Mersin’i, madem onların yüzünden oldu işsizlik, çarpıklık kentleşme, vasıfsız eleman sorunu… O halde ödemeliler bedeli, emeklerini ucuza satarak! Satmazlarsa emeklerini ucuza, başlarına kakılır yoksullukları, işsizlikleri, göçmenlikleri, vasıfsız elemanlıkları. “Gelmeselerdi efendim” der bir tüccar. “Göç oldu bozuldu Mersin” der bir fabrikatör. “Burada yaşamalarına saygı duyuyorsam onlar da bana saygı duysunlar” der bir toprak ağası. “Benim memleketimde bana kabadayılık yapıyor” der bahçedeki elci. “Beğenmiyorsan çık git işsiz mi yok Mersin’de” der patron. “Kulaklarından tuttuğum gibi yollarım memleketlerine” der, “ne işin var Mersin‘de” der polis. Ama emeklerini ucuza satmaktan şikâyet etmezlerse, kimse bir şey demez onların da iki lokma ekmek yemesine. Yuvarlanır gider, iki ayrı şehrin, ayrı insanları! Kenar mahallelerde yaşayan ucuz işgücü göçmenler… Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, ama yine de göçmenler kendi ülkelerinde. Mersin’de yaşıyorlar, bu güzel beldede, bu cennet köşesinde. Bedelini emekleriyle ödüyorlar! Türkiye’nin en ucuz emeğiyle! CHP Seyhan İlçe Başkanı Vedat Karasaç ile Çukurova İlçe Başkanı Ayhan Barut partiye katılanlarla bir araya geldikleri toplantılarda yeni üyelere rozetlerini de taktılar. Çukurova ve Seyhan’da törenle rozetleri takıldı CHP’ye katılımlar sürüyor SAVAŞ KÜRKLÜ ADANA Kurultay sonrası büyük değişim yaşanan CHP’ye katılımlar sürüyor. Seyhan ve Çukurova İlçe Başkanlıklarında düzenlenen törenlerle üyelik başvurusu yapanlara parti rozeti takılırken, partililer büyük coşku yaşadı. Seyhan’da Namık Kemal, Cemalpaşa, Türkocağı, Mestanzade, Sümer ve Şakirpaşa mahallelerinden CHP’ye katılan çok sayıda kişi, Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkan olmasıyla AKP’den kurtulma ışığı gördüklerini ve CHP’ye güç katmak için üye olduklarını söyledi. Partiye katılanlara “hoş geldiniz” diyen Seyhan İlçe Başkanı Vedat Karasaç, “Partimizin güçlenmesi AKP’den kurtulma umudunu büyüttü. AKP’nin 8 yıllık uygulamalarından zarar gören, işini, aşını kaybeden, Atatürk cumhuriyetine yönelik gelişmelerden rahatsız olan, daha çok demokrasi isteyen herkes CHP’nin şemsiyesi altında buluşuyor” dedi. CHP Seyhan İlçe Kadın Kolu Başkanı Aygül Seçginok da, yeni üye kadınları, kadın kolu çalışmalarına davet etti. Ülkeyi karanlığa sürüklenmekten kadınların kurtaracağını ifade eden Seçginok, “El ele verdiğimizde başarımızın önünde engel kalmayacaktır” diye konuştu. Kadınların tercihi CHP Çukurova’nın Güzelyalı, Mahfesığmaz ve Toros mahallelerinde üyelik başvurusu yapan kadın sayısında her geçen gün artış olduğunu kayde den İlçe Başkanı Ayhan Barut ise yeni üye kayıtlarıyla ilgili şunları söyledi: “Partimizdeki değişimle artan ilgi, çalışan kadınların yanı sıra ev hanımlarını da partimize yöneltti. Türkiye genelindeki yükselişimiz ve özellikle kadınların ilgisi iktidar yolumuzu açan gelişmelerdir” dedi. Bir grup kadının üyelik başvurularını kabul edip parti rozetlerini takan Barut, üyelik başvurularının tek tek olduğu gibi gruplar halinde de yapıldığını vurguladı, “AKP iktidarının 8 yıllık uygulamalarından bıkanlar, zarar görenler, başta ev hanımları olmak üzere çalışan kadınlar, esnaf ve çiftçiler kurtuluşun partimizde olacağına inandıkları için akın akın geliyor. İlk seçimde halkımızın desteğiyle iktidarımızı gerçekleştireceğiz. Aramıza yeni katılanlar güç ve mo ral veriyor, umudumuzu artırıyor.” CHP Yüreğir’de toplantı Bu arada, partisinin mahalle temsilcileriyle yaptığı toplantıda konuşan Yüreğir İlçe Başkanı Turgut Üstün, gelişmelerin erken bir seçimi dayatabileceğini anlattı. “Hassas bir dönem yaşıyoruz. AKP iktidarı ülke sorunlarını bir kenara bırakmış, kendini kurtarma derdinde. Sıfırlanmış terörü yeniden her kentte yaşar hale getirildik. Yanlış politikalar terör örgütüne cesaret verdi. Teröre çare arayacaklarına, teröristlerin Habur’dan girişine zemin hazırladılar. Anayasayı değiştirip gelecekteki olası yargılanmayı garantiye almaya çalışıyorlar. Bu böyle gitmez. Halk sandıkta hesabını soracaktır” Çukurova İlçe Başkanı Barut bir bayan üyeye rozet takarken. Çukurova Belediyeler Birliği Mersin’de toplandı Özcan: Belediyeler hizmet kapısıdır MERSİN (Cumhuriyet) Çukurova Belediyeler Birliği (ÇBB) Olağan Meclis Toplantısı, Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleştirildi. Mersin’in yanı sıra Adana, Hatay ve Osmaniye’deki ilçe ve belde belediye başkanlarının katıldığı toplantıda birliğin 2009 yılı faaliyet raporunun yanı sıra aynı dönemdeki gelirgiderleri ele alındı. Toplantının açış konuşmasını yapan ÇBB Başkanı Macit Özcan, 11 yıldan bu yana belediye başkanlığı yaptığını anımsattı, aradan geçen bunca yıla karşın yerel yönetimler konusunda hala bilmediği bazı konular olduğunu ve konuyu uzmanına danışmak zorunda kaldığını anlattı. Birlik çatısı altındaki belediye başkanlarının eksik kaldıkları konularda bilgilendirilmeleri noktasında başlatılan eğitim çalışmalarının sürdüğünü kaydeden Özcan, böylece belediye başkanlarının yanlış yapmalarının önüne geçmeye çalıştıklarının altını çizdi. Yerel yönetimlerin en önemli sorununun maddi kaynak olduğunu vurgulayan, belediyelerin çok zor koşullar altında hizmet üretmeye çalıştığını irdeleyen Özcan şöyle devam etti: “Belediyeler, boşanma işlemleri dışında her türlü işi yapıyor. Vatandaşın nikah işlemlerinden, çocuğunun sünnetine kadar olan her hizmeti vermek zorundayız. İşte böylesine çeşitli ve zor görevlerimiz var. Halka en yakın hizmet veren kurumlar belediyelerdir. Hiç kimse Ankara’ya gidip de bu tür işlerinin çözülmesini sağlayamaz. Oradan ‘Çözün’ diye talimat verirler ama sorunun böyle çözülmeyeceğini kendileri de bilirler. Sonra yine gelip belediyenin kapısına dayanırlar.” İşsizliğin sadece Çukurova Bölgesi’nin değil, Türkiye’nin sorunu olduğunu, bugün işsizlik oranının yüzde 15’e ulaşmasının altında çeşitli nedenler yattığını kaydeden Özcan, “Vatandaş yanınıza gelip elinizi sıktığında ilk sözü oğluna ya da kızına iş istemek oluyor. Ne yazık ki, Türkiye’nin en önemli sorunu bu. Belediyeler olarak bu sorunu çözebilme imkanımız kısıtlı. Bunun yanında yaşanan ekonomik krizden en çok etkilenen kurumların başında belediyeler yer alıyor. Maliye Bakanlığı ve İller Bankası’ndan belediyelere aktarılan pay da düşürülünce iş daha da içinden çıkılmaz bir hal aldı. Gelirlerimiz azaldı. Büyükşehir Belediyesi statüsündeyiz ama sadece maaş ve sigortaları ödeyebiliyoruz. Elektrik parasını ucu ucuna yetiştiriyoruz. Üstüne bir de mazot parası ödersek hizmet üretmek için elimizde para kalmıyor.” Daha sonra geçilen görüşmelerde, birliğin 2009 yılında kasasında 193 bin lira para kaldığı ve bütçenin yüzde 42 oranında gerçekleştiği açıklandı. Ayrıca Birliğin 2010 bütçesinin 750 bin lira olarak belirlenmesi kararlaştırıldı. Birlik hizmet binasıyla ilgili gelişmelerin de ele alındığı toplantıda ÇBB Encümen üyeliklerine Hamit Tuna, Burhanettin Kocamaz, Hüseyin Sözlü, Yıldıray Arıkan, Kazım Özgan, Cevdet Yağ ve Ahmet Zenbilci seçildi. Üç dinin temsilcilerinin bir araya geldiği EHDAV’daki yemekte hoşgörü mesajları da verildi. Ortak mesajları “Bu kültür sürecek” oldu Üç dinin temsilcileri bir sofrada buluştu AKIN BODUR İSKENDERUN Hatay Valisi M. Celalettin Lekesiz’in, üç din temsilcilerini bir sofrada buluşturduğu toplantıda, “Bu kültür sürecek” mesajı verildi. Ehli Beyt Kültür ve Dayanışma Vakfı’nda (EHDAV) Başkan Ali Yeral’ın ev sahipliğini yaptığı toplantıya Antakya Belediye Başkanı Doç. Dr. Lütfü Savaş, MKÜ Rektörü Prof. Dr. M. Şerefettin Canda, İl Emniyet Müdürü Ragıp Kılıç, Vakıflar Bölge Müdürü Abdullah Kayan, İl Müftüsü Mustafa Sinanoğlu, İl Milli Eğitim Müdürü Şenol Genç, Katolik Kilisesi Ruhani Reisi Domenico Bertogli, Musevi Cemaati Vakfı Başkanı Şaul Cennudi ve Ortodoks Kilisesi Cemaati Vakfı Başkanı Fadi Hurigil katıldı. Yüzyıllardır dostluk, kardeşlik ve hoşgörü ikliminin hâkim olduğu Hatay İskenderun’da son günlerde yaşanan terör olaylarından duyulan üzüntünün dile getirildiği ve hiçbir gücün ildeki hoşgörü ortamına zarar veremeyeceğinin mesajının verildiği toplantıda konuşan Vali Lekesiz, “Şu tablonun yeterli olduğunu, çok şey ifade ettiğini düşünüyorum. Burada bulunarak bu tabloyu oluşturan tüm değerli arkadaşlarıma ayrı ayrı teşekkür ediyorum” dedi. Şaul Cennudi de, “Hiçbir güç bu güzelliğin önüne geçemez. Biz burada asırlardır bir arada sevgi ve barış içinde yaşamış toplumlarız. Onun için burada yaşamaktan ve burada bulunmaktan mutluyum” derken, Antakya Ortodoks Kilisesi Cemaati Vakfı Başkanı Hurigil, “Bizler bu topraklarda asırlardan beri kardeşlik içerisinde, sevgi ve saygı çerçevesinde, barış içerisinde yaşadık. İnanıyorum ki bugünden sonra da bu şekilde yaşamaya devam edeceğiz. Son zamanlarda gerçekleşen münferit olaylar, hiçbir şekilde hiçbir cemaatin moralini bozmamalıdır. Aksine daha önce yürüdüğümüz yoldan hiçbir şekilde sapmamalıyız. Hatay, bugüne kadar dünyaya örnek olmuş bir şehir. Bundan sonra da örnek olmaya devam edecektir” diye konuştu. “Barış içinde birlikte olacağız” Yörede halkın asırlardır beraber yaşadığını kaydeden EHDAV Vakfı Başkanı Yeral’ın, “Biz, kıyamete kadar da böyle yaşamaya devam etmeliyiz. Birileri yıkıcı olmaktan usanmıyorsa, terör eylemleri gerçekleştirmekten çekinmiyorsa; biz de doğru işler yapmaktan, olumlu şeyler düşünmekten, barışı tesis etmekten hiçbir zaman yorulmayacağız” demesinin ardından söz alan Antakya Belediye Başkanı Savaş da, “Bundan sonra da ekmeğimizi, soframızı bölüşmeye devam edeceğiz. Yüzyıllardır bu topraklarda birlikte yaşadık. Hiçbir zaman kardeşliğimizi, birlikteliğimizi, hoşgörümüzü bozmadık, bundan sonra da bozmayacağız. Nasıl daha önce birlikteliğimizi bozmak isteyenler muvaffak olamadılarsa, bundan sonra da muvaffak olamayacaklardır. Bizler birbirimize sarılmaya devam edeceğiz” diye konuştu. “Birlikte yaşama kültürünün sembolüyüz” Katolik Kilisesi Ruhani Reisi Bertogli ise “Bu toplantı, ve burada bulunanlar birlikte yaşama kültürünün sembolüdür. Bunun devamlı olması bizleri çok mutlu edecektir” diye konuştu. Antakya Musevi Cemaati Vakfı Başkanı Çukurova Belediyeler Birliği toplantısında bütçe oy birliğiyle kabul edildi. Bir gazete için Reklam Servisi’nde primle çalışacak reklampazarlama elemanı aranıyor Tel: 0532 443 81 07 C MY B C MY B